Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1086 S. K. m. 438)

 

07.09.2016 tarih ve K-2016/25070 Sayılı Hakem Kararı

 

1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karara bağlanmak üzere Hakem Heyetimize tevdi edilmiş bulunan uyuşmazlığın konusu, Başvuru Sahibi xxxxx’ye ait iş yerini teminat altına alan xxxxx numaralı İşyeri Paket Sigorta Poliçesi kapsamında talep edilen hasara/zarara ilişkindir.

 

Başvuru Sahibi vekili tarafından, 07.10.2014 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucunda oluşan 90.361,28 TL’lik hasarın/zararın, 21026181-2 numaralı poliçenin tanzim edeni davalı xxxxx Sigorta AŞ tarafından karşılanmasını talep etmektedir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya Hakemliğimizce 21.06.2016 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına ve bilirkişi atanmasına gerek olmadığı kanaatine varılmış olup, tarafların delillerini ibraz ve ikame ettikleri görülmüştür.

 

Dosya içeriğindeki tüm belgeler ve deliller ayrıntılı olarak incelenmiş ve uyuşmazlık konusuna uygulanması gereken tüm düzenlemeler gözden geçirilerek ilgili mevzuat çerçevesinde, dosyadaki mübrez belge ve bilgiler değerlendirilerek uyuşmazlık hakkında 07.09.2016 tarihinde karara çıkartılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

1. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

1.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru Sahibi vekili, yaşanan uyuşmazlık ile ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonuna yaptığı başvurudaki beyanda özetle;

 

• Müvekkili xxxxx ’nin davalı xxxxx Sigorta AŞ nezdinde tanzim edilmiş xxxxx numaralı sigorta poliçesinin mevcut olduğu,

 

• Müvekkil şirkete ait iş yerinde 07.10.2014 tarihinde meydana gelen hırsızlık hasarı sonucunda müvekkil şirketin mağdur olduğu,

 

• Müvekkil şirkette hırsızlık riskine ilişkin tüm önlemlerin alındığı, ancak müvekkil şirket tarafından alınan ve sigorta poliçesi şartlarında talep edilen tüm önlemlere karşın hırsızlığın gerçekleştiği,

 

• Sigortalı mahallin tüm pencere, kapı ve vitrinlerinde kepenk ve/veya demir parmaklık bulunması şartı: sigortalı iş yerinde poliçe gereği aranan kepenk ve demir parmaklığın mevcut olduğu, ancak somut olayda hırsızların, sigortalı iş yerine başka bir binadan girmiş olduğu, hırsızların önce depoya oradan sigortalı iş yerine geçmiş olduğu ve deponun da sigortalı olduğu,

 

• Güvenlik şirketine veya emniyete veya şirket/konut sahiplerinin telefonlarına bağlı alarm şartı: sigortalı iş yerinde alarm ve kamera sisteminin mevcut olduğu, ancak hırsızlığın alınan bu önlemlere karşın gerçekleştiği,

 

• Güvenlik şirketi veya emniyetin telefonlarına bağlı olmasının sonucu değiştirmeyecek olduğu, hırsızların alarm sistemi olmasına rağmen hırsızlık yapmış olduğu,

 

• İlgili poliçe tanzim edilmeden önce keşif yapılmamış olduğu ve yan binadan giriş olduğu takdirde talebin ret edileceğinin müvekkile söylenmemiş olduğu,

 

• Müvekkile poliçeye ilişkin bilgilendirme yapılmamış olduğu,

 

• Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı, davalı sigorta şirketi tarafından neticeten reddedilen 90.361,28 TL +KDV’nin vaka tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi He tahsiline ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmektedir.

 

Davacı Başvuru Sahibi, iddia ve taleplerine dayanak olarak; Davalı sigorta şirketinin 09.01.2015 tarihli ret yazısı, xxxxx numaralı işyeri paket sigorta poliçesi, 28.11.2014 tarihli hırsızlık ekspertiz raporu, ihtarname ve diğer belgeler sunulmuştur.

 

1.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada özetle;

 

• Xxxxx ’ye ait iş yeri için 21.11.2013-21.11.2014 tarihleri arasında geçerli olan xxxxx numaralı poliçe düzenlenmiş olduğu,

 

• Müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine müvekkil şirket nezdinde xxxxx numaralı hasar dosyası açıldığı,

 

• Yapılan incelemelerde, poliçenin özel şartlarında belirtilen güvenlik önlemlerinin alınmaması sebebiyle talebin ret edildiği,

 

• 2014 xxxxx numaralı ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere, poliçedeki demir parmaklık/kepenk şartının yerine getirilmiş olduğu, ancak alarm sisteminin yalnızca mağaza satış bölümünde bulunduğu, alarm sisteminin devreye girmesi için zemin kat market bölümüne giriş yapılması gerektiği,

 

• Hırsızlığın market bölümünden gerçekleşmediği, hırsızlığın giriş noktası olan bodrum kat depo bölümleri ile manav reyonunda alarm sisteminin bulunmadığı,

 

• Poliçedeki hırsızlık teminatının devreye girmesi için alarm ve kepenk şartlarının her ikisinin de aynı anda gerçekleşmesi gerektiği,

 

• Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı, başvurunun reddi ile yargılama giderleriyle ücreti vekâletin karşı tarafa yüklenmesi talep edilmektedir.

 

Davalı Sigorta Şirketi tarafından, savunmalarına dayanak olmak üzere; Hırsızlık Hasar Ekspertiz Raporu, xxxxx numaralı işyeri paket sigorta poliçesi, ihtarname, olay yeri inceleme raporu ve hasar dosyasındaki diğer evrak ibraz edilmiştir.

 

2. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Sigortacılık Kanunu, Hırsızlık Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ve Klozları, tarafların iddia ve savunmaları ile bunları tevsik eden deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.

 

3. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

3.1. Değerlendirme

 

Uyuşmazlığa konu olay işyeri hırsızlığından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, xxxxx numaralı İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde, meydana gelen 07.10.2014 tarihli hırsızlığa bağlı oluşan zararın, poliçe özel ve genel şartları kapsamında tazmin edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

 

Sigorta poliçesi ile teminat altına alman işyeri maliki şirketin TTK ve poliçe hükümleri gereği tazminat talep hakkı olduğundan, aktif husumet ehliyetinin ve davalının da teminat veren sigortacı konumunda olması nedeni ile pasif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmış olup esasen bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.

 

Dosya kapsamı tetkik edildiğinde; Başvuru Sahibi vekili 07.10.2014 tarihli hırsızlık vakası neticesinde oluşan 90.361,28 TL’lik zarar talebinin, davalı sigorta şirketi tarafından davanın dayanağını teşkil eden poliçe özel şartlarında belirtilen güvenlik önlemlerinin alınmaması sebebiyle ret edildiği anlaşılmaktadır.

 

Başvuruya konu olan sigorta poliçesinde yer alan Notlar bölümünde güvenlik önlemleri ile ilgili;

 

"İşbu poliçede hırsızlık rizikosu, sigortalı mahalde güvenlik şirketine veya emniyete veya şirket/konut sahiplerinin telefonlarına bağlı alarm bulunması halinde hüküm ifade edecektir.

 

İşbu poliçede hırsızlık rizikosu, sigortalı mahallin tüm pencere, kapı ve vitrinlerinde kepenk ve/veya demir parmaklık bulunması halinde hüküm ifade edecektir.

 

şartlarının yazılı olduğu görülmektedir.

 

Dosyada yer alan 28.11.2014 tarihli be 2014 xxxxx sayılı Hırsızlık Ekspertiz Raporu tetkik edildiğinde raporda özetle;

 

• Sigortalı iş yerinin ayrık nizamda inşa edilmiş, bodrum, zemin ve 3 normal kattan oluşan tam kagir bina olduğu,

 

• İş yerinin ön cephesinde yer alan sundurmalık alanın, manav reyonu olarak kullanıldığı, bu alanın çevresinin komple kepenk sistemi ile muhafazalı olduğu,

 

• İş yerinin zemin kat market/mağaza satış bölümünde alarm sisteminin bulunduğu, ancak sistemin devreye girmesi için pır dedektörlerinin konumu nedeniyle market/mağaza satış bölümü içerisine girilmesi gerektiği,

 

• İş yeri yetkisinin alarm sistemi taktırılırken, hırsızlığın ancak market bölümünden gerçekleşebileceği düşüncesiyle ve depo bölümlerine girişin de yalnız kendileri tarafından yapılabilmesi sebebiyle sistemin depo bölümünde bulunması gerekmediğini düşündükleri,

 

• İzah edilen sebeple alarm siteminin zemin kat market/mağaza bölümünde ve içinde alarm sistemi bulunmasına karşılık, depo bölümlerinde ve ön cephede markete giriş alanı olan manav reyonu olarak kullanılan sundurmalık alanda alarm sisteminin bulunmadığı,

 

• Kamera sisteminin sundurmalık alanda ve bodrum kat idari ofis bölümü kapısını gören alanda yer aldığı,

 

• Sigortalı iş yerine, işyerinin yer aldığı apartman binasının yan cephesine bakan apartman giriş kapısının buzlu camı kırılmak suretiyle, iç boşluktan el uzatarak kilidin açılması ile girildiği

 

• Apartman için bodrum kata inen şahısların depo kapısının kilidini sert bir cisimle zorlayarak kırıp açtıkları ve depo bölümüne ulaştıkları,

 

• Deponun tavan kısmında yer alan demir kapağı el yordamı ile iterek marketin ön cephe sundurma alanında bulunan manav reyonuna ulaştıkları,

 

• Ulaştıkları alanın üzerinde manav tezgahı bulunması nedeniyle, tezgah ile zemin arasında yer alan ahşap kaplama malzemeyi kırarak manav reyonunun içerisine ulaştıkları,

 

• Bodrum ofisinde kamera sisteminin olduğu, ancak depo kısmında olmadığı,

 

• Poliçedeki demir parmaklık/kepenk şartının yerine getirilmiş olduğu,

 

• Alarm sisteminin market mağaza bölümünde bulunduğu ancak depo ve manav reyonunda bulunmaması sebebiyle, poliçedeki alarm şartının yerine getirilmediği

 

• Hasar tutarının 90.361,28 TL olduğu ve hasarın ödenip ödenmemesinin şirket yetkililerine bırakıldığı

 

görülmektedir.

 

Dosyada yer alan Hırsızlık Ekspertiz Raporu ve Olay Yeri İnceleme Raporu dosyadaki diğer belgelerle birlikte değerlendirildiğinde; başvuruya konu 28.11.2014 tarihli hırsızlığın sigortalı iş yerinin kapalı olduğu gece yarısı saatlerinde, iş yerinin yer aldığı apartman binasının yan cephesine bakan apartman giriş kapısının camının kırılması suretiyle girildiği, iş yerinin komple kepenkle kapalı olduğu, geçişleri sağlayan noktalardaki demir kapaklarında asma kilit sistemi bulunduğu, alarm sisteminin market mağaza bölümünde bulunduğu ancak depo ve manav reyonunda bulunmadığı ve bu sebeple de davalı sigorta şirketince talebin ret edildiği anlaşılmaktadır.

 

3.2. Gerekçeli Karar

 

Taraflar arasındaki esas uyuşmazlık noktası; sigorta poliçesinde yazılı olan ve sigortalının uymakla yükümlü tutulduğu güvenlik tedbirlerine ilişkin özel şartlara uygun davranılıp davranılmadığı ile poliçe özel şartlarındaki güvenlik önlemlerinin tam ve eksiksiz olarak alınmadığına yönelik davalı sigorta şirketinin savunmasının haklı olup olmadığına ilişkindir.

 

Genel Şartlarda yer almayan yükümlülüklerin sigorta sözleşmelerine özel şart şeklinde konulması mümkün ise de, yükümlülük ile istisna farklı kavramlar olup, özel şart yoluyla Genel Şartlara aykırı istisna maddesi ihdas edilmesi Sigorta Hukuku prensiplerine aykırıdır. Aksi düşüncenin kabulü halinde, Genel Şartlarda yer alan; “Teminat Dışında Kalan Haller” ile “Ek Sözleşme He Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Haller” uygulamasının ve Genel Şartların Hazine Müsteşarlığınca onaylanmasının hukuken anlamı olmayacaktır. Nitekim Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının “Özel şartlar” başlığını taşıyan C.ll. maddesinde; “Bu Genel Şartlara, varsa bunlara ilişkin klozlara aykırı düşmeyen özel şartlar konulabilirhükmü bulunmaktadır. Şu halde sigorta şirketince özel şartlara konulan söz konusu koşulun ‘istisna’ maddesi değil, sigortalıya getirilen ‘yükümlülük’ olduğu benimsenmelidir. “Yükümlülük” ile “istisna” arasındaki en önemli fark ise; Yükümlülük ile gerçekleşen riziko arasında uygun bir nedensellik bağı bulunup bulunmadığı ve ayrıca yükümlülüğün yerine getirilmemesinde sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekliliğidir. Yargıtay uygulamalarıyla yerleşik hale gelen bu uygulama 6102 Sayılı TTK.‘nun “Sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin ihlali” başlıklı 1449. Maddesinde sigortacıya sözleşmeyi fesih hakkı da verecek şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1 nci fıkrası ihlalde kusuru, 3 ncü fıkrası ise yerine getirilmesi gereken edim ile gerçekleşen riziko arasındaki nedenselliğin varlığını ve etkisini aramaktadır. Şüphesiz ki rizikonun, sigortacının ihlali öğrenmesinden önce veya fesih hakkının kullanılması için geçecek süre içinde gerçekleşmiş olması halinde sigortacı gerçekleşen rizikoyu yine ancak maddedeki şartların bulunması kaydıyla ödemeyecektir.

 

Diğer yandan 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11. Maddesine göre, sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebilir. Ancak bunların sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilmesi gerekir. Başvuruya konu olayda poliçe üzerinde aynı konuda iki özel şart hükmünün yer aldığı görülmektedir. Söz konusu hükümlerden "İşbu poliçede hırsızlık rizikosu, sigortalı mahallin tüm pencere, kapı ve vitrinlerinde kepenk ve/veya demir parmaklık bulunması halinde hüküm ifade edecektir." hükmü kapsamındaki yükümlülüklerin Başvuru Sahibi tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.

 

Poliçede yer alan

 

"İşbu poliçede hırsızlık rizikosu, sigortalı mahalde güvenlik şirketine veya emniyete veya şirket/konut sahiplerinin telefonlarına bağlı alarm bulunması halinde hüküm ifade edecektir."

hükmü kapsamındaki yükümlülüklerin Başvuru Sahibi tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği değerlendirildiğinde; alarm sisteminin iş yerinin depo ve manav reyonunda bulunmadığı, ancak zemin kat market/mağaza bölümünde ve içinde alarm sisteminin mevcut olduğu, hırsızlık olayının gerçekleştiği bölümlerden biri olan depo bölümüne, iş yerine yan cepheye bakan apartman giriş kapısının camının kırılması yoluyla önce apartmana sonra apartmanın bodrum katına inilmesi ve oradaki kapı ve kapakların sert bir cisim ile kırılması suretiyle ulaşıldığının tespit edildiği dikkate alındığında, Başvuru Sahibi tarafından iş yerine alarm ve kamera sistemi kurulması suretiyle ilgili güvenlik yükümlülüğünün yerine getirildiği, hırsızlarca alarm ve kamera sistemi kurulu olmayan depo ve sundurmalık alanına girişin, markete dahil olmayan bir yerden yapılmış olduğunun eskpertiz raporuyla tespit edilmiş olması da göz önünde bulundurularak, ilgili yerlerdeki alarm sisteminin vaki olayı önleyemeyeceği değerlendirilerek, davalı sigorta şirketinin ret gerekçesi yerinde bulunmamış ve güvenlik önlemlerine ilişkin poliçe özel şartlarının ihlal edilmediği kanaatiyle 90.361,28 TL’nin davalı sigorta şirketi tarafından davacı Başvuru Sahibine ödenmesine karar verilmiştir.

 

Başvuru Sahibi vekili, tazminat tutarı için vaka tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizini talep etmektedir Davalı sigorta şirketine ilk başvuru tarihi dosyaya sunulu olmadığından ve davalı sigorta şirketi tarafından talep 09.01.2015 tarihli yazıyla ret edildiğinden, faiz başlangıç tarihi olarak 09.01.2015 tarihini esas almak gerekmiştir.

 

Hakem Heyetimizce araştırılacak başka bir konu kalmadığından dosya içeriği belgeler dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında karara varılmış olup, yargılamaya son verilerek hüküm kurulmuştur.

 

Başvuru Sahibi lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin belirlenmesi bakımından, her ne kadar 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesinde,“(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridirşeklinde düzenleme ile başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekâlet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi istenilmişse de kanunda olmayan bir sınırlamayı düzenleyerek kanunun dışına çıkılması yönetmelikle söz konusu olmayacağından ve Yargıtay 17.HD. 2013/4229- 5904E-K. Sayılı 29.4.2013 tarihli kararındaki “...Hakem Heyeti kararında, davacının kendisini vekille temsil ettirmiş olması gözetilerek Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 17. fıkrası gereğince 1/5 nispetinde hesaplanan 2.660,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Oysa anılan hüküm, talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden düzenleme getirmiş olup davacı lehine vekalet ücreti belirlenirken AAÜT.nin 16. maddesi uyarınca karar tarihindeki Tarife hükümleri aynen esas alınmalıdır. Hakem Heyetinin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi için 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” içtihadı karşısında 1/5 oranı uygulanmamıştır.

 

4. SONUÇ

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1) Başvuru Sahibi xxxxx ’nin 90.361,28 TL tutarındaki tazminat talebinin KABULÜ ile, 90.361,28 TL’nin 09.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı xxxxx Sigorta AŞ’den alınarak davacı Başvuru Sahibi xxxxx ’ye ödenmesine,

 

2) Talep kabul edildiğinden, Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru ücreti olan 1.356 TL tutarındaki yargılama giderinin, davalı xxxxx Sigorta AŞ’den alınarak davacı Başvuru Sahibi xxxxx ’ye ödenmesine,

 

3) Başvuru Sahibinin tazminat talebi kısmen kabul edilmiş ve davacı Başvuru Sahibi vekille temsil edilmiş olduğundan, kabul edilen tutar üzerinden, yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 17’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre hesaplanan, 9.978,90 TL tutarındaki vekâlet ücretinin, davalı xxxxx Sigorta AŞ’den alınarak davacı Başvuru Sahibi xxxxx’ye ödenmesine,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin 12 nci fıkrasına göre bu kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonuna İtiraz yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 07.09.2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy