Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

16.12.2019 Tarihli ve K-2019/102994 Sayılı Hakem Kararı (Kasko - Maddi)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru sahibi vekili XXXX tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin XXXX plakalı ve uyuşmazlık tarafı sigorta kuruluşu nezdinde XXXX numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın asli kusuru ile müvekkilinin karşı araçta yolcu konumundayken meydana gelen trafik kazası sonucu XXXX oranında maluliyetinin olduğu, maluliyet tazminatı talebi ile XXXX SİGORTA A.Ş.’ye başvurulduğunu, ancak XXXX Sigorta A.Ş. tarafından başvuruya cevap verilmediğini belirterek XXXX tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulmuş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere XXXX TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin talebidir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya içeriğindeki belgeler, tarafların iddia ve savunmaları ile dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında XXXX tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili XXXX tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin XXXX plakalı ve uyuşmazlık tarafı sigorta kuruluşu nezdinde XXXX numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın asli kusuru ile müvekkilinin karşı araçta yolcu konumundayken meydana gelen trafik kazası sonucu XXXX oranında maluliyetinin olduğu, maluliyet tazminatı talebi ile XXXX Sigorta A.Ş.’ye başvurulduğunu, ancak XXXX Sigorta A.Ş. tarafından başvuruya cevap verilmediğini belirterek XXXX tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulmuş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere XXXX TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin talebidir.

 

Başvuru sahibi vekili iddialarına dayanak olarak, maluliyet raporu ve tedavi evrakları, başvuru harç ödeme dekontu, vekâletname, Kaza tespit tutanağı, ve XXXX Sigorta A.Ş.’ye yapılan başvuru örneği, savcılık evrakları, uzlaşma raporu ibraz edilmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigortalı kuruluşu vekili başvuruya savunma olarak sunmuş olduğu dilekçesinde; başvuru sahibi vekiline XXXX’nın XXXX tarihinde meydana gelen kazada malul olması nedeniyle XXXX tarihinde XXXX TL ödeme yapıldığı, başvurucunun sigorta şirketini ibra ettiği gerekçeleriyle başvurunun reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

 

Sigorta kuruluşu vekili iddialarına dayanak olarak vekâletname ibraz etmiştir.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Sigorta Tahkim Usulü ve Sigorta Hakemlerine İlişkin Yönetmelik, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Sigorta Tahkim Usulü ve Sigorta Hakemlerine İlişkin Tebliğ, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Genel Şartları, Sigorta Poliçeleri ve Yargıtay İçtihatları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Başvuru sahibi vekili XXXX tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin XXXX plakalı ve uyuşmazlık tarafı sigorta kuruluşu nezdinde XXXX numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın asli kusuru ile müvekkilinin karşı araçta yolcu konumundayken meydana gelen trafik kazası sonucu XXXX oranında maluliyetinin olduğu, maluliyet tazminatı talebi ile XXXX Sigorta A.Ş.’ye başvurulduğunu, ancak XXXX Sigorta A.Ş. tarafından başvuruya cevap verilmediğini belirterek XXXX tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunulmuş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere XXXX TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin talebidir.

 

Hakemliğimce yapılan incelemede taraflar arasındaki uyuşmazlığın başvuru sahibinin sürekli iş göremezlik tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda olduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlığın esasına geçilmeden önce sigorta kuruluşuna yapılan başvurunun değerlendirilmesi gerekmiştir. Şöyle ki;

 

“Maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. ” (İstanbul BAM, 9. HD., E. 2017/1941 K. 2019/29 T. 17.1.2019).

 

BAM kararı uyarınca kaza tarihinin XXXX olduğu dikkate alındığında, maluliyet raporunun

“Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

 

14.04.2016 tarihli 607 sayılı kanun ile 2918 sayılı Kanunda meydana gelen değişiklik sonrasında 97. Madde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Şeklindedir. Aynı kanunun 99. Maddesinin 1. Fıkrası “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar... ”

 

14.05.2015 tarihinde değiştirilerek 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarında 02.08.2016 tarihli 29789 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik de dikkate alındığında ZMSS Genel Şartlarına göre; “B.2. tazminat ve giderlerin ödenmesi” başlıklı maddenin 3. Fıkrası; “2.1. Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu genel şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir.”

 

Genel şartlara 02.08.2016 tarihli değişiklik ile eklenen madde Ek:6 ‘da tazminat ödemelerinde istenilecek belgeler maddi zararlar için aşağıdaki şekildedir;

 

Bedeni Zararlar

 

Sürekli Sakatlık

 

• 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu.

 

• Hak sahibi gerçek kişiler için: T.C Kimlik No.

 

• Kaza raporu.

 

• Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi.

 

• Hak sahibine ait banka hesap bilgileri.

 

Başvuru sahibi vekili, sigorta şirketine hasar dosyasında mevcut Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınana müvekkilinin XXXX malul olduğunu gösteren rapor ile başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak Sigorta Tahkim Komisyonu’na

03.08.2018 tarihli XXXX Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun müvekkilinin XXXX malul olduğunu gösteren rapor ile başvuruda bulunmuştur. Sigorta şirketine ve Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvurulardaki raporlar farklı olduğundan işbu sebeple Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 13. Fıkrası gereğince sigorta kuruluşuna başvuru şartının gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

 

4.1.1. Vekâlet Ücreti Bakımından

 

Sigorta kuruluşu vekilinin vekâlet ücretine ilişkin talepleri Avukatlık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Danıştay 8. Dairenin 2017/1257 Esas sayılı dosyasından verdiği yürütmenin durdurulması kararı, 30 Aralık 2017 Cumartesi 30286 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve 17 Hukuk Dairesinin 2014/5005K. 2014/7686, E. 2014/2255K. 2014/3620T. 13.3.2014, E. 2013/15884K. 2013/14731T. 31.10.2013, E. 2013/11349K. 2013/14120T. 22.10.2013 kararları göz önüne alınarak değerlendirilmiştir.

 

Buna göre 5684 sayılı özel kanun niteliğindeki Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 maddesinde yer alan talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde, aleyhe hükmolunacak yani sigorta kuruluşu vekili lehine vekâlet ücretinin Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biri olacağı düzenlemesinin esas alınması gerektiğine karar verilmiştir. Gerçekten de Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesinde her ne kadar taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olacağı ifade edilmiş ise de yönetmeliğin söz konusu hükmü, Sigortacılık Kanunu'nun m. 30/17 hükmünün başvuran aleyhine kapsamını genişletmek suretiyle açıkça aykırı bir düzenleme içermektedir. Anılan kanunla Hazine Müsteşarlığına, Sigorta Tahkimde avukatlık vekâlet ücreti düzenlemesi için açıkça bir yetki vermemiştir. Anayasa'nın 124. Maddesinde “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler” düzenlemesi öngörülmüştür. Bu bakımdan aynı zamanda fonksiyon gaspı niteliğinde olan ve normlar hiyerarşisinde daha alt sırada yer alan yönetmeliklerin, kanuna aykırı nitelikte hükümler öngörmeleri mümkün olmadığına ilişkin genel hukuk kuralı karşısında, kanuna aykırı nitelikte yönetmelik hükmünün yok sayılarak yerine kanun hükmünün uygulanması zorunlu olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim alıntı yapılan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı da bu yöndedir. “... Anayasa'da kanun çıkarma yetkisi yasama organına verilmiştir. Yasama organı Anayasa çerçevesinde konu ile sınırlı olmaksızın kanun çıkarabilir. Bir başka deyimle kanun, Yasama Organı tarafından yapılan bağımsız bir hukuksal düzenlemedir. Buna karşılık yönetmelik, kanunu açıklayan, kanunun uygulanmasını sağlayan ve kanunu tamamlayan bir idari tasarruftur. Yönetmelikle kanun arasında organik bağ mevcut olup, yönetmelik kanuna bağımlıdır. Bu sebeple öncelikle üstün norm olan kanunun, kanuna aykırı olmayan hallerde ise yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekir. Bir başka anlatımla; kanunla yönetmeliğin çatışması halinde üstün norm durumunda bulunan kanuna değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur. Öğretide bazı hukukçular yönetmeliklerin kanuna aykırı olmasının adli yargıda incelenemeyeceği, bu gibi hallerde ilgili tarafa idari yargıya başvurarak yönetmeliğin iptalini sağlamak üzere önel verilmesi ve bunun bekletici sorun yapılması gerektiği konusunda görüş bildirmektedirler. Gerek Anayasa'da ve gerekse kanunlarımızda yönetmelikle kanunun çatışması halinde bunun bekletici sorun sayılması gerektiği hususunda bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, adli yargı içinde ceza ve hukuk ayırımı yapılarak sonuca varılması da isabetli değildir. Yorum yaparken yargı yolunu bir bütün olarak kabul zorunludur. Yargıtay'ın süregelen uygulamalarında ayırım yapılmaksızın yönetmeliğin kanuna aykırı olması halinde, kanuna değer verilerek uyuşmazlıkların çözümlenmesi ilkesi benimsenmiştir. Yönetmeliğin kanuna bağımlı olması açıklanan şekilde yorum ve uygulama yapılmasını gerektirmektedir...” (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, E. 1993/5, K. 1996/1, T. 22.3.1996). Yasal düzenleme ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda Sigorta Tahkime dair yönetmenlikte yapılan düzenlemeye göre başvuran yararına takdir edilen beşte bir oranında vekâlet ücretinin yasal dayanağı bulunmadığından kanuna değer verilmiştir. Yukarıda izah edilen nedenle de somut başvuru açısından Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliği’nin 16. maddenin 13. fıkrası ile başvuru sahibi açısından getirilen düzenlemenin uygulanması mümkün görülmemiştir.

 

Karar tarihinde yeni yürürlüğe giren 02 Ocak 2019 tarihli ve 30643 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda ücret düzenlenerek;

 

MADDE 17 - (1) Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır.

 

(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.

 

(3) 28/1/2012 tarihli ve 28187 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Tahkim Kurulu, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde idare ve vergi mahkemelerinde görülen davalar için öngörülen avukatlık ücretine hükmeder. denilmektedir.

 

Vekâlet ücretine konu olan asıl alacak tutarı, tarifede yer alan maktu ücret olan 2.725,00 TL tutarından daha düşük olduğunda vekâlet ücreti olarak asıl alacak tutarına hükmedilecektir.

 

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesindeki atıf karşısında, başvuranın talebinin kısmen veya tamamen reddedilen tutarına ilişkin AAÜT esas alınarak hesaplanacak ücret üzerinden 4/5 oranında indirim yapılarak davalı/sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği tartışmasızdır.

 

Nitekim Sigortacılık Kanunu ile Sigorta Tahkim Komisyonunun kuruluş amacına uygun olarak adli yargının iş yükünü hafifletmek ve alternatif çözüm yolu olarak sigorta tahkim yolunu işlevsel, tercih edilebilir, makul bir çözüm yolu haline getirmektir. İlgili yasa hükmü sigorta tahkim müessesini genel mahkemelerden ayıran önemli bir yasal düzenlemedir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya münderecatı ve taraf delillerinin yürürlükte bulunan mevzuat ve Yargıtay kararları doğrultusunda, tarafların talep ve savunmaları, uyuşmazlığın çözümünde öncelikli incelenmesi gereken sıralama nazara alınarak yapılan inceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu incelenmiş ve belirtilen gerekçeler neticesinde başvuru sahibinin XXXX TL sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili talebinin başvuru şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1. Başvuru sahibinin talebinin usulden reddine,

 

2. HMK’nın 442. maddesinin 4. fıkrası gereğince; başvuru sahibi tarafından yapılan 100,00- TL başvuru ücreti ve XXXX -TL vekâlet harcı olmak üzere toplam XXXX -TL’nin başvuru sahibinin üzerine bırakılmasına,

 

3. Sigorta kuruluşu vekil ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17. maddesi ve Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 17. fıkrası gereğince 200,00 TL vekâlet ücretinin başvuru sahibinden alınarak XXXX Sigorta A.Ş.ye ödenmesine,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun m. 30/12 maddesi gereğince, kesin olmak üzere karar verildi. 16/12/2019 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy