Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1425, 1452, 1486)

 

27.09.2019 Tarihli ve K-2019/79355 Sayılı Hakem Kararı (Kasko)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlık konusu, 16.05.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olan XXX plakalı aracın karıştığı trafik kazasında başvurana ait aracın pert olması nedeniyle, 5.001.00 TL(Islahla 18.000,00 TL) bakite pert tazminatının kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden tazmin edilmesine ilişkindir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya, koordinatör hakem tarafından 21.08.2019 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığına, başvuranın aracının rayiç bedelinin ve bakiye pert bedelinin tespiti için dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.

 

Bilirkişi ücreti olarak takdir edilen ücretin bilirkişinin hesap numarasına yatırılmasından sonra dosya bilirkişiye verilmiş, 06.09.2019 tarihli bilirkişi raporu 06.09.2019 tarihinde tarafların e-posta adreslerine tebliğ edilmiştir.

 

Başvuran vekili tarafından rapora karşı ıslah dilekçesi verilmiş olup, sigorta şirketi vekili tarafından ise rapora itiraz edilmiştir.

 

Talep edilen miktar 18.000,00 TL’ye artırıldığından, 17.09.2019 tarihinde hakem heyeti oluşturulmuştur.

 

Dosyada yapacak başkaca usul işlemi kalmadığından, dosya içeriği ve bilirkişi raporu dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında 27.09.2019 tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran vekili başvuru dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen XXX numaralı kasko poliçesiyle sigortalı olan başvurana ait XXX plakalı aracın 16.05.2019 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hasarlandığını ve çekme belgeli pert işlemi gördüğünü, pert işleminden sonra rayiç bedeli 80.000,00 TL olarak esas alınarak 55.100.00 TL sovtaj bedelinden bakiye 24.900,00 TL hasar bedeli ödemesi yapılarak mutabakat sağlandığını, ancak başvurana ait aracın rayiç bedelinin en az 100.000,00 TL olacağını, bakiye pert bedelinin ödenmesi için sigorta şirketine 24.06.2019 tarihinde başvuru yapıldığını ancak sigorta şirketi tarafından cevap verilmediğini beyan ederek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 5.001,00 TL tazminatının işleyecek avans faiziyle birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

Başvuran vekili 09.09.2019 tarihinde 100,00 TL ek başvuru ücretini ödeyerek, 5.001,00 TL olan talebini 18.000,00 TL’na yükseltmiştir.

 

Başvuran iddialarını kanıtlamak için, başvuru formuyla birlikte sigorta şirketine gönderilen başvuru dilekçesi ve teslim belgesini, trafik tescil belgelerini ve mutabakat evrakını ibraz etmiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada özetle; sigorta şirketi tarafından başvuru konusu gerçek hasar bedelinin başvuru öncesinde ödenmiş olduğundan haksız taleplerin reddi gerektiğini, başvuranın taleplerinin mükerrer olduğunu, yapılan başvuru üzerine XXX numaralı hasar dosyası açıldığını ve hasar dosyası kapsamında piyasa değerinin 80.000,00 TL, sovtaj değerinin de 55.100,00 TL olmak üzere 24.900,00 TL olduğu tespit edilerek 25.06.2019 tarihinde 24.900,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, talep edilen hasar bedelinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, kasko sigortasının sadece araçta meydana gelen maddi hasarı kapsadığını ve dolaylı zararların poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartları ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, sigorta şirketinin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesine eklenen 13.fıkrasında vekalet ücretine hükmedilmesi halinde AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin beşte birine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek başvurucunun talebinin reddi ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

 

Sigorta şirketi dilekçe ekinde, ödeme dekontunu, ekspertiz raporunu, mutabakatnameyi ve XXX numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesini delil olarak dosyaya sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime ilişkin Yönetmelik, Kasko Sigortası Genel Şartları ve Sigorta Poliçesi Hükümleri uygulanarak uyuşmazlık çözülecektir.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Uyuşmazlığa konu talep, başvurana ait olan XXX plakalı aracın pert-total kabul edilmesi nedeniyle bakiye pert bedelinin aracın kasko poliçesi çerçevesinde sigortacı tarafından tazminine ilişkindir.

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, başvuranın kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle zarara uğradığı iddia olunan aracın kasko sigortacısı olduğu görüldüğünden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dava şartları yönünden davanın görülmesine engel başkaca bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Başvuran adına kayıtlı olan XXX plakalı aracın 13.08.2018-13.08.2019 tarihlerini kapsayan XXX numaralı kasko poliçesinin davalı şirket tarafından düzenlendiği, 16.05.2019 tarihli trafik kazasının bu poliçe vadesi kapsamında kaldığı ve kaza sonrasında başvurana ait aracın pert-total işlemine tabi olduğu hususlarında davacı ile davalı şirket arasında uyuşmazlık yoktur.

 

Talebe konu XXX plakalı araç 2016 XXX marka aracın 16.05.2019 tarihli kaza neticesinde pert-total işlemine tabi tutulduğu eksper raporu ve diğer belgelerden anlaşılmıştır.

 

Başvuran vekili tarafından, başvurana ödenen pert bedelinin eksik olduğu, dosyaya ibraz ettiği eksper raporuna göre aracın kaza tarihindeki rayiç bedelinin 100.000,00 TL’ndan az olamayacağının tespit edildiği, buna göre bakiye pert bedelinin davalı tarafından ödenmesi gerektiği, iddia edilmiştir.

 

Davalı tarafından, eksper tarafından başvuranın aracının rayiç değerinin 80.000,00 TL, sovtaj değerinin 55.100,00 TL olarak tespit edildiği ve 24.900,00 TL tazminat ödemesi yapıldığı, başvuranın bu miktarda mutabık kaldığı, imzaladığı “İbraname-Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” karşılığında tazminatın ödendiği, davalı şirket ibra edildiğinden bakiye tazminat talebinin reddine karar verilmesi istenmiştir.

 

Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen “İbraname-Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” belgesinin incelenmesinde; XXX numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesinde istinaden açılan XXX numaralı hasar dosyasından sigortalı XXX’na 16.05.2019 tarihli kaza nedeniyle ödenen tazminat bedelinin 24.900,00 TL olduğu, anlaşılmıştır.

 

Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya mevcudu incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık, başvurana ait aracın kaza sonucunda pert-total olması nedeniyle aracın piyasa rayiç bedelinin ne olduğu, buna bağlı olarak başvuranın bakiye alacağının olup olmadığı hususundadır.

 

Uyuşmazlık konusunun çözümlenmesi, teknik bilgi ve aracın piyasa rayiç bedelinin tespitini gerektirdiğinden, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya XXX Adli Yargı Komisyonu Listesine kayıtlı bilirkişi XXX’e tevdii edilmiştir.

 

Bilirkişi tarafından sunulan 06.09.2019 tarihli raporda; yapılan incelemeler neticesinde 2013 model XXX tip marka araç fiyatlarının 97.000,00 TL-101.000,00 TL arasında olduğunu, aracın kaza tarihinden önceki hasar kayıtları dikkate alınarak rayiç bedelinin 98.000,00 TL olacağı, sovtaj bedelinin ise 55.100,00 TL olacağı, sigorta şirketi tarafından yapılan 24.900,00 TL ödeme dikkate alındığından bakiye pert bedelinin 18.000,00 TL olduğu, tespit edilmiştir.

 

Bilirkişi raporuna karşı başvuran vekili tarafından 09.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş olup ek ıslah harcı ödenerek, bilirkişi raporu doğrultusunda 5.001,00 TL olan taleplerini 18.000,00 TL’ye yükselttiklerini beyan ederek 18.000,00 TL’nin sigorta şirketi tarafından ödenmesini talep etmiştir.

 

Davalı şirket tarafından verilen 10.09.2019 tarihli itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporundaki piyasa bedelinin çok yüksek olduğunu, yeniden piyasa rayiç çalışması yapılması gerektiğini beyan ederek başvurunun reddini talep etmiştir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesinde “Sigortanın konusu”; “Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının, karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlardan, romörk veya karavanlar ile iş makinelerinden ve lastik tekerlekli traktörlerden doğan menfaatinin aşağıdaki tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararları temin eder.

 

a) Aracın karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz taşıtlarla müsademesi, b) Gerek hareket gerek durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar, c) Üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptıkları hareketler, d) Aracın yanması, e) Aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi. ” Şeklinde düzenlenmiştir.

 

Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.1.maddesinde “Sigorta Bedeli” düzenlenmiş olup, B.3.3.1.1.maddesinde; “Sigorta şirketi aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına almıştır. Sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerleri esas tutulur. Rayiç değer için esas alınacak referansa veya rayiç değeri belirleme yöntemine poliçede yer verilir. Bu yönde bir referans belirlenmemişse veya bu belirleme somut değilse Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değere ilişkin liste esas alınır.” Düzenlemesi yapılmıştır.

 

Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.2.2.maddesinde; “Onarım masraflarının sigortalı aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Aracın tam hasara uğraması halinde, aracın hasar anındaki rayiç değeri ödenir. Bu durumda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur. Aynı şekilde kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur... ” düzenlemesi yapılmıştır.

 

Genişletilmiş Kasko Poliçesinin 9.maddesinde “Rayiç Değer Tespiti” düzenlenmiştir.

 

Başvuru dayanağı olan kasko sigortası özel yasalarla düzenlenmiş bir Sigorta Sözleşmesidir. O halde sözleşme değerlendirilirken ve yorumlanırken öncelikle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5684 sayılı Sigortacılık Yasası ve ilgili yönetmelik hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.

 

Sigorta Sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olmasına rağmen, tam eşitler arası bir akit değildir. Genel Şartları önceden belirli ve yayınlanmış olduğundan ve poliçeye konulacak klozları sadece sigortacı belirlediğinden, sigortalı açısından “iltihaki - katılmacı” bir akittir. Bu nedenle yasa koyucu, sigorta sözleşmelerinde özel uzmanlığı olan sigortacılar karşısında zayıf konumda olan sigortalıları korumak amacına yönelik bazı düzenlemeler yapmıştır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, “Amaç ve Kapsam” başlığı altındaki 1.maddesinde, kanunun amacı, “ülkemiz sigortacılığının geliştirilmesini sağlamak, sigorta sözleşmesinde yer alan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak ve sigortacılık sektörünün güvenli ve istikrarlı bir ortamda etkin bir şekilde çalışmasını temin etmek” olarak belirlenmiştir.

 

TTK 1452 ve 1486. maddelerinde koruyucu hükümler düzenlenmiştir. 1452. maddenin gerekçesinde, “sigortalı lehine yorumun esas olduğu ve azami güven esası üzerine kurulu olan sigortacılıkta, sigortacılara nazaran daha güçsüz durumda olan sigortalıların korunması gerektiği” açıkça belirtilmiştir. 1486.maddesinin gerekçesinde ise “sözleşme ile değiştirilemeyecek veya sigortalı aleyhine değiştirilemeyecek maddeler ile bu hükme aykırılığın sonuçlarının düzenlendiği” belirtilmiştir. TTK 1425. Maddesinde ise sigorta poliçesinin içeriği ve ne şekilde hazırlanması gerektiği düzenlenmiştir. Bu maddenin gerekçesinde de “sigortalı lehine yorum ilkesinin” esas alındığı açıkça anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK Sigorta Hukukuna ilişkin düzenlemelerinin tamamında “sigortalı lehine yorum ilkesi” esas alınmıştır.

 

Sigortalıyı/sigorta ettireni koruyucu bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, yasa koyucu ve uygulayıcıları, sigorta sözleşmelerinde özel uzmanlığı olan ve tacir olan sigortacıya, 6102 sayılı TTK 18/2 Maddesi anlamında, ağırlaştırılmış bir özen ödevi yüklemiştir. Sigortacı, akdin müzakeresi, kurulması, poliçe tanzimi ve devamı aşamalarında, sigortalının/sigorta ettirenin çıkarlarını korumak için MK 2 ve 3. maddelerinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına göre kendisinden beklenen özeni göstermek zorundadır.

 

6102 sayılı TTK 1409. maddesine göre, sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. TTK 1452/3 maddesine göre ise, 1409. madde hükmü, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez, değiştirilirse bu Kanun hükümleri uygulanır.

 

Aynı yasa "Zarar Sigortası" başlığı altındaki "Tazminat İlkesi" alt başlıklı 1459. maddesine göre ise; sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder. Bu hüküm, sigortacılıkta asıl olan durumun tazminat ödemek olduğunu ve gerçek zararın ödenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. TTK 1486/1 maddesine göre ise, 1459. madde hükmüne aykırı yapılan sözleşmeler geçersizdir.

 

TTK 1409 ve 1459 madde hükümleri, sebepsiz zenginleşme yasağının sigortacılıktaki tezahürleridir. Dolayısıyla, davalı sigortacının sorumluluğu “gerçek zarar” ile sınırlı olacaktır. Başka deyişle, TTK 1409/1 ve 1459. maddeleri "gerçek zarar" ilkesini ortaya koymuş olup, davalı sigortacı sigortalısının gerçek zararını tazmin etmelidir.

 

Ancak, KSGŞ B.3.3.1.1 maddesinde, aracın rayiç değeri konusunda bir azami ölçü getirilerek (TSB tarafından belirlenerek ilan edilen rayiç değer) yasada yer alan gerçek zarar ilkesi ve tazminat ilkesi sınırlandırılmıştır.

 

TTK 1452/3 ve 1486/1 madde hükümlerine göre, sigortacının, sigortalının gerçek zararını ödeme yükümlülüğünü sınırlayan Genel ve Özel Şart (Kloz) hükümleri geçersizdir. TTK 1486/1. maddesinde sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilmiş olmasına rağmen, riziko gerçekleşmiş olduğundan sözleşme batıl sayılamayacak, sigortalı aleyhine hükümler geçersiz sayılacaktır.

 

Somut başvuruda TTK 1409 ve 1459 madde hükümlerinin direkt olarak uygulanması gerekmektedir. O halde sigortalının gerçek zararı, başka deyişle sigortalı aracın riziko tarihindeki piyasa rayiç değeri, TSB’nin belirlediği rayiç değerden daha fazla ise ödenen tazminat tenzil edilerek bakiyesine hüküm kurmak gerekmektedir.

 

Başvuran, davalı şirketle yaptığı mutabakat ve 25.06.2019 tarihinde yapılan ödemeden sonra 18.07.2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmuştur.

 

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 111/2.maddesinde; “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir ” düzenlemesi yapılmış olup, bu düzenlemeye göre tazminat bedelinde yetersizlik veya fahiş fark olması durumunda, anlaşmalar veya uzlaşmalar iptal edilebilecektir.

 

Başvuran tarafından da yasada düzenlenen 2 yıllık hak düşürücü süre dolmadan ek tazminat talebiyle dava açılmıştır.

 

Yukarıdaki değerlendirmeler çerçevesinde ve dosya kapsamındaki bilgi-belgelere göre; davalı şirketin itirazlarının reddine, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış olup, başvurana ait olan kasko sigortalı aracın kaza öncesi rayiç bedelinin 98.000,00 TL, sovtaj bedelinin ise 55.100,00 TL olduğu ve sigorta şirketi tarafından 25.06.2019 tarihinde yapılan 24.900,00 TL’lik ödeme tenzil edildiğinde ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 18.000,00 TL bakiye pert tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından başvurana ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Başvuranın avans faizi talebi mevcuttur. TTK m. 1427/2 “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446.maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur” düzenlemesiyle başvurudan itibaren 45 gün içerisinde tazminatın ödenmesi gerektiği, ödenmemesi halinde kırkbeş gün sonra temerrüdün oluşacağı ifade edilmiştir. Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın 3.3.4.1. maddesi “Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur.” hükmünü amirdir. Davalı şirket tarafından görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen raporun tarihi 18.05.2019 olup, davalı şirketin 25.06.2019 tarihinde eksik ödeme yapması ve kasko sigortasından kaynaklanan alacaklar sigorta sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, TTK’nın 3. maddesi gereğince istenebilecek faiz türünün avans faizi olduğu kanaatine varılarak, 18.000,00 TL’nin 25.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvurana ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

 

Sigorta şirketi tarafından başvuran lehine 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi talep edilmiştir.

 

Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine eklenen 17. fıkra ile “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir.” düzenlemesi yapılmış olup, bu düzenleme ile başvuru sahiplerinin talebinin reddedilen tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre sigorta şirketi lehine belirlenecek vekalet ücretinin 1/5 olarak hesaplanması kuralı getirilmiştir. Kanun hükmü gerekçesinde de bu hususta “...Diğer taraftan Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabileceği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” denilmekle de burada kastedilen ve amaçlananın, sigortalı/sigorta ettiren veya zarar gören üçüncü şahısların Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapacakları başvuruların kısmen veya tamamen reddedilmesi nedeniyle aleyhlerine yüksek tutarlarda vekâlet ücretine hükmedilmesinin engellenmesi olduğu bellidir.

 

Her ne kadar, 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesinde yer verilen; “(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde hüküm ile başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin bakımından da 1/5 kuralı getirilmiş ise de yönetmeliğin bu hükmünün, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 hükmünde olmayan bir kısıtlamayı içeriyor olması sebebi ile kanuna aykırı olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla ve alt normun üst norma aykırı olamayacağı temel bir hukuk kuralı olduğundan, kanuna aykırı olan bu düzenlemenin uygulanması mümkün görülmemiştir.

 

5684 sayılı yasanın 30/17.maddesi ve gerekçesinde var olmayan bir hükmün, Yargıtay’ın yerleşik kararları da dikkate alınmaksızın Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesi ile düzenlenmesinin yasal dayanağı bulunmamakta olup, geçersiz Yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde uygulanmaması gerekmektedir.

 

02.01.2019 tarih ve 30643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 17/2. maddesinde; “Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir. Konusu para ile ölçülemeyen işlerde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücrete hükmedilir. Ancak talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine öngörülen maktu ücretin beşte birine hükmedilir. Sigorta Tahkim Komisyonlarınca hükmedilen vekalet ücreti, kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” düzenlemesi yapılmıştır.

 

Bu düzenlemeden de görüleceği üzere, 1/5 vekâlet ücreti, talebi kısmen veya tamamen reddedilen başvuranlar aleyhine/sigorta şirketleri lehine hükmedilecek vekâlet ücretlerine ilişkindir.

 

Bu hususta Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/64 E. 2016/1453 K. sayılı ve 15.02.2016 tarihli ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/11893 E. 2017/7995 K. sayılı ve 20.09.2017 tarihli kararında; Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğe atıf yapılarak başvuran lehine de 1/5 vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş ise de söz konusu kararlar yukarıda yapılan tüm değerlendirmelere aykırı olduğu gibi kararlarda özellikle yönetmeliğin ilgili maddesinin kanun hükmüne ve yasa koyucunun amacına aykırı olduğu hususları göz ardı edilmiş bulunmaktadır.

 

Gerek Sigortacılık Kanunu 30/17. maddesindeki düzenleme ve gerekse Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin, 16.04.2013 tarih ve E.2013/4237, K.2013/5552 sayılı ve 29.04.2013 tarih ve E.2013/4229, K.2013/5904 sayılı, 22.10.2013 tarih ve E.2013/11349, K.2013/14120 sayılı, 31.10.2013 tarih ve E.2013/15884, K.2013/14731 sayılı, 15.05.2014 tarih ve E.2014/5005, K.2014/7686 sayılı, 13.03.2014 tarih ve E.2014/2255, 2014/3620 K. sayılı emsal kararları, Danıştay 8.Dairesi’nin 10.07.2018 tarih ve 2018/453 E. sayılı yürütmeyi durdurma kararı, 2019 yılında geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 17/2.maddesi ve Türkiye Barolar Birliği’nin 16.01.2019 tarihli Tarifenin 17/2.maddesiyle ilgili açıklama yazısı birlikte değerlendirildiğinde; başvuran lehine tam vekalet ücretine, hükmedilmesine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmelere göre;

 

1- Başvuranın talebinin KABULUNE, 18.000,00 TL bakiye pert tazminatının 25.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (davalı) XXX.’nden alınarak başvurana verilmesine,

 

2- Başvuranın yatırmış olduğu 250,00 TL Komisyon harç ücreti, 100,00 TL ek başvurma harcı ve 400,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 750,00 TL yargılama masrafının XXX.’nden alınarak başvurana verilmesine,

 

3- Başvuran kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve kabul edilen miktara göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin XXX.’nden alınarak başvuruna verilmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.09.2019 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy