Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

18.03.2019 Tarih ve K-2019/23130 Sayılı Hakem Kararı(Maddi Hasar)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru Sahibi XXX vekili XXX tarafından 25.01.2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na iletilen ve XXX ile yaşandığı beyan edilen uyuşmazlık talebinin konusu, ilgili sigorta kuruluşu tarafından tanzim edilen 15.10.2018-15.10.2019 tarihleri arasında XXX sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (TRAFİK) Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluğu temin edilen XXX plakalı araç sürücüsünün tam kusur ile başvuru sahibine ait XXX plakalı aracın 25.11.2018 tarihinde karıştığı beyan ve iddia edilen maddi zararlı trafik kazasına ilişkindir.

 

Başvuru sahibi tarafından özetle, aleyhine başvurulan sigorta şirketinin, düzenlediği poliçe gereğince uğranılan vaki kaza sonucu aracında meydana gelen ve sigorta şirketi tarafından ödenmediği beyan edilen hasar tutarının tazmini talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna müracaatta bulunulmuştur.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Komisyona yapılan başvuruyu takiben Raportör tarafından hazırlanan “Başvuru İnceleme Raporunda, davacının dilekçesi 5684 sayılı Kanunun ilgili 30. maddesinin 15. fıkrası ve ilgili yönetmeliğin 8. ve 16. maddelerinde belirtilen ön inceleme esasları dahilinde tetkik edilerek; başvuru sahibince uyuşmazlığın mahkemeye, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre tahkime intikal ettirilmediğinin beyan edildiği hususları tespit edilmiştir. Ayrıca davacının başvuru ücretini yatırdığı, aleyhine başvurulan sigorta şirketinin tahkim sistemine üye olduğu ve hasarın gerçekleşme tarihi itibariyle talebin kabulünde aykırılık olmayacağı raporda öngörülmüştür. Buna göre Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından söz konusu dosyanın esastan karara bağlanmak üzere, hakem heyetine tevdiine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak yaptırılan bilirkişi incelemeleri çerçevesinde karara varılmıştır.

 

Bilirkişi raporu hakem heyetimizin 11.03.2019 ara kararı ile taraflara iletilmiş olup başvuran vekili tarafından gönderilen 13.03.2019 tarihli yazıda; dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmında talep ettikleri 15.822,83 TL olan alacak taleplerini 33.728,00 TL hasar bedeli ve 822,83 TL ekspertiz hizmet bedeli olmak üzere toplam 34.550,83 TL bedelin temerrüt tarihi 13.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tazminine şeklinde ıslah ettiklerini belirtmişler ve eksik başvuru harcını ikmal etmişlerdir. Buna karşılık davalı sigorta şirketi vekili ise kendilerine verilen ihtaratlı süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyanda bulunmamışlardır.

 

Subuta eren dava hakkında başkaca yapılacak bir işlem kalmadığından, dosya hüküm kısmında belirtildiği şekliyle karara çıkartılmıştır.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi XXX vekili XXX tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan uyuşmazlık başvuru formundaki beyanında özetle; XXX sigortalı XXX plakalı araç sürücüsünün 25.11.2018 tarihinde müvekkiline ait XXX plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiği, kazada davalıya sigortalı aracın sürücüsü kazanın meydana gelmesinde %100 asli kusurlu olduğu, müvekkiline ait araçta davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasar miktarı sigorta eksperi tarafından KDV Dahil 69.650,45 TL olarak tespit edildiği, ekspertiz hizmeti için ekspertiz firmasına 822,83 TL ücret ödemesi yapıldığı, müvekkile ait araçta meydana gelen hasar bedelinin ve ekspertiz ücretinin ödenmesi amacıyla davalı şirkete 13.12.2018 tarihinde yazılı başvuru yapıldığı, ancak taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığı, ekspertiz ücretinin makul gider kapsamında ödenmesi gerektiği, hasarlı tazminatının ödenmesinde orijinal parçanın öncelikle orijinal parça ile değiştirilmesi gerektiği, müvekkilinin aracında meydana gelen zararın onarılmasında gerçek zararın tazmin edilmesi esas olduğu, davalının gerçek zararı ödeme yükümlülüğüne KDV de dahil olduğu, bu sebeple müvekkilinin aracında meydana gelen zararın hesaplanmasında KDV miktarının da dahil edilmesi gerektiği, müvekkiline ait araç onarılırken herhangi bir ıskonto uygulaması yapılmadığı, bu sebeple davalının hasar bedelini ıskonto yapılmamış haliyle tazmin etmesi gerektiği, sonuç olarak yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebiyle talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 15.000,00 TL hasar bedeli ve 822,83 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde davalı şirketten temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri, bilirkişi ücreti ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Davalı sigorta şirketi vekilinin uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak dosyaya sunduğu cevap yazısında özetle; Müvekkili şirket tarafından XXX adına kayıtlı XXX plakalı araç için XXX numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi tanzim edildiği, 25.11.2018 tarihinde sigortalı aracın karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası sonucu XXX plakalı araçta meydana gelen hasarın tazmini talebiyle yapılan başvuru üzerine XXX no’lu hasar dosyası açıldığı, talep değerlendirmeye alındığı, 16.01.2019 tarihli eksper raporuna göre KDV hariç 30.210,00 TL hasar tespiti edildiği, Bu tutarın mağdura ödenmesi amacıyla başvuran vekiline ibraname gönderilmesine rağmen vekil ödemeyi almaktan imtina ettiği, müvekkili şirket tarafından talebin değerlendirilmemesi ya da reddedilmesi söz konusu olmadığı, dayanaksız fahiş tazminat talebinde bulunan başvuran taraf konuyu Tahkim Komisyonuna taşıdığı, açıklanan nedenlerle, başvuranın haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin reddi ile başvuruya sebebiyet vermediklerinden masraf ve vekâlet ücretinin başvurana tahmiline karar verilmesini talep edilmiştir.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları ve sair ilgili mevzuat ve hükümleri.

 

4. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇELİ KARAR

 

4.1.Değerlendirme

 

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya mevcudu incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın XXX’ne ZMSS poliçesi ile sigortalı XXX plakalı araç sürücüsünün tam kusur ile davacı yana ait XXX plakalı aracın 25.11.2018 tarihinde karıştıkları kaza sonucu hasarlanan başvurana ait XXX plakalı araçta meydana gelen hasar tutarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/15. maddesi, sigorta hakemlerinin, sadece kendilerine verilen evraklar üzerinden incelemelerini sürdürüp karar vereceklerini hükme bağlamıştır.

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın 25.11.2018 kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ZMS sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dava şartları yönünden davanın görülmesine engel başkaca bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Taraflar arasındaki çekişme; meydana gelen kaza sonucunda XXX plakalı araçta meydana gelen gerçek hasar tutarı hususundadır.

 

Dosya münderecatından 25.11.2018 tarihinde sürücü XXX yönetimindeki XXX plakalı aracın Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Güzeller Organize Sanayi Bölgesinde seyir halindeyken takip mesafesini korumayıp duramayarak, yakın önünde trafik yoğunluğu sebebiyle duraklayan sürücü XXX yönetimindeki XXX plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, XXX plakalı aracın çarpmanın etkisi ile öne savrularak ön kısımlarıyla önünde bulunan sürücü ….. yönetimindeki ….. plakalı aracın arka kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır.

 

Tramer sistemi üzerinden yapılan kusur değerlendirme sonucu 9836134 kaza ihbar numarasına göre, XXX plakalı araç sürücüsü XXX kazada %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kusur konusunda taraflar arasında herhangi bir çekişmenin olmadığı müşahede edilmiştir.

 

Başvuruya ilişkin trafik kazasında, XXX plakalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile belirlenmiştir. Bu sebeple usul ekonomisi açısından Kusur Bilirkişi raporu alınmamış ve başvuru sahibinin gerçek hasar onarım zararının tamamından XXX plakalı aracın ZMSS Poliçesini tanzim eden XXX’ nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olacağı hususu izahtan varestedir.

 

Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda düzenlenen ve trafiğe çıkan her aracın yaptırmak zorunda olduğu bir sigorta çeşididir. Trafiğe çıkan araçlar değişik kazalara yol açarak, can kaybına ve maddi hasara yol açabilirler. Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortası, araçların karıştıkları kazalarda karşı tarafa verilen zararı, kusur nispetinde ve belirli bir meblağa kadar karşılamaktadır. Zorunlu trafik sigortası, yapıldığı aracın zararını karşılamaz, zarar verdiği diğer şahıs ve araçların uğradığı zararı karşılar.

 

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları A.3 maddesinde sigortanın kapsamı belirlenmiştir. Buna göre sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin etmektedir.

 

Karayolları Trafik Kanununun 99. maddesinde “tazminat ve giderlerin ödenmesi” başlığı altında, gerekli belgelerin sunulmasından itibaren sekiz iş günü içerisinde hak sahiplerine tazminatın ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Genel Şartların tazminat ve giderlerin ödenmesiyle ilgili B.2 maddesine göre de sigortacı, gerekli belgelerin merkez veya kuruluşlarından birine ulaştırılmasından itibaren 8 iş günü içerisinde sigorta teminat limitleri dahilinde ödeme yapmak zorunluluğundadır.

 

Başvuru sahibi tarafından dosyaya sunulan XXX tarafından düzenlenmiş ekspertiz raporunda; 25.11.2018 tarihli kazanın XXX plakalı araçta 69.650,45 TL onarım masrafı olduğu tespiti yapılmıştır.

 

Uyuşmazlık konusunun çözümlenmesi teknik bilgi, geçmiş hasar kaydı sorgulaması ve araç ikinci el piyasasına ilişkin araştırmayı gerektirdiğinden hakem heyetimiz tarafından alınan ara karar neticesinde dosya üzerinde bilirkişi yapılmasına karar verilmiş ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın değerlendirilmesi için dosya Hazine Müsteşarlığı Sigorta Hasar Eksperleri Sicilini kayıtlı Sigorta Eksperi/Adli Bilirkişi/ Bilgehan Hodancı’ya tevdii edilmiştir.

 

Görevlendirilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda hasar onarım bedeli konusunda yapılan değerlendirmede; “25.11.2018 tarihli kaza sonucu XXX plakalı araçta, 26.851,15 TL yedek parça, 4.250,00 TL işçilik bedeli olmak üzere toplam 31.101.15 TL hasara, KDV 5.598,20 TL dahil olmak üzere toplam hasar bedeli 36.699.35 TL olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Dosyada sunulan hasar resimleri incelendiğinde, sıcaklık sensörü, aktor, aydınlatma ünitesi, lamba gövdesi fitili, kilitleme mandalı, arka panel, arka panel kaplaması, yükleme bölümü kaplaması, motor bölmesi alt muhafaza kapağı, motor bölmesi alt muhafaza kapağı, arka lamba kombinasyonu sağ, arka lamba kombinasyonu sol, plaka lambası sağ, plaka lambası sol, savrulma sensörü, sürücü hava yastığı, ön yolcu hava yastığı, emniyet kemeri sol ve emniyet kemeri sağ isimli parçaların hasarlanmadığı kanaatine varılmıştır.

 

Bereket Sigorta Anonim Şirketi tarafından tanzim edilen XXX numaralı ve 15.10.2018 - 15.10.2019 tarih vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesinin, poliçe limitinin 36.000,00 TL olduğu hususu vereceğiniz kararda takdirlerinize sunulur.”

 

Görüş ve kanaati belirtilmiştir.

 

Denetime elverişli, gerekçeli, Yargıtay’ca da benimsenen kriterlerin esas alındığı bilirkişi raporundaki görüşlere hakem heyetimiz tarafından da iştirak edilmiştir.

 

Bilirkişi raporu hakem heyetimizin 11.03.2019 ara kararı ile taraflara iletilmiş olup başvuran vekili tarafından gönderilen 13.03.2019 tarihli yazıda; dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmında talep ettikleri 15.822,83 TL olan alacak taleplerini 33.728,00 TL hasar bedeli ve 822,83 TL ekspertiz hizmet bedeli olmak üzere toplam 34.550,83 TL bedelin temerrüt tarihi 13.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tazminine şeklinde ıslah ettiklerini belirtmişler ve eksik başvuru harcını ikmal etmişlerdir. Buna karşılık davalı sigorta şirketi vekili ise kendilerine verilen ihtaratlı süre içerisinde bilirkişi raporuna karşı herhangi bir beyanda bulunmamışlardır.

 

Dosyada mevcut tüm evrakın ayrıntılı incelenmesi ve davacıya ait aracın tüm özellikleri dikkate alınmak suretiyle elde edilen sonuçlar değerlendirilerek hükme esas almaya elverişli, denetime açık, objektif, kapsamlı, mukayeseli, piyasa koşullarında gerçek/reel maddi zarara yönelik tespitleri yansıttığından XXX tarafından düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda; meydana gelen kaza sonrasında davacıya ait araçta meydana gelen makul hasar bedelinin 36.699.35 TL olduğu ancak Sigorta teminat limiti ve davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak 33.728,00 TL’nin ödenmesi gerektiğine karar vermek gerekmiştir.

 

Dosya münderecatından XXX’ ne başvuru sahibinin talebi üzerine düzenlemiş olduğu ekspertiz raporu sonucu bu hizmetin bedeli olarak KDV dahil 822,83 TL ekspertiz ücreti ödendiğinin iddia edildiği müşahede edilmiştir.

 

6102 sayılı TTK’nun 1426 ncı maddesi;“1) Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.

 

2)Eksik sigortanın yapıldığı hâllerde 1462 nci madde hükmü kıyas yolu ile uygulanır.” hükmünü havidir.

 

Söz konusu maddenin gerekçesinde; Sigortacı, sigortalının gerçek zararını ödeyeceğinden, sigorta ettirenin, sigortalı veya lehdarın bu amaçla rizikonun ve tazminat ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan masrafların da sigortacı tarafından karşılanması gerektiği düşüncesi ile madde kaleme alınmıştır. Ancak, burada asıl olan iyiniyet olduğundan, karşılanacak olan her türlü masraf değil ancak yapılması makul görülen masraflardır. Bu noktada, maddede sözü edilen kişiler iyiniyetli olarak masraf yapmışlarsa, masrafların faydalı olup olmadığının da bir önemi olmadığı açıkça maddede belirtilmiştir.

 

Reel sigorta piyasası koşullarında başvuran tarafından talep edilen 822,83 TL’lik ekspertiz ücret tutarının, Hazine Müsteşarlığı’nın Sigortacılık Sektörü ile ilgili rapor ve verileri üzerinde yapılan çalışmalar ve somut piyasa realiteleri dikkate alındığında yüksek bir tutar olduğu ve aynı zamanda “Aşırı olmayan, uygun, elverişli” olarak tanımlayabileceğiz “Makul” kavramından da uzak bir talep olduğu sabittir.

 

Sigorta Eksper Ücretleri Tarifesi sektörde faaliyet gösteren eksperlere ödenecek en az ücretleri belirleyen bir tarife olup bu tarifenin "makul gider" değerlendirmesinde göz önünde tutulması zorunlu değildir. Bu nedenle, başvuran tarafça talep edilen 822,83 TL'lik eksper ücretinin makul gider olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Çünkü söz konusu raporların başvuranın talebi üzerine ve kazanın meydana gelmesinden sonra açılan dava dolayısıyla evrak ve fotoğraflar üzerinden yapılan değerlendirme raporları olup “on site “ ekspertizin yapılmadığı, bilgi ve tecrübenin aktif olarak kullanılmadığı ve aynı zamanda bu süreçte eksper faaliyetinin hasar maliyetini doğrudan etkilemediği izahtan vareste olup ekspertiz çalışması için ilgili ekspere ödenecek olan bedelin piyasa realiteleride gözetilerek 400,00 TL olacağı ve bu tutarın davalı sigorta şirketi tarafından TTK’nun 1426 ncı maddesi bağlamında karşılanması gereken “Aşırı olmayan, uygun, elverişli” olarak tanımlayabileceğiz “Makul” kavramını karşılayan giderler kapsamında değerlendirilmesini gerektirmiştir.

 

Diğer taraftan, başvuru sahibi temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin de ödenmesi talebinde bulunmuştur. Başvuru sahibi araçta oluşan hasar miktarının tazmini talebi için davalı sigorta şirketine başvurmuş mezkur şirket söz konusu talep yazısını 13.12.2018 tarihinde tebellüğ etmiştir. 2918 sayılı KTK’nun 99 ncu maddesi muvacehesinde 8 iş günü sonrası olan 26.12.2018 tarihinden itibaren zararın haksız fiilden kaynaklanması sebebi ile yasal faize hükmetmek gerekmiştir.

 

Vekalet ücreti açısından ise davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmiştir. Çünkü; 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde değişiklik yapan 6327 sayılı Kanunun 58.maddesinin son fıkrasında “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” denilmiştir. Kanunla getirilen düzenlemede, komisyona yapılan başvurularda talebi tamamen veya kısmen reddedilen başvuru sahibinin alacağını alamadığı gibi bir de üzerine sigorta şirketine yüksek vekâlet ücretleri ödeyerek mağdur olmasının engellenmesi amaçlanmıştır.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde talepte bulunanlar, sadece başvuran taraflar olup, karşı yanda yer alan sigorta şirketlerinin HMK karşısındaki durumu ise talepte bulunulan davalı olup, herhangi bir talepte değil, sadece yapılan talebe karşı beyanda bulunmaktadırlar.

 

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17. Maddesi hükmüne göre “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.”

 

Belirtilen fıkranın Kanun gerekçesinde “... Diğer taraftan Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” denmektedir.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde talepte bulunanlar, sadece başvuran taraflar olup, karşı yanda yer alan sigorta şirketlerinin HMK karşısındaki durumu ise talepte bulunulan davalı olup, herhangi bir talepte değil, sadece yapılan talebe karşı beyanda bulunmaktadırlar.

 

Yasa ile düzenlenmiş olan Sigorta Tahkim Komisyonu dava taraflarının vekalet ücretlerinin ancak yasa ile değiştirilmesi mümkün olup, Hazine Müsteşarlığı tarafından 19.01.2016 tarihinde, yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik 13 maddesinde “ (13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki düzenlemenin “normlar hiyerarşisi” prensibine aykırı olduğundan, 5684 sayılı kanunun 30. Maddesi 17. Fıkrası gereğince AAÜT. esas alınarak davacı taraf vekili için vekalet ücretine hükmedilmelidir.

 

28 Aralık 2018 Resmî Gazete Sayı: 30639 Yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik hükmünde “MADDE 1 - 2/1/2017 tarihli ve 29936 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

 

“(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” Denilmektedir.

 

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi özel düzenleme olup, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde görülen uyuşmazlıklarda öncelikli olarak uygulanmalıdır.

 

Başvuran lehine, karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 17 ve 13. Maddelerine göre hesaplanan vekalet ücretinin TAMAMININ davalı sigortacıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğine heyetimizce karar verilmiştir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Yukarıda tartışılan gerekçe ve değerlendirmeler ile aleyhine başvuruda bulunulan davalı sigortacının meydana gelen zarardan kısmen sorumlu olduğuna yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

5. KARAR

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’nca tarafıma tevdi edilen 2019.E.7844 esas sayılı başvurunun, tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda, yukarıda açıklandığı üzere;

 

1.Başvurunun Kısmen KABULÜ ile, 33.728,00 TL hasar tutarı ve 400,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 34.128,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

 

2. Alacağa 26.12.2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

3.Davacı tarafından sarf edilen 919,00 TL yargı giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 907,79 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

 

4.Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.095,36 TL vekalet ücretinin davalı XXX’ nden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

 

5.Sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden avukatlık asgari ücret tarifesine ve Sigortacılık Kanunu 30/17. Maddesine göre talebin reddedilen kısmı için 1/5 oranında hesaplanan 84,57 TL vekalet ücretinin başvurandan tahsili ile XXX’ ne ödenmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 12. Fıkrası uyarınca uyuşmazlık tutarı yasal sınırın üzerinde olduğundan, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içerisinde komisyon nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere OYÇOKLUĞUYLA karar verilmiştir. 18.03.2019 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy