Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

03.12.2020 Tarih ve K-2020/95458 Sayılı Hakem Kararı

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlık konusu, 22.07.2020 tarihinde davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olan XXX plakalı aracın karıştığı trafik kazasında başvurana ait aracın pert olması nedeniyle, 10.000,00 TL bakiye tazminatın kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden tazminine ilişkindir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya hakem tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu sistemi üzerinde dijital olarak teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığına ancak başvurandan KM ve hasar fotoğraflarının istenmesine ve başvuranın aracında meydana gelen hasar miktarının tespiti için dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.

 

Başvuran tarafından 27.10.2020 tarihinde KM bilgisi beyan edilmiş olup, hasar fotoğrafları dosyaya sunulmuştur.

 

Bilirkişi ücretinin Sigorta Tahkim Komisyonu’na ait olan banka hesabına yatırılmasından sonra, görevlendirilen bilirkişi tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu sistemine kaydedilen bilirkişi raporu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından taraflara tebliğ edilmiştir.

 

Bilirkişi raporuna karşı başvuran ve sigorta şirketi vekili tarafından beyan/itiraz dilekçesi verilmemiştir.

 

Dosyada yapacak başkaca usul işlemi kalmadığından, dosya içeriği ve bilirkişi raporu dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında 03.12.2020 tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran, başvuru dilekçesinde özetle; 22.07.2020 tarihinde meydana gelen kazada %100 karşı taraf suçlu olduğu halde sigorta şirketinin piyasa değerini karşılamadığını, sigorta şirketinin karşı sigorta şirketinden para tahsilatı yaptığını, aracın 38.000,00 TL bedelle satıldığını, ödemenin yapıldığı tarih olan 09.09.2020 tarihinde bu rakama araç bulunmadığını beyan ederek 10.000,00 TL ve üzeri talepte bulunmuştur.

 

Başvuran iddialarını kanıtlamak için, başvuru formuyla birlikte sigorta şirketine e- postayla gönderilen başvuru dilekçesini, trafik tescil belgesini, sigorta şirketiyle yapılan ibranameyi ve araca ilişkin emsal ilanları ibraz etmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Şirketi vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu XXX plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 10.05.2020-10.05.2021 vadeli XXX numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin ekspertiz raporuna göre yapmış olduğu ödeme ile sorumluluğunu yerine getirdiğini, alınan ekspertiz raporu doğrultusunda aracın rayiç değerinin 48.000,00 TL olduğu sovtaj araştırması neticesinde sovtaj bedelinin 31.200,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve söz konusu sovtajın bu fiyata satıldığını, rayiç bedel ile sovtaj arasındaki fark olan 16.800,00 TL’nin talep sahibine 04.09.2020 tarihinde ibraname karşılığında ödenmiş olup sorumluluğun yerine getirildiğini, başvuru sahibinin imzalamış olduğu ibraname ile müvekkil şirketi ibra ettiğinden rayiç değere itiraz edemeyeceğini, KTK 111. Maddesinin ZMM sigortaları bakımından uygulama alanı bulmakta olup kasko sigortalarından kaynaklanan uyuşmazlıklara tatbik edilemeyeceğini, başvuru sahibinin faiz talebinin bulunmadığını beyan ederek haksız ve mesnetsiz talebin reddine, aksi kanaat ile aleyhe hüküm verilecek olsa dahi 1/5 vekalet ücreti düzenlemesinin başvuranlar bakımından da tatbik edilmesi gerektiğinden kabul edilen kısım bakımından aleyhe olarak belirtilen sınırlama dahilinde vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Sigorta şirketi vekili dilekçe ekinde, XXX numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesini, ödeme dekontunu ve ilgili ibranameyi dosyaya sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetmelik, Kasko Sigortası Genel Şartları ve Sigorta Poliçesi Hükümleri uygulanarak uyuşmazlık çözülecektir.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Uyuşmazlığa konu talep, başvurana ait olan XXX plakalı aracın pert-total kabul edilmesi nedeniyle bakiye pert bedelinin ve ekspertiz ücretinin aracın kasko poliçesi çerçevesinde sigortacı tarafından tazminine ilişkindir.

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara uğradığı iddia olunan aracın kasko sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dava şartları yönünden davanın görülmesine engel başkaca bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Başvuran XXX adına kayıtlı olan XXX plakalı aracın 10.05.2020-10.05.2021 tarihlerini kapsayan XXX numaralı kasko poliçesinin davalı şirket tarafından düzenlendiği ve trafik kazasının bu poliçe vadesi kapsamında kaldığı ve kaza sonrasında başvurana ait aracın pert-total işlemine tabi olduğu hususlarında davacı ile davalı şirket arasında uyuşmazlık yoktur.

 

Tarafların dosyaya ibraz ettiği 19.08.2020 tarihli “İbraname-Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” belgesinin incelenmesinde; Kasko Sigorta poliçesine istinaden açılan XXX numaralı hasar dosyasından sigortalı XXX’a ait araç rayiç bedelinin 48.000,00 TL olduğu, bu belgenin başvuran tarafından “tüm haklarım saklı kalmak şartı ile” şerhi düşülerek imzalandığı, anlaşılmıştır.

 

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya mevcudu incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık, başvurana ait aracın kaza sonucunda pert-total olması nedeniyle aracın piyasa rayiç bedelinin ne olduğu ve buna bağlı olarak başvuranın bakiye alacağının olup olmadığı hususundadır.

 

4.2.Gerekçeli Karar

 

Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesinde “Sigortanın konusu”; “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlardan, romörk veya karavanlar ile iş makinelerinden ve lastik tekerlekli traktörlerden doğan menfaatinin aşağıdaki tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararları temin eder.

 

a) Aracın karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlarla müsademesi,b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, d) Aracın yanması, e) Aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi." Şeklinde düzenlenmiştir.

 

Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.1.maddesinde “Sigorta Bedeli” düzenlenmiş olup, B.3.3.1.1.maddesinde; “Sigorta şirketi aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına almıştır. Sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerleri esas tutulur. Rayiç değer için esas alınacak referansa veya rayiç değeri belirleme yöntemine poliçede yer verilir. Bu yönde bir referans belirlenmemişse veya bu belirleme somut değilse Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değere ilişkin liste esas alınır." Düzenlemesi yapılmıştır.

 

Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.2.2.maddesinde; “Onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur... ” düzenlemesi yapılmıştır.

 

Başvuru dayanağı olan kasko sigortası özel yasalarla düzenlenmiş bir Sigorta Sözleşmesidir.

 

O halde sözleşme değerlendirilirken ve yorumlanırken öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5684 sayılı Sigortacılık Yasası ve ilgili yönetmelik hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.

 

Sigorta Sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olmasına rağmen, tam eşitler arası bir akit değildir. Genel Şartları önceden belirli ve yayınlanmış olduğundan ve poliçeye konulacak klozları sadece sigortacı belirlediğinden, sigortalı açısından “iltihaki - katılmacı” bir akittir. Bu nedenle yasa koyucu, sigorta sözleşmelerinde özel uzmanlığı olan sigortacılar karşısında zayıf konumda olan sigortalıları korumak amacına yönelik bazı düzenlemeler yapmıştır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, “Amaç ve Kapsam” başlığı altındaki 1.maddesinde, kanunun amacı, “ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek” olarak belirlenmiştir.

 

TTK 1452 ve 1486.maddelerinde koruyucu hükümler düzenlenmiştir. 1452.maddenin gerekçesinde, “sigortalı lehine yorumun esas olduğu ve azami güven esası üzerine kurulu olan sigortacılıkta, sigortacılara nazaran daha güçsüz durumda olan sigortalıların korunması gerektiği” açıkça belirtilmiştir. 1486.maddesinin gerekçesinde ise “sözleşme ile değiştirilemeyecek veya sigortalı aleyhine değiştirilemeyecek maddeler ile bu hükme aykırılığın sonuçlarının düzenlendiği” belirtilmiştir. TTK 1425. Maddesinde ise sigorta poliçesinin içeriği ve ne şekilde hazırlanması gerektiği düzenlenmiştir. Bu maddenin gerekçesinde de “sigortalı lehine yorum ilkesinin” esas alındığı açıkça anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK Sigorta Hukukuna ilişkin düzenlemelerinin tamamında “sigortalı lehine yorum ilkesi” esas alınmıştır.

 

Sigortalıyı/sigorta ettireni koruyucu bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, yasa koyucu ve uygulayıcıları, sigorta sözleşmelerinde özel uzmanlığı olan ve tacir olan sigortacıya, 6102 sayılı TTK 18/2 Maddesi anlamında, ağırlaştırılmış bir özen ödevi yüklemiştir. Sigortacı, akdin müzakeresi, kurulması, poliçe tanzimi ve devamı aşamalarında, sigortalının/sigorta ettirenin çıkarlarını korumak için MK 2 ve 3.maddelerinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına göre kendisinden beklenen özeni göstermek zorundadır.

 

6102 sayılı TTK 1409. maddesine göre, sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. TTK 1452/3 maddesine göre ise, 1409. madde hükmü, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez, değiştirilirse bu Kanun hükümleri uygulanır.

 

Aynı yasa "Zarar Sigortası" başlığı altındaki "Tazminat İlkesi" alt başlıklı 1459.maddesine göre ise; sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder. Bu hüküm, sigortacılıkta asıl olan durumun tazminat ödemek olduğunu ve gerçek zararın ödenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. TTK 1486/1 maddesine göre ise, 1459. madde hükmüne aykırı yapılan sözleşmeler geçersizdir.

 

TTK 1409 ve 1459 madde hükümleri, sebepsiz zenginleşme yasağının sigortacılıktaki tezahürleridir. Dolayısıyla, davalı sigortacının sorumluluğu “gerçek zarar” ile sınırlı olacaktır. Başka deyişle, TTK 1409/1 ve 1459. maddeleri "gerçek zarar" ilkesini ortaya koymuş olup, davalı sigortacı sigortalısının gerçek zararını tazmin etmelidir.

 

Ancak, KSGŞ B.3.3.1.1 maddesinde, aracın rayiç değeri konusunda bir azami ölçü getirilerek (TSB tarafından belirlenerek ilan edilen rayiç değer) yasada yer alan gerçek zarar ilkesi ve tazminat ilkesi sınırlandırılmıştır.

 

TTK 1452/3 ve 1486/1 madde hükümlerine göre, sigortacının, sigortalının gerçek zararını ödeme yükümlülüğünü sınırlayan Genel ve Özel Şart (Kloz) hükümleri geçersizdir. TTK 1486/1. maddesinde sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilmiş olmasına rağmen, riziko gerçekleşmiş olduğundan sözleşme batıl sayılamayacak, sigortalı aleyhine hükümler geçersiz sayılacaktır.

 

Somut başvuruda TTK 1409 ve 1459 madde hükümlerinin direkt olarak uygulanması gerekmektedir. O halde sigortalının gerçek zararı, başka deyişle sigortalı aracın riziko tarihindeki piyasa rayiç değeri, TSB’nin belirlediği rayiç değerden daha fazla ise ödenen tazminat tenzil edilerek bakiyesine hüküm kurmak gerekmektedir.

 

Uyuşmazlık konusunun çözümlenmesi teknik bilgi ve aracın piyasa rayiç bedelinin tespitini gerektirdiğinden, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.

 

Bilirkişi XXX tarafından sunulan 19.11.2020 tarihli raporda; başvuruyu yapan tarafa ait XXX plakalı aracın, kaza tarihindeki piyasa rayiç değerinin 48.500 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ve aracın sovtaj bedeli dikkate alındığında ödenmesi gereken bakiye tutarın 500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu sistemine kaydedilen bilirkişi raporu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından 19.11.2020 tarihinde tarafların e-posta adreslerine tebliğ edilmiş ve taraflara 24.11.2020 tarihine kadar beyan/itiraz süresi verilmiştir.

 

Bilirkişi raporuna karşı başvuran ve sigorta şirketi vekili tarafından beyan/itiraz dilekçesi verilmemiştir.

 

Yukarıdaki değerlendirmeler çerçevesinde ve dosya kapsamındaki bilgi-belgelere göre; sigortalının gerçek zararının ödenmesi gerektiğinden, başvuranın imzaladığı ibraname/mutabakatnamede tüm haklarının saklı tutulduğundan, davalı şirket tarafından yapılan ödemenin makbuz niteliğinde olduğu kabul edilerek davalı şirketin itirazlarının reddine, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, başvurana ait olan kasko sigortalı aracın kaza öncesi rayiç bedelinin 48.500,00 TL olduğu ve sigorta şirketi tarafından yapılan 48.000,00 TL’lik ödeme tenzil edildiğinde 500,00 TL bakiye tazminatın davalı sigorta şirketi tarafından başvurana ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesi; “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde olup, bu düzenleme ile başvuru sahiplerinin talebinin reddedilen tutarı üzerinden AAÜT’ne göre sigorta şirketi lehine belirlenecek vekalet ücretinin 1/5 olarak hesaplanması kuralı getirilmiştir. Kanun gerekçesinde de bu hususta “...Diğer taraftan Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabileceği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” denilmekle de burada kastedilen ve amaçlananın, sigortalı/sigorta ettiren veya zarar gören üçüncü şahısların Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapacakları başvuruların kısmen veya tamamen reddedilmesi nedeniyle aleyhlerine yüksek tutarlarda vekâlet ücretine hükmedilmesinin engellenmesi olduğu açıktır.

 

Gerek Sigortacılık Kanunu 30/17.maddesindeki düzenleme ve gerekse 24.11.2020 tarihli ve 31314 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 17/2.maddesi birlikte değerlendirildiğinde; başvuran aleyhine/sigorta şirketi lehine 1/5 vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki “...Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine bu Tarifeye göre hesaplanan ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde.maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen veya tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez." şeklindeki düzenleme nedeniyle, sigorta şirketi lehine reddedilen miktara göre belirlenen vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmelere göre;

 

1- Başvuranın talebinin KISMEN KABULUNE, 500,00 TL bakiye pert-total tazminatının (davalı) XXX SİGORTA A.Ş.’nden alınarak başvurana verilmesine,

 

2- Başvuranın 9.500,00 TL’na ilişkin talebini reddine,

 

3- Başvuranın yatırmış olduğu 350,00 TL Komisyon başvuru ücreti ve 400,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 750,00 TL yargılama masrafından kabul edilen kısım dikkate alınarak 37.50 TL yargılama giderinin XXX SİGORTA A.Ş.’nden alınarak başvurana verilmesine,

 

712.50 TL masrafın başvuran üzerinde bırakılmasına,

 

4- Başvuran kendisini vekille temsil etmediğinden, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

 

5- Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve reddedilen miktara göre belirlenen 816,00 TL vekalet ücretinin başvurandan alınarak XXX SİGORTA A.Ş.’ne verilmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy