Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 11)

 

15.11.2016 Tarih ve K-2016/32761 Sayılı Hakem Kararı

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlık, Sigorta şirketi tarafından tanzim edilen xxxx no.lu Ticari Risk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı bulunan işyerinde meydana gelen 04.01.2016 tarihli sel hadisesi üzerine sigorta şirketi tarafından ödenmediği belirtilen sigorta tazminat bedelinin tazmini talebine ilişkindir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline İlişkin Süreç

 

Dosya 02.08.2016 tarihinde heyetimizce teslim alınarak tahkim yargılamasına başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle bilirkişi incelemesi yapılmış ve 15.11.2016 tarihinde karara varılarak tahkim yargılamasına son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi başvurusunda özetle;

 

“Başvurucu xxxx ilçesinde bulunan turistik hediye ve halı eşya mağazasında satış işi işe iştigal ettiklerini, sigorta sözleşmesini sigorta şirketinin acentesi olan xxxx Şubesi personeline poliçeyi yenilemek için önceki dönem xxxx Sigorta A.Ş. 'nin sigorta poliçesini banka çalışanlarına verdiğini ve aynı şartlarda poliçenin onlar tarafından düzenlenmesi tekliflerini kabul ettiğini, sigorta şirketinin bir önceki poliçenin kopyalanarak bir sigorta poliçesi düzenlediğini, ikinci dönem poliçesinin başlatıldığını, ödemelerinin otomatik banka hesabından tahsil edildiğini, poliçenin başvurucuya teslim edilmediğini, 04.01.2016 tarihinde işyerinin bulunduğu bölgede aşırı yağış ve fırtına etkisi ile meydana gelen sel hadisesi sonucu ticari emtea, demirbaş ve dekorasyonda yaklaşık 600.000,00. TL hasar meydana geldiğini, sigorta şirketine yapılan hasar ihbarı ile ilgili incelemede sonrasında poliçede sel teminatının ‘emtianın 12 cm yükseklikte palet ve raf üzerinde bulunması kaydı ile ’ verildiğini, ancak eski poliçe de böyle bir ibare olmadığını ve xxxx Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen poliçenin aynısının yapılacağının taahhüt edilmesine rağmen hiçbir uyarı ve bildirim yapılmadan poliçeye sel rizikosu ile ilgili kısıtlayıcı hüküm konulduğunu, poliçe müvekkile teslime edilmediğinden müvekkilinin poliçenin bir önceki şartların aynısını kapsayacağına inanması ve talep etmesinin doğal olduğunu, söz konusu özel şart gerekçe gösterilerek tazminatın reddinin sözleşme hukuku ilkeleri ile Sigortacılıkta Bilgilendirme Yükümlülüğü ile ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, poliçede bulunan ‘emtianın 12 cm yükseklikte palet ve raf’ şartından haberdar olmadıklarını, açılan dosya kapsamında gelen eksperin 480.713,73.TL tutarında hasar tespiti yaptığını, da sonra USD -TL kur karşılığı 4.941.435,31.TL sigorta değeri tespit edildiğini hasar tarihindeki police değeri olarak 4.721.202,54.TL 'ye oranlanarak %4,50 eksik sigorta tatbik ettiğini, oranın 4,45 olduğunu, eksik sigortanın söz konusu olmadığını, sigorta eksperi tarafından döviz kuru değişimi nedeniyle eksik sigorta varmış gibi bir hesaplama yapıldığını emtia zararı hesaplamasının bilirkişi vasıtasıyla yapılması gerektiğini, sovtaj rakamının da gerçeği yansıtmadığını , %25 oranın yüksek olduğunu sektör teamülleri ve müşteri talepleri göz önüne alınarak hasarlı halıların sovtaj değerinin sağlam halıların % 20 değeri olabileceğini, 120.178,43.TL sovtaj bedelini kabul etmediklerini, sovtaj bedelinin en fazla 96.142,00.TL olabileceğini, eksper incelemesinde 490.749,33.TL olan halıların gerçek değerinin 625.151,33.TL olduğunu, hasarlı hali bedeli olarak 625.151,33.TL 'den 12.000,00.TL temizlik bedeli ve 94.000,00.TL muafiyet tutarı tenzil edilerek 543.151,33.TL ödenmesini, sovtaj bedelinin düşürülmesinin zorunlu olmadığını, sovtaj bedelinin yüksek olduğu kabulü halinde hasarlı halıları sigorta şirketine terk edebileceklerini, başvurucuda kalması halinde sovtaj bedelinin en fazla 96.142,00.TL olabileceğinin kabulü ile 543.151,33.TL'den sovtaj bedeli tenzili ile 447.009,00.TL'nin ödenmesi gerektiğini, sigorta şirketinin 25.04.2016 tarihinde emtia ile ilgili hasar talebini reddettiğini, bina-demirbaş için 11.426,00.TL ödeme yapacağını bildirdiğini ancak ödeme yapmadığını, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 30.000,00.TL Emtia, 11.000,00.TL bina-demirbaş zararının temerrüt tarihi olan 25.04.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini ”

 

Talep etmektedir. Başvuru sahibi başvurusuna ek olarak poliçeyi, Yangına ilişkin tutanakları, yazışmaları, faturaları, vergi kayıtlarını delil olarak sunmuştur. Başvuru sahibi vekili, bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra 26.10.2016 tarihli dilekçesi ile 30.000,00.TL Emtia zararı talebini 258.784,58.TL'ye, 11.000,00.TL bina-demirbaş zararı talebini 15.451,53.TL'ye toplam talebini 274.236,11.TL olarak ıslah yolu ile artırmıştır.

 

2.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Kuruluşu savunmasında özetle;

 

“Başvuruya konu poliçe uyarınca poliçede yazılı limitlerle sınırlı sorumluluğunun bulunduğunu, sigortalının poliçe teminatları hakkında bilgilendirildiğini, poliçeye süresi içerisinde itiraz edilmediğini, sigortalıya sözlü bilgilendirme yapıldığını, ekspertiz incelemesi neticesinde poliçede açıkça belirtildiği üzere ‘Dahili su ve seylap teminatları emteaların minimum 12,00 cm yükseklikteki palet, raf ya da benzer nitelikteki yükselti üzerinde bulundurulması kaydı ile verilmiştir. Aksi durumda dahili su ve seylap hasarları teminat harici. ’ Olduğunu, olayda emtiaların herhangi bir yükselti üzerinde bulunmadığını, su baskının da suyun 11 cm yüksekliğinde kaldığının tespit edildiğini, zararın poliçe teminatı dışında kaldığını, başvurucunun gerekli tedbirleri almadığını, bahse konu hasar meydana geldikten sonra sigortalının ana faaliyet konusu olan halılar için ani olarak meydana gelecek dahili su ve seylap riskleri için herhangi bir önlem almadığını, halıların yerde üst üste serili durumda, altına herhangi bir yükselti konulmadan ve ayrıca duvarlara asılarak istiflendiği tespit edildiğini, ana faaliyet konusu halı satışı olan işyerlerinin ilgili emtea için aldığı en basit ve rutin tedbir halıların yükselti üzerinde tutulması olduğunu, Başvuranın TTK. Madde 1448 hükmüne aykırı davrandığını, eksper raporun da iş yerini basan sel sularının 11,00cm olduğu ve poliçede yer alan 12,00cm yüksekliğindeki önlemin alınması durumunda emteanın zarar görmeyeceğinin tespit edildiğini, eksper sigorta değerin mevcut emtealar ve envanter kayıtlarını inceleyerek eksik sigorta uygulandığının tespit edildiğini, poliçede yer alan sigorta değerinin % 10 enflasyonlu hali ile karşılaştırarak eksik sigortaya ulaştığını , poliçe kapsamında halıların maliyeti değerlendirilmiş olup, aslen senetlerin farklı tarihlerde ödenmesi sonucu doğan kur farkının poliçeye konu olmadığını eksik sigorta oranı % 4,45.. olarak bulmuş, rakamı yuvarlayarak % 4,5 olduğu kanaati ile hesaplamayı yaptığını, başvuru vekilinin % 10 değer farklılıklarında eksik sigorta uygulamasına gidilmemesinin TTK ve Sigorta Genel Şartlarında yeri olmadığını , poliçede de eksik sigorta için koruma mevcut olmadığını , poliçenin beyan usulüne göre tanzim edildiğini bedel artışlarında sigortalı tarafından sigorta şirketine bilgi verilmesi gerektiğini, Sovtaj rakamı için ekspertiz aşamasında sigortalı ile poliçe özel şartları nedeniyle hasarın teminat dışı kaldığı yönünde bilgilendirme yapılırken şifahen görüşülmüş olup, halılarının maliyetinin % 25’i kadar değerde olabileceği sigortalı tarafından ekspere beyan edildiğini ve hasar hesabında sovtaj değeri olarak sigortalının belirtmiş olduğu % 25 değer baz alındığını, piyasa araştırması, yapılan sayımlar, sigortalının göndermiş olduğu maliyet faturaları, listeler ve envanter kayıtlarının incelenmesi sonucunda hasarlı halıların maliyetlerinin 490.749,33.TL olduğu eksper tarafından tespit edildiği, ilgili dilekçede talep edilmiş olan 625.151,33.TL ’nin nasıl hesaplandığı konusunda detay yer almadığı için gerçek maliyet rakamını yansıtmadığının tespit edildiği, sigortalıya kati eksper raporuna istinaden bina ve demirbaşlar için seylap muafiyeti sonrasında 11.426,42.TL ödenebileceği ve emtea hasarının poliçe özel şartlarına istinaden teminat dışında olduğu yönünde yazılı bilgi verildiği ve ödenecek tutar için ibraname ulaşmadığı için hasar ödemesi yapılamadığını, sigorta şirketinin kusuru olmadığını , faiz, masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini. Hukuken sorumluluğu bulunmayan sigorta şirketi hakkındaki başvurunun reddine karar verilmesini.” savunmaktadır. Sigorta kuruluşu delil olarak; poliçeyi, Ekspertiz raporlarını, Özel inceleme raporunu, yangına ilişkin tutanakları, faturaları, vergi beyannamelerini, fotoğrafları delil olarak sunmuştur.

 

3.UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Konu uyuşmazlığın hallinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Sigortacılık Kanunu, Yangın Sigortası Genel Şartları, poliçe özel şartları ve klozları, tarafların iddia ve savunmaları ile bunları tevsik eden deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR VE HUKUKİ DAYANAK

 

4.1. Değerlendirme

 

Dosyaya sunulan belge ve delillerin incelenmesinden, halı, hediyelik eşya ve kuyum satış mağazası olarak faaliyet gösteren sigortalı işyerinin 4.700.000,00. TL emtea sigorta bedeli,

500.000,00. TL bina bedeli ve 50.000,00.TL demirbaş sigorta bedeli ile sigortalandığı, sigortalı işyerinde 04.01.2016 tarihinde meydana gelen şiddetli yağışlar sonucunda sigortalı tesisin içine çamurlu sel suyunun dolması suretiyle sel rizikosunun meydana geldiği anlaşılmaktadır.

 

Başvuruya konu olayda sigorta kuruluşu tarafından görevlendirilen ilk eksperin düzenlendiği 11.02.2016 tarihli Ekspertiz raporunda; sovtaj tenzili öncesinde 513.225,37. TL hasar tespit edildiği, sovtaj düştükten sonraki hasar tutarının 393.046,94. TL olduğu, sigorta bedeli üzerinden % 2 sel muafiyeti uygulandığında nihai zarar tutarının 270.897,58. TL olduğu, ancak poliçe özel şartlarındaki 12 cm yükseklikte palet koşuşu dikkate alındığında, 12 cm in üzerinde kalan ve hasarlanan mallar yönünden sigorta kapsamındaki ödenebilir hasar tutarının 11.426,42. TL olduğu belirtilmektedir.

 

Taraflar arasında sel rizikosunun gerçekleştiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın esası sigorta poliçesinin dördüncü sayfasında yer alan “Dahili su ve seylap teminatları emteaların minimum 12,00 cm yükseklikteki palet, raflar ya da benzer nitelikteki yükselti üzerinde bulundurulması kaydı ile verilmiştir. Belirtilen nitelikteki palet, raflar ya da benzeri yükselti üzerinde bulunmayan emteadaki dahili su ve seylap hasarları teminat haricidir. ’ hükmünün uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışındaki uyuşmazlık noktaları ise ağırlıklı olarak emteaların sovtaj tutarının belirlenmesi ve eksik sigorta uygulamasından kaynaklanmaktadır.

 

Heyetimizce dosya kapsamı ve uyuşmazlığın niteliği dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu çerçevede Sigorta Eksperi adli bilirkişi xxxx bilirkişi olarak tayin edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 14.10.2016 tarihli rapor, 17.10.2016 tarihinde taraflara iletilmiş, sigorta kuruluşu vekili rapora karşı herhangi bir beyanda bulunmamış, başvuru sahibi vekili ise 18.10.2016 tarihli dilekçesiyle rapora itiraz ederek ek rapora gidilmesini talep etmiş, heyetimizce yapılan değerlendirme sonucunda davacının bu talebi reddedilmiş ve buna ilişkin ara karar taraflara iletilmiştir. Davacı vekili bunun üzerine 26.10.2016 tarihli dilekçesi ile 30.000,00.TL Emtia zararı talebini 258.784,58.TL'ye, 11.000,00.TL bina-demirbaş zararı talebini 15.451,53.TL 'ye toplam talebini 274.236,11.TL olarak ıslah yolu ile artırmıştır. Islah dilekçesi 26.10.2016 tarihinde sigorta kuruluşu vekiline iletilmiş, sigorta kuruluşu herhangi bir beyanda bulunmamıştır.

 

4.2 Gerekçeli Karar ve Hukuki Dayanak

 

Başvuruya konu uyuşmazlıkta sigorta ettiren, sigortacının acentesi olan bankadan önceki dönem poliçesini düzenleyen xxxx sigorta’nın poliçesinin aynısının yapılmasını istediğini, ancak düzenlenen yeni dönem poliçesinin kendisine teslim edilmediğini ve bilgilendirme de yapılmadığını, dolayısıyla poliçedeki özel koşulun varlığını bilmediklerini ve kabul etmediklerini ileri sürmüştür. Dosyada sigortalı tarafından imzalanmış bir bilgilendirme formu bulunmadığı, sigorta kuruluşu vekilinin de savunma dilekçesinde bilgilendirmenin sözlü yapıldığını savunduğu görülmektedir.

 

Sigortalının bilgilendirilmesi ve aydınlatılması yükümlülüğüne ilişkin mevzuatımızdaki düzenlemeler, 5684 Sayılı Yasanın 11/3 maddesi ve buna dayanılarak çıkarılan 28.10.2007 Tarihli Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik ile 6102 Sayılı T.T.K’nun 1423 Maddesi hükmüdür. 1423. Maddeye göre, sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmediği taktirde, sözleşmenin poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağı belirtilmiş ise de, aydınlatmanın yapılmaması haline yükümlülüğünü yerine getirmeyen sigortacı hakkında hangi yaptırımın uygulanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamıştır. Yani maddeye göre sözleşme gerçekleşmektedir, ancak sözleşme öncesi aydınlatma yapılmadığı ve bundan bir zarar doğduğu takdirde sigortacının Bilgilendirme Yükümlülüğü hükümleri çerçevesinde bundan sorumlu olacağı gerçeğini ortadan kalkmamaktadır. Zira bilgilendirme veya aydınlatma aktif bir eylem olup, yasa koyucunun amacı, sigortacının aktif olarak sigortalıyı sözleşme başlangıcından önce başlamak üzere sözleşmenin her aşamasında gerekli her konuda bilgilendirmesini temin etmektir. Sigorta ettiren ise bilgilendirme ve aydınlatma eylemi karşısında sözleşmenin pasif olan tarafıdır. TTK nun 1423/2. Maddesi hükmünün aydınlatma kurumunda sigortacıyı aktif durumdan çıkarıp sigorta ettireni aktif olmaya zorlamış olduğu ve sigortacıyı yerine getirmediği yükümlülük sebebiyle sorumluluktan kurtardığı düşünülemez. 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/3. Maddesi ve buna göre çıkarılmış olan Bilgilendirmeye ilişkin Yönetmelik halen yürürlükte dururken, TTK. nun 1423/2. maddesinin bu şekilde sigorta ettiren aleyhine geniş yorumlanması, aydınlatma yükümlülüğü kavramının özüne ve ruhuna da aykırı olacaktır.

 

Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelikte yer alan tazminatın hukuki temeli, sözleşme öncesi kusurdan (culpa in contrahendo) kaynaklanan ama aynı zamanda sözleşme ilişkisine dayanarak talep edilebilen bir tazminat olarak değerlendirilmektedir. Buradaki hukuki sorumluluk bir haksız fiil sorumluluğu değil, sözleşme ilişkisinde borca aykırı davranan tarafın (MK. m.2. ve TBK. m.112) sorumluluğudur. Borçlu tarafın kusurlu olduğu ilkesine dayanan bu sorumluluk, tazminatın belirlenmesinde sigortacının kusuru ile birlikte, zararla ihlal edilen yükümlülük arasında uygun illiyet bulunup bulunmadığı ve varsa sigorta ettirenin de müterafık kusurunun belirlenmesini gerekmektedir. (Yrd. Doç Dr. xxxx Sigortacının Sözleşme Öncesi Aydınlatma Yükümlülüğü Sayfa 352-356) Anılan Yönetmeliğin 7. Maddesi uyarınca bilgilendirme yükümlülüğüne aykırılık halinde sigorta ettiren sigorta sözleşmesini feshedebileceği gibi, varsa uğradığı zararın da tazminini talep edebilir. Davacı, zararın tazminini talep etmektedir. Sigortacının tamamen sorumluluktan kurtulabilmesi için sigorta ettirenin kusurunun, sigortacının kusuru ile zarar arasındaki illiyet bağını kesecek derecede ağır olması aranmalıdır. Aydınlatma yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi halinde sigortacı her halükarda sorumlu tutulmakta; zarar görenin kusurunun derecesi sadece sorumluluğun niteliğini ve miktarını etkilemektedir. ( AGE. Sayfa 343) Sigortalının tacir olması sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamakla birlikte, Yönetmeliğin 7. Maddesinde öngörülen tazminat yükümlüğünün belirlenmesi aşamasında olayın özelliği de dikkate alınarak mütarafık kusur olup olmadığının ve tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınabilecek olan bir husustur.

 

Diğer yandan sözleşme öncesi aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına anılan maddede belirtildiği gibi itiraz edebilmesi için, her şeyden önce poliçenin sigorta ettirene TTK. nun 1423. Maddesi uyarınca teslim edilmesi gerektiği de açıktır. Dosyaya sunulan poliçelerde sigortalı şirketin imzasının bulunmadığı, sigortalı başvuru sahibi tarafından dosyaya sunulan poliçe suretinin de imzasız olduğu ve riziko tarihinden sonra 01.02.2016 tarihinde xxxx Şube adlı fakstan gönderilen suret olduğu görülmektedir.

 

TTK nun “Sigorta poliçesi verme yükümlülüğü” başlıklı 1424. Maddesine göre;

 

“Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmi dört saat, diğer hâllerde on beş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur.”

 

Başvuruya konu olayda sigortacının riziko tarihinden önce poliçeyi sigorta ettirene teslim ettiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.

 

Şu halde uyuşmazlıkta, sigortalıya poliçenin teslim edilmemesi ve sözleşme öncesinde bilgilendirme yapılmaması nedeniyle sigortalının bu yönden bir zararı doğmuş ise, bu zararın giderilmesi gerekmektedir. Gerek TTK nun 1423. Maddesi, gerekse Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik uyarınca sigorta ettireni bilgilendirdiğini ispat yükü sigortacıda olup, olayda bilgilendirme yapıldığı da sigortacı tarafından ispatlanamamıştır.

 

Dosyada bulunan deliller çerçevesinde, sigortalıya poliçe teslim edilmiş ve özel şartlara konulan “palet, yükselti” şartı konusunda bilgilendirme yapılmış olsa idi, sigortalının poliçe özel koşullarında yer alan “palet, yükselti” şartını yerine getirebileceği ve böylece uğranılacak emtea zararının da sigorta kapsamında karşılanacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle sigortacının poliçeyi teslim etmemesi ve bilgilendirmemesi sonucu poliçedeki özel koşulun yerine getirilmemesi nedeniyle sigorta tazminatından mahrum kalınması ile sigortacının bilgilendirme yapmaması arasında uygun illiyet bağının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Sigortacı konusunda uzman olup, poliçeyi teslim etmeme ve sigorta ettireni bilgilendirmeme konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olup, bilgilendirme yükümlülüğüne uyulmaması nedeniyle doğan zararın tazmini şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

 

Sigorta ettirenin zararının hesaplanmasında TBK. nun 114/2. Maddesinin yollamasıyla haksız fiillere ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanması gerektiğinden, aynı yasanın 51. ve 52. Maddeleri hükümleri dikkate alınmak suretiyle tazminatın belirlenmesi gerekecektir. TTK. nun 18/II maddesi uyarınca sigorta ettirenin de basiretli tacir olarak özenli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda sigorta ettirenin, sözleşmenin kendisine teslim edilmemiş olması karşısında uzun süre hareketsiz kalması, sigorta poliçesi ve koşulları hakkında bilgi talep etmemesi de sigorta ettiren yönünden mütefarık kusur olarak görülmüştür. Şu kadar ki sigortalının bu kusuru, sigortacının özel mevzuatla belirlenmiş asli görevlerini yerine getirmemekten kaynaklanan kusurunun yanında tali niteliktedir. Bu nedenle, Gerek TTK. nun 18/2. Maddesi hükmü, gerekse MK. nun 2. Maddesinde yer alan, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olması ilkesi uyarınca somut olayın tüm özellikleri dikkate alındığında olayda sigorta ettirenin de tali nitelikte müterafık kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Tarafların kusur derecesinin takdir ve değerlendirmesinde somut dosyanın tüm içeriği değerlendirilmiş ve poliçeyi verme ve bilgilendirme yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle doğan zararının oluşmasında sigortacının % 75, sigortalının ise % 25 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Sigorta ettirenin poliçenin teslim edilmemesi ve aydınlatma yükümlülüğünün ihlali nedeniyle uğradığı zarar tutarını tespit edebilmek için öncelikle, gerçekleşen riziko nedeniyle poliçe kapsamında ödenebilir hasar tutarının ne olacağının hesaplanması gerekmektedir.

 

TTK nun Eksik sigorta başlıklı 1462. Maddesine göre;

 

“Sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder.”

 

Yangın Sigortası Genel Şartlarının “Eksik Sigorta” başlıklı A.5. maddesine göre;

 

“Poliçede belirtilen sigorta bedeli, sigorta edilen menfaatin, hasara uğradığı andaki değerinden düşük olduğu takdirde, menfaatin bir kısmının zarara uğraması halinde sigortacı, aksine sözleşme bulunmadıkça sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranı neden ibaretse zararın o kadarından sorumludur. ”

 

Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca sigortalının KDV yükümlüsü olup olmadığına bakılmaksızın sigorta hasarlarının KDV dahil hasar tutarı üzerinden ödenmesi gerektiğinden, eksik sigortanın hesabında dikkate alınacak sigorta değerinin de KDV dahil değer olması gerekmektedir. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda;

 

“…mevcut olayda hasar gören ürünlerin miktarı konusunda ekspertiz raporunda miktarı ve cinsi bakımından herhangi bir mutabakatsızlık görülmediği, tespit edilen hasar bedelinin 196.630,34.USD olduğu, hasar tarihinde döviz kurunun 2.9475.TL olduğu, Sigortalının resmi muhasebesine göre 31.12.2015 tarihli halı stoku 3.881.689,66.TL olduğu , malın satın alınma tarihindeki kurlar üzerinden hesaplanmış toplam tutarı ise 4.641.296,00.TL olduğu, bu iki tutar arasında oran orantı yapılarak, hasarlı grubun içinde 3. Şahıslara ait olan emtea mevcudu söz konusu olduğunu ve bu oranın % 16,37 konsinye, % 83,63 sigortalıya ait olduğunun tespit edildiğini, sigorta şirketinin baz alacağı sigortalının hasarlı ürün bedelinin KDV dahil 583.779,40.TL olduğunu, sovtaj sonucunda ödenmesi gereken emtea hasarı tutarının 437.834,54.TL olduğu, demirbaş hasarının ise 14.029,22. TL olduğu, bina hasarının 12.541.11.TL olduğu, hasar KDV dahil ödeneceğinden KDV dahil toplam emtea tutarının 5.879.163,64. TL olarak hesaplandığını ve buna göre eksik uygulama uygulanması halinde emtea hasarı tutarının 353.799,78.TL olduğu, demirbaş hasarının ise 14.029,22. TL olduğu, bina hasarının 12.541,11.TL olduğu; poliçe de sigorta bedeli üzerinden % 2 tenzili muafiyet uygulanacak olup, muafiyet uygulandığında ödenecek toplam hasar tutarının 274.236,11. TL olduğunu, poliçenin özel şartı uygulanması halinde emtianın teminat dışı olduğunu, demirbaş hasarının ise 14.029,22. TL'den muafiyet bedeli olan 1.010,80.TL tenzil edilerek tazminatın 13.018,42.TL olduğunu , bina hasarının 12.541,11.TL 'den muafiyet bedeli olan 10.108,00.TL tenzil edilerek tazminatın 2.433,11.TL olduğunu ve toplam sigorta tazminatı tutarının 15.451,53. TL olduğu; poliçedeki özel şartın uygulanmaması halinde ödenmesi gereken toplam sigorta tazminatı tutarının 274.236,11. TL olduğu”

 

Belirtilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara gönderilmiş, sigorta kuruluşu rapora itiraz etmemiş, başvuru sahibi vekili ise rapora itiraz ederek ek rapor alınmasını talep etmiştir. Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ayrıntı, gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla heyetimizce karara esas alınmıştır. Buna göre başvuru sahibinin sigorta kapsamında ödenebilir zarar tutarı 274.236.11. TL dır. Bu tutarın 258.784,58. TL lık kısmı poliçenin teslim edilmemesi ve bilgilendirme yapılmaması sebebiyle özel şart kapsamında sigorta teminatı harici bırakılıp ödenmeyen zarar olup, bakiye 15.451,53. TL lık kısmı ise, poliçedeki özel koşulun konusu dışında kalan bina ve demirbaş hasarları toplamıdır. Şu halde poliçenin teslim edilmemesi ve bilgilendirme yapılmaması sonucu sigortacı tarafından özel koşul ileri sürülerek ödenmeyen 258.784,58. TL lık zarar, başvuru sahibi sigorta ettirenin % 25 kusuruna göre tenzil edildiğinde poliçenin teslim edilmemesi ve bilgilendirme yapılmaması nedeniyle ödenmesi gereken zarar tutarının 258.784,58. TL X 75/100 = 194.088,43. TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu tutara teminata dahil bina ve demirbaş hasarı olan 15.451,53. TL ilave edildiğinde sigortacı tarafından başvuru sahibine ödenmesi gereken tutarın 209.539,96. TL olduğu ve başvurunun bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

 

Sigorta tazminatı alacağının, ekspertiz raporunun düzenlendiği 11.02.2016 tarihinde muaccel olduğu ve sigortacının bu tarihte temerrüde düştüğü anlaşılmakla birlikte, davacının tazminatın reddine ilişkin yazı tarihi olan 25.04.2016 tarihinden itibaren faiz talep ettiği anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak 25.04.2016 tarihinden itibaren avans faizine hükmetmek gerekmiştir.

 

5. KARAR

 

1- Başvurunun KISMEN KABULÜ ile 209.539,96. TL sigorta tazminatının 25.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faiziyle birlikte sigorta kuruluşundan tahsili ile başvuru sahibine ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

 

2- Başvuru sahibince sarf edilen 4.113,54. TL başvuru harcı ve 1.200,00. TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 5.313,54. TL tahkim yargılama giderinin tahkim yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 4.060,01. TL lık kısmının sigorta kuruluşundan TAHSİLİ ile başvuru sahibine ÖDENMESİNE, aşan kısmın başvuru sahibi üzerinde bırakılmasına,

 

3- Başvuru sahibi kendisini avukatla temsil ettiğinden Avukatlık Kanunu ve TBB. A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 18.522,40.TL vekalet ücretinin sigorta kuruluşundan TAHSİLİ ile başvuru sahibine ÖDENMESİNE,

 

4- Sigorta kuruluşu kendisini avukatla temsil ettiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Kanunu ve TBB. A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 7.466,58. TL tutarın, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30. Maddesi uyarınca 1/5’i olarak hesaplanan 1.493,316.TL vekalet ücretinin başvuru sahibinden TAHSİLİ ile sigorta kuruluşuna ÖDENMESİNE,

 

5684 sayılı Yasanın 30/12 maddesi uyarınca kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Komisyon nezdinde itirazı kabil olmak üzere 15.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy