Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 879, 1456) (4721 S. K. m. 879) (5684 S. K. m. 30)

 

26.02.2021 Tarih ve K-2021/23064 Sayılı Hakem Kararı (Deprem)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karara bağlanmak üzere Hakem Heyetimize tevdi edilmiş bulunan uyuşmazlığın konusu, Davalı XXXX tarafından XXXX sayılı Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış bulunan sigortalı XXXX ait XXXX nolu bağımsız bölümün 24.01.2020 tarihinde hasara uğramasına ilişkindir.

 

Başvuru Sahibi, 24.01.2020 tarihinde meydana gelen deprem dolayısıyla oluşan zararının tamamının XXXX tarafından karşılanmayarak reddedildiğini belirterek, şimdilik kaydıyla 41.000 TL alacağının yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru sahibi 22.02.2021 tarihinde talebini 99.046,02 TL’ye artırmıştır.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya Hakem Heyetimizce 29.12.2020 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya muhtevası belgeler üzerinde yapılan tetkikatta, tarafların delillerini ibraz ve ikame ettikleri görülmüştür.

 

Başvuru dosyası ve sigorta kuruluşunun cevap dilekçesinin incelenmesinden; sigortalı konut üzerinde XXXX Şubesi dain-i mürtehin alacaklısı olarak görüldüğünden Heyetimizce alınan 1 sayılı Ara Karar ile başvuru sahibi tarafından söz konusu Şubeden TMK’nın 879. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1456/2 bendi uyarınca, rehnin kalktığının veya Sigorta Tahkim Komisyonu’ndan çıkabilecek tazminat bedelinin Başvuru Sahibine koşulsuz ödenmesine muvafakat edildiğine dair yazılı belgenin temin edilerek 5 (beş) iş günlük kesin süre içinde dosyaya ibrazına karar verilmiştir.

 

Başvuru sahibi ilgili belgeyi temin ederek dosyaya sunmuş, ancak sigorta kuruluşu muvafakatin şartlı olarak verildiğini ve ilgili yazının Doğal Afet Sigortaları Kurumuna hitaben yazıldığını ileri sürerek husumet yokluğundan başvurunun reddini talep etmiştir.

 

Bankadan alınan muvafakat yazısı incelendiğinde; çıkabilecek tazminat ödemesinin sigortalı XXXX’ın XXXX Şubesindeki hesabına yapılmasına muvafakat edildiği anlaşılmakla beraber, yazının XXXX hitaben yazıldığı görüldüğünden, Bankaya müzekkere yazılarak “Sigorta Tahkim Komisyonundan çıkabilecek tazminatın hiçbir şart ileri sürülmeksizin başvuru sahibine ödenmesine muvafakat edildiğine dair ve Komisyona hitaben yazılan yazının” temin edilerek dosyaya kazandırılması için başvuru sahibi vekiline elden takip yetkisi verilmiştir.

 

XXXX Şubesinden alınan yazı başvuru sahibi tarafından dosyaya eklenmiş ve söz konusu 12.02.2021 tarihli yazı 19.02.2021 tarihli e-posta ile taraflara tebliğ edilerek son beyanların sunulması için süre verilmiştir. Başvuru sahibinin talep artırım dilekçesi dosyaya eklenmiştir. Sigorta kuruluşu tarafından son beyanda bulunulmamıştır.

 

Dosya içeriği ve yargılama sırasında dosyaya eklenen belgeler dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında 26.02.2021 tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili, yaşanan uyuşmazlık ile ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptığı başvurudaki beyanda özetle;

 

• 24.01.2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle müvekkilinin XXXX nolu bağımsız bölümün ağır hasar aldığını,

 

• Sigorta kuruluşu tarafından 10.909,98 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan bu ödemenin yetersiz olduğunu,

 

• Ek tazminat ödenmesi talebi ile 01.07.2020 tarihinde sigorta kuruluşuna başvuruda bulunulduğunu,

 

• Ancak başvuru tarihine kadar ek ödemede bulunulmadığını

 

belirterek şimdilik kaydıyla 41.000 TL hasar bedelinin yasal faizi ile tahsiline ve yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmektedir.

 

Davacı Başvuru Sahibi, iddia ve taleplerine dayanak olarak; Vekaletname, sigorta poliçesi, ihtarname, ihtarname alındı belgesi, tapu belgesi, XXX Valiliğinin hasar tespiti konulu ve hasar bilgilerine XXXX adresi üzerinden ulaşılabileceğini belirten 17.02.2020 tarihli yazısı ve diğer belgeler sunulmuştur. Yargılama sırasında ayrıca bankadan temin edilen muvafakat yazısı sunulmuştur.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri Sigorta Kuruluşu tarafından yapılan yazılı açıklamada özetle;

 

• XXXX’a ait XXXX  Parsel'de kaim … nolu bağımsız bölümün XXX numaralı XXXX sigorta poliçesi ile kurum tarafından sigortalı olduğu,

 

• Dava konusu sigorta poliçesinde XXXX Şubesinin rehinli alacaklı sıfatıyla yer aldığı, davacının, sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar tazminatı alacağı yönünden talepte bulunabilmesi için, öncelikle; rehinli alacaklı olan XXXX ’nin Türk Medeni Kanunu'nun 879. maddesi uyarlnca bu konuda açık ve yazılı muvafakat vermesi gerektiği,

 

• Sigortalının 25.01.2020 tarihinde müvekkil Kurum'a yaptığı hasar ihbarı üzerine XXXX nolu hasar dosyası oluşturularak 30.01.2020 tarihinde eksper ataması yapıldığı,

 

• 04.02.2020 tarihli Ekspertiz Raporunda; Sigortalı dairenin yetkililer tarafından Ağır Hasarlı olarak tespit edildiği, bu sebeple dairelerin tahliye edildiği, ancak yıkımın ne zaman yapılacağının bilinmediğinin ifade edildiği,

 

• Sigortalı dairenin tüm odaların duvarlarında 0,5 mm ve üzeri çok sayıda beton çatlağı ve kırığı olduğunun görüldüğü,

 

• Sigortalı ayrıca tahliye kararı verilen apartmandan tüm daire sakinlerinin taşınmasından sonra apartmana yağmacıların gelerek dairelerin çelik kapılarını söktüklerini belirttiği,

 

• İşbu bilgilerle tanzim edilen rapor neticesinde ortak alan bedeli (980,38-TL) dahil edilip muafiyet düşülerek sigortalıya 10.909,98-TL tazminat ödemesi yapıldığı,

 

• Müvekkil Kurumun, davacı sigortalının hasar talebini, eksper raporlarının tesbitlerine göre değerlendirdiği,

 

• XXXX Çalışma Esasları Yönetmeliği'nin Hasar tespiti başlıklı 22 maddesinin l. fıkrası "Hasar tespiti, Kurum tarafından görevlendirilen ilgili branşlarda ruhsat sahibi sigorta eksperlera tarafından yapılır." düzenlemesine havi olduğu, söz konusu yasal düzenleme gereği Hazine Müsteşarlığı'na bağlı bağımsız sigorta eksperleri tarafından yapılan hasar tespitinin esas alınması gerektiği,

 

• Öte yandan binada meydana gelen hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin yasal düzenlemelere göre tespiti gerektiği,

 

• Somut olayda binanın yıkılmasına karar veren kamu otoritesinin yalnızca yıkıma karar vermekte olduğu, binanın deprem öncesi durumu ile deprem sonrası durumu arasındaki deprem güvenliği farklılığına ilişkin bir değerlendirme içermediği,

 

• Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarının A.3.6 maddesinin "Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar"ın teminat dışında kalacağı hükmüne havi olduğu,

 

• Yine Zorunlu Deprem Sigortasl Genel Şartlarının B.3-1. Maddesi "sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre XXXX poliçesindeki teminat miktarının XXXX'ın sorumluluğunun üst sınırını teşkil ettiği ve XXXX'ın ancak gerçek zarardan (limiti aşmamak kaydıy\a) sorumlu tutulabileceği dikkate alınmak suretiyle, ZDS Genel Şartları'nın B.3-1 maddesindeki ilkeler doğrultusunda, zararın meydana geldiği tarihteki il serbest piyasa rayiç birim fiyatlarına göre hasar bedelinin (davacıya ait konutun yeniden yapım maliyetinin) belirlenmesi gerektiği belirtilerek gerçek hasar tutarının tespiti için üniversitelerin jeoloji mühendisliği bölümünden seçilecek konusunda uzman akademik kariyere haiz bilirkişileri kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak rizikonun yapının yapım eksikliğinden mi yoksa depremden mi meydana gelip gelmediği ve zararın Zorunlu Deprem sigortası kapsamında bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınması gerektiği "

 

belirtilerek ayrıntılı savunma ve delil sunma hakları saklı tutularak yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istenmiştir.

 

Davalı Sigorta Kuruluşu tarafından, savunmalarına dayanak olmak üzere;

 

Vekaletname, XXXX Sigorta Poliçesi, hasar eskpertiz raporu, ödemeye ilişkin dekont ibraz edilmiştir.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Özel Sigorta Hukukunu düzenleyen maddeleri, Borçlar Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarının ilgili hükümleri dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Dosya muhteviyatı olarak taraflarca ibraz edilen belge ve bilgiler kapsamında uyuşmazlığın, davalı sigorta kuruluşu tarafından 05.11.2019 başlangıç tarihli XXXX sayılı Zorunlu Deprem Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış bulunan XXXX nolu bağımsız bölümün 24.01.2020 tarihinde meydana gelen depremde hasar görmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, XXXX nolu bağımsız bölümdeki konutun malikinin başvuru sahibi XXXX olduğu, aleyhine başvuru yapılan sigorta kuruluşunun XXXX numaralı XXXX Poliçesini düzenleyen sigortacı olduğu görülmekle tarafların aktif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.

 

Dosyaya sunulan beyan ve belgelerden, davacının 24.01.2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle ortaya çıkan zararının karşılanması talebiyle 5684 sayılı Kanun md. 30/13 uyarınca sigorta kuruluşuna başvuru yapmış olduğu, ancak 15 günlük süre zarfında talebinin tam olarak karşılanmaması nedeniyle 27.11.2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmuş olduğu görülmüştür.

 

Başvuru Sahibi tarafından 24.01.2020 tarihinde meydana gelen deprem dolayısıyla sigortalı konutun da bulunduğu binanın “ağır hasarlı” olarak kabul edildiği ve yıkım kararı aldırılarak binanın tahliye edildiği, sigorta kuruluşu tarafından ilgili poliçe kapsamında 10.909,98 TL ödeme yapıldığı, ancak yapılan ödemenin yeterli olmadığı ileri sürülmekte ve şimdilik kaydıyla 41.000 TL zararın sigorta kuruluşu tarafından tazmin edilmesi talep edilmektedir. Poliçede belirlenen teminat bedeli 112.000 TL olup, poliçe şartları gereği % 2 muafiyet söz konusudur.

 

Sigorta kuruluşu ise cevap dilekçesinde; sigorta poliçesi üzerinde XXXX Şubesinin rehinli alacaklı olduğu, öncelikle dain-i mürtehinden TMK’nın 879. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 1456/2 bendi uyarınca, rehnin kalktığına veya Sigorta Tahkim Komisyonu’ndan çıkabilecek tazminat bedelinin Başvuru Sahibine koşulsuz ödenmesine muvafakat edildiğine dair yazılı beyan alınması gerektiği, ayrıca hasar tespitinin bağımsız eksper tarafından yapılarak tespit edilen hasar tutarının ödendiği, yapılan ödemenin yerindeliğinin ve yeterliliğinin tespiti için konusunda uzman jeoloji mühendisi bilirkişi heyeti görevlendirilerek meydana gelen hasarın binanın eskiliğinden, yapımındaki bozukluktan veya meydana gelen depremden mi kaynaklandığına dair tespit yapılması gerektiği ileri sürülerek talebin reddine karar verilmesi istenmiştir.

 

Uyuşmazlığa esas sigorta poliçesi incelendiğinde poliçe üzerinde XXXX Şubesinin rehinli alacaklı olduğu görüldüğünden 1 sayılı Ara Karar ile Sigorta Tahkim Komisyonu yargılaması neticesinde çıkabilecek sigorta tazminatının başvuru sahibine koşulsuz şartsız ödenmesine muvafakat edilip edilmediğine dair yazının dosyaya sunulması istenmiştir. Başvuru sahibi tarafından ilgili bankadan temin edilerek dosyaya sunulan yazıda; “XXXX’ın bankadan kullandığı kredinin teminatını teşkil eden gayrimenkulün yaşanan deprem sonrası ağır hasar görerek yıkıldığı, Kurumdan aktarılacak sigorta bedelinin müşterinin banka hesabına havale olarak gönderilmesi” istenmiştir. Söz konusu yazının taraflara tebliği sağlanmış olup Sigorta kuruluşu “ilgili yazının Sigorta Tahkim Komisyonuna hitaben değil XXXX hitaben yazıldığını, TTK 1456 ve TMK 879 maddelerinde yer alan davaya muvafakat beyanı bulunmadığını belirterek aktif dava ehliyeti yönünden davanın reddi gerektiğini” ileri sürmüştür. Bunun üzerine başvuru sahibine elden takip yetkisi verilerek bankadan Sigorta Tahkim Komisyonuna hitaben alınacak yazının dosyaya sunulması istenmiştir.

 

Bankadan alınan 12.02.2021 tarihli yazıda; “Şubeleri müşterilerinden XXXX’ın bankadan kullandığı konut kredisinin dayanağını teşkil eden gayrimenkul üzerindeki ipotek kaydının devam etmekte olduğu, ipoteğin dayanağı olan konut kredisinin kapatılmadığı, güncel bakiye borç miktarının 35.425 TL olduğu, dava sonucunda hükmedilmesi muhtemel sigorta tazminatının davacıya ödenmesine, tazminatın XXXX’ın şubeleri nezdinde bulunan XXXX IBAN numaralı hesabına yapılması koşuluyla, muvafakat edildiği” belirtilmiştir.

 

Rehinli alacaklı konumundaki XXXX Şubesinden alınan 19.01.2021 tarihli ilk yazıda; çıkacak tazminatın başvuru sahibinin bankalarındaki hesabına ödenmesi istenmiş, ayrıca aynı yazıda evin depremde ağır hasar gördüğü ve yıkıldığı belirtilmiştir. Ancak söz konusu yazıda sigorta kuruluşunun da dikkat çektiği üzere, başvuru sahibine kayıtsız şartsız ödeme yapılmasına muvafakat edilmemiş, spesifik olarak bir hesap numarasına, başvuru sahibinin kendi bankalarındaki hesabına, ödeme yapılması istenmiştir.

 

Türk Medeni Kanunu’nu 879. Maddesinde “(1) Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir.” hükmü, Türk Ticaret Kanunu’nun 1456. Maddesinde ise “(1) Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. (2) Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez… ” hükmü mevcuttur.

 

Söz konusu kanunlar ile getirilen düzenlemelerin amacı ayni hak sahibinin korunmasıdır. Somut olayda başvuru sahibine ipotek karşılığı kullandırılan kredinin geri kazandırılmasının sağlanmasıdır. Başvuru sahibi sigorta tazminatını almadığı sürece kullandığı krediyi geri ödeyemeyecektir. Banka şubesi 12.02.2021 tarihli ikinci yazısında XXXX’ın bankadan kullandığı konut kredisinin dayanağını teşkil eden gayrimenkul üzerindeki ipotek kaydının devam etmekte olduğunu, ipoteğin dayanağı olan konut kredisinin kapatılmadığını ve güncel bakiye borç miktarının 35.425 TL olduğunu belirterek çıkabilecek tazminatın XXXX’ın şubeleri nezdinde bulunan XXXX IBAN numaralı hesabına yapılması koşuluyla muvafakatlerinin olduğunu bildirmiştir. Bu muvafakati koşullu muvafakat olarak kabul etmemek gerekir. Zira çıkabilecek tazminatın herhangi bir hesaba değil, başvuru sahibinin söz konusu banka şubesinde bulunan hesabına ödenmesi istenmiştir.

 

Sigorta kuruluşu tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporunda; “sigortalı konutun bulunduğu binanın yetkililer tarafından ağır hasarlı olduğunun tespit edildiği, bu sebeple binanın tahliye edildiği, ancak yıkımın ne zaman yapılacağının bilinmediği” belirtilerek ve ekspertiz raporu sorular bölümünde “binada yıkım kararı var mı sorusu “evet” olarak cevaplanarak” hasar tespiti yapılmış % 2 muafiyet tenzili ile ortak alan için 1.600,62 TL, bağımsız bölüm için yine % 2 muafiyet tenzili ile 9.929,60 TL tazminat tutarı belirlenmiş olup, ödenecek toplam hasar 11.530,22 TL olarak belirlenmekle beraber ve 10.909,98 TL başvurudan önce ödenmiştir. Ödenen tutar üzerinde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.

 

XXXX Şubesinden alınan 19.01.2021 tarihli ilk yazıda da sigortalı konutun depremde ağır hasar gördüğü ve yıkıldığı belirtilmiştir. Yine Hakemliğimizce XXXX sitesi üzerinden yapılan araştırmada da sigortalı konut “ağır hasarlı” olarak nitelendirilmiştir. Ekran çıktısı dosyaya eklenmiştir.

 

Netice itibariyle, sigorta kuruluşunun görevlendirdiği eksper tarafından hazırlanan raporda sigortalı konutta meydana gelen hasarın 24.01.2020 tarihinde meydana gelen depremden başka bir sebebe bağlanmadığı, söz konusu raporda sigortalı konut için yıkım kararı alındığının belirtilmiş olduğu, XXXX adresi üzerinden yapılan sorgulamada da sigortalı bina / dairenin ağır hasarlı olduğunun anlaşıldığı, rehinli alacaklı konumunda olan bankadan alınan 19.01.2021 tarihli ilk yazıda depremden zarar gören binanın yıkıldığının belirtilmiş olması dolayısıyla sigortalı binanın 24.01.2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle tam hasara uğradığının kabulü gerektiği ve sigorta poliçesinde yer alan sigorta bedeli üzerinden % 2 muafiyet tenziliyle hasar tespitinin yapılabileceği değerlendirilerek dosyada mevcut belgeler üzerinden tazminat hesabının yapılmasına karar verilmiştir.

 

Zorunlu deprem sigortası genel şartlarının “Tazminat Hesabı” başlıklı B.3’üncü maddesinde “3.1-Sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, benzer yapı özellikleri göz önünde bulundurularak, binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyeti esas alınır. Ancak sigorta tazminatı, hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz. 3.2- Tazminatın hesabında C.2 maddesi hükmü saklıdır.” düzenlemesi mevcuttur.

 

Uyuşmazlığa esas sigorta poliçesinin yenilemesinin 24.01.2020 tarihli depremden yaklaşık 3 ay önce 05.11.2019 tarihinde yapıldığı, poliçenin 5. yenilemesi olduğu, binanın çelik betonarme bina olduğu, daire yüzölçümünün 110 metrekare olduğu ve sigorta bedelinin deprem tarife ve talimatına göre binanın yapım tarzı, yapım yılı ve bulunduğu konum dikkate alınarak inşaa metrekare birim fiyatı üzerinden 112.200 TL olarak belirlendiği ve bu tutar üzerinden prim tespiti yapıldığı ve tarife ile belirlenen sigorta bedeline göre metrekare başına yapım maliyetinin yaklaşık 1.000 TL olduğu anlaşılmış olup, bu tutarın XXXX ili 2020 yılı çelik betonarme sınıfı inşa maliyetine uygun olduğu görülmüştür. Öte yandan sigorta primi zorunlu tarife ile tespit edildiğinden sigorta bedelinin de bina inşa maliyetine uygun olarak tespit edildiğinin kabulü gerekmektedir.

 

Yukarıda yer verilen açıklamalara göre ağır hasarlı olarak kabul edilerek yıkım kararı alınan ve yıkılan sigortalı konutun sigorta bedeli 112.200 TL olup, ödenmesi gereken sigorta tazminatının bu tutardan poliçe şartları gereği % 2 muafiyet bedelinin tenziliyle 109.956 TL olduğu tespit edilmiştir. Sigorta kuruluşu tarafından başvurudan önce yapılan ve tarafların kabulünde olan 10.909,98 TL ödemenin tenziliyle ödenmesi gereken bakiye tazminat tutarının 99.046,02 TL olduğu anlaşılmış olup, bu tutarın 35.425 TL’lik kısmının başvuru sahibinin XXXX Şubesi nezdinde bulunan XXXX IBAN numaralı hesabına yatırılmak koşuluyla başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.

 

Başvuru sahibi vekili yasal faiz talep etmiştir. Taleple bağlı kalınarak yasal faiz isteminin kabulü ile ödemenin Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları B.4. maddesi çerçevesinde ödenecek tazminat tutarının belirlenmesinden itibaren bir ay içinde yapılması gerekmekle beraber ilk ödeme tarihi 17.02.2020 tarihi olduğundan, temerrüt tarihinin 17.02.2020 tarihi olması gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Hükmedilecek vekalet ücretinin belirlenmesi bakımından, her ne kadar 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinde başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi istenmişse de 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde değişiklik yapan 6327 sayılı Kanunun 58. maddesinin son fıkrasında “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü ve bunun “Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile Kanun maddesinden başvuranın yüksek vekalet ücretine maruz bırakılmaması amaçlandığından davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1) Başvuru sahibi XXXX’ın 99.046,02 TL tutarındaki tazminat talebinin KABULÜ ile bu tutarın 35.425,00 TL’lik kısmının başvuru sahibinin XXXX Şubesi nezdinde bulunan XXXX IBAN numaralı kendi hesabına olmak üzere, 17.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 99.046,02 TL’nin XXXX tarafından XXXX’a ödenmesine,

 

2) Talep kabul edildiğinden, HMK 441 nci maddesi gereğince, Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru ücreti olan 615,00 TL ve ıslah harcı olan 871,00 TL olmak üzere

1.486,0 TL’nin XXXX tarafından XXXX’a ödenmesine,

 

3) Başvuru sahibinin tazminat talebi kabul edilmiş ve başvuru sahibi vekille temsil edilmiş olduğundan, kabul edilen tutar üzerinden, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17’nci maddesi hükmü ve yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ilgili hükümlerine göre hesaplanan 13.359,37 TL tutarındaki vekâlet ücretinin, XXXX tarafından XXXX’a ödenmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 12. fıkrasında yer alan düzenleme gereğince, kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere Oybirliği ile karar verilmiştir. 26.02.2021 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy