Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(Karayolları Trafik Yönetmeliği m. 53)

 

28/03/2016 tarih ve K.2016/8739 Sayılı Hakem Kararı

 

1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlık, sigorta Şirketi tarafından düzenlenen Kasko Sigorta poliçesi teminatı altına alınan ... plakalı engelli aracı olarak tescilli vasıtanın 27.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda hasarlanması nedeniyle sigorta şirketi ile başvuru sahibi arasında ödenecek hasar miktarı konusunda uzlaşma sağlanamaması üzerine ödenmediği iddia edilen sigorta tazminatının tahsili talebine ilişkindir.

 

1.1. Başvurunun Hakeme İntikaline İlişkin Süreç

 

Dosya 03.02.2016 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmış, 28.03.2016 tarihinde karara varılarak tahkim yargılamasına son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1 Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi başvurusunda özetle;

 

" x Sigortadan kasko rizikolarına karşı sigortalı xxx plakalı OPEL ASTRA SEDAN 1.3 CDTI 95 S tip ve 2013 modeldeki aracımızın 27/10/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazası neticesinde Hasar Departmanı uzmanı Sn. xxx tarafından gönderilen e-posta ile aracın 37.930,00 Tl üzerinden pert-total olarak işlem görmesine karar verildiğine dair mutabakatname gönderilmiştir. Aynı gün rakamın düşük olması gerekçesiyle tarafımızdan mutabakatnameye itiraz edilmiş ve bilahare üç şirketten 56 bin, 57 bin ve 58 bin TL olarak alınan piyasa fiatı şirketinize bildirilmiştir.23 Kasım 2015 tarihinde Sn Sinem SESLİ tarafından ‘’Sizin belirtiğiniz rakam ötv rakamı düşülmeden aracın normal piyasa değeri, fakat sizin aracınız engelli aracı olduğundan piyasa değeri üzerinden ötv rakamı düşülmektedir. Siz aracı alırken ötv den yararlanarak araç aldınız, yine araç aldığınızda ötv den yararlanabilmeniz için araç hurda belgeli işlem görülecek ve ötv rakamı düşülerek size ödemesi yapılacak 27.930 TL son rakam olup mutabık kalındığı taktir de bu rakam üzerinden işlemlere devam edilecektir.’’ Şeklinde e-posta gönderilmiştir. Kasko Şirketi tarafından ödenecek tazminattan ÖTV tutarının düşülmesinin hiçbir yasal dayanağı yoktur. ÖTV istisnası devletin engelli bireye ya da ailesine tanıdığı sosyal bir hak, bir sübvansiyondur. ÖTV ödenmeksizin alınan bir araç ile ÖTV ödenerek alınan bir aracın kasko değerleri ve prim tutarları tamamen aynıdır ki biz de bu şekilde prim ödedik. Aracın ÖTV ödenerek ya da ödenmeden alınmış olması, kasko firmasını hiçbir biçimde ilgilendirmez. Kasko firmasının, aracın ÖTV li bedeli üzerinden kasko primi tahsil etmesine rağmen ÖTV’siz tutar üzerinden ödeme yapması, devlet tarafından özürlü ya da ailesine sağlanan rantın, kasko firmasına geçirilmesi demektir. Bu konuda hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi tamamen kasko şirketinin riskini müşteriye yükleyen keyfi bir uygulamadır. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından 22.05.2015 tarih ve 20145/İHK 520 sayı numarası ile Kasko Süper Oto Poliçesinde ‘İşbu Poliçe ile teminat altında olan aracın engelli aracı olması nedeniyle araç satın alınırken sigortalıdan tahsil edilmeyen her tür vergi ve fonlar aracın çalınması veya tam hasara uğraması halinde ödenecek tazminattan tenzil edilecektir. Taraflar bu konuda peşinen mutabık kalmışlardır. Şeklinde ENGELLİ ARAÇLARI ÖZEL ŞARTI klozu bulunmasına rağmen, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarında yer alan hasarın tespitine ilişkin hükmün aksine bir hükmün sigorta ettiren aleyhine poliçeye yazılamayacağı gerekçesiyle, tazminatın aracın hasar anındaki piyasa değeri üzerinden ödenmesi kararı verilmiştir. Sonuç olarak Kasko Şirketi tarafından tarafımıza 37.930 TL yerine aracımızın piyasa fiyatı olan 58 bin TL üzerinden ödeme yapılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ediyorum. "şeklinde beyanda bulunmuş, başvurusuna ek olarak poliçeyi, kaza tutanağını, hasar belgelerini, yazışmaları delil olarak sunmuştur.

 

2.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Kuruluşu savunmasında özetle; “Sigortalı aracın özürlü aracı olduğunu, satın alınırken ÖTV indirimi uygulandığını, bu nedenle poliçedeki Engelli Araçları Klozunda bu konuda hüküm bulunduğunu, sigortalının satın alırken ödemediği ÖTV nin kendisine ödenmesinin sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, aracın ikinci el değerinin 53.000,00. TL - 55.000.00. TL arasında olduğunu, piyasa değerinin en üstü olan 55.000,00. TL ndan % 45 ÖTV indirimi uygulandığında 37.930.00. TL nın tazminat miktarı olarak tespit edildiğini, alacaklının alacaklı temerrüdüne düştüğünü, talebin fahiş olduğunu ve reddini ” savunmuş, delil olarak poliçeyi ve hasar belgelerini sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Konu uyuşmazlığın hallinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Sigortacılık Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK) ve Yönetmeliği, Özel Tüketim Vergisi Kanunu, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları, Yargıtay kararları, tarafların iddia ve savunmaları ile bunları tevsik eden deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR VE HUKUKİ DAYANAK

 

4.1 Değerlendirme

 

Taraflar arasında kazanın oluşumu ve hadisenin sigorta kapsamına girdiği hususunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Başvuruya konu uyuşmazlık, sigorta şirketine Kasko poliçesi ile sigortalı engelli aracı olarak tescilli vasıtanın, riziko tarihindeki rayiç değerinin ne olduğu ve aracın hasarının ÖTV indirilerek mi yoksa ÖTV’li değeri üzerinden mi ödeneceği hususundadır.

 

Dosyaya sunulan 28.10.2015 tarihli Ekspertiz raporuna göre sigortalı aracın riziko tarihindeki rayiç değeri 54.000,00 TL’dır. Sigorta şirketinin, aracın hurdasının sigortacıya bırakılması kaydıyla piyasa rayicini en üst rakam olan 55.000,00. TL olarak aldığını belirterek bu tutardan % 45 ÖTV indirildiğinde 37.930,00. TL ödemeyi kabul ettiği, buna ilişkin 17.11.2015 tarihli mutabakatnameyi sigortalıya gönderdiği ancak sigortalının bu tutarı düşük bulduğu için imzalamadığı anlaşılmaktadır. Sigortacının, aracın hurdasına ihale yöntemiyle 22.200,00. TL bedelle müşteri bulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre sigorta şirketinin teklifi dikkate alındığında nakden tazmin edeceği sigorta tazminatı 37.930,00. TL - 22.200,00. TL = 15.700.00. TL’dir. Dosyaya sunulan 31.12.2013 tarihli faturaya göre sigortalı araç ÖTV’siz olarak satın alınmıştır.

 

4.2 Gerekçeli Karar ve Hukuki Dayanak

 

Başvuruya konu araç için ödenmesi gereken sigorta tazminat tutarının belirlenmesi heyetimizce 03.03.2016 tarihinde bilirkişi incelemesine dair ara karar verilmiş ve bilirkişiden, Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.1. maddesi ve Poliçe özel şartlarının 9. Maddesindeki Rayiç değer tespitine ilişkin belirlenen kurallar çerçevesinde sigortalı aracın riziko tarihindeki

rayiç değeri ile ödenmesi gereken tazminat tutarının ÖTV’li ve ÖTV’den arındırılmış haliyle ayrı ayrı tespiti istenmiştir.

 

Ara karar 03.03.2016 tarihinde taraflara iletilmiş, başvuru sahibi ara kararın kendisine ulaştığını 04.03.2016 tarihinde cevabi e-posta mesajı iler teyit etmiş ancak bilirkişi ücretini yatırmamıştır.

 

Davacı zararını ispatla mükelleftir. Davacının bu mükellefiyeti kapsamında heyetimiz ara kararıyla bilirkişi ücretini yatırma ödevi başvuru sahibi davacıya yüklemiş ve ücretin yatırılması için verilen kesin sürenin sonuçları ihtar edilmiştir. Buna rağmen verilen süre içinde yerine getirilmeyen ara karar nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılamamış ve dosya mevcuduna göre karar vermek gerekmiştir.

 

İddia ve savunmalar ile sunulan deliller değerlendirildiğinde;

 

Davacıya ait aracın engelli aracı olarak ÖTV’den muaf şekilde satın alındığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Mevzuata göre engelli aracı olarak ÖTV’siz iktisap edilen araçların 5 yıl içinde elden çıkarılması, satılması söz konusu olduğunda ÖTV ödenmesi zorunludur.

 

4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 5766 sayılı Kanun ile değişik 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendine göre, ilk iktisabında istisna uygulanan araçların veraset yoluyla intikalleri hariç istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescil tarihinde geçerli olan oran üzerinden bu tarihte ÖTV alınacağı, Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından, bu istisnadan yararlanılarak iktisap edilen kayıt ve tescile tabi araçların 5 yıldan fazla kullanılarak elden çıkarılması durumunda bu hükmün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtildiği üzere Yangın, sel, deprem gibi doğal afetler ve kaza sebebiyle aracın kullanılamaz hale geldiğinin tevsik edilmesi hali bu durumdan istisna edilmiştir. Buna göre araçların hurdaya çıkarılmasında, hurdaya çıkaran malûl ve engelliler tarafından yeni bir aracın ilk iktisabında bu istisnadan yararlanılması için, bu şekilde istisnadan yararlanmak isteyen malûl ve engellilerin istisnadan yararlanarak ilk iktisabını yaptığı araçla ilgili olarak bu aracın deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale geldiğini tevsik eden ekspertiz raporu ile "hurdaya çıkarılmıştır" damgası vurularak kayıt konulan tescil belgesi ile başvuru yapmasının mümkün olduğu görülmektedir.

 

Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 53. Maddesine göre;

 

c) Engellilik derecesi % 90’ın altında olan engelliler tarafından bizzat kullanılmak amacıyla özel tertibatlı araçların Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak yurt içinden ilk iktisabında tescil belgelerine, "İlk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmedikçe Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, “Özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır." şeklinde şerh konulur.

 

e) Özel tertibatı olmayıp, engellilik derecesi % 90 ve üzeri olan engelliler tarafından Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak yurt içinden satın alınıp ilk iktisabı yapılan araçların tescil belgelerine “İlk iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçmedikçe Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi yasaktır." şeklinde şerh konulur.

Görüldüğü gibi, sigortalıya tanınan ÖTV avantajı 5 yılda bir yenilenebilen, 5 yıldan önce de aracın kaza ve diğer sayılan sebeplerle hurdaya çıkması halinde kullanılabilen bir hak ve ayrıcalıktır.

 

Davacının aracı, 31.12.2013 tarihinde trafiğe çıkan 2013 model bir araç olup, kaza tarihi olan

27.10.2015 tarihinde 5 yaşını doldurmamıştır ve kaza olmamış olsa idi, riziko tarihi itibariyle ÖTV ödenmeksizin el değiştirmesi mümkün değildir.

 

Diğer yandan aracın kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle davacının aracın hurdaya çıktığına ilişkin belgeyi ibraz etmesi halinde kendisine yeni aracını yine ÖTV ödemeksizin iktisap etme imkanı tanındığından, davacının kaza tarihinde henüz 5 yaşını doldurmamış aracının hasarını ÖTV’li olarak talep etmesi sebepsiz zenginleşme niteliğinde olacaktır. Davacının iddiasının aksine yasaların kendisine tanıdığı ÖTV’siz araç edinme hakkı, sınırsız bir hak olmayıp, 5 yıldan önce o aracı ÖTV ödemeksizin devretme hakkı vermediğinden ve 5 yaşını doldurmadan hurdaya çıkan aracın yerine yine ÖTV ödemeksizin araç edinme imkanı tanındığından, davacının kazaya konu aracının hasar bedelini ÖTV’li olarak talep etmesi hukuka uygun görünmemektedir. Aksi düşüncenin kabulü halinde, yasaların kendisine ancak 5 yılda bir sağladığı imkandan, davacıya 5 yıl dolmadan yararlanma hakkı verilmiş olur ki, yasa koyucunun amacının engelli vatandaşların daha kolay araç edinmesi olduğu, söz konusu araçları belirli bir süreden önce elden çıkarılmasına olanak tanıyarak bir rant elde edilmesi olmadığı düşünüldüğünde, başvuranın iddiasının kabulü mümkün görünmemiştir.

 

Son olarak başvuru sahibi, ÖTV’li değer üzerinden sigorta primi hesaplandığını ileri sürmekle haklı olup, 5 yaşına kadar olan araçların hasarlarının ÖTV’siz olarak ödeneceği açık olduğuna göre, sigortacının söz konusu araç için primi ÖTV’siz değer üzerinden hesaplaması zorunlu olup, bu açından gerçek sigorta değerini yani TTK’nun 1463. Maddesi anlamında menfaat değerini aşacak biçimde sigortalı aracın riziko tarihindeki ÖTV’li değer üzerinden sigortalanmasında aşkın sigorta söz konusu olup, aracın ÖTV’li değeri ile ÖTV’siz değeri arasındaki farka ilişkin sigorta bedeli geçersiz olduğundan, TTK’ nun 1463. Maddesi uyarınca aradaki farka isabet eden sigorta priminin hesaplanarak sigortalıya iadesi gerekir. Ancak, sigortalının aşkın sigortaya dayanan prim iadesi talep hakkı, eldeki başvurunun konusu dışında kaldığından, buna ilişkin bir hesaplama yapılması ve hüküm kurulması söz konusu değildir.

 

Açıklanan gerekçelerle, davacının dosya kapsamında hasarının ödenebilmesi için Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.1. maddesi ve Poliçe özel şartlarının 9. Maddesindeki Rayiç değer tespitine ilişkin belirlenen kurallar çerçevesinde sigortalı aracın riziko tarihindeki rayiç değerinin tespiti gerekmekte ise de, davacı zararı ispat yükü üzerinde olduğu halde ve verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığından, ancak davalı sigortacının kabulü kapsamında kalan hususlar dikkate alınarak karar verilebilecektir.

 

Buna göre sigortacının ÖTV’siz hesapladığı 37.930,00. TL nı ödemeyi kabul ettiği, sigortalının da aracın hurda değerini düşmeden araç bedelinin tümünü talep ederek aracın hurdasını sigorta şirketine bırakmayı kabul ettiği dosya kapsamından anlaşılmakla, aracın hurdasının sigorta şirketine bırakılarak başvuru sahibine 37.930,00. TL sigorta tazminatı ödenmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Aşan talebin ise kanıtlanamadığından reddi gerekmiştir.

 

5. SONUÇ

 

1- Başvurunun KISMEN KABULÜ ile 37.930,00. TL sigorta tazminatının sigorta kuruluşundan TAHSİLİ ile başvuru sahibine ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,

 

2- Başvuru sahibine ait …. plakalı hasarlı aracın hurdasının sigorta kuruluşuna bırakılmasına,

 

3- Başvuru sahibince sarf edilen 300,00. TL başvuru ücretinden oluşan Tahkim yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre, 196,19. TL lık kısmının sigorta kuruluşundan TAHSİLİ ile başvuru sahibine ÖDENMESİNE, aşan kısmın başvuru sahibi üzerinde bırakılmasına

 

4- Sigorta kuruluşu kendisini Avukatla temsil ettiğinden reddedilen kısım üzerinden A.A.Ü.T. ve 5684 Sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30. Maddesi uyarınca hesaplanan 481,68.TL vekalet ücretinin, başvuru sahibinden TAHSİLİ ile sigorta kuruluşuna ÖDENMESİNE dair 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyon’u nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. 28.03.2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy