Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30) (2918 S. K. m. 97)

 

15.03.2020 Tarih ve K-2020/24864 Sayılı Hakem Kararı (Maddi)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru Sahibi XXX vekili XXX tarafından 30.01.2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na iletilen ve XXX Sigorta Şirketi ile yaşandığı beyan edilen uyuşmazlık talebinin konusu, ilgili sigorta kuruluşu tarafından tanzim edilen 24.12.2018-24.12.2019 tarihleri arasında XXX sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (TRAFİK) Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluğu temin edilen XXX plakalı araç sürücüsünün %100 kusur ile başvuru sahibine ait XXX plakalı aracın 24.12.2019 tarihinde karıştığı beyan ve iddia edilen maddi zararlı trafik kazasına ilişkindir.

 

Başvuru sahibi tarafından özetle, aleyhine başvurulan sigorta şirketinin, düzenlediği poliçe gereğince uğranılan vaki kaza sonucu aracında meydana gelen ve sigorta şirketi tarafından ödenmediği beyan edilen hasar tutarı ve ekspertiz ücretinin tazmini talebi ile Sigorta Tahkim Komisyonuna müracaatta bulunulmuştur.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Komisyona yapılan başvuruyu takiben Raportör tarafından hazırlanan “Başvuru İnceleme Raporunda, davacının dilekçesi 5684 sayılı Kanunun ilgili 30. maddesinin 15. fıkrası ve ilgili yönetmeliğin 8. ve 16. maddelerinde belirtilen ön inceleme esasları dahilinde tetkik edilerek; başvuru sahibince uyuşmazlığın mahkemeye, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre tahkime intikal ettirilmediğinin beyan edildiği hususları tespit edilmiştir. Ayrıca davacının başvuru ücretini yatırdığı, aleyhine başvurulan sigorta şirketinin tahkim sistemine üye olduğu ve hasarın gerçekleşme tarihi itibariyle talebin kabulünde aykırılık olmayacağı raporda öngörülmüştür. Buna göre Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından söz konusu dosyanın esastan karara bağlanmak üzere, hakem heyetine tevdiine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak yaptırılan bilirkişi incelemeleri çerçevesinde karara varılmıştır.

 

Subuta eren dava hakkında başkaca yapılacak bir işlem kalmadığından, dosya hüküm kısmında belirtildiği şekliyle karara çıkartılmıştır.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru Sahibi XXX vekili XXX tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan uyuşmazlık başvuru formundaki beyanında özetle; 24.12.2020 tarihinde meydana gelen kaza sonucu XXX plakalı araçta oluşan hasarın tazmini için davacı tarafından eksper ataması yapıldığını, araca 11.795,49 TL hasar tespiti yapıldığını, ilgili tazminatın ödenmesi için 14.01.2020 tarihinde XXX Sigorta A.Ş ye başvuruda bulunulduğunu, ancak tazminat ödemesi yapılmadığı için sigorta tahkim komisyonuna dosyanın taşındığını, hesaplanan hasar tazminatı ile beraber yapılan masrafların karşılanması talep edilmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Davalı sigorta şirketi vekilinin uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak dosyaya sunduğu cevap yazısında özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için öncelikle olayı kapsayan poliçeni mevcut olmasını, olayın vukuundan itibaren 2 yıl içinde komisyona başvuruda bulunulması gerektiğini, uyuşmazlığa konu kazaya karışan XXX plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde XXX numaralı, 26.12.2018-2019 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, öncelikle davacı yan tarafından, talep konusunun hesaplanabilmesi ve kendisine ödeme yapılabilmesi için, hesaba ve ödemeye esas olacak tüm belgelerle başvuru yapılması, IBAN ve ödeme için bilgi verilmesinin zorunlu olduğunu, aksi halde, müvekkili şirketin hasar tutarını hesaplaması ve davacıya ödeme yapabilmesinin de mümkün olmayacağını, bir an için kabul anlamına gelmemek üzere, davacı yanın iddia ettiği şekilde bir kısım evrak iletse dahi, özellikle hasarın hangi parçalarda olduğu, boyutu ve değer kaybına esas bilgilerin (kilometre vs.) temin edilebilmesi için, hasar ve hasar onarımına ilişkin belgelerin sunulmasının zorunlu olduğunu, bu nedenle davanın yeterli başvuru yapılmadığı gözetilerek KTK md.97 gereği reddini, kusur durumunu kabul anlamına gelmemek üzere, davacı yan tarafından talep edilen hasar tutarının fahiş olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, davacı yana genel şartlara göre hesaplanan tutarı ödemekle sorumluluğunu yerine getirdiğini, işbu başvurunun reddini, VUK hükümleri gereğince geçerli bir ekspertiz ücret belgesi sunulmadığında, ayrıca makul masraf olarak kabulü mümkün olmadığından başvuran tarafından talep edilecek ekspertiz ücretine ilişkin talebinin reddini, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanıyor olması, başvuru sahibinin sözleşmenin tarafı olmaması ve sigortalı aracın ticari bir araç olmaması gibi hususlar dikkate alınarak avans faiz istemi de yerinde olmadığını, usul hukuku ve Anayasa ile güvence altına alınan “yargı önünde eşitlik” ilkesi uyarınca, vekalet ücretlerinde her iki taraf için de 1/5 vekalet ücretine; bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise her iki taraf için de tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, başvuru sahibi vekilinin kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı başvurunun reddini, yargılama gideri ve de vekalet ücretinin ise karşı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları ve sair ilgili mevzuat ve hükümleri.

 

4. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇELİ KARAR

 

4.1.Değerlendirme

 

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya mevcudu incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın XXX Sigorta Şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı XXX plakalı araç sürücüsünün %100 kusur ile davacı yana ait XXX plakalı aracın 24.12.2019 tarihinde karıştıkları kaza sonucu hasarlanan başvurana ait XXX plakalı araçta meydana gelen hasar tutarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/15. maddesi, sigorta hakemlerinin, sadece kendilerine verilen evraklar üzerinden incelemelerini sürdürüp karar vereceklerini hükme bağlamıştır.

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın 24.12.2019 kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ZMS sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dava şartları yönünden davanın görülmesine engel başkaca bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Taraflar arasındaki çekişme; meydana gelen kaza sonucunda XXX plakalı araçta meydana gelen gerçek hasar tutarı ve ekspertiz ücreti hususundadır.

 

Dosya münderecatından 24.12.2019 günü sürücüsü XXX idaresindeki XXX plakalı aracı ile XXXX istikametinde seyri esnasında önündeki araca sollayarak kavşağa giriş yaptığı esnada, XXXX istikametine seyreden XXX plakalı aracı çarpışması neticesinde maddi hasarlı kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır.

 

Tramer sistemi üzerinden yapılan kusur değerlendirme sonucu Hadisede XXX plakalı araç sürücüsünün KTK 56/1-A (kavşaklarda şerit izleme ve değiştirme kurallarına riayet etmemek) kuralını ihlal etmesinden dolayı %100 kusurlu bulunduğu, kusur konusunda taraflar arasında herhangi bir çekişmenin olmadığı müşahede edilmiştir.

 

Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda düzenlenen ve trafiğe çıkan her aracın yaptırmak zorunda olduğu bir sigorta çeşididir. Trafiğe çıkan araçlar değişik kazalara yol açarak, can kaybına ve maddi hasara yol açabilirler. Zorunlu Trafik Mali Sorumluluk Sigortası, araçların karıştıkları kazalarda karşı tarafa verilen zararı, kusur nispetinde ve belirli bir meblağa kadar karşılamaktadır. Zorunlu trafik sigortası, yapıldığı aracın zararını karşılamaz, zarar verdiği diğer şahıs ve araçların uğradığı zararı karşılar.

 

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartları A.3 maddesinde sigortanın kapsamı belirlenmiştir. Buna göre sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin etmektedir.

 

Karayolları Trafik Kanununun 99. maddesinde “tazminat ve giderlerin ödenmesi’ başlığı altında, gerekli belgelerin sunulmasından itibaren sekiz iş günü içerisinde hak sahiplerine tazminatın ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Genel Şartların tazminat ve giderlerin ödenmesiyle ilgili B.2 maddesine göre de sigortacı, gerekli belgelerin merkez veya kuruluşlarından birine ulaştırılmasından itibaren 8 iş günü içerisinde sigorta teminat limitleri dahilinde ödeme yapmak zorunluluğundadır.

 

Başvuru sahibi tarafından dosyaya sunulan XXX Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş ekspertiz raporunda; 24.12.2019 tarihli kazanın XXX plakalı araçta 11.795,49 TL onarım masrafı olduğu tespiti yapılmıştır.

 

Uyuşmazlık konusunun çözümlenmesi teknik bilgi, geçmiş hasar kaydı sorgulaması ve araç ikinci el piyasasına ilişkin araştırmayı gerektirdiğinden hakem heyetimiz tarafından alınan ara karar neticesinde dosya üzerinde bilirkişi yapılmasına karar verilmiş ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın değerlendirilmesi için dosya Hazine Müsteşarlığı Sigorta Hasar Eksperleri Sicilini kayıtlı Sigorta Eksperi/Adli Bilirkişi/ XXX’ya tevdii edilmiştir.

 

Görevlendirilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda hasar onarım bedeli konusunda yapılan değerlendirmede; “Dava dosyasında sigortacının cevap dilekçesinden de anlaşılacağı üzere tazminat talebinde bulunan tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığı, yapılan hesaplama sonucu XXX plakalı araçtaki gerçek hasarın 7.637,72 TL olduğu, sigortacı tarafından ödeme yapılmadığı göz önüne alınırsa bakiye alacağın 7.637,72 TL olduğu”

 

Görüş ve kanaati belirtilmiştir.

 

Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmei üzerine bilirkişiden alınan ek raporda, kök rapordaki tespit edilen hususların değişmeyeceği hususları yinelenmiştir.

 

Bu bağlamda davacı vekili başlangıçtaki taleplerini hasar tazminata bakımından 7.637,72 TL’ye toplamda ise dava değerlerini 7.937,72 TL’ye yükseltmişler ve eksik kalan başvuru harcını tamamlamışlardır. Buna karşılık davalı sigorta şirketi vekili ise; bilirkişi raporunda aleyhe tüm hususlara ve hasar tespitine itiraz etmişlerdir.

 

Denetime elverişli, gerekçeli, Yargıtay’ca da benimsenen kriterlerin esas alındığı bilirkişi raporundaki görüşlere hakemliğimiz tarafından da iştirak edilmiştir.

 

Dosyada mevcut tüm evrakın ayrıntılı incelenmesi ve davacıya ait aracın tüm özellikleri dikkate alınmak suretiyle elde edilen sonuçlar değerlendirilerek hükme esas almaya elverişli, denetime açık, objektif, kapsamlı, mukayeseli, piyasa koşullarında gerçek/reel maddi zarara yönelik tespitleri yansıttığından Sigorta Eksperi/Adli Bilirkişi XXX tarafından düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda; meydana gelen kaza sonrasında davacıya ait araçta KDV dahil 7.637,72.-TL tazminattan sorumlu olduğuna karar vermek gerekmiştir.

 

Dosya münderecatından XXX Ekspertiz Hizmetleri Ltd.Şti.’ne başvuru sahibinin talebi üzerine düzenlemiş olduğu ekspertiz raporu sonucu bu hizmetin bedeli olarak KDV dahil 300 TL ekspertiz ücreti ödendiğinin iddia edildiği müşahede edilmiştir.

 

6102 sayılı TTK’nun 1426 ncı maddesi ;“1) Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.

 

2)Eksik sigortanın yapıldığı hâllerde 1462 nci madde hükmü kıyas yolu ile uygulanır.”

 

hükmünü havidir.

 

Söz konusu maddenin gerekçesinde; Sigortacı, sigortalının gerçek zararını ödeyeceğinden, sigorta ettirenin, sigortalı veya lehdarın bu amaçla rizikonun ve tazminat ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan masrafların da sigortacı tarafından karşılanması gerektiği düşüncesi ile madde kaleme alınmıştır. Ancak, burada asıl olan iyiniyet olduğundan, karşılanacak olan her türlü masraf değil ancak yapılması makul görülen masraflardır. Bu noktada, maddede sözü edilen kişiler iyiniyetli olarak masraf yapmışlarsa, masrafların faydalı olup olmadığının da bir önemi olmadığı açıkça maddede belirtilmiştir.

 

Bu nedenle, başvuran tarafça talep edilen 300,00 TL'lik eksper ücretinin makul gider olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Diğer taraftan, başvuru sahibi temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinin de ödenmesi talebinde bulunmuştur. Başvuru sahibi araçta oluşan hasar miktarının tazmini talebi için davalı sigorta şirketine başvurmuş mezkur şirket söz konusu talep yazısını 14.01.2020 tarihinde tebellüğ etmiştir. 2918 sayılı KTK’nun 99 ncu maddesi muvacehesinde 8 iş günü sonrası olan 27.01.2020 tarihinden itibaren zararın haksız fiilden kaynaklanması sebebi ile yasal faize hükmetmek gerekmiştir.

 

Vekalet ücreti açısından ise davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmiştir. Çünkü; 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde değişiklik yapan 6327 sayılı Kanunun 58. maddesinin son fıkrasında “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” denilmiştir. Kanunla getirilen düzenlemede, komisyona yapılan başvurularda talebi tamamen veya kısmen reddedilen başvuru sahibinin alacağını alamadığı gibi bir de üzerine sigorta şirketine yüksek vekâlet ücretleri ödeyerek mağdur olmasının engellenmesi amaçlanmıştır.

 

Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri, Avukatlık Kanun’unun 168. Maddesi uyarınca, Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanmakta ve Adalet Bakanlığının vereceği karar ile yürürlüğe konulmaktadır. Türkiye Barolar Birliği dışında, bir başka kurum veya kuruluşun Avukatların ücretleri ile ilgili düzenleme yapabilmesi için yasa ile açıkça yetkilendirilmiş olması gerekmektedir.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30uncu maddesinin 17 nci fıkrası, ilgili Bakanlığa vekâlet ücreti tarifesi çıkarılması konusunda düzenleme yapması için açık veya zımni yetki vermemiştir.

 

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16ncı maddesinin 13 üncü fıkrası “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmünü haizdir.

 

Öte yandan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümlerinin 17 nci maddesinin 2 nci fıkrası “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekâlet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekâlet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmünü haizdir.

 

Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücret belirlenmiş, üçüncü kısmında ise dava konusunun değerine göre vekâlet ücretinin hesaplanmasına ilişkin esas alınacak oranlar gösterilmiştir.

 

Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 3üncü maddesinde bahse konu Yönetmeliğin 5684 sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30uncu maddesine dayanılarak hazırlandığı ifade edilmiştir.

 

Bahse konu Sigortacılık Kanun’unun 30 uncu maddesinin 17 nci fıkrası “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmünü amirdir. Söz konusu hükme rağmen, bahse konu Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin 13 üncü fıkrasında taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin her iki taraf için de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemesinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olduğu ifade edilmiştir. Bu bakımdan yönetmelik hükmü, Sigortacılık Kanun’unun 30uncu maddesinin 17 nci fıkrası hükmünün kapsamını genişletmek suretiyle ona aykırı nitelikte bir düzenleme içermektedir.

 

Anayasa’nın 124ncü maddesi gözetildiğinde, normlar hiyerarşisinde daha alt düzeyde yer alan yönetmeliklerin kanuna aykırı nitelikte hükümler içermeleri mümkün değildir. Bu bakımdan, kanuna aykırı nitelikte yönetmelik hükmü yerine kanun hükmünün uygulanması zorunludur. Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, E.1993/5, K.1996/1, T.22/3/1996 sayılı kararında “kanunla yönetmeliğin çatışması halinde üstün norm durumunda bulunan kanuna değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur” “Yargıtay’ın süregelen uygulamalarında ayrım yapılmaksızın yönetmeliğin kanuna aykırı olması halinde, kanuna değer verilerek uyuşmazlıkların çözümlenmesi ilkesi benimsenmiştir” ifadeleri ile konuya açıklık getirmiştir. Bu bakımdan vekâlet ücretinin tespitinde kanuna açıkça aykırı yönetmelik hükümlerinin değil, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve Sigortacılık Kanun’unun 30uncu maddesinin 17 nci fıkrası hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Yukarıda tartışılan gerekçe ve değerlendirmeler ile aleyhine başvuruda bulunulan davalı sigortacının meydana gelen zarardan sorumlu olduğuna yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

 

5. KARAR

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’nca tarafıma tevdi edilen 2020/E.11322 esas sayılı başvurunun, tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda, yukarıda açıklandığı üzere;

 

1. Başvurunun KABULÜ ile, 7.637,72 TL hasar tutarı ve 300,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 7.937,72 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

 

2. Alacağa 27.01.2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,

 

3. Davacı tarafından sarf edilen 650,00 TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

 

4. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davalı XXX Sigorta Şirketi’nden alınarak başvuru sahibine verilmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 12. Fıkrası uyarınca uyuşmazlık tutarı yasal sınırın üzerinde olduğundan, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içerisinde komisyon nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. 15.03.2020 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy