Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6100 S. K. m. 266, 424, 429)

 

13.03.2017 Tarih ve K-2017/9193 Sayılı Hakem Kararı

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Uyuşmazlığın xxx Sigorta AŞ tarafından düzenlenen trafik poliçesi kapsamında 06.07.2016 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen hasara ilişkin tazminatın ödenmemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Komisyona yapılan başvuru sonrasında belgelerin taraflardan temin edilmesiyle yapılan ön inceleme sonucu hazırlanan raportör raporundaki görüşler doğrultusunda uyuşmazlığın çözümü için görevlendirilmemize karar verilmiştir. Dosya 02.02.2017 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır.

 

Dosya içeriği kapsamında HMK 424, 429 ve 266. maddeleri bağlamında duruşma yapılmamasına ancak uyuşmazlığın açıklığa kavuşturulması açısından bilirkişi atanmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir. İtiraz sürecinin tamamlanmasını müteakip karar oluşturulmuştur.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Davacı vekili tarafından Komisyona sunulan 05.01.2017 tarihli başvuruda özetle; davalı şirkete sigortalı xxx plakalı otobüsün müvekkiline ait xxx plakalı araca %100 kusurlu olarak arkadan çarptığı, eksper raporuna göre KDV dahil 14.615,22 TL hasar oluştuğu, davalı şirketin bunu ödemeyi reddettiği, oysa gerek TTK, gerek trafik sigortası genel şartları gereğince ödemesi gerektiği, avans faizi ve leyhlerine tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği isteminde bulunulmuştur.

 

Dosyaya vekaletname (01.04.2017 tarihine kadar geçerli), davalı sigorta kuruluşu ile yazışmalar, ruhsat, kaza tespit tutanağı, fotoğraflar, sürücü belgesi, poliçe, sigorta eksperi xxx tarafından düzenlenen maddi hasar ekspertiz raporu, faturalar vb. belgelerin örneğinin sunulduğu görülmüştür.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Komisyona yapılan başvuru sonrası inceleme neticesinde davalı xxx Sigorta AŞ’den talebe ilişkin savunması ve belgeleri talep edilmiştir.

 

Davalı sigorta kuruluşu tarafından ulaştırılan savunmada özetle; kusurları oranında sorumlu oldukları, davacının hasar ihbarında bulunmadan önce aracını tamir ettirdiği daha sonra kendilerine başvurduğu, oysa sigortacılık tekniğinde zararın tespiti ve karşılanması için sigorta şirketine ihbarda bulunması gerektiği, somut olayda şirketin zararı tespit edemediği, bunun iyi niyetle bağdaşmadığı, diğer taraftan başvuran talebinin fahiş olup bilirkişi eliyle yeni tespit yaptırılması gerektiği, avans faizi uygulanmaması gerektiği, vekalet ücretinin her iki yana da 1/5 uygulanması gerektiği belirtilerek davacının talebinin reddi, yargılama ve vekâlet giderlerinin karşı yana yükletilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

Dosyaya vekaletname, maddi hasar ekspertiz raporu, kaza tespit tutanağı, poliçe vb. belgelerin örneğinin sunulduğu görülmüştür.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Türk Medeni Kanunu (TMK), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK), Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, poliçe hükümleri ve Yargıtay kararları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇELİ KARAR

 

Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden araca ilişkin 18.02.2016-2017 yürürlük dönemli poliçenin var olduğu, 06.07.2016 tarihinde oluştuğu belirtilen bir hasarın bulunduğu, tarafların HMK 114 uyarınca dava açma ve taraf olma (aktif ve pasif husumet) ehliyetine sahip oldukları, anlaşmazlık konusunun sigorta şirketine ihbarda bulunulmadan onarım yapıldığında hasarın teminat kapsamı dışına çıkıp çıkmadığı ve çıkmıyorsa hasar tutarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

 

Hakemliğimce, davalı tarafından ileri sürülen ihbar yükümlülüğünün zamanında yerine getirilmemesinin halefiyet hakkına engel olmadığı ve zararın artmasına sebebiyet vermediği sonucuna ulaşıldığından uyuşmazlığın tutar yönünden açıklığa kavuşturulması için 09.02.2017 tarih 1 sayılı Ara Karar ile sigorta eksperi xxx bilirkişi olarak atanmış, bilirkişi tarafından 23.02.2017 tarihli rapor hazırlanmıştır.

 

Söz konusu raporda;

 

“ SONUÇ VE KANAAT

 

1) Bahse konu araçtaki talep edilen uyuşmazlık konusunun araçtaki toplam hasar rakamından kaynaklandığı,

 

2) Araç sahibi firma tarafından görevlendirilen Sn. xxx tarafından araç üzerinde yapılan ekspertizde toplam hasar miktarının KDV dahil 14.615,22 TL olduğu,

 

3) Tarafımızca araç üzerinde yapılan hasar tespit çalışmasında, toplam hasar bedelinin KDV hariç 10.931,41 TL olduğu, KDV dahil 12.899,06 TL olacağı tespit edilerek KDV durumu ile ilgili Hukuki Takdirinin Sayın Hakemliğinizde olacağına dair görüşlerimi içeren işbu Bilirkişi kanaat raporumuz tamamen tarafsız olarak teknik detay ve çalışmalar çerçevesinde piyasa koşulları değerlendirmelerine göre hazırlanmıştır.”

 

Tespitleri yapılmıştır.

 

Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor varsa itirazlarını iletmek üzere 23.02.2017 tarihinde taraflara tebliğ edilmiştir. Rapora taraflarca belirtilen süre içerisinde bir beyanda bulunulmamıştır.

 

Bu durum doğrultusunda 12.899,06 TL’nin davalı sigorta kuruluşunun sorumluğunda olduğu ve davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Davacı, tazminat tutarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ödenmesini talep etmiştir. Dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere, zarar veren aracın ticari tescilli olması nedeniyle bu talep yerinde görülmüştür. Dosyaya sunulan belgelerden, davacı vekilince yapılan tebligatın sigorta kuruluşu tarafından 13.12.2016 tarihinde teslim alındığı anlaşılmaktadır. KTK'nın 99. maddesi gereği belgelerin davalı sigorta kuruluşuna iletilmesinden itibaren 8 iş günü içerisinde davalı sigorta kuruluşunun ödeme yükümlülüğü bulunduğu değerlendirildiğinde davalı sigorta kuruluşu 24.12.2016 tarihinde temerrüde düşmüş olacağından bu tarihten itibaren avans faiz ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

 

Başvuru sahibi lehine hükmedilecek vekalet ücretinin belirlenmesi bakımından, her ne kadar 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinde, “(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme ile başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi istenilmişse de kanunda olmayan bir sınırlamayı düzenleyerek kanunun dışına çıkılması yönetmelikle söz konusu olmayacağından ve Yargıtay 17. HD. 2013/4229-5904E-K. sayılı 29.4.2013 tarihli kararındaki “.Hakem Heyeti kararında, davacının kendisini vekille temsil ettirmiş olması gözetilerek Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 17. fıkrası gereğince 1/5 nispetinde hesaplanan 2.660 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Oysa anılan hüküm, talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden düzenleme getirmiş olup davacı lehine vekalet ücreti belirlenirken AAÜ’.nin 16. maddesi uyarınca karar tarihindeki Tarife hükümleri aynen esas alınmalıdır. Hakem Heyetinin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi için 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir." içtihadı karşısında 1/5 oranı uygulanmamıştır.

 

4. SONUÇ

 

Yukarıda açıklanan iddia, savunma ve taraf delilleri doğrultusunda;

 

1. Davacı xxx AŞ’nın isteminin kısmen kabulüne ve kabul edilen 12.899,06 TL'nin 24.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı xxx Sigorta AŞ’den tahsili ile davacı xxx AŞ’ye ödenmesine, bakiye talebin reddine,

 

2. Davacı tarafından karşılanmış bulunan 350 TL başvuru ve 350 TL bilirkişi ücretinden oluşan 700 TL yargılama giderinin HMK’nın 326. maddesi uyarınca haklılık oranına göre 617,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,

 

3. Davacı vekille temsil edildiğinden HMK’nın 326. maddesi uyarınca haklılık oranına göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) madde 17 ve tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücret esas alınarak tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan 1.980 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

 

4. Davalı sigorta kuruluşu vekille temsil edildiğinden, haklılık oranına göre, AAÜT madde 17 ve tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücret esas alınarak tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan ve Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 maddesine istinaden (1/5 oranı) 343,23 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrası çerçevesinde Karar'ın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içerisinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. 13.03.2017 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy