Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30) (6100 S. K. m. 114, 115, 424, 429) (6102 S. K. m. 1427, 1451) (Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m. 8, 16)

 

29.08.2018 Tarih ve K-2018/57489 Sayılı Hakem Kararı

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1 Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlık, davalı XXXX Sigorta Şirketi tarafından XXXX numaralı Kasko Sigorta Poliçesi ile 20/09/2017-2018 vadeli teminat altına alınan XXXX plakalı aracın 30/05/2018 tarihinde karıştığı kaza neticesinde meydana gelen hasarına ilişkin talebinin davalı yanca karşılanmadığı noktasında toplanmaktadır. Başvuru sahibi vekilince, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000 TL hasar bedeli ve 236 TL eksper masrafının toplamı 3.236 TL’nin temerrüt tarihi olan 21/06/2018 itibaren avans faizi ile taraflarına ödenmesi talep olunmuştur.

 

1.2. Başvurunun Hakem Heyetine İntikaline İlişkin Süreç

 

Komisyona yapılan başvuruya istinaden Raportör tarafından tanzim olunan raporda, davacının dilekçesi 5684 sayılı Kanunun ilgili 30. maddesinin 15. fıkrası ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 8. ve 16. maddelerinde belirtilen ön inceleme esasları dahilinde tetkik edilerek; başvuru sahibince uyuşmazlığın mahkemeye, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre tahkime intikal ettirilmediğinin beyan edildiği hususları tespit edilmiştir. Ayrıca davacının başvuru ücretini yatırdığı, aleyhine başvurulan sigorta şirketinin tahkim sistemine üye olduğu ve hasarın gerçekleşme tarihi itibariyle talebin kabulünde aykırılık olmayacağı raporda öngörülmüştür. Buna göre Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından söz konusu dosyanın esastan karara bağlanmak üzere, hakem heyetine tevdiine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde karara varılmıştır.

 

2. KARARIN ALINMASINDA İZLENEN USUL

 

2.1. Dosyanın İncelenmesi Süreci ve Yapılan Usule İlişkin İşlemler

 

Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvurunun 5684 sayılı Kanununun 30. Maddesinin 15. Fıkrasında belirtilen yasal şartlara uygunluğunun incelenmesini müteakip, dosya Hakem Heyetimize tevdi edilmiş ve 05/08/2018 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya kapsamındaki beyan ve delil durumuna göre, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle, Sigorta Tahkim Usulü ve Sigorta Hakemlerine İlişkin Tebliğ hükümleri ile Sigortacılık Kanunu m.30/22 hükmü nazara alınarak, 6100 Sayılı HMK’ nın 424 ve 429. maddeleri hükümleri gereğince duruşma yapılmasına gerek olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan konunun teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi atanarak rapor alınmış, alınan raporun denetime elverişli ve gerekçeli olduğunun anlaşılması, inceleme ve değerlendirmenin bitirilmesi akabinde uyuşmazlık hakkında, 29/08/2018 tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2.2. Taraflardan İnceleme Aşamasında Talep Edilen Ek Belgeler

 

Dosyadaki belgeler üzerinden karar verilmesinin mümkün olduğu düşünüldüğünden, taraflardan ayrıca başka belge sunmalarının istenmesi gerekli görülmemiştir.

 

3. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

3.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili Komisyona sunulan başvuru formu ve ekli belgelerde özetle; müvekkiline ait XXXX plakalı aracın 30/05/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası yaptığı, kaza neticesinde araçta eksper raporu ile belirlenen kdv dahil XXXX TL hasar meydana geldiği, davalı yana 21/06/2018 tarihinde başvurulduğu ancak yanıt alınamadığı beyan edilerek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000 TL hasar bedeli ve 236 TL eksper masrafının toplamı 3.236 TL’nin temerrüt tarihi olan 21/06/2018 itibaren avans faizi ile taraflarına ödenmesi talep olunmuştur. Başvuru sahibi vekilince, iddialarına dayanak olarak; raportör raporuna ekli dosyasında mevcut belgeler delil olarak sunmuştur.

 

3.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

XXXX Sigorta Şirketi yetkilileri tarafından Komisyona sunulan savunma yazısı ve ekli belgelerde özetle; başvuruya konu kazaya karışan XXXX plaka nolu araç, müvekkil şirket tarafından 20/09/2017 - 2018 vadeli XXXX no’lu poliçe ile Kasko Sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığı, müvekkile kaza ile ilgili olarak 21/06/2018 tarihinde ihbarda bulunulduğu, Tahkime ise 17/07/2018 tarihinde başvuru yapıldığı ve bu sebeple temerrüte düşülmediği, müvekkilinin talep ettiği belgelerin taraflarına iletilmediği ve aracın incelenmesine izin verilmediği, Yargıtay içtihatlarınca sigortacıya verilen 45 günlük inceleme süresinin geçirilmeden başvurunun yapıldığı, başvurunun bu sebeple reddi gerektiği, keyfi düzenlenen ekspertiz ücretinin talep edilemeyeceği, her iki yan içinde beste bir vekalete hükmedilmesi gerekeceği beyanıyla, başvurunun reddine, başvuru masrafları ile vekalet ücretinin başvuru sahibine yüklenmesine karar verilmesine hükmedilmesi yönünde savunma yapılmıştır. Davalı vekilince, savunmasına dayanak olarak; raportör raporuna ekli dosyasında mevcut belgeler delil olarak sunmuştur.

 

4. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Medeni Kanunu Genel Hükümleri, Türk Borçlar Kanunu, Kasko Sigortası Genel Şartları, poliçe özel şartları, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat ile ilgili Yargıtay kararları.

 

5. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

Karar oluşturulmak üzere Hakemliğimize tevdii olunan uyuşmazlığın konusunu, XXXX plakalı aracın 30/05/2018 tarihinde karıştığı kaza neticesinde meydana gelen hasarına ilişkin talebinin davalı yanca karşılanmadığı noktasında toplanmaktadır.

 

Uyuşmazlık dosyasına sunulu belgelerin tetkikinden, başvuru sahibinin kaza tarihi XXXX plakalı aracın maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan Sigorta Şirketinin ise kaza yapan bu aracın sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu görülmüştür.

 

Başvuru sahibine ait XXXX plakalı aracın kasko sigorta poliçesinin davalı XXXX Sigorta Şirketi tarafından tanzim edildiği, poliçe numarasının XXXX olduğu, poliçe vadesinin 20/09/2017-2018 tarihlerini kapsadığı tespit edilmiştir.

 

Uyuşmazlık konusu hadise, taraflara atfedilen kusur üzerinde çekişme bulunmamaktadır.

 

Uyuşmazlık konusu talep hasar miktarının tahsili noktasında toplanmakla birlikte, davalı yan tarafından başvuru için gerekli şartların oluşmadığı iddiası ileri sürüldüğünden, esasa girilmeden önce Hakemliğimizce ileri sürülen iddianın yerindeliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı yan tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmektedir.

 

Kasko Sigortası bir mal sigortası olup, TTK’nda zarar sigortaları başlığı altında yer almaktadır. Mal sigortalarında, sigortalı ile sigortacı arasında gerek rizikonun niteliği ve gerekse tazminat miktarı bakımından bir uyuşmazlık çıktığı takdirde, bu uyuşmazlıkların giderilmesinde, öncelikle sigorta poliçesindeki, yasanın emredici hükümlerine aykırı olmayan genel ve özel şart hükümlerinden, bu hükümlerde boşluk olduğu takdirde TTK’nun sigorta hukukuna ilişkin ve mal sigortalarına ilişkin genel hükümlerinden ve yine boşluk bulunması halinde TTK 1451 maddesi hükmü gereğince TBK hükümlerinden yararlanılması gerektiği izahtan varestedir.

 

Kasko Sigorta Poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları (KSGŞ) A.1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken, sigortalının ya da aracı kullananın iradesi dışında, araca, ani ve harici etkiler neticesi sabit veya hareketli bir cismin çarpması ya da aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler sonucu oluşan maddi zararlar bu sigortanın kapsamındadır.

 

TTK m. 1427/2 “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur” düzenlemesiyle başvurudan itibaren 45 gün içerisinde tazminatın ödenmesi gerektiği, ödenmemesi halinde kırkbeş gün sonra temerrüdün oluşacağı ifade edilmiştir. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın 3.3.4.1. maddesi “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur.” hükmünü amirdir.

 

Kasko Sigortası Genel Şartların 3.3.4. Tazminatın Ödenmesi başlıklı maddesinde ise kanun hükmüne paralel olarak ;”...Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur...İncelemeler hasar ihbarı üzerine üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının en az yüzde ellisini avans olarak öder...” düzenlemesine gidilmiştir.

 

Kanun ve Genel Şart hükümleri ile başvuru sahibince davalı yana yapılan ihbar başvurusu birlikte ele alındığında, davalı yana yapılan başvurunun 21.06.2018 tarihinde tebellüğ edildiği, Tahkime ise başvurunun 17/07/2018 tarihinde yapıldığı görüldüğünden, mevzuatta aranan 45 günlük süre henüz dolmadan ve davalı yan temerrüte düşmeden başvuru gerçekleştirildiği sonucuna ulaşılmıştır.

 

Bu durumda davalı sigorta şirketine tazminatın belirlenmesi ve ödenmesine ilişkin kanun ve ilgili düzenlemelerden kaynaklı 45 günlük inceleme süresinin tamamlanmadığı ve bu sebeple temerrüte düşmediği belirlenmiş, davalı yanın tazminat talebini kısmen veya tamamen yerine getirmediği iddiasının kabulü mümkün görülmemiş ve Tahkime başvuru için gerekli şartın sağlanmadığı gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

6100 sayılı HMK.nun 114.maddesinde dava şartları açıkça sayılmış ve anılan maddenin h bendinde ise davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği belirtilmiştir. Bir hususun dava şartı olup olmadığı onun niteliğinden anlaşılır. Bir hususun varlığı veya yokluğu, mahkemenin davayı esastan inceleyip karara bağlamasına engel oluyor ve hakim o hususu kendiliğinden gözetmekle yükümlü ise, o husus bir dava şartıdır. Dava şartları, medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada karar merciince kendiliğinden (re’sen) gözetilir. Hukuki yararın dava şartı olduğu, Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul edilmiş olup bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından sayılmıştır.

 

Bu bağlamda, kanunen sigorta şirketine tanınan 45 günlük inceleme ve tazminat ödeme süresinin beklenmeden Tahkime başvurulmuş olmasında hukuki yarar görülmediğinden, dava şartı yerine getirilmemiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili 115.maddesinde; "...(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir..." hükmü amirdir. Bu kapsamda, yapılan yargılama ve dosya kapsamındaki belgeler birlikte incelenip değerlendirildiğinde; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

 

19.01.2016 tarih 29598 sayılı resmi gazetede yayınlanan ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yapılan 16/13. maddesindeki düzenlemenin, mezkur Yönetmeliğin dayanağı olan Sigortacılık Kanunu 30/17. maddesine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, Sigortacılık Kanunu 30/17. maddesinde yer alan düzenlemedeki “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ucret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” yönündeki düzenleme ve beraberinde 28.12.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve Avukatlık Asgari Ucret Tarifesinin 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında gerçekleştirilen; “...(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, vekâlet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükümleri mucibince, Avukatlık Kanunu ve Sigortacılık Kanununda bu konuya ilişkin başkaca bir düzenleme yapılıncaya veya Yargıtay bu konuda vereceği içtihatı birleştirme kararına kadar, hüküm tarihinde geçerli avukatlık asgari ücret tarifesinin uygulanması gerektiğinden bahisle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin İkinci Kısım İkinci Bölümü avukatlık ücretlerinin belirlenmesinde esas alınmıştır.

 

6. KARAR

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’nca Hakemliğimize tevdi olunan 2018/E.XXXX esas sayılı başvurunun, tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde incelenmesi sonucunda, gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

 

a) Başvuru sahibi talebinin usulden REDDİNE,

 

b) Sigorta kuruluşu kendisini avukatla temsil ettiğinden reddedilen kısım üzerinden TBB. A.A.U.T. uyarınca belirtilen tutarın, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30. Maddesi uyarınca 1/5’i olarak hesaplanan 436 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

 

c) Başvuru sahibi tarafından sarf edilen yargı giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

 

5684 sayılı Kanunun 30 maddesinin onikinci fıkrası uyarınca miktar olarak kesin olmak kaydıyla karar verilmiştir. 29/08/2018 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy