Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 14)

 

14.11.2016 Tarih ve K-2016/32498 sayılı Hakem Kararı

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Karar bağlanmak üzere hakem heyetimize tevdi edilmiş bulunan uyuşmazlık;

 

Başvuran, 15.08.2013 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanması nedeniyle daimi maluliyet tazminatı talep etmiştir. Başvuran iddiaları ve sigorta şirketinin savunmaları ve dosya kapsamındaki tüm belgeler incelenmiş; 30.09.2014 tarihli Devlet Hastanesinden alınan rapor ile 18.12.2015 tarihli Üniversitesi Hastanesinden alınan raporlar arasında farklılık olduğu gerekçesiyle, xxxx tarafından İl Sağlık Müdürlüğü'ne müracaatla Hakem Hastane talep edildiği, Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Hakem Hastane olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Başvuru sahibi vekilinin hakem hastane talebi konusundaki itirazı nedeniyle oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan müracaat hakkındadır.

 

Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Fiziki dosya 05.09.2016 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. Heyetimizce dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmış, 26.09.2016 tarihli ara karar ile kusur oranının ve başvuru sahibinin maluliyet oranının tespiti için;

 

“ 1-Maluliyet oranının tespiti için, xxx tarafından başvuruları yapılmış bulunduğu anlaşılan, x Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden maluliyet raporu temin etmesi için başvuru sahibine 20 gün süre verilmesine,

 

….

 

Birinci maddenin gereği yerine getirilmesi sonrasında dosyanın, kusur bilirkişisine ve tazminat hesap bilirkişisine tevdiine karar verilmiş ve ara karar 26.09.2016 tarihinde taraflara e posta yolu ile tebliğ edilmiştir.

 

Taraflardan başvuru sahibi vekili 27.09.2016 tarihli yazı ile; “26.09.2016 tarihli ara kararınız tarafımıza tebliğ edilmekle birlikte, bu ara kararınızın 1 numaralı kararına itiraz ediyoruz. İlgili dilekçemiz ektedir. itirazımızın kabulüne karar verilerek kararınızın tarafımıza tebliğini talep ediyorum.” Beyanını iletmiştir.

 

Beyanda xx Devlet Hastanesinden alınmış 30.09.2014 tarihli raporun Çalışma ve Meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri Yönetmeliğine uymadığından, davalı xxx 18.12.2015 tarihli xxx Üniversitesi Hastanesinden alınan raporun gönderildiği, raporların niteliğinin aynı olmadığı, iki rapor arasındaki çelişkinin bu nedenle dikkate alınmaması gerektiği belirtilerek, 18.12.2015 tarihli xx Üniversitesi Hastanesinden alınan rapor doğrultusunda değerlendirme yapılması veya aynı Hastanenin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan görüş bildiren yazı temin edilmesi talep edilmektedir.

 

Başvuru sahibinin 1 nolu ara karara itiraz beyanına karşılık vekiline bu kez, 04.10.2016 tarihli ve 2 nolu ara kararın 4. Md. ile;

 

4-26.09.2016 tarihli 1. Nolu ara karara ilişkin başvuru sahibi vekili tarafından 27.09.2016 tarihli beyan ile bildirilen 26.09.2016 tarihli ara kararın birinci maddesinde belirtilen “HAKEM HASTANE TAYİNİ KONUSUNA İTİRAZLARININ” REDDİNE ve Heyetimizce takdir edilen 26.09.2016 tarihli ara kararda belirtilen 20 günlük kesin sürede maluliyet raporu temin edilmemesi halinde ara karar ile taraflara ihtar edildiği üzere; HMK 435.maddesine göre Tahkim yargılamasına son verilmesine,” Karar verilmiş ve 2 nolu ara karar 04.10.2016 tarihinde taraflara tebliğ edilmiştir.

 

Ancak, başvuru sahibi vekili tarafından, ara karar tarihinde belirtilen 20 günlük kesin sürede maluliyet raporu dosyaya sunulmadığı, ilk ara karar tarihi ile karar tarihi arasında geçen sürede, süreç ile ilgili hastaneye başvuru yapıldığına dair dosyaya beyan ve belge sunulmadığı anlaşıldığından dosya içerisindeki deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi uygun görülmüştür.

 

Dosya içeriği dikkate alınarak, uyuşmazlık hakkında 14.11.2016 tarihinde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

Değerlendirme

 

Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık; zarara yol açan trafik kazası nedeniyle başvuru sahibine ek ödeme yapılmasının gerekip gerekmediği hususundadır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi “(1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla

 

b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,... başvurulabilir." hükmünü amirdir..

 

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Dava şartları yönünden davanın görülmesine engel başkaca bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın esasına girilmiştir.

 

Dosyaya sunulu maluliyet raporları incelenmiş,

 

- 30.09.2014 tarihli xx Devlet Hastanesinden alınan raporda başvuru sahibinin herhangi bir maluliyet oranının tespit edilmediği, -

 

18.12.2015 tarihli xx Üniversitesi Hastanesinden alınan raporda ise maluliyet oranının %14,3 oranında tespit edildiği anlaşılmaktadır.

 

Davalı tarafından, raporlar arasında farklılık olduğu gerekçesi ile, xxx, 17.09.2010 tarihli “ özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik “ in 10. Maddesi çerçevesinde xx İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurularak Hakem Hastane tayini talep edildiği, 10.05.2016 tarihinde x İl Sağlık Müdürlüğü’nce cevaben gönderilen yazıda xxx, x Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurması gerektiğinin başvuru sahibine bildirildiği anlaşılmaktadır.

 

Başvuru sahibi vekili Hakem Hastaneden üçüncü bir rapor temini talebine itiraz ederek, bu itiraz nedeni ile Sigorta Tahkim Komisyonuna müracaatta bulunmuştur. Dolayısı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın öncelikle Hakem Hastaneden rapor temini ve devamında kusur oranı tespiti ve daimi maluliyet tazminatı konularında olduğu anlaşılmıştır.

 

xxx mevcut raporlar arasında farklılık olduğu iddiası değerlendirilmiş, 30.09.2014 tarihli Salihli Devlet Hastanesinden alınan raporda başvuru sahibinin herhangi bir maluliyet oranının tespit edilmediği ancak 18.12.2015 tarihli xx Üniversitesi Hastanesinden alınan raporda maluliyet oranının %14,3 oranında tespit edildiğinin görüldüğü, her iki rapor arasında önemli farkın mevcut olduğu kanaati ile Hakem Hastaneden üçüncü bir rapor temini talebinin yerinde olduğuna karar verilmiştir. Bu doğrultuda Hakem Heyetimizce oluşturulan 26.09.2016 tarihli ara kararın 1. maddesi ile; “Maluliyet oranının tespiti için, xx tarafından başvuruları yapılmış bulunduğu anlaşılan, xx Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden maluliyet raporu temin etmesi için başvuru sahibine 20 gün süre verilmesine,” karar verilerek gereği için 26.09.2016 tarihinde taraflara e posta yolu ile tebliğ edilmiştir.

 

Taraflardan başvuru sahibi vekilinin 27.09.2016 tarihli cevabında; “26.09.2016 tarihli ara kararınız tarafımıza tebliğ edilmekle birlikte, bu ara kararınızın 1 numaralı kararına itiraz ediyoruz. İlgili dilekçemiz ektedir. itirazımızın kabulüne karar verilerek kararınızın tarafımıza tebliğini talep ediyorum.” Beyanını iletmiştir.

 

Başvuru sahibinin 1 nolu ara karara itiraz beyanına karşılık vekiline bu kez, 04.10.2016 tarihli ve 2 nolu ara kararın 4. maddesi ile;

 

4-26.09.2016 tarihli 1. Nolu ara karara ilişkin başvuru sahibi vekili tarafından 27.09.2016 tarihli beyan ile bildirilen 26.09.2016 tarihli ara kararın birinci maddesinde belirtilen “HAKEM HASTANE TAYİNİ KONUSUNA İTİRAZLARININ” REDDİNE ve Heyetimizce takdir edilen 26.09.2016 tarihli ara kararda belirtilen 20 günlük kesin sürede maluliyet raporu temin edilmemesi halinde ara karar ile taraflara ihtar edildiği üzere; HMK 435.maddesine göre Tahkim yargılamasına son verilmesine,” karar verilerek gereği için 04.10.2016 tarihinde taraflara e posta yolu ile tebliğ edilmiştir.

 

Başvuru sahibi vekili tarafından, 26.09.2016 tarihli ilk ara karar tarihinde belirtilen 20 günlük kesin sürenin dolduğu tarihe kadar ve sonrasında karar tarihine dek geçen sürede Hakem Hastaneden alınacak maluliyet raporunun dosyaya sunulmadığı, hastaneye başvuru yapıldığına dair dosyaya beyan ve belge sunulmadığı, böylelikle kesin süre içerisinde yapılması öngörülen usul işlemlerinin yerine getirilmediği anlaşıldığından dosya içerisindeki deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi uygun görülmüştür.

 

Bu durumda tazminat isteminin değerlendirilebilmesi için aktüer bilirkişi incelemesi yapılmasına ve başvuru sahibinin maluliyet oranının netleştirilmesine olanak bulunmaması ve usul hukuku hükümlerine göre ara kararın kesin süre içerisinde yerine getirilmemesi nedeniyle başvurunun usulden reddi gerekmiştir.

 

Gerekçeli Karar

 

Yukarıdaki değerlendirmeler çerçevesinde, dosya kapsamına göre başvuru sahibinin 20.000,00 TL tutarındaki isteminin ara kararda belirtilen kesin hükme uyulmaması

nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ

 

1. Başvurunun USULDEN REDDİNE,

 

2. Başvuran tarafından yapılan 350-TL tutarındaki tahkim başvuru başvuru ücreti masrafının başvuru sahibinin üzerinde bırakılmasına,

 

3. Sigorta şirketi vekille temsil edilmediğinden, reddedilen tutar üzerinden avukatlık vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,

 

5684 sayılı Kanunun 30. maddesinin 12. Fıkrası uyarınca kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Komisyon nezdinde itiraz yolu açık olmak oybirliği ile karar verilmiştir. 15.11.2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy