Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30) (6102 S. K. m. 1451, 1452, 1486, 1520) (2918 S. K. m. 111)

 

06.03.2019 Tarih ve K-2019/19304 Sayılı Hakem Kararı

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karara bağlanmak üzere Hakemliğime tevdi edilmiş olan uyuşmazlığın konusu XXX tarafından 17.12.2017/2018 vadeli, XXX nolu Kasko Sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış olan başvurana ait XXX plakalı aracın 25.11.2018 tarihinde karıştığı maddi zararlı trafik kazasına ilişkindir.

 

Başvuran vekili, XXX plakalı araçta oluşan hasar için ödenen tazminatın yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.764.-TL hasar onarım bedeli ve 236.-TL ekspertiz ücretinin davalı sigortacıdan tahsilini talep etmiştir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya hakemliğimce teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığı değerlendirilmiştir.

 

Hakemliğimce yapılan incelemede, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler doğrultusunda, karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuran vekili, davalı tarafından sigortalanmış aracın 25.11.2018 tarihinde trafik kazasına karışması sonucu hasara uğradığını söz konusu kazanın oluşumunda, aracın pert sayıldığını, rayiç değerinin 54.000.-TL olarak belirlendiğini, ancak aracın rayiç değerinin 83.108,33.TL’den az olmayacağını, ödemenin yetersiz olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.764.-TL hasar onarım bedeli ve 236.-TL ekspertiz ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile vekalet harcı ve baro pulu dahil yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigortacıdan tahsilini talep etmiştir. Başvuran vekili, başvuru formu ekinde Komisyon’a, harçlandırılmış vekaletname sureti, Sigorta Tahkim Komisyon ücretinin ödendiğine dair dekont, poliçe, ruhsat, ehliyet, eksper raporu, ihtarnameyi, bilirkişi raporu, fatura sunmuştur.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Davalı vekili, bila tarihli cevap dilekçesinde poliçeyi teyit ederek özetle; aracın rayiç bedelinin 54.000.-TL olduğunu, bu tutarın tam mutabakat ile başvurana ödendiğini, KTK madde 111’in uygulanamayacağını, ekspertiz ücretinin makul gider olmadığını yasal faiz istenebileceğini, başvurunun kabulü halinde 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, başvurunun reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Sigortacı vekili cevap dilekçesi ekinde Komisyon’ a; harçlandırılmış vekâletname sureti, poliçe, ödeme dekontu, eksper raporu, ibraname sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları, poliçe özel şartları, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ile Yargıtay kararları ve ilgili diğer mevzuat hükümleri dikkate alınarak karar verilmiştir.

 

4. DEĞERLENDİRME ve GEREKÇELİ KARAR

 

Uyuşmazlık konusu, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosyaya sunulan belgelerden, hasarı uyuşmazlığa konu olan XXX plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından XXX sayılı Kasko poliçesi ile 17.12.2017/2018 vadeli olarak sigortalanmış olduğu anlaşılmaktadır.

 

Başvuranın kaza tarihi itibariyle araç maliki sıfatını taşıdığı, aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketinin ise aynı tarih itibariyle aracın kasko sigortacısı olduğu görülmüş ve tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin var olduğu elde edilen belgelerden anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

6102 sayılı TTK.’da ayrıca düzenlenmemiş olan Kasko Sigortası bir mal sigortası türüdür. Mal sigortalarında, sigortalı ile sigortacı arasında gerek rizikonun niteliği ve gerekse tazminat miktarı bakımından bir uyuşmazlık çıktığı takdirde, bu uyuşmazlıkların giderilmesinde öncelikle sigorta poliçesindeki (TTK 1452, 1486, 1520. maddelerindeki emredici hükümlere aykırı olmayan) genel ve özel şart hükümlerinden, bu hükümlerde boşluk olduğu takdirde TTK’nun mal sigortalarına ilişkin genel hükümlerinden ve yine boşluk bulunması halinde TTK. 1451 maddesi hükmü gereğince T.B.K. hükümlerinden yararlanılması gerekmektedir.

 

Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

 

Davalı sigortacının başvuru öncesi ödeme yapmış olduğu anlaşılmakla başvuru konusu hasarın poliçe teminatı içerisinde olduğu kabul edilmiştir. Başvurudaki çekişmenin, kasko sigortalı 34 xxx xx plakalı aracın hasar tarihindeki rayiç bedeli üzerinde yoğunlaşmış olduğu anlaşılmaktadır.

 

Davalı sigortacı tarafında 34 xx xxx plakalı aracın rayiç değerinin 54.000.-TL olarak belirlendiği, bu tutarının tamamının davalı tarafından 24.01.2019 tarihinde başvurana ödendiği, dosyaya sunulu bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Başvuran, aracının rayiç değerinin en az 83.108,33. TL olduğunu ileri sürerek ve KTK’nun 111. Maddesine dayanarak başvuru yapmıştır.

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin Tarih 19.06.2017, E. 2016/14093, K. 2017/6940 sayılı ilamında: “Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı ve davalı... arasında 29.05.2015 tarihli mutabakatname yapıldığı ve anılan mutabakatname gereği davalı ... şirketince davacıya 10.06.2015 tarihinde 39.000,00 TL ödeme yapıldığı davacının dava dilekçesi ve davalının cevap dilekçesiyle sabit olduğu görülmektedir. Mahkemece, davacıya mutabakatname gereği 39.000,00 TL ödeme yapılırken davacı tarafından fazlaya dair hakkının saklı tutulduğuna dair herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülüp sürülmediğinin araştırılması gerekmektedir. Ayrıca, davacı dava dilekçesinde talebinin dayanağını kasko sözleşmelerinde uygulanamayacak olan KTK. 111. maddesi olarak belirtmiştir. 2918 Sayılı KTK'nin hem işletenleri, hem de onların hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bağlayan emredici nitelikteki 111. maddesinin 1. fıkrasında bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu belirtilmiş 2. fıkrasında ise "Tazminat miktarına dair olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü gibi madde, ibranamenin iptali için zarar görene yetersizlik, zarar verene de fahişlik iddiası ile iptal hakkı tanımış, iptal sebebi olarak da objektif bir unsur olarak bu yetersizliğin veya fahişliğin açıkça belli olması halini kabul etmiştir. Bu durumdan anlaşılacağı gibi, maddede aşırı yararlanmayı düzenleyen BK'nin 28. maddesinde öngörülen zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmış olması gibi halleri aranmamış diğer bir deyişle sübjektif unsurlara yer verilmemiş, BKde öngörülen aşırı yararlanmanın şartları aranmaksızın sadece açıkça yetersizlik veya fahişlik objektif unsurunun yeterli olacağı kabul edilmiştir. Ayrıca, davacı tarafından dava dilekçesinde BK.28. maddeye de dayanılmamıştır. KTK.111. maddenin kasko sözleşmelerinde uygulanamayacağı, davacı tarafından, dava dilekçesinde BK'nin 28. maddesine de dayanılmadığı hususu da dikkate alınarak mutabakatname gereği yapılan 39.000,00 TL'lik ödeme kabul edilirken davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülüp sürülmediğinin araştırılarak ihtirazi kayıt ileri sürülmediyse davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” şeklinde hüküm kurarak kasko sözleşmelerinde 2918 sayılı KTK’nun 111. maddesinin uygulanmayacağını, tam mutabakat halinde ödeme yapılmış ise sigortalının bakiye tazminat talep edemeyeceğini hüküm altına almıştır.

 

Somut olayda, başvuranın davalı ile imzaladığı “Taahhütname ve İbraname”de fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt ileri sürmediği, 54.000.-TL’lik rayiç değerde mutabık kaldığı anlaşılmaktadır. Davada başvuran KTK’nun 111. Maddesine dayanmakta olup, açıkça TBK 28. Maddesine de dayanılmamıştır. Bu halde, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal kararına iştirakle, başvuranın bakiye tazminat talep edemeyeceği kabul edilmiş ve başvuranın talebinin reddine karar verilmiştir.

 

Bir tespit gideri olan ekspertiz ücreti, davanın reddi sebebiyle başvuran üzerinde bırakılmış olup, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.

 

Davalı sigortacı lehine, davanın açıldığı tarihteki dava değeri üzerinden, AAÜT asgari ücret tutarının altında kalmamak ve reddedilen tutarı aşmamak üzere 1/5 oranında vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1) Başvuranın hasar tazminatına ilişkin 4.764.-TL’lik talebinin reddine,

 

2) Başvuranın sarf etmiş olduğu ekspertiz ücreti dahil yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,

 

3) Reddedilen kısım üzerinden, karar tarihinde geçerli AAÜT 17 ve 13. maddeleri ile 5684 sayılı yasa 30/17 maddesi gereği hesaplanan 545.-TL nispi vekâlet ücretinin başvurandan alınarak davalıya verilmesine,

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/03/2019 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy