Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

18.12.2019 Tarihli ve K-2019/103788 Sayılı Hakem Kararı (Kasko - İMM)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

Uyuşmazlık talebinin konusu, sigorta şirketi nezdinde XXX numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigortalı XXX plakalı aracın karıştığı kaza sonucu tescilsiz motosiklet sürücüsü olan başvuru sahiplerinin oğlu XXX’in vefat etmiş olması sonucu manevi tazminat talebinin sigorta şirketi tarafından karşılanmadığı iddiasıdır. Başvuranlar vekili, toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyen avans faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya, Heyetimizce teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik ve yapılan müzakereler sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmış, 21.11.2019 tarihli Ara Karar Tutanağı ile “Dosyanın re’sen seçilen Emekli Trafik Emniyet Amiri, Trafik Kusur Uzmanı, Bursa Adli Yargı Komisyonu Bilirkişi listesinde XXX sicil no ile ve Sigorta Tahkim Komisyonu bilirkişi listesinde XXX sicil no ile kayıtlı Adli Trafik bilirkişisi XXX’a tevdiine, dosya içeriği gözetilerek, başvuruya konu trafik kazasının meydana gelmesinde kazanın taraflarına atfı kabil kusur oranlarını (matematiksel olarak) gösteren rapor sunulmasının istenmesine” karar verildiği bildirilmiş, 26.11.2019 tarihli müteveffanın %30, sigortalı araç sürücüsünün %70 kusurlu olduğuna dair kanaat ihtiva eden bilirkişi raporu 26.11.2019 tarihinde taraflara ve vekillerine iletilmiş, dosya içeriği ve iddia ile savunmalar doğrultusunda yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda aşağıdaki gibi karara varılarak tahkim yargılamasına son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahipleri vekili, 13.05.2019 tarihinde meydana gelen kazada işleteni ticari tüzel kişi olan XXX plakalı kamyonun, tescilsiz motor sürücüsü olan başvuru sahiplerinin murisi XXX’e çarparak olay yerinde vefatına sebep olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kamyon sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, XXX plakalı aracın ZMMS ve Kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi taraf gösterilerek arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, Genişletilmiş Kasko poliçesinde yer alan İhtiyari Mali Sorumluluk Klozu dahilinde manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı içine alınmış olduğunu, murisin mirasçıları olan anne ve babasının da manevi tazminat talep etme hakları olduğunu beyan ve iddia ile henüz 26 yaşında olan çocuklarının vefatı nedeniyle psikolojik travmaya bağlı aşırı derecede üzüntü gözetilerek başvuru sahipleri için 50.000 TL’şerden toplam 100.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, delillerini ibraz etmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta şirketi vekili; başvuru konusunun tahkim yargılamasına uygun olmadığını, genel mahkemelerde yargı yolu açık olmak üzere dosyadan el çekilmesi gerektiğini, poliçede yer alan İhtiyari Mali Mesuliyet klozunda tek limit öngörüldüğünü, temerrüt gerçekleşmediğinden faiz istenemeyeceğini, 1/5 vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunmuş, başvurunun reddini talep etmiş, delil olarak sigorta poliçesini sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, İMM Sigortası Genel Şartları ve Sigorta Poliçesi hükümleri, Yargıtay İçtihatları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Uyuşmazlığa konu talep, başvuru sahiplerinin müşterek çocuklarının trafik kazası sonucu vefatı sebebi ile Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyarı Mali Sorumluluk Sigortasından talep edilen manevi tazminat isteğiyle ilgilidir.

 

Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası (İMSS) Genel Şartlarının “Teminatın Kapsamı” başlıklı 1’nci maddesinde; “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder.” denilerek İMMS sözleşmesinin kapsamı saptanmış ve sınırlandırılmıştır.

İMSS’nda uygulanacak ana ilkeler, ZMSS’nda olduğu gibi sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkeleridir.

 

MKTİMSS Genel Şartları 3. maddesinde ek sözleşmeyle teminat kapsamına alınabilecek hal ve teminat dışında kalan haller düzenlenmiş olup, bu maddede; “Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder.” düzenlemesi vardır.

 

Dosyaya sunulu poliçenin incelenmesinden, kazaya karışan XXX plakalı aracın, karşı taraf sigorta şirketi tarafından düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı, poliçenin kaza tarihinde geçerli ve yürürlükte olduğu, İhtiyari Mali Sorumluluk teminatının 100.000 TL limitli bulunduğu ve manevi tazminat taleplerini de içerdiği tespit edilmiştir.

 

6098 Sayılı Kanun’un Manevi Tazminat başlıklı 56.maddesi; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

 

5684 Sayılı Kanun’un 30/1 maddesi; Sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya Hesaptan faydalanacak kişiler ile Hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü amacıyla Birlik nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluşturulur.

 

5684 Sayılı Kanun’un 30/13 maddesi; Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir.

 

5684 Sayılı Kanun’un 30/14 maddesi ise; Mahkemeye ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Tüketici Sorunları Hakem Heyetine intikal etmiş uyuşmazlıklar ile ilgili olarak Komisyona başvuru yapılamaz. hükümlerini havidir.

 

5684 Sayılı Yasa Hükümlerinde Sigorta Tahkim Komisyonu’nun görev alanı ve hangi hallerde Komisyon’a başvuru yapılamayacağı sayılmıştır. Manevi tazminat taleplerinin Komisyon’un görev alanı dışında bulunduğuna dair bir kısıtlayıcı hüküm mevzuatta bulunmamaktadır. Sigortacı ile sigortalı arasındaki uyuşmazlıkların çözümü hususunda Sigorta Tahkim Komisyonu yetkili kılındığından 6098 Sayılı Yasa’nın 56.maddesindeki “hâkim” lafzı kıyasen uyuşmazlığı çözmeye yetkili hakemler olarak da anlaşılmalıdır. Bu nedenlerle uyuşmazlığın esas yönünden incelenme ve değerlendirilmesine geçilmiştir.

 

TBK 56. Maddesinde manevi tazminat taleplerinde tarafların meydana gelen olaydaki kusur oranları, sosyo ekonomik durumları gibi etkenlerin dikkate alınması sureti ile tespit edilebileceği hüküm altına alınmıştır.

 

Bu kapsamda 21.11.2019 tarihli ara karar ile meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, taraflara 26.11.2019 tarihinde tebliğ edilen bilirkişi raporunda müteveffa XXX’in %30, sigortalı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğuna dair kanaat bildirilmiştir.

 

Başvuru sahipleri vekili raporun İrdeleme kısmı ile Netice ve Kanaat bölümlerinde maddi hatadan kaynaklı rakamsal çelişki bulunduğunu ancak bu hususun maddi hatadan kaynaklandığı gözetilerek Hakem Heyeti tarafından düzeltilebileceğini beyan eden dilekçe ibraz etmiş, sigorta şirketi vekili ise rapora karşı beyan sunmamıştır.

 

Bilirkişi raporunun mevzuat ve yargı içtihatlarına uygun olduğu, denetlenebilir, objektif ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporda yer alan maddi hatanın ise sonuca etkili olmadığı kanaatine varılmıştır.

 

6098 Sayılı Yasa’nın 56.maddesi olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar tazminata hükmedilebileceğini düzenlemektedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin

06.02.2017 tarihli ve E. 2014/16734 K. 2017/981 sayılı Kararı’nda; “Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, 6098 Sayılı B.K.'nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira M.K'nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir” denilmektedir.

 

Tüm dosya içeriğinden başvuranların murisi ve müşterek çocukları XXX’in meydana gelen kazada %30 oranında kusurunun olması, başvuru sahiplerinin dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, poliçe teminat limiti de dikkate alınarak, hak ve nefaset ilkeleri çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde başvuranların talebinin kısmen kabulüyle her bir başvuran için 35.000 TL’şerden toplam 70.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketinden alınarak başvuranlara verilmesine karar verilmiştir.

 

Başvuru sahipleri vekilince, manevi tazminata kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talebi ileri sürülmüştür. Sigorta şirketine talep konusu manevi tazminatın ilk defa 30.07.2019 tarihli Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağı ile yöneltildiği anlaşılmış, bu tarihten daha önceki bir tarihte manevi tazminat talebinin iletildiğini gösteren usulüne uygun tebliğ edilmiş başkaca bir ihtara rastlanılmamıştır. Anılan anlaşamama tutanağı itibariyle talep açıkça reddedildiğinden sigorta şirketinin bu tarihte temerrüde düşmüş olduğu değerlendirilmiş, her ne kadar talep kasko/İMM poliçesine ilişkin olsa da hadise trafik kazasına bağlı haksız fiile dayalı olduğundan hükmedilen tazminata yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Değerlendirme bölümünde gerekçeleri açıklandığı üzere, başvurunun kısmen kabulü ile başvuru sahipleri için ayrı ayrı 35.000 TL’şerden toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın

30.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahiplerine verilmesine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1. Başvurunun KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile; XXX için 35.000 TL, XXX için 35.000 TL olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın 30.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,

 

2. Başvuru sahipleri tarafından yapılan 1.500 TL başvuru ücreti ve 400 TL bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.900 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına göre 1.330 TL’sinin sigorta şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine, geri kalan tutarın başvuranlar üzerinde bırakılmasına,

 

3. Başvuru sahipleri ayrı ayrı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT m. 17 gereğince XXX için 4.200 TL, XXX için 4.200 TL olmak üzere toplam 8.400 TL Avukatlık ücretinin sigorta şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine,

 

4. Sigorta şirketi de vekil ile temsil edildiğinden ve ret sebebi müşterek olduğundan, reddedilen kısım üzerinden AAÜT m. 17 ve Sigortacılık Kanunu m. 30/17 gereğince toplam 545,00 TL Avukatlık ücretinin başvuru sahiplerinden alınarak sigorta şirketine ödenmesine

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy