Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6100 S. K. m. 50, 51)

 

11/03/2016 Tarih ve K-2016/6665 Sayılı Hakem Kararı

 

1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karara bağlanmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından hakem heyetimize tevdi edilen uyuşmazlığın konusu, başvurana ait ve kaza tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketine kasko sigortalı ... plakalı aracın, 02.09.2015 tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde pert- total (ağır hasarlı) olarak değerlendirilmesi kapsamında tazminat olarak davalı şirketçe ödenen tutarın yetersiz olduğu ve karşılanmayan bakiye zararın tazminine ilişkindir.

 

Başvuran tarafından 67.000 TL’lik zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalı şirketten tahsili talep edilmektedir. Başvuran tarafından ayrıca iş kaybına ilişkin zararın da tazmini talep edilmiştir.

 

1.1. Başvurunun Hakem Heyetine İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya 05.01.2016 tarihinde heyetimizce tebellüğ edilmiştir. Dosya içeriği üzerinde yapılan inceleme neticesinde, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibarıyla, uyuşmazlığın evrak üzerinden çözülebileceği ve yine duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.

 

Uyuşmazlığın çözümü için 06.01.2016 tarihli ara karar ile başvuranın kasko sigortası konusu aracının kaza tarihi itibarıyla “KDV dahil gerçek hasar tutarını, Rayiç değerini, Sovtaj değerini,” gösterir denetime elverişli rapor alınmasına karar verilerek bilirkişi olarak ... Adli Yargı Bilirkişi Listesinde Kayıtlı ... Üniversitesi Otomotiv Öğretim Görevlisi görevlendirilmiş, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilerek itirazları ve karşı beyanlarının gerekçeli olarak bildirilmesi istenmiş, davacının itirazı üzerine revize edilen bilirkişi raporu tekrar taraflara tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından revize bilirkişi raporuna da itiraz edilmiş, itiraza konu hususların heyetimizce değerlendirilebilecek konular olması nedeniyle ek rapor alınmasına lüzum görülmemiştir.

 

Başvuru sahibinin iddiaları, sigorta kuruluşunun savunması, dosya mevcudu ve bilirkişi raporu incelenip değerlendirilmiş, bilirkişi raporunun denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmış, bu çerçevede uyuşmazlık hakkında oy birliğiyle karara varılarak yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran tarafından komisyona hitaben düzenlenen dilekçede, davalı şirkete kasko sigortalı ... plakalı aracın 02.09.2015 tarihinde ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına karıştığı, söz konusu kaza neticesinde araçta gerçekleşen tam hasar nedeniyle sigorta şirketine başvurulduğu, sigorta şirketi tarafından aracın rayiç değerinin 86.500 TL olarak tespit edildiği, aracın gerçek rayiç değerinin 100.000 TL-115.000 TL arasında olmasından dolayı davalı şirketin teklif ettiği rakamın kabul edilmediği, bunun üzerine davalı şirketçe kendileriyle herhangi bir mutabakat yapılmadan aracın kredili olması nedeniyle muhatabın ...Finans olmasından bahisle rayiç değerden sovtaj değerinin tenzili suretiyle elde edilen 43.000 TL’nin Mercedes Finans firmasına ödendiği, uyuşmazlık konusu araca ilişkin Mercedes Finans firmasına 10.716,48 TL borç olmasına karşın yapılan ödeme ile diğer 2 araçlarının henüz vadesi gelmemiş borçlarının da davalı şirketin hatası ile kapatıldığı, davalı şirketin yaptığı hatalı ödeme nedeniyle kaza tarihinden itibaren araçsız kalmalarından dolayı birçok ihale ve yapmış oldukları taşımacılık sözleşmelerini kaybetmiş oldukları belirtilerek

67.000 TL’lik zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte ve ayrıca iş kaybına ilişkin zararın da davalı şirketten tahsili talep edilmektedir.

 

Başvuru sahibi, başvuruya dayanak olarak, davalı şirket ile yapılan yazışmaları, kasko sigortası poliçe örneğini, hasar ekspertiz raporunu, araçların kredi geri ödeme bilgilerini gösteren belgeyi, kaza tespit tutanağını, ruhsat suretini, öğrenci servis taşıma sözleşmesini delil olarak göstermiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta şirketi vekili Komisyona verdiği cevap dilekçesinde, somut olayda Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları gereği başvuran tarafından müvekkili şirkete hurda belgesi ya da trafikten çekme belgesi ibraz edilmediğini, buna rağmen sorumluluğunu ifa etmek isteyen müvekkil şirketin gerçek zarar tutarını dain mürtehin …Finans firmasına ödediğini, rayiç değerden sovtaj tutarının tenzili suretiyle elde edilen 43.840 TL’yi ödemekle müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini belirterek başvurunun reddini savunmuştur.

 

Sigorta şirketi vekili savunmalarına dayanak olarak kasko sigortası poliçe örneğini, tazminat ödemesini gösterir dekontu, kasko kesin ekspertiz raporunu delil olarak sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları, Yargıtay Kararları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Uyuşmazlık dosyasının tetkik edilmesi neticesinde, uyuşmazlık konusu aracın kasko sigortası poliçesinde ... Finansman Türk A.Ş.’nin dain mürtehin olarak yazıldığı görülmüştür. Yine dosyada mübrez ... .Finansman Türk A.Ş.’nin 26.11.2015 tarihli yazısından uyuşmazlık konusu aracı da kapsayan . no’lu sözleşmenin kredi borcunun kapandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla 6100 sayılı HMK 50. ve 51. Maddeleri gereği dava taraflarının aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin olduğu ve bu itibarla uyuşmazlığın esasına geçilmesinde başkaca bir engelin bulunmadığı görülmüştür.

 

Başvuru sahibinin iddiaları, sigorta kuruluşunun savunması ve dosya mevcudunun incelenmesi neticesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, başvurana ait ve davalı sigorta şirketine kasko sigortalı ... plakalı aracın 02.09.2015 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu araçta oluşan gerçek zararın ve hasarlı aracın yokluğunda başvuranın maruz kaldığı iş kaybının kasko sigortası poliçesi teminatı kapsamında olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı müşahede edilmiştir. Aracın pert-total işlemine tabi tutulması hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.

 

Ülkemiz sigortacılık mevzuatında “pert” kavramına ilişkin bir tanımlama yer almamakla beraber tatbikatta “pert” kavramı ağır ya da tam hasara uğramış araçlar için kullanılan bir terimdir.

 

Konu hakkında Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.2.2. maddesi;

 

“Onarım masraflarının zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile aracın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda, araç tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda, aracın ilgili mevzuat doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigortacıya ibraz edilmeden tazminat ödenmez.

 

Onarım masrafları zarar gören aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda, aracın ilgili mevzuat doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigortacıya ibraz edilmeden tazminat ödenmez.

 

Hak sahibinin aracın hasarlı haliyle kendisine terk edilmesine onay vermesi halinde aracın riziko tarihindeki rayiç değeri ile hasarlı hali arasındaki tutar kendisine tazminat olarak ödenebilir. Bu durumda ilgisine göre yukarıdaki paragraflarda düzenlenen usul çerçevesinde işlem yapılır. Hak sahibinin onayı ile aracı hasarlı haliyle sigortalıya terk ederek tazminatı ödemek isteyen sigortacı, tespit edip sigortalıya bildirdiği sovtaj bedelini bildirimden itibaren 1 aylık süreyle sınırlı olarak garanti etmiş sayılır.

 

Kısmi onarımlarda parçaların sigorta şirketi tarafından tedarik veya tazmin edilmesi halinde hasarlı parçalar talep ettiği takdirde sigortacının malı olur.

 

Kısmi hasar halinde tarafların mutabakatıyla onarım yerine nakdi ödeme yapılabilir.

 

Araç sicilinde bulunan işleme engel kayıtlar sebebiyle, yukarıda belirtilen hurda veya çekme belgesinin hak sahibi tarafından alınamaması ve sigorta şirketine ibraz edilememesi halinde,

tazminat ödemesi, ilgili tutarın sigortacı tarafından masrafları tazminat tutarından mahsup edilmek üzere, mahkemece tespit edilen ödeme mahalline tevdii suretiyle de yapılabilir. Bu durumda hurda veya çekme belgesi aranmaz ve ödeme bilgisi sigorta şirketince ilgililere bildirilir.”

 

hükmünü amir olup ağır hasar ve tam hasar ayrımı yukarıda belirtilen çerçevede sigortacılık esaslarına ve eksper raporu tespitlerine göre yapılmaktadır.

 

Bu kapsamda yukarıda yer alan genel şart hükmü gereğince tam hasara uğramış olan motorlu araç için sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapılırken Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili hükümleri doğrultusunda “Hurdaya çıkarılmıştır” şerhi konulmuş tescil belgesi aranmakta, aracın ağır hasarlı olması ve onarımının mümkün olması halinde ise araç hurdaya ayrılmamakla beraber Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili hükümleri doğrultusunda “trafikten çekilerek tescili silinmiştir” kaydı bulunan tescil belgesinin ibrazıyla tazminat ödemesinin yapılması gerekmektedir.

 

Dosyadaki eksper raporunda araca pert-total işlemi uygulanmasının uygun olduğu kanaati belirtilmiştir. Ancak yukarıda yer alan Genel Şart hükmüne göre sigortalı tarafından hurda ya da trafikten çekme belgesi ibraz edilmeden davalı şirketin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Buna rağmen davalı şirketin rehin alacaklısına ödemede bulunduğu müşahede edilmiştir.

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.02.2015 tarihli, E. 2015/1261, K. 2015/3331 sayılı kararında;

 

“T.T.K.nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse, bu sıfatla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı Kanunun 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı, rehin alan hesabına ve onun lehine de sigorta ettirebilir Ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun 879. maddesi uyarınca da sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gereklidir. Böyle bir durumda, sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerekir ve sigorta ettiren, ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatini almak suretiyle sigortadan, şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat istemek hakkına sahip olur. Öncelikle talep hakkının rehin hakkı sahibinde olması, yani sigorta bedelinin rehin hakkı sahibine ödenmesi gerektiği durumda, rehin hakkı sahibinin muvafakatinin bulunması halinde sigortalıya sigorta bedeli ödenebilir. Bu durumda dava açma hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibinde olduğundan bir dava şartı olarak aktif dava ehliyeti olan davacı sıfatının da rehin hakkı sahibinde olduğu, buna karşın daini mürtehinin muvafakati halinde bu dava şartının yerine getirilmiş sayılacağı Dairemiz yerleşik içtihatları ile de ortaya konulmuştur.”

belirtildiği üzere sigorta şirketi tarafından tespit edilen tazminatın öncelikle rehin alacaklısına ödenmesi ya da rehin alacaklısının onayı ile sigortalıya ödenmesi gerekmektedir. Başvuran dilekçesinde uyuşmazlık konusu araca ilişkin ... firmasına 10.716,48 TL borç olmasına karşın yapılan ödeme ile diğer 2 araçlarının henüz vadesi gelmemiş borçlarının da davalı şirketin hatası ile kapatıldığı ifade edilmiştir. Dosyanın incelenmesi neticesinde münhasıran uyuşmazlık konusu aracın kredi borcunun gösterildiği bir belgeye tesadüf edilmemiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. Maddesinin 15. Fıkrasında hakemlerin, sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verecekleri hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlık konusu aracın kredi geri ödemelerinin ... Finansman Türk A.Ş. ile başvuran arasında düzenlenen 31.01.2013 tarihli ve ... numaralı sözleşmeye istinaden gerçekleştirildiği, davalı şirket tarafından da 31.01.2013 tarihli ve 13/1352 numaralı sözleşmenin konusu kredi borcu kapsamında ödemede bulunulduğu, dosyada mübrez ... Finansman Türk A.Ş.’nin başvuranı muhatap 26.11.2015 tarihli yazısından uyuşmazlık konusu aracı da kapsayan .. no’lu sözleşmenin kredi borcunun kapatıldığından başvuranın da muttali olduğu, davalı şirketin rehin alacaklısına yaptığı ödemeye gerek rehin alacaklısının gerekse başvuranın itiraz ettiğine, hatalı yapıldığına ve kabul edilmediğine dair bir belgenin de dosyaya sunulmadığı hususları tespit edilmiştir. Dolayısıyla başvuranın bu husustaki iddiasına heyetimizce itibar edilmemiştir.

 

Bu durumda sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı karşılayıp karşılamadığının tespiti gerekmektedir. Hakem heyetimizce 06.01.2016 tarihli ara karar ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 431. Maddesine müsteniden re’sen seçilen bilirkişiden; dosyadaki belgeler üzerinden yapılacak değerlendirme sonucunda, başvuru konusu aracın kaza tarihi itibarıyla “KDV dahil gerçek hasar tutarını, Rayiç değerini, Sovtaj değerini,” gösterir, denetime elverişli rapor alınmasına karar verilerek taraflara e-posta ile tebliğ edilmiştir.

 

22.01.2016 tarihli bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilerek varsa itirazlarının gerekçeli olarak iki haftalık kesin süre içerisinde dosyaya sunulması istenmiştir. Dosyaya sunulan ekspertiz raporunda aracın km'si 111.111 yazılmış olup bilirkişi tarafından km bilgisi olarak bu rakam esas alınmıştır. Ancak başvuru sahibince aracın km'sinin 45.000'i geçmediği iddia edilerek ... Türk A.Ş. tarafından çekilmiş aracın km’sini gösteren fotoğraflar gönderilmiştir. Konu hakkında davalı şirket vekilinden bilgi talep edilmiş olup alınan e-postada “Her ne kadar eksper raporunda aracın km'si 111.111 olarak belirlenmişse de, hasar departmanımız aracın piyasa değerine ilişkin yaptığı araştırmada 5 farklı fiyat araştırması yapmış ve buna ilişkin belge ekte sunulmuştur. Raporda yer alan araç Kilometresi sadece veri girişi için kullanılmış olup gerçeği yansıtmamaktadır.” İfade edilmiştir. Bu çerçevede başvuranın aracın km. bilgisine ilişkin gönderdiği belgeler esas alınarak bilirkişi raporu revize edilmiştir. Revize bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilerek varsa itirazlarının gerekçeli olarak iki haftalık kesin sürede dosyaya sunulması istenmiştir. Başvuran tarafından bu defa bilirkişi raporundaki sovtaj tespitine itiraz edilmiştir. Heyetimizce bilirkişinin görüşü de alınarak yapılan değerlendirme neticesinde bilirkişi raporundaki sovtaj tespitinin makul olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Sigortacılık uygulamalarında sovtaj, teminat kapsamında gerçekleşen riziko nedeniyle hasara uğrayan sigortalı malın hasarlı halinin ekonomik değeridir. Halefiyet ilkesi gereği hasarlı sigortalı malı değerlendirme hakkı, sigorta tazminatını ödedikten sonra sigorta şirketine ait olmakla birlikte Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.2.2. maddesinde de cevaz verildiği üzere hasarlı sigortalı mal, sigortalıya da bırakılabilmekte olup sovtaj değerinin rayiç değerden tenzili suretiyle ortaya çıkan bakiye değer sigorta şirketinin sorumluluğundadır.

 

30.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu ... plaka sayılı aracın kaza tarihinde 2. el piyasa rayiç değerinin 95.000.TL ve sovtaj değerinin 42.660 TL, bu itibarla gerçek zararın 52.340 TL olduğu, mezkur tutardan davalı şirketin yaptığı 43.840 TL tenzil edildiğinde elde edilen 8.500 TL’nin davalı şirketin bakiye yükümlülüğü olduğu tespit edilmiştir.

 

Yapılan incelemede bilirkişi raporundaki değerlendirme ve tespitler Yargıtayın öngördüğü gerekçeli ve denetime elverişli olma kriterlerini taşıdığından heyetimizce hükme esas alınmıştır.

 

Bilirkişi raporunda tespit edilen 8.500 TL tutarındaki bakiye zarardan davalı şirketin sorumluluğu bulunmaktadır.

 

Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.4.-4.8. maddesinde “Aracın sigorta kapsamına giren tam veya kısmi bir zarara uğraması nedeni ile tam hasar halinde tazminatın ödenmesine, kısmi hasar halinde hasarın giderilmesine kadar olan sürede poliçede bu korumaya ilişkin belirtilen limitle sınırlı olmak üzere kullanım ve gelir kaybından doğan zararlar” Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar arasında sayılmıştır. Dosyada mübrez poliçeyi incelediğimizde “kullanım ve gelir kaybından doğan zararlar”ın teminat kapsamına alındığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı müşahede edilmiştir. Bu itibarla başvuranın iş kaybına ilişkin talebinin reddi gerekmiştir.

 

Diğer taraftan başvuranın faiz talebi söz konusudur. Yukarıda da açıklandığı üzere Kara Araçları Kasko Sigortasının 3.3.2.2. maddesine istinaden hurda belgesi ya da trafikten çekme belgesi ibraz edilmeden sigorta şirketi tarafından tazminat ödemesi yapılamaz, yapılması durumunda sigorta şirketi idari yaptırımla karşı karşıya gelebilecektir. Bu sebeple somut olayda başvuran tarafından sigorta şirketine hurda belgesi ya da trafikten çekme belgesi ibraz edilmediği için davalı şirketin temerrüde düşmediğine ve faiz talebinin reddine karar verilmiştir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Kara Araçları Kasko Sigortası, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatinin çeşitli tehlikeler dolayısıyla ihlali sonucu uğrayacağı maddi zararlara teminat sağlayan isteğe bağlı bir mal sigortasıdır.

 

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1409. Maddesinde;

 

“Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.

 

Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.”,

 

TTK 1459. Maddesinde ise;

 

“Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.” esasları hükme bağlanmıştır.

 

Sigorta hukuku uyarınca zarar sigortalarında sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta sözleşmesi kapsamında hasara uğrayan sigorta konusunun, hasarlanmadan önceki haline getirilmesinden ibarettir. Bu çerçevede somut olayda sigorta şirketinin yükümlülüğü hak sahibine ait araçta meydana gelen hasara bağlı olarak hak sahibinin malvarlığındaki azalmanın giderilmesi suretiyle hasar öncesi eski durumun iadesinin sağlanmasıdır.

 

Bilirkişi raporunda başvuranın bakiye gerçek zararının 8.500 TL olduğu tespit edilmiştir.

 

Yukarıda yer alan inceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde;

 

Başvuru sahibinin 67.000 TL’lik talebinin 8.500 TL’lik kısmının kabulüne karar verilerek yargılamaya son verilmiştir.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. Maddesine istinaden istihsal edilen 17.08.2007 tarihli ve 26616 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin,

 

19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesiyle değişik, 16. Maddesinin 13. Fıkrası;

 

“Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.”

 

hükmünü amir olup ücreti vekâlet mezkur hükme müsteniden hesap edilmiştir.

 

5. KARAR:

 

Yapılan değerlendirmeler, belirtilen gerekçeler, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre;

 

1-Başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulü ile 8.500 TL’nin davalı şirketten alınarak başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,

 

2- Başvuru sahibinin iş kaybına ve faize ilişkin taleplerinin reddine,

 

3- Başvuru sahibinin sarf etmiş olduğu 300 TL başvuru harcı, 400 TL bilirkişi ücreti toplamı 700 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 89 TL’sinin davalı şirketten alınarak başvuru sahibine ödenmesine, geri kalanının başvuru sahibinin üzerinde bırakılmasına,

 

4- Aleyhine başvuru yapılan sigorta kuruluşu kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. Maddesinin 13. Fıkrası gereği hesap olunan 1.357 TL ücreti vekâletin başvuru sahibinden alınarak davalı şirkete verilmesine,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. Fıkrasının son cümlesinde belirtilen hallerde temyiz hakkı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 439. Maddesinde sayılı hallerde İptal Davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. Fıkrası gereği kararın Sigorta Tahkim Komisyonunca taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verilmiştir. 11/03/2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy