Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1409, 1423) (Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik m. 7)

 

01.01.2020 Tarih ve 2020/İHK-11111 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı (Hırsızlık)

 

1. BAŞVURUYA KONU UYUŞMAZLIK VE İTİRAZ HAKEM HEYETİNE İNTİKALİ

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru konusu uyuşmazlık, davalı aleyhine başvuru yapılan sigorta kuruluşu tarafından düzenlenen İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış işletmede 09.03.2020 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle oluşan zararın tazmini talebidir.

 

1.2. Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine İntikal Etme Süreci

 

Başvuru sahibi tarafından oluşan zararın tazmini talebiyle sigorta şirketine başvuru yapılmış, sigorta şirketince söz konusu talebin reddedilmesi üzerine zararın tazmini talebiyle Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulmuş, başvuru ile ilgili uyuşmazlık hakemince verilen karara, başvuru sahibi vekili tarafından itiraz edilmiş, itiraz yetkilisince İtiraz İnceleme Raporu düzenlenmiş ve dosya heyetimiz tevdi edilmiştir.

 

2. SİGORTA HAKEM HEYETİNCE VERİLEN HÜKÜM

 

Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan ilk derece yargılaması sonucunda, “Başvurunun reddine, …. ….” karar verilmiştir.

 

3. İTİRAZ GEREKÇELERİ VE TALEPLERİ

 

İtiraz eden Başvuru sahibi vekili;

 

Müvekkilinin hırsızlık poliçesi özel şartları konusunda aydınlatılmadığını, poliçenin müvekkiline teslim edilmediğini bu nedenle zararın teminat kapsamında olması gerektiğini belirterek karara itiraz etmiştir.

 

4. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Avukatlık Kanunu, Yangın Sigortası Genel Şartları, Sigorta poliçesindeki özel şartlar ve Yargıtay kararları dikkate alınmıştır.

 

5. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

5.1. Değerlendirme

 

Başvuru sahibi vekili, müvekkilinin işyerinde hırsızlık olayı gerçekleştiğini, soğuk hava deposunda bulunan muhtelif etler, kahvaltılıklar, televizyon, bilgisayar, yazılımlar, el terminalleri, güvenlik kamerası, kıyma makinaları ve terazinin çalındığını, sigorta şirketi eksperi tarafından zararın toplam 90.031,11 TL olduğunun belirlendiğini, zararın karşılanması gerektiğini ileri sürmüştür.

 

Davalı sigorta şirketi, uyuşmazlığın mesnedi olan işyerinin hırsızlığa karşı alarm sisteminin mevcut olmadığı, sigortalı iş yerinin bir hırsız alarmı sistemi ile donatılmış olması gerektiği, ancak söz konusu işyerinde her türlü alarm ve güvenlik sistemleri bulunmadığı, kepenk ve parmaklık sistemlerinin ve gündüz/gece bekçisinin bulunmadığı, işyerinin hırsızlığa karşı alınmış önlemlerden en az birinin olması şartıyla teminat verildiğini gerekçe göstererek talebi red etmiştir.

 

Poliçenin 12. sayfasında “Hırsızlık Teminatı Şartı” başlıklı özel şart bulunmaktadır. Özel Şartta ‘'Hırsızlık teminatı verilen işyerinin Bodrum, zemin, giriş ya da yüksek giriş katlarında bulunması halinde aşağıdaki hırsızlığa karşı alınmış önlemlerden en az birinin olması şartıyla teminata dahil edilmiştir. a) Tüm cephelerindeki kapı/vitrin/pencerelerinde; kepenk, parmaklık, panjur sistemi ya da poliçe yürürlükte olduğu süre içerisinde herhangi bir güvenlik şirketine bağlı çalışır durumdaki alarm cihazı gibi hırsızlığa karşı alınmış en az bir önlemin mutlaka bulunuyor olması gerekir. b) Diğer katlardaki işyerlerinde ise kilit altında tutuluyor olması gerekir. c) Alışveriş merkezi, İshanı, Han vb. gece kapısı kapatılıyor olması ve gece bekçisinin bulunuyor olması halinde a maddesindeki şartlar aranmaz Ancak bu tür yerlerin bodrum, zemin, giriş ve yüksek giriş yerlerinde dışarıya bakan cephesinin bulunması halinde de a maddesindeki önlemlerden en az birinin olması şartı aranır.” denilmiştir.

 

Sigorta kuruluşunun görevlendirdiği eksper tarafından düzenlenen raporda; eşya değerinin 200.0, 00 TL olduğu poliçedeki enflasyona endeksli sigorta bedelinin 103.342,47 TL olması nedeniyle %48,33 oranında eksik sigorta olduğu, demirbaş için eksik sigortanın söz konusu olmadığı, eksik sigorta uygulamasından sonra hasar tutarının emtia için 53.663,48 TL, demirbaş için 36.367,63 TL olmak üzere toplam 90.031,11 TL olduğu, tespit etmiştir.

 

Taraflar arasında zarar miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır, uyuşmazlık zararın teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

 

5.2. Gerekçeli Karar

 

TTK’nın 1423/1. hükmünde, sözleşme öncesi ve sözleşme yapıldıktan sonraki bilgilendirmenin kapsamı düzenlenmiştir. Sözleşme öncesinde yerine getirilecek “bilgilendirme yükümlülüğünün” kapsamı çok geniş tutulmuştur. Sigortacı, kurulacak sözleşmeye ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesine göre; “Sigorta sözleşmesinin müzakeresi, kurulması ve devamı sırasında, bilgilendirme yükümlülüğü gereği gibi yerine getirilmemiş veya sigortacı hakkında yanıltıcı bilgi verilmiş ya da bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde düzenlenen Bilgilendirme Formu gereği gibi teslim edilmemiş yahut Bilgilendirme Formunda yer alan bilgiler gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmiş ve bu hâllerden herhangi biri sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise, sigorta ettiren sigorta sözleşmesini feshedebileceği gibi, varsa uğradığı zararın tazminini de talep edebilir”. Yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Bilgilendirme yükümlülüğü, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlar ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam eder”. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de; “sigortacı asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlüdür”.

 

TTK. 1409. maddesi uyarınca da, rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir.

 

Dava konusu olayda sigortacının, teminat kapsamı dışında tutulan özel şartlar hakkında sigortalıyı bilgilendirdiğine ilişkin bir veri bulunmamaktadır. Ayrıca, uyuşmazlık konusu özel şartları içeren sigorta poliçesinde başvuru sahibinin imzası da bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı sigorta şirketinin bilgilendirme yükümünü yerine getirmediği sonucuna varılmıştır.

 

Sigortacının aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği tespiti yapıldıktan sonra burada değerlendirilmesi gereken bir husus da bu yükümlülüğün ihlalinin sonuçlarının ne olduğudur. TTK’nın 1423/2. hükmü uyarınca, aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Ancak sigorta şirketi sigorta poliçesini sigorta ettirene teslim etmemiş veya teslim etmiş olmakla birlikte, poliçede sigorta ettirenin imzası yoksa, sözleşme yine de poliçede yazılı şartlarda kurulmuş sayılır mı? Kanaatimizce bu gibi durumlarda teminat kapsamı dışında tutulan hususu içeren sigorta poliçesi sigorta ettirenin imzasını taşımadığından ve sigortacı, teminat kapsamı dışında tutulan özel şartlar hakkında sigortalıyı bilgilendirdiğini de ispat edemediğinden, sözleşme poliçede yazılı şartlarda kurulmuş sayılamaz. Bu nedenle bu durumda teminat dışında tutulan riskin teminat içinde olduğu kabul edilir (Bkz. Karasu, Rauf; Yargıtay ve Sigorta Tahkim Heyeti Kararları Işığında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Yetkin, Ankara 2016, s. 80). Benzer bir olayda Yargıtay 17. HD aynı değerlendirmede bulunmuştur.

 

“…Dosya kapsamına göre, sigortalı araç 08.12.2010 tarihinde park hâlinde bulunduğu işyeri önünden, anahtarı ile çalınmıştır. Aracın anahtarının kapısı açık işyerinden cebir, zorlama vs olmadan yazıhanedeki masa üzerinden alındığı sabittir. Poliçede “zor, şiddet, cebir kullanmaksızın araca ait anahtarlar ele geçirilerek yapılan hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs sonucu oluşan hasarlar” teminat kapsamı dışında bırakılmıştır. Davalı sigortacı buna dayanarak hasarı karşılamamış, davacı vekili bilgilendirme yükümlülüğüne uyulmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili, özetle poliçedeki özel şart gereğince hasarın teminat dışında kaldığını savunmuştur. ... poliçede davacı sigortalının imzasının bulunması hâlinde de davacı sigortalının poliçede gösterilen özel şartın varlığından haberdar olduğu kabul edilebilir. Dosyaya poliçe aslı olarak ibraz edilen kasko sigorta sözleşmesinde davacı sigortalının imzasının bulunup bulunmadığı anlaşılamamıştır. Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen davalı sigorta şirketine özel şartın poliçe metninde bulunduğuna dair savunmasını ispat zımnında, davacının imzasını içeren poliçe aslını ibraz etmesi, özel şartın poliçe metninde bulunduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması, gerektiğinde davalı sigorta şirketi ile poliçeyi düzenleyen acentenin tüm ticarî defter ve kayıtlarında uyuşmazlık konusu özel şartın davacının imzasını içeren poliçe metninde bulunup bulunmadığı konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması, sigortalının imzasının ve özel şartın mevcut olduğu poliçenin varlığı hâlinde davalının özel şarttan haberinin olduğunun aksi hâlde ise davacının özel şarttan haberinin olmadığı, davalının bilgilendirme yükümlülüğüne uymadığının kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ...” yönünde karar vermiştir…. ” (Yrg. 17. HD., 2013/1087 E., 2013/2041 K., 21.03.2013 T.).

 

Belirtilen nedenlerle başvuru sahibinin vekilinin itirazı kabul edilerek davalının başvuru sahibine 90.031,11 TL ödemesine karar verilmiştir.

 

Dosya kapsamında başvuru sahibinin sigorta şirketine ne zaman başvurduğuna ilişkin belge bulunmamaktadır. Davalı 30.09.2020 tarihinde başvurunun reddine karar verdiğinden Heyetimizce davalının bu tarihte temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.

 

Başvuru sahibinin talebi sigorta sözleşmesine dayandığından tazminat miktarına avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.

 

6. SONUÇ ve KARAR

 

6.1. Uyuşmazlık Hakemi tarafından yapılan ilk derece yargılaması sonunda verilen 29/11/2020 tarih ve K-2020/96250 sayılı karara vaki davacı vekilinin yapmış olduğu itirazın kabulüne, itiraza konu kararın kaldırılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına,

 

6.2. Başvurunun kabulüne, 90.031,11 TL’nin 30.09.2020 temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek başvuru sahibine ödenmesine,

 

6.3. Başvuran tarafından sarf edilen 1.355,00 TL başvuru ücreti ve 1.355,00 TL itiraz ücreti olmak üzere toplam 1.710,00 TL yargılama giderinin davalı tarafından başvurana ödenmesine,

 

6.4. Başvuru sahibi kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ ne göre belirlenen 12.502,96 TL vekâlet ücretinin davalı sigorta şirketi tarafından başvurana ödenmesine,

 

6.5. Usulî işlemlerin tamamlanması için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu’na tevdiine,

 

5684 sayılı yasanın 30/12. maddesi gereği, dava konusu miktar itibarıyla (40.000 TL'lik kesinlik sınırının üzerinde olduğundan) iki hafta içinde kanun yolu açık olmak üzere xx ’in muhalefeti üzerine oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy