Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1420, 1423, 1482)

 

15.05.2018 tarih ve K-2018/29290 Sayılı Hakem Kararı (Yangın)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karara bağlanmak üzere Heyetimize tevdi edilmiş bulunan dosyadaki uyuşmazlığın konusu, xx Sigorta A.Ş. tarafından xx numaralı Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesiyle sorumluluğu temin edilen başvuran xx ’ne ait işyerinde 05.01.2017 tarihinde meydana gelen tavan çökmesi sonucu zarar gören xx plakalı araç sürücüsüne ödenen miktarın davalı sigortacıdan tahsiline ilişkin rücuan tazminat davasıdır.

 

Başvuran vekili, söz konusu hadisede zarar gören xx plakalı araç hasarı için müvekkili tarafından fatura karşılığı ödenen 19.297,47.TL hasar tazminatının, reddedildiği 21.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya Koordinatör Hakem tarafından teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına ve bilirkişi incelemesine gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.

 

16.03.2018 tarihli ara kararıyla, başvurandan poliçe üzerindeki rehin alacaklısının onayının dosyaya sunulması istenmiş, ara kararı taraflara tebliğ edilmiştir. Başvuran vekili, daini mürtehin onayını 20.03.2018 tarihli e-posta mesajına ekli olarak dosyaya kazandırmış, böylece başvuranın aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.

 

24.04.2018 tarihli ikinci ara kararıyla, taraflar arasındaki çekişme belirlenmiş, davalı sigortacıdan sigortalı tarafından imzalanmış bilgilendirme formu ve poliçenin, başvurandan ise kira kontratı, dekorasyon işlemlerinin kim tarafından yapıldığına ilişkin somut kanıtları dosyaya sunmasına karar verilmiş, ara kararı taraflara tebliğ edilmiştir.

 

Başvuran vekili, 27.04.2018 tarihli e-posta mesajında, zararın meydana geldiği işyerinin başvuranın ortaklarına ait olduğunu beyanla tapu fotokopisi ve diğer belgeleri dosyaya kazandırmıştır. Davalı sigortacı vekili ise 02.05.2018 tarihli e-posta mesajıyla imzalı bilgilendirme formunun bulunmadığını bildirmiştir. Dava konusu poliçenin yenileme poliçesi olduğu anlaşılmakla, başvurandan istenen bir önceki poliçe dosyaya kazandırılmıştır.

 

Dosyada yapacak başkaca usul işlemi kalmadığı anlaşılmakla, heyetçe dosya içeriğinden yapılan değerlendirme sonucunda karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran vekili başvuru formu ve eki beyan dilekçesinde özetle; müvekkiline ait işyerinde tavan çökmesi nedeniyle lastik değişimi yapan xx plakalı aracın zarar gördüğünü, davalı şirkete başvurulduğunu, davalının talebi karşılamaması üzerine hasarlı aracı onaran şirkete fatura karşılığında 19.297,46.TL ödendiğini, müvekkilinin işyerinde meydana gelebilecek maddi zararlar nedeniyle sigorta poliçesi tanzim ettiğini, poliçenin başlığının tüm işyeri sigorta poliçesi olduğunu, poliçede teminat dışı bırakılan hallerle ilgili bilgilendirilmediğini, davalının zarar tutarından avans faiz ile sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 19.297,47.TL hasar tazminatının hasarın reddedildiği 21.04.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmektedir.

 

Başvuran vekili başvuruya dayanak olarak Komisyon’a; harçlandırılmış ve baro pullu vekâletname sureti, STK başvuru harcının ödendiğini gösterir dekontu, davalı sigortacının ZMSS poliçesi, hasara ilişkin fotoğraflar, fatura, sigortacının talebin reddine ilişkin yazısını sunmuştur.

 

Başvuran vekili, 24.04.2018 tarihli ikinci ara kararı uyarınca, tapu senedi, imza sirküleri ve sicil gazetesini 27.04.2018 tarihinde dosyaya sunmuş, ayrıca aynı işyerine ait bir önceki sigorta poliçesini de dosyaya sunmuştur.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Davalı vekilinin 16.01.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; poliçe üzerinde daini mürtehin bulunduğunu, onay alınması gerektiğini, hasar tarihi ve komisyona başvuru tarihi dikkate alınarak zamanaşımının değerlendirilmesi gerektiğini, davacının talebinin tamirhane sorumluluk özel şart maddesine istinaden teminat dışı olduğunu, ilgili maddenin bilinmediğinin iddia edilmesinin mümkün olmadığını beyanla, başvurunun reddini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin başvuran üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Sigorta kuruluşu tarafından Komisyon’a; vekaletname örneği, imza sirküleri sunulmuştur. Sigortacı vekili, 02.05.2018 tarihli iletisiyle, imzalı bilgilendirme formu bulunmadığını bildirmiştir.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu, Tahkime İlişkin Yönetmelik ve Yargıtay Kararları ile ilgili diğer mevzuat.

 

4. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇELİ KARAR

 

Başvuru konusu uyuşmazlık Yeni Tüm İşyeri Sigorta Sözleşmesiyle ilgilidir. Dosyaya sunulan xx numaralı Yeni Tüm İşyeri Sigorta poliçesinin incelenmesinde, poliçe kitapçığında yer alan özel ve genel şartlar ile poliçede yazılı özel şartlar dairesinde başvuran şirketin sorumluluğunun davalı xx Sigorta A.Ş. tarafından 23.12.2016/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere temin edildiği anlaşılmıştır.

 

Uyuşmazlık konusu poliçe üzerinde xx Bankası xx Şubesinin rehin alacaklısı olarak gözüktüğü anlaşılmış, 16.03.2018 tarihli ara kararı ile rehin alacaklısının onayı istenmiş, başvuran vekili, daini mürtehin banka şubesinin kayıtsız şartsız onayını içeren belgeyi dosyaya kazandırmıştır. Bu halde, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin var olduğu elde edilen belgelerden anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Başvurudaki çekişmenin, zamanaşımı, talebin poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı, bilgilendirme yükümlülüğünün ihlali konuları üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konularına göre öncelikle zamanaşımı itirazının incelenmesi gerekmiştir. Yangın Sigortası Genel Şartları 10. Maddesi ve Üçüncü Şahıslara Karşı Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları 15. Maddesinde 2 ( iki ) yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. TTK 1420. Maddesinde de alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğrayacağı, TTK 1482. Madde hükmünün saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Sorumluluk sigortalarında zamanaşımına ilişkin 1482. Maddede ise 10 yıllık zamanaşımından bahsedilmektedir.

 

Başvuruya konu hadise 05.01.2017 tarihinde gerçekleşmiş olup, işbu tahkim başvurusu ise 10.01.2018 tarihinde yapılmıştır. Dava iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olduğundan davalı sigortacının zamanaşımına ilişkin iddiaları yerinde bulunmamıştır.

 

Dava konusu poliçe ana teminatı yangın olan bir paket işyeri poliçesidir. Poliçenin incelenmesinde, 2. Sayfada, “Ek Teminatlar” başlığı altında, olay başına 20.000. -TL limitle “Tamirhane Sorumluluk” ek teminatı verildiği görülmüştür. İşyerindeki 3. Şahıslara ait araçların Deneme Sürüşü ve Aracın Liften Düşmesi nedeniyle hasar görmeleri de bu teminat kapsamındadır.

 

Poliçede 3. Sayfası, 2. Paragrafta, davalı sigortacının; “sigorta ettirenin beyanına dayalı olarak, işbu poliçede yazılı kıymetleri, ekli Yeni Tüm İşyeri Sigortası poliçe kitapçığında yer alan özel ve genel şartlar ve işbu poliçedeki özel şartlar dairesinde yukarıda belirtilen sigorta bedeline kadar temin edeceği yazılıdır.

 

Poliçenin 10 ve 11. Sayfalarında, “Tamirhane Sorumluluk” teminatının içeriği, özel şartları ve teminat dışı haller açıkça yazılıdır. Buna göre;

 

• Sigortalının, sigorta konusunu teşkil eden faaliyetleri esnasında ve sigorta süresi içerisinde meydana gelecek bir hadise neticesinde, sigortalıya düşecek hukuki sorumluluk, ilişik 3. Şahıslar Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları ve aşağıda yazılı özel şartlar dairesinde poliçe limitlerine kadar teminat altındadır.

 

• Sigorta ettirenin beyanına müsteniden ilişik genel şartların 3 (A) ve 3 (B) ikinci fıkraları hilafına sigortalıya iare, icar, muhafaza, tamir satış maksadıyla tevdi edilen motorlu kara taşıt aracına yukarıda belirtilen riziko adresinde gerek hareket gerek durma halindeyken harici ve ani tesirler sonucunda sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya böyle bir cisme çarpma, devrilme, düşme ve yuvarlanma gibi kazalardan mütevellit ziya ve hasarlar sonucu sigortalıya terettüp edecek maddi sorumluluklar teminat altındadır.

 

Tamirhane Sorumluluk Özel Şartlarında önce teminat dışı haller sayılmış, devamında muafiyetler belirtilmiş, Deneme Sürüşü ve Aracın Liftten Düşmesi hallerinin hangi koşullarda ve hangi muafiyetlerle teminat kapsamında olduğu anlatılmıştır. Tamirhane Sorumluluk Özel Şartları “b” maddesinde; teminatın sadece sigortalının ve/veya elemanlarının vermiş olduğu zararlardaki hukuki sorumluluklar itibariyle verilmiş olduğu hükme bağlanmış, “f” maddesinde ise, Binadan kaynaklanan ve diğer dış etkenlere bağlı olarak sigortalının kontrolü dışında gelişen herhangi bir olay sebebiyle meydana gelebilecek zararların teminattan hariç olduğu poliçede açıkça düzenlenmiştir.

 

Başvuran şirket, kendisine (ortaklarına) ait işyerinin tamirhane bölümünde meydana gelen tavan çökmesi sonucu 3. Kişiye ait xx plakalı aracın zarar gördüğünü, zarar gören aracın onarımı için 19.297,46.TL ödendiğini, bu tutarın davalı sigortacıdan tahsilini talep etmiş, davalı sigorta şirketi ise Tamirhane Sorumluluk Özel Şartları “f” maddesine göre bu talebin teminat dışı olduğunu beyan etmiştir.

 

24.04.2018 tarihli ikinci ara kararı uyarınca başvuran vekilince dosyaya kazandırılan belgelerin incelenmesinden, zararın meydana geldiği işyerinin başvuran şirkete aitken 20.04.2015 tarihinde şirket ortakları xx, xx, xx, xx’e eşit payla satılmış olduğu, poliçenin tanzim edildiği tarihte işyerinin paylı mülkiyete konu olduğu anlaşılmıştır. Hadisede bina kusuru olduğu sabittir.

 

Başvuran vekili, müvekkilinin işyerinde meydana gelebilecek maddi zararlar nedeniyle sigorta poliçesi satın aldığını, gerek davalı sigortacının gerekse yetkili acentesinin poliçeyi müvekkiline teslim etmediği gibi poliçenin genel ve özel şartları ile ilgili olarak bilgilendirme yapmamış olduğunu, poliçenin tüm işyeri sigorta poliçesi başlığını taşıdığını, müvekkilinin tüm zararların teminat kapsamında zannetmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, poliçede teminat dışı bırakılan hususlar hakkında müvekkiline bilgilendirme yapılmadığı gibi, müvekkili yanıltılarak, bilgisi dışında poliçeye özel şart adı altında teminat kapsamını daraltan madde eklendiğini, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik uyarınca sigortacının bilgilendirme yükümlülüğüne uymadığını, bilgilendirmenin yapıldığını ispat külfetinin sigortacıda olduğunu beyanla başvuru konusu zarardan sigortacının sorumlu olduğunu beyan etmiştir.

 

Gerçekten de Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğinin 5. maddesinde “Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğü, sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirilir. Bilgilendirmenin yazılı olarak yapılması esastır. ” şeklinde kaleme alınmış, 7. maddesinde ise “Sigorta sözleşmesinin müzakeresi, kurulması ve devamı sırasında, bilgilendirme yükümlülüğü gereği gibi yerine getirilmemiş veya sigortacı hakkında yanıltıcı bilgi verilmiş ya da bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde düzenlenen Bilgilendirme Formu gereği gibi teslim edilmemiş yahut Bilgilendirme Formunda yer alan bilgiler gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmiş ve bu hâllerden herhangi biri sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise, sigorta ettiren sigorta sözleşmesini feshedebileceği gibi, varsa uğradığı zararın tazminini de talep edebilir. ”denilmiştir.

 

Davalı sigortacının 02.05.2018 tarihli e-posta mesajından, başvuran tarafından imzalı bilgilendirme formunun bulunmadığını anlaşılmaktadır. Bilgilendirmeyi ispat külfeti davalı sigortacıda olup, bu ispat külfetinin ifa edilmediği anlaşılmıştır.

 

Ancak, dava konusu poliçe bir işyeri paket poliçesi olup, poliçe üzerinde “Tamirhane Sorumluluk” ek teminatının koşulları açıkça yazmaktadır.

 

Sigortacının, sözleşmeden ve dürüstlük kuralından kaynaklanan aydınlatma ve bilgi verme yükümlülüğü 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. Maddesinde düzenlenmiştir. TTK 1423/1 maddesi, “Sigortacı ve acentesinin, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar” hükmünü içermektedir. Ancak, aynı yasa 1423/2 fıkrasında aydınlatma açıklamasının verilmemesinin hukuki sonuçları düzenlenmiştir. TTK 1423/2 maddesi; “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olacağı” hükmünü içermektedir.

 

Kanun hükmünün yönetmelik hükmüne nazaran öncelikli olarak uygulanması gerektiği izahtan varestedir. Ancak somut hadisede, dava konusu poliçenin tanzim tarihi 23.12.2016 olup, hadise 05.01.2017 tarihinde meydana gelmiştir. Yani TTK 1423/2 maddesi ile sigorta ettirene tanınan 14 günlük süre içerisinde ( 13. Gün ) zarar doğurucu olay meydana gelmiştir. Bu halde TTK 1423/2 maddesinin uygulanamayacağı söylenebilirse de, dava konusu poliçenin bir yenileme poliçe olduğu belirlenmekle, bir önceki poliçenin dosyaya sunulması talep edilmiştir.

 

Başvuran vekili, 09.05.2018 tarihli iletisi ekinde, başvuranın aynı işyerine ait ve 23.12.2015 - 23.12.2016 tarihleri arasında geçerli olan xx numaralı önceki poliçesini dosyaya sunmuştur. Önceki poliçenin incelenmesinde, sigortalının başvuran şirket ve sigortacının davalı xx Sigorta A.Ş. olduğu, başvuranın aynı işyerinin teminat altına alınmış olduğu, önceki poliçenin dava konusu yenileme poliçesiyle aynı koşullarda düzenlenmiş olduğu görülmüştür.

 

Başka deyişle, önceki poliçe içeriğinde de “Tamirhane Sorumluluk” teminatı ve şartları dava konusu poliçeyle aynı olup, aynı istisna ve muafiyetleri içermektedir. Bu durumda, başvuran sigortalının bu durumu bilmediğine ilişkin iddiaları yerinde bulunmamıştır.

 

Başvuran da bir ticaret şirketi olup, onun da basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü vardır. Bir önceki poliçede “Tamirhane Sorumluluk” teminatını, içeriğini, istisna ve muafiyetlerini kabul eden başvuranın, dava konusu yenileme poliçesindeki aynı içerikteki teminattan haberdar olmadığı iddiaları yerinde değildir. Bu durumda, dava konusu poliçenin üzerinde yazılı koşul ve şartlarla geçerli olduğuna kanaat getirilmiştir.

 

Dava konusu zarara neden olan hadisenin, işletme faaliyeti ile ilgili olmadığı, poliçede teminat altına alınmış rizikolardan herhangi birinin gerçekleşmesi sonucu oluşmadığı, tavan alçı ve sıvasının düşmesinin bina kusuru olduğu değerlendirilmiştir.

 

Bu durumda, dava konusu Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi üzerinde yazılı Tamirhane Sorumluluk Özel Şartları “f” maddesi uyarınca, tavan alçı sıvasının düşmesi olayının, poliçe teminatı altında olmadığı kabul edilerek, oyçokluğuyla başvuranın talebinin reddine karar verilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1) Başvuranın talebinin reddine,

 

2) Başvuranın sarf ettiği yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,

 

3) Davalı sigortacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen tutar üzerinden karar tarihinde geçerli AAÜT 13 ve 17 maddeleri ile 5684 sayılı yasa 30/17 maddesine göre hesap edilen 463,14.-TL nispi vekalet ücretinin başvurandan alınarak davalı sigortacıya verilmesine,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. Fıkrası uyarınca kararın Komisyon’ca taraflara bildiriminden itibaren on (10) gün içinde Komisyon nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verilmiştir. 15.05.2018 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy