Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1429)

 

17.03.2016 Tarih ve K. 2015/2091 Sayılı Hakem Kararı

 

1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru sahibi, tarafından düzenlenen xxxxx numaralı Taşıyıcı Mali Mesuliyet Abonman Sigorta sözleşmesi dahilinde teminat altına alınan xxxxx plakalı araçta taşınan emtianın, park edildiği yerde araçla birlikte çalınmasına ilişkin meydana gelen üçüncü şahıs hasarının, sigorta şirketi tarafından poliçe özel şartlarına istinaden teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle reddi üzerine tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

 

1.1 Başvurunun Hakeme İntikaline İlişkin Süreç

 

Dosya heyetimizce 19.11.2014 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığı anlaşıldığından 17.03.2015 tarihinde karara varılarak yargılamaya son verilmiştir.

 

2.TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1 Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi başvurusunda özetle;

 

“Müvekkilim Türkiye ’nin her yerine nakliyatı yapılacak emtianın hırsızlık dahil tüm risklere karşı teminat altına aldırmıştır.26.01.2014 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında taşıyıcının kısa süreli konaklaması ve diğer poliçede sayılan şartların ihlal edildiği ileri sürülerek ve ayrıca sürücünün kısa süreli konaklaması halinde sözleşmede yazılı olan diğer şartlara uymadığı ve bu nedenle sakıncalı bulunarak genel şartlar gereği teminatın müvekkilim sigortalı şirketine ödenmesi reddedilmiştir. Poliçenin ‘’diğer hususlar’’ başlığı altında yazılı olan 11.ci maddesinde belirtilen özel şartlar bölümünde sevkiyat sırasında kısa süreli veya zorunlu hallerde konaklama yapılması durumunda gözetimli veya emniyetli bir otoparka park edilmesi ve kısa süreli terk halinde hırsızlığı önlemek açısından tüm tedbirlerin alınması zorunlu olduğu belirtilmiştir. Meydana gelen olayda sürücü Kütahya’da xxxxx plakalı aracı xxxxx AVM park alanına giriş yaparak AVM nin önüne herkesin görebileceği bir yerde park alanına bıraktığı. İki yanında da kamyon bulunduğu, hırsızlık ihtimaline binaen tüm kapıları kilitlediği bu şekilde gerekli önlemleri aldığı poliçenin 11.ci maddesinde belirtilen tüm tedbirlerin yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Sürücü xxxxx bu hırsızlık olayında alışveriş merkezinde çok kısa bir süre olarak 15-20 dakika kalmış ve hemen kamyonunun başına gelmiştir. Kamyonun camının kırılması ve düz kontak yaptırılarak çalıştırıldığı ve hırsızlığın gerçekleştirildiği, bu şekilde hasarın meydana geldiği çok açık bir biçimde tüm delilleri ile ortaya çıkmıştır. Bu şekilde kısa süreli konaklamalarda alınacak her türlü önlemin sürücü tarafından alındığı ve kapıların kilitlendiği anlaşılmaktadır. Yasalarda ve yönetmeliklerde yazılı olan emredici hükümlerde dikkate alınarak müvekkilime sigorta tazminatının ödenmesi talebinin hukuka uygun olması nedeni ile kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz. ”

 

demektedir. Başvuru sahibi başvurusuna ek olarak, poliçeyi, başvuru ve ret yazılarını, ifade ve görgü tutanaklarını, faturaları delil olarak sunmuştur.

 

2.2 Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Kuruluşu savunmasında özetle;

 

“Eksper Raporunun ve eki belgelerin tetkikinden; satışı gerçekleştirilen yağ ve un emteasının, Basri xxxxx sevk ve idaresindeki xxxxx ’a ait xxxxx plakalı araca yüklendiği, xxxxx ’ın alışveriş yapmak için xxxxx girişinde bulunan xxxxx nin açık otoparkına girdiği ve aracı park ederek ayrıldığı, Daha sonra aracın yanına geldiğinde aracın yerinde olmadığını fark ederek Emniyet Müdürlüğüne ihbarda bulunduğu anlaşılmıştır. xxxxx Otoparkının giriş ve çıkış noktalarında herhangi bir gözetim ve denetim bulunmadığı, isteyen her aracın otoparka giriş yapabildiği, açık otoparkın hiçbir noktasında güvenlik kamerası, görüntü kaydedici sistem veya benzeri bir güvenlik sistemi bulunmadığı tespit edilmiştir. Yukarıda adı geçen xxxxx numaralı Yıllık Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası Abonman sözleşmesinde Madde 11 de;

 

“Sevkiyat sırasında zorunlu hallerde konaklama yapılması veya kısa süreli mola verilmesi durumunda nakil aracının konaklama/mola yerinin gözetimli otoparkına veya emniyetli, sürekli gözetim altında tutulan bir alana park edilmesi ve aracın kısa süreli terk edilmesi durumunda dahi hırsızlığı önlemek açısından tüm tedbirlerin alınması (araç kapı ve camları ve /veya yükün bulunduğu konteynerin kapalı ve kilitli olması) zorunludur. Aksi takdirde meydana gelecek hırsızlık rizikosu teminat kapsamının dışındadır.” Şeklinde bir düzenleme mevcuttur. Sigortalının bu şarta uygun davranmadığı çok açıktır. Sigortalı basiretli bir tacir gibi tüm tedbirleri almakla mükelleftir. Kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen tutar da fahiştir. Poliçede teminat limiti üzerinden % 2 tenzili muafiyet vardır. ”

 

Demektedir. Sigorta kuruluşu delil olarak; abonman sözleşmesini, ekspertiz Raporunu, ifade ve görgü tutanaklarını, faturaları ve sevk irsaliyesini, fotoğrafları delil olarak sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Konu uyuşmazlığın hallinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Sigortacılık Kanunu, Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartları, Institute Cargo Clauses A, Abonman sözleşmesi özel şartları ve klozları, tarafların iddia ve savunmaları ile bunları tevsik eden deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR VE HUKUKİ DAYANAK

 

4.1 Değerlendirme

 

Sigortalı taşıma işi yapmakta olup, xxxxx bplakalı araç ile taşıma yapıldığı sırada sürücünün xxxxx’da xxxxx park alanında kısa süreli mola verdiği sırada aracın çalındığını ileri sürmüş, sigortalının resmi tutanak ve belgelerle desteklediği olayın bu gerçekleşme şeklinin, sigortacı tarafından da aksinin ileri sürülmediği görülmüştür. Şu halde öncelikle başvuruya konu taşımanın sigorta poliçesi kapsamında yapıldığı ve çalınma hadisesinin sigortalı tarafından iddia edildiği şekilde gerçekleştiği hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. İhtilaf, abonman sözleşmesinde yer alan ve konaklama ve mola

hallerinde hırsızlığı önlemek açısından alınması gereken güvenlik önlemlerinin sigortalı tarafından alınmış sayılıp sayılmayacağı ve hukuki sonuçları konusunda tarafların farklı görüşte olmasından kaynaklanmaktadır. Araçla birlikte çalınan emtianın sahibi olan üçüncü şahıs xxxxx Sanayi ve Ticaret A.Ş nin KDV dahil 78.147,49. TL nı sigortalı başvuru sahibine

19.02.2014 tarihli fatura ile fatura ettiği anlaşılmaktadır.

 

4.2 Gerekçeli Karar ve Hukuki Dayanak

 

A-Sigorta teminatın kapsamı yönünden değerlendirmeler:

 

Davaya konu poliçe Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesidir ve taraflar arasındaki Abonman sözleşmesine tabidir. Abonman poliçesi incelendiğinde, Sigorta Sözleşmesinin Institute Cargo Clauses A ( ICC A kloz) ve Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartları uyarınca düzenlendiği görülmektedir. Poliçe taşıyıcı sorumluluk sigortasına ilişkin olmakla birlikte bu konuda bir genel şart olmadığından en yakın özellikleri taşıyan Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının poliçeye Genel Şart olarak eklendiği görülmektedir. Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının 28. Maddesine dayanarak poliçeye emtea nakliyatında kullanılan All Risks ( Bütün Rizikolar) olarak bilinen ICC A kloz eklenmiştir. ICC A klozun özelliği gereği klozda teminat harici olarak belirtilmeyen her tür riziko teminata dahildir. Ancak özel şart niteliğindeki ICC A Kloza yine özel şart hükmüyle istisna getirilmesi yani istisnanın istisnasını vaaz etmek de mümkündür. Yeter ki getirilen istisna Yasanın emredici hükümlerine aykırılık teşkil etmesin. İşte Abonman sözleşmesinde yer verilen Özel şartlar ile getirilen istisnalar, ICC A Kloz özel şartı ile verilen geniş teminata getirilen istisnalar niteliğindedir ve yasanın emredici hükümlerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerlidir.

 

6102 Sayılı TTK., kusur konusunu Genel Hükümler bölümünde “Rizikonun gerçekleşmesinde kusur” başlıklı 1429. Maddesinde düzenlemiştir.

 

“Madde 1429- (1) Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür.

 

Taşıyıcı sorumluluk sigortasının teminatından bahsedebilmek için gerçekleşmesi gereken ön şart, taşıyıcının yük sahiplerine karşı TTK. Nun 875. Maddesi kapsamında hukuken sorumluluğunu gerektiren bir rizikonun gerçekleşmesidir. Başvuruya konu olayda, sigortalının üstlendiği taşıma sırasında emteayı taşıyan aracın mola sırasında üzerinde yük ile birlikte çalındığı anlaşılmaktadır. Sigortalı, poliçede hırsızlığa karşı öngörülen güvenlik önlemlerinin olayda yerine getirildiğini savunmaktadır.

 

Kanunun taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin hükümler arasında yer alan “Yardımcıların kusuru” başlığını taşıyan 879. Maddesi uyarınca “Taşıyıcı; Kendi adamlarının, Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.”

 

Yine Kanunun “Taşıyıcının özeni” başlığını taşıyan 876. Maddesine göre ise; “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.”

 

Başvuruya konu olayda, çalınma eylemi ile sigortalının veya fiillerinden sorumlu olduğu sürücünün sonuçlarını önleyemeyeceği veya hırsızlık ile sürücünün aracı terk etmesi arasında nedensellik bağını tamamen kesecek bir olayın varlığı ileri sürülüp ispatlanmadığına göre TTK. nun 875 ve 879. Maddeleri uyarınca yük sahiplerine karşı hukuken sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.

 

Sigortalının yük sahiplerine karşı hukuken sorumlu olduğu belirlendikten sonra, sigorta sözleşmesi koşullarına göre sigortacının sigortalısına karşı sorumluluktan kurtulma hallerinin bulunup bulunmadığına bakılması gerekmektedir. Taraflar arasında düzenlenen Abonman poliçesi özel şartlarında;

 

“Sevkiyat sırasında zorunlu hallerde konaklama yapılması veya kısa süreli mola verilmesi durumunda nakil aracının konaklama/mola yerinin gözetimli otoparkına veya emniyetli, sürekli gözetim altında tutulan bir alana park edilmesi ve aracın kısa süreli terk edilmesi durumunda dahi hırsızlığı önlemek açısından tüm tedbirlerin alınması (araç kapı ve camları ve /veya yükün bulunduğu konteynerin kapalı ve kilitli olması ) zorunludur. Aksi takdirde meydana gelecek hırsızlık rizikosu teminat kapsamının dışındadır.”

 

Şeklinde bir düzenleme mevcuttur. Bu özel şartın sigortalıya yüklediği tedbir ve özen yükümlülüğünün, bir istisna değil yükümlülük olduğu anlaşılmaktadır. “Yükümlülük” ile “istisna” arasındaki en önemli fark ise; Yükümlülük ile gerçekleşen riziko arasında uygun bir nedensellik bağı bulunup bulunmadığı ve ayrıca yükümlülüğün yerine getirilmemesinde sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekliliğidir. Nitekim Yargıtay uygulamalarıyla yerleşik hale gelen bu uygulama 6102 Sayılı TTK. ‘nun “Sözleşmede öngörülen yükümlülüklerin ihlali” başlıklı 1449. Maddesinin 1 nci fıkrası ihlalde kusuru, 3 ncü fıkrası ise yerine getirilmesi gereken edim ile riziko arasındaki nedenselliğin varlığını ve etkisini aramaktadır. 2 nci fıkradaki bir aylık fesih süresi ve bu sürede kullanılmaması halinde fesih hakkının düşmesi ise, ilgili riziko yönünden ihlal edilen durumun öğrenilmesinin rizikonun gerçekleşmesinden önce olduğu hallere ilişkindir. Sigortacı bu olayda riziko gerçekleştikten sonra durumu öğrendiğinden, olayda kusurun ve ihlalin varlığı ve rizikonun gerçekleşmesine etki edip etmediği hususları değerlendirilerek gerçekleşen rizikonun ödenip ödenmeyeceğine karar verilecektir.

 

Başvuruya konu olayda sigortalı araç sürücüsü, güzergahı üzerindeki xxxxx’ya ulaştığında xxxxx plakalı aracı xxxxx AVM park alanına giriş yaparak AVM nin önüne park ettiğini, iki yanında da kamyon bulunduğu, hırsızlık ihtimaline binaen tüm kapıları kilitlediğini, bu şekilde gerekli önlemleri aldığını, AVM içindeki xxxxx mağazasına bir şeyler almaya gidip 15-20 dakika sonra geri döndüğünde aracın çalınmış olduğunu gördüğünü belirtmiştir.

 

Sigorta kuruluşu davaya cevabında sigortalı aracın, sürücünün ifade ettiği şekilde xxxxx otoparkına park edildiği konusundaki beyana herhangi bir itirazı bulunmamakta ve aracın söz konusu yere park edilmiş iken çalındığını eksper raporuna dayanarak kabul etmektedir. Ancak sigorta kuruluşu, otoparkın giriş ve çıkış noktalarında gözetim ve denetim bulunmadığını, isteyen her aracın otoparka giriş yapabildiği, açık otoparkın hiçbir noktasında güvenlik kamerası, görüntü kaydedici sistem veya benzeri bir güvenlik sistemi bulunmadığı ileri sürerek, aracın xxxxx AVM ye park edilmiş olmasının yükümlülükleri yerine getirme anlamına gelmeyeceğini savunmaktadır.

 

12.03.2014 tarihli Ekspertiz raporunda AVM otoparkına giriş çıkış noktalarında herhangi bir kontrol, gözetim ve denetimin bulunmadığı, isteyen her aracın kontrol edilmeksizin giriş çıkış yapabildiği, otopark içindeki tüm noktalarda herhangi bir güvenlik kamerası, görüntü kaydedici vb. gibi güvelik önlemlerinin bulunmadığının belirtildiği görülmektedir. İfade tutanaklarının incelenmesinden araç sürücüsünün hırsızlık hadisesinin gerçekleştiği belirtilen akşam hemen taksiye atlayıp karakola gittiğini belirttiği, ancak dosyadaki ifade ve görgü tutanaklarının ertesi gün yani 27.01.2014 tarihli olduğu görülmektedir.

 

Heyetimiz 20.01.2015 tarihli ara kararıyla; araç sürücüsü xxxxx’ın hırsızlık hadisesinin gerçekleştiği belirtilen 26.01.2014 tarihinde emniyet güçlerine şikayette bulunup bulunmadığı, 26.01.2014 tarihinde karakolda ifade verip vermediği, emniyet güçlerince 26.01.2014 tarihinde olay yerinde görgü tespit yapılıp yapılmadığı, tutanak düzenlenip düzenlenmediği hususlarında bilgi verilerek, varsa bu konudaki tüm tutanak ve belgelerin Komisyona gönderilmesi ve ayrıca hırsızlığa konu aracın park edildiği xxxxx AVM nin park alanını gören bir güvenlik kulübesi veya kamera gibi park alanının emniyetli ve gözetim altında olduğuna ilişkin varsa belgelerin ve gerekirse fotoğrafların sunulması için başvuru sahibine 10 günlük kesin süre verilmesine karar verip taraflara tebliğ etmiştir.

 

Başvuru sahibi vekili 30.01.2014 tarihli dilekçesinde, sürücünün akşam karakola gittiği halde yazılı ifadesinin ve görgü tutanağının sabah tutulduğunu, olayla ilgili yakalanan sanık hakkında xxxxx 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 2014/317 E sayılı dosyayla kamu davası açıldığını ve dosyada kamera görüntülerine ilişkin CD ve CD inceleme tutanağının bulunduğunu belirtmiş ve 17.07.2014 tarihli savcılık iddianamesini sunmuş, ancak aracın park ettiği yerin emniyetli ve gözetim altında olduğunu gösteren fotoğraf, CD veya benzeri delil sunmamıştır. Sunulan iddianamenin incelenmesinden, çalınan aracın 26.01.2014 tarihli ve 11.02.2014 tarihli kamera görüntülerinin ve inceleme tutanağının bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.

 

Bunun üzerine heyetimizin 13.02.2015 tarihli ara kararıyla iddianamede sözü edilen 26.01.2014 tarihli olay yeri kamera görüntülerinin, bu kamera görüntülerine ilişkin CD inceleme tutanağı ve araştırma tespit tutanağının tasdikli örneklerini Komisyona göndermesi için başvuru sahibi vekiline bu kez 7 günlük kesin süre verilmiş, ara kararının 20.02.2015 tarihinde başvuru sahibi vekiline ulaştırıldığı, başvuru sahibi vekilinin 02.03.2015 tarihli elektronik posta mesajı ile Word dosyası olarak elektronik ortamda Komisyona imzasız dilekçe ulaştırdığı, dilekçede ekli CD lerden bahsedildiği anlaşılmış, ancak dilekçe aslı ve CD lerin karar tarihine kadar Komisyona veya Hakem heyetine ulaştırılmadığı anlaşılmıştır.

 

Dosyada çalınan aracın güvenli ve sürekli gözetim altında bulunan bir yere park edildiğini gösteren herhangi bir belge bulunmamaktadır. Başvuru sahibi vekiline, sigorta sözleşmesinde kendilerine yüklenen yükümlülükleri yerine getirip getirmediklerini kanıtlamaları, delilleri sunmaları ve daha sonra CD kayıtlarını sunmaları yönünden iki ayrı ara kararı ile iki kez kesin mehil verilmiş ise de, başvuru sahibi vekili verilen sürelerde çalınan aracın sigorta sözleşmesinde belirtilen şekilde emniyetli, sürekli gözetim altında tutulan bir alana park edildiğini kanıtlayacak belge sunmamıştır. Sözleşmede yer alan özel şartın yerine getirilmemesi ile riziko arasında yakın sebep ilişkisi bulunmaktadır. Sigortalı bu özel şart hükmünü yerine getirmemekte kusurlu olmadığına ilişkin herhangi bir delil de sunmamıştır. Sigorta sözleşmesinde sigortalıya özel önlem yükümlülüğü getiren özel şart geçerli olup, bu şartın ve yükümlülüğün ihlali halinde sigorta tazminatının reddi gerektiği Yargıtay içtihatları gereğidir. (Yargıtay 11. H.D. 2014/7807 E., 2014/10906 K., 09.06.2014 T. Yargıtay 11. HD. 2010/1802 E., 2012/1208 K., 02.02.2012 T.)

 

Açıklanan nedenlerle, çalınan sigortalı aracın sigorta sözleşmesinde belirtilen şekilde emniyetli ve sürekli gözetim altında tutulan bir yere park edilmediği, başvuru sahibinin sigorta sözleşmesinin özel şartlarıyla kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirdiğini kanıtlayacak delil sunmadığı ve kendisine verilen kesin mehile rağmen var olduğunu ileri sürdüğü delilleri dosyaya ibraz etmediği ve rizikonun sigorta kapsamı dışında kaldığı anlaşılmış olup başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.

 

5. SONUÇ

 

1. Başvurunun REDDİNE,

 

2. Başvuru ücretinin başvuru sahibi üzerinde bırakılmasına,

 

3. Sigorta kuruluşu kendisini avukatla temsil ettiğinden TBB. A.A.U.T. ne göre hesaplanan tutarın, 6327 Sayılı Kanun’un 58. Maddesi ile değiştirilen 5684 Sayılı Sigortacılık Kanun’unun 30. Maddesi uyarınca 1/5’i olarak hesaplanan 1.730,36.TL. (8.651,80 TL /5) vekalet ücretinin, başvuru sahibinden alınarak sigorta kuruluşuna ÖDENMESİNE,

 

5684 sayılı Yasanın 30/12 maddesi uyarınca kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Komisyon nezdinde itirazı kabil olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. 17.03.2015 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy