Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30) (6100 S. K. m. 326)

 

24.11.2020 Tarih ve K-2020/91821 Sayılı Hakem Kararı (Destekten Yoksun Kalma)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve İstem

 

Davalı XXX AŞ ve XXX AŞ. ile yaşandığı belirtilen uyuşmazlığın konusunun adı geçen sigorta kuruluşlarına Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası poliçesi ile sigortalanmış olan XXX plaka sayılı araç ile XXX arasında 11.02.2019 tarihinde gerçekleşen kaza sonucunda destek XXX yaşamını yitirmiş olduğundan eş XXX tarafından istemde bulunulan destekten yoksun kalma tazminatı (DYKT) oluşturmaktadır.

 

Davacı yan vekili, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 5.000 TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatının, aracın sorumluluğunu üstlenen davalı sigorta kuruluşu XXX AŞ ve XXX AŞ. tarafından karşılanması istemi ile Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunmuş, bilirkişi raporunun tebliğinden sonra yapılan ıslah ile tazminat istemi 19.547 TL'ye artırılmıştır.

 

1.2. Başvurunun Hakeme Geçişine ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Komisyona yapılan başvuru sonrasında belgelerin taraflardan sağlanmasıyla raportör raporundaki görüş doğrultusunda uyuşmazlığın çözümü için yapılan görevlendirme sonucu uyuşmazlık dosyası 17.09.2020 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanmıştır. HMK 424 ve 429. maddeleri kapsamında uyuşmazlığın niteliği ve dosya içeriği bağlamında duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.

 

Tazminatın hesaplanması uzmanlık gerektiren bir konu olduğundan tarafların sav ve savunmaları çerçevesinde ve HMK madde 266 ve 431 kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bu bağlamda 19.10.2020 tarih ve 1 sayılı Ara Karar ile XXX bilirkişi olarak görevlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından 09.11.2020 tarihli rapor düzenlenerek dosyaya sunulmuş ve 10.11.2020 tarihinde taraflara bildirilmiştir.

 

Hakem Heyetimizce yapılan inceleme ve değerlendirme sonrasında dosya içeriğinin tamamlandığı ve bilirkişi raporunun hüküm oluşturmaya uygun olduğu kanısı ile yargılamaya son verilerek karar oluşturulmuştur.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve İstemleri

 

Davacı yanca Komisyona sunulan başvuruda özetle;

 

11.02.2019 tarihinde XXX plaka sayılı araç ile XXX arasında meydana gelen kazada müvekkilinin desteğinin yaşamını yitirdiği, davalı sigorta kuruluşlarına sigortalı araçların kusurlu olduğu, XXX tarafından 10.219 TL ve XXX tarafından 22.197 TL ödeme yapılmış olduğu, yapılmış olan bu ödemelerin yetersiz olduğu noktasında fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere XXX için her bir sigorta kuruluşundan 2.500 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ödenmesi gerektiği belirtilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

Dosyaya vekaletname, davalı sigorta kuruluşu ile yazışmalar, resmi kaza tespit tutanağı, nüfus kayıt örneği, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma belgeleri, Ceza Mahkemesi Bilirkişi raporu, alkol muyane raporu, örnek Yargıtay ilamı, olay araştırma raporu vb. belge örneklerinin sunulduğu görülmüştür.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve İstemi

 

XXX AŞ: Davalı sigorta kuruluşu tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na ulaştırılan savunmada özetle; sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olduğu, kusur raporu alınması gerektiği, gerçek zararın tespiti için aktüer hesaplaması yapılması gerektiği, davacının SGK veya diğer kurumlardan ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiği, poliçede teminat dışı olan taleplerin reddi gerektiği, sigorta şirketinin yasal faizden sorumlu olduğu, vekalet ücretinin her iki yana da 1/5 oranında uygulanması gerektiği belirtilerek davacının isteminin reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

Dosyaya vekaletname vb. belgelerin örneğinin sunulduğu görülmüştür.

 

XXX AŞ: Davalı sigorta kuruluşu tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na ulaştırılan savunmada özetle; sigortalı XXX plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası sonucu destekten yoksun kalma tazminatının karşılanması için başvurulduğu, Genel Şartlar kapsamında davacıya 08.11.2019 tarihinde 10.219 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği, fazlaya ilişkin taleplerin reddi gerektiği, hesaplamanın Genel Şartlara göre yapılması gerektiği, kusur tespitinin yapılması gerektiği, hesaplamada asgari ücret tarifesi esas alınması gerektiği, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelirlerin mahsubu gerektiği, yasal faiz uygulanması, vekalet ücretinin her iki yana da 1/5 oranında uygulanması gerektiği belirtilerek davacının isteminin reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesi isteminde bulunulmuştur.

 

Dosyaya vekaletname, ödemeye ilişkin dekont, ibraname ve poliçe vb. belgelerin örneğinin sunulduğu görülmüştür

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu (5684 SK), Türk Ticaret Kanunu (TTK), 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK), Türk Borçlar Kanunu (TBK), Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe hükümleri ile Yargıtay kararları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

 

Dosyaya sunulu bilgi ve belgelerden istemde bulunulan aracın davalı sigorta kuruluşları tarafından düzenlenen trafik sigortası poliçesi bulunduğu, kazanın 11.02.2019 tarihinde gerçekleştiği, KTK’nın 97. maddesi uyarınca davalı sigorta kuruluşuna tazminat istemi başvurusu yapılmış olduğu ancak yeterli sonuç alınamaması nedeniyle Komisyona başvurulmuş olduğu, destekten yoksun kalan kişinin TBK’nın 53. maddesinde sözü edilen zarara (ölüme) neden olan aracın işleteninin hukuksal sorumluluğunu üstlenen sigortacıdan yapılmış olan istem bağlamında tarafların HMK madde 114 gereği dava ve taraf olma ehliyetine (aktif ve pasif husumet ehliyetine) sahip oldukları, kazada yaşamını yitiren desteğin (XXX) XXX plakalı araçta yolcu konumunda olduğu ve söz konusu ölüme bağlı olarak eş XXX tarafından bakiye DYKT isteminde bulunduğu görülmektedir.

 

Buna göre taraflar arasında kazanın oluş biçimi, yeri ve zamanı gibi hususlarda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın bakiye destekten yoksun kalma tazminatı tutarı esasında olduğu anlaşılmaktadır.

 

Trafik kazalarında zarar verenin verdiği zararı karşılaması özünde “haksız fiil’ nedeniyle verilen zararın tazmini anlamına gelmekte olup; TBK madde 49 uyarınca, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. TBK madde 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olup; TBK madde 52 kapsamında, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise yargıcın tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği, TBK madde 55’e göre de kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceği öngörülmüştür.

 

Sözleşme başlangıç tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat bağlamında; 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır..” hükmü bulunmakta iken Anayasa Mahkemesi’nin 17/7/2020 tarihli ve E.: 2019/40, K.: 2020/40 sayılı Kararı ile bu maddenin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda...” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “...ve genel şartlarda...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.

 

Tazminatın hesaplanması uzmanlık gerektiren bir konu olduğundan 19.10.2020 tarih ve 1 sayılı Ara Karar ile XXX bilirkişi olarak görevlendirilerek tazminat tutarının belirlenmesine karar verilmiştir.

 

Bu kapsamda %75 (XXX AŞ nezdinde sigortalı bulunan XXX plakalı araç sürücüsünün kusur oranı %50; XXX AŞ nezdinde sigortalı bulunan XXX plakalı araç sürücüsünün kusur oranı %25 dikkate) kusur oranı üzerinden hesaplama yapılmak üzere dosya aktüerya bilirkişisine ulaştırılmıştır. Bilirkişi tarafından Yargıtay kararlarına göre hazırlanan 09.11.2020 tarihli raporda;

 

“...işbu rapor tarihindeki veriler ile toplam 36.658 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Hesaplanan tazminattan sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın güncel değeri olan 24.297 TL’nin tenzil edilmesinden sonra, işbu rapor tarihindeki veriler ile XXX AŞ yönünden hesaplanan ilave destekten yoksun kalma tazminatı 12.361 TL’dir....

 

Davalı XXX AŞ tarafından gerçekleştirilen tazminat ödemesinin denetlenmesinde öncelikle tazminat ödemesinin gerçekleştiği tarihteki veriler ile hesaplama yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi 08/11/2019 tarihinde 10.219 TL tazminat ödemesi gerçekleştirmiş olup, işbu raporda ödeme tarihindeki veriler ile hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı 14.809 TL’dir.... işbu rapor tarihindeki veriler ile toplam 18.329 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Hesaplanan tazminattan sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın güncel değeri olan 11.143 TL’nin tenzil edilmesinden sonra, işbu rapor tarihindeki veriler ile XXX AŞ yönünden hesaplanan ilave destekten yoksun kalma tazminatı 7.186 TL’dir”

 

hususları belirtilmiştir.

 

Bilirkişi raporu varsa itirazlarını iletmeleri için 10.11.2020 tarihinde taraflara bildirilmiştir. İzleyen süreçte 11.11.2020 tarihinde davacı yanca özetle, istem tutarının bilirkişi raporundaki tutar doğrultusunda toplam 19.547 TL’ye artırıldığı ve ek başvuru ücretinin yatırıldığı belirtilerek ödeme belgesi sunulmuştur. Davalı yanca ise belirtilen süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.

 

Dosyaya davacı yanca tekrar sunulan 20.11.2020 tarihli beyanda ise davalı XXX AŞ ile sulh olunduğu ve XXX AŞ ile ilgili taleplerin tümünden feragat edildiği ancak diğer davalı XXX AŞ’den taleplerinin ise devam ettiği beyan edildiğinden davalılardan XXX AŞ yönüyle yargılamaya son verilmiştir.

 

İtiraz sürecinin tamamlanmasının ardından Hakem Heyetimizce yapılan değerlendirmede denetlenebilir olan bilirkişi raporunda belirlenen ve davacı yanca ıslah edilen tutarlar doğrultusunda davacı XXX için davalı XXX AŞ’nin bakiye sorumluluğu olan 7.186 TL’nin bu şirketten alınarak davacıya ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

 

Diğer davalı XXX AŞ’nin ise davacı feragati nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı, dosyaya sunulan 24.11.2020 tarihli beyana göre de XXX AŞ tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinden vazgeçildiği bildirildiğinden tarafların birbirlerine karşı herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı yargısına ulaşılmıştır. Zira HMK madde 310’a göre feragat hüküm kesinleşinceye değin her zaman yapılabilir, HMK madde 311’e göre feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur, HMK madde 312’ye göre feragatta bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerine mahkum edilir, HMK madde 314’e göre sulh de hüküm kesinleşinceye değin her zaman yapılabilir, HMK madde 315’e göre sulh, davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur, HMK madde 434’e göre tahkim yargılaması sırasında taraflar sulh olurlarsa tahkim yargılamasına son verilir.

 

Davacı yanca tazminat tutarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ödenmesi isteminde bulunulmuştur. Uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanmış olması ve haksız fiil sorumluluğunun TBK'da düzenlenmiş olması, zarar veren araç sürücüsünün sorumluluğunu yüklenen davalı sigorta kuruluşunun da asıl borçlu ile aynı hükme tabi olması kapsamında söz konusu faizin TBK 76, 88 ve 120. maddelerine dayalı olarak yasal faiz olması gerektiği yargısına ulaşılmıştır. XXX Dosyaya sunulan belgelerden, davacı vekili tarafından davalı sigorta kuruluşuna yapılan tebliğin 14.11.2019 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. KTK'nın 99. maddesi gereği belgelerin davalı sigorta kuruluşuna iletilmesinden itibaren 8 iş günü içerisinde davalı sigorta kuruluşunun ödeme yükümlülüğü bulunduğu değerlendirildiğinde davalı sigorta kuruluşu 27.11.2019 tarihinde temerrüde düşmüş olacağından bu tarihten itibaren yasal faiz ödenmesi gerektiği yargısına ulaşılmıştır.

 

Hükmedilecek vekalet ücretinin belirlenmesi bakımından, her ne kadar 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinde başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi istenmişse de 5684 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde değişiklik yapan 6327 sayılı Kanunun 58. maddesinin son fıkrasında “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekâlet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekâlet ücretinin beşte biridir. ” hükmü ve bunun “Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır. ” biçimindeki gerekçe ile Kanun maddesinden başvuranın yüksek vekalet ücretine maruz bırakılmaması amaçlandığından davacı lehine tam vekalet ücretine, davalı lehine asgari tutar gözetilmek suretiyle AAÜT’de asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin 1/5’ine hükmedilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yukarıda açıklanan iddia, savunma ve deliller doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda; Davalı XXX AŞ yönünden;

 

1. Davacı yan XXX tarafından davalı sigorta kuruluşu XXX AŞ, XXX AŞ hakkında yapılan istemin kısmen kabulüne ve kabul edilen 7.186 TL tazminatın 27.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigorta kuruluşundan tahsili ile davacı yana ödenmesine,

 

2. Davacı yanca karşılanmış bulunan 350 TL başvuru ve 400 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 750 TL yargılama giderinin HMK’nın 326. maddesi uyarınca haklılık oranına göre 187,50 TL'sinin davalı sigorta kuruluşlarından tahsili ile davacı yana ödenmesine,

 

3. Davacı yan vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) madde 17/2 hükmü uyarınca tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücret esas alınarak tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı sigorta kuruluşundan tahsili ile davacı yana ödenmesine,

 

Davalı XXX AŞ yönünden;

 

4. Davacı yan XXX tarafından davalı sigorta kuruluşu XXX AŞ hakkında yapılan tazminat isteminin davacı feragati nedeniyle reddine,

 

5. Karşılıklı feragat beyanları uyarınca taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi çerçevesinde Kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 24.11.2020. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy