Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30) (6100 S. K. m. 114)

 

10.06.2020 Tarih ve K-2020/39717 Sayılı Hakem Kararı (Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru, başvuru sahibinin davalı sigorta kuruluşu nezdinde Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesiyle sigortalı bulunan XXXX plakalı otobüste yolcu konumundayken 09/11/2016 tarihinde geçirdiği kazada yaralanması nedeniyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında sürekli sakatlık tazminatının davalı sigorta kuruluşundan tahsili talebine ilişkindir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya 21/02/2019 tarihinde Heyetimizce teslim alınarak yargılamaya başlanılmıştır.

 

Dosyada mevcut belgelerin tetkikinden, davacı tarafından tazminat talebiyle davalı sigorta kuruluşuna başvurulduğu, ancak talebinin süresinde karşılanmaması nedeniyle Komisyona başvurularak başvuru ücretinin ödendiği anlaşılmıştır.

 

Davacı vekilinin başvurusu öncelikle Komisyon nezdinde Hayat Dışı Raportörü tarafından incelenmiş, gerekli şartların mevcudiyetinin tespiti üzerine uyuşmazlığın çözümü amacıyla Heyetimize tevdi edilmiştir.

 

Heyetimizce, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibarıyla duruşma yapılmasına gerek olmadığı, ancak kaza sonucunda başvuru sahibinde oluşan sakatlık durumunun tespiti ile maruz kalınan sakatlığın Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarında belirtilen sigorta bedeli oranlarına ilişkin karşılığının tespiti amacıyla bilirkişi görüşüne başvurulmasına karar verilmiştir. Bilirkişi görüşlerinin değerlendirilmesi neticesinde 10/06/2020 tarihinde hüküm oluşturularak yargılamaya son verilmiştir.

 

2 TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili tarafından 13/01/2019 tarihinde yapılan başvuruda, özetle;

 

- başvuru sahibinin XXX plakalı otobüste yolcu konumundayken 09/11/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasında yaralandığı, kazanın oluşumunda karşı tarafın kusurlu olduğu;

 

- XXX Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Birimi tarafından düzenlenen 26/11/2019 tarihli raporda tespit edilen %30 oranındaki maluliyete istinaden davalı sigorta şirketine tazminat talebinde bulunulduğu, ancak talebin yasal süresi içinde cevaplanmadığı beyan ve iddia edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 52.500.- TL tutarındaki tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılması talep edilmiştir.

 

Davacı vekili tarafından dosyaya vekaletnameyle birlikte iddialarına dayanak olarak davalı sigorta şirketiyle yapılan yazışmalar, XXX Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 26/11/2019 tarihli Adli Bilirkişi Uzmanlar Kurulu Mütalaa Raporu, kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 09/11/2016 tarihli Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve diğer savcılık soruşturma evrakı, kazaya ilişkin adli muayene, tedavi ve epikriz raporları ile kimlik örneği sunulmuştur.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Davalı sigorta kuruluşu vekili tarafından Komisyona gönderilen bila tarih cevap yazısında, özetle; başvuru konusu talebin zamanaşımına uğradığı, başvuru öncesinde şirketlerince başvurulan medikal ekspertiz firmasından alınan görüşe dayanarak %2 maluliyet oranı üzerinden başvuru sahibine 24/12/2019 tarihinde 3.500.- TL tutarında tazminat ödemesi yapılarak müvekkil şirketin tüm sorumluluğunu eksiksiz biçimde yerine getirdiği öne sürülerek davanın reddedilmesi gerektiği savunulmuştur.

 

Davalı şirket vekili, ayrıca Komisyon nezdinde tazminata ilişkin yeniden hesaplama yapılması halinde;

 

- müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur ve teminat limitleriyle sınırlı olduğu;

 

- başvuranın dosyaya sunduğu maluliyet raporunda belirlenen oran ile kişide tanımlanan klinik tablo arasında açık bir tutarsızlık bulunduğundan tek taraflı maluliyet raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı; bu nedenle başvuranın fiziki muayenesi yapılarak sağlık kurulu raporu temin edilmesi gerektiği;

 

- başvuran tarafından temerrüt tarihinin açıklanması gerektiği ve uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olması ve hükmedilmesi durumunda vekalet ücretinin 1/5 oranında uygulanması gerektiği

 

hususlarının göz önünde bulundurulması talep edilmiştir.

 

Davalı şirket vekili tarafından dosyaya vekaletnameyle birlikte savunmasına dayanak olarak maluliyet oranının tespiti amacıyla medikal danışmanlık firmasından alınan 19/12/2019 tarihli tıbbi mütalaa raporunu, 24/12/2019 tarihli tazminat ödemesine ilişkin dekontu, uyuşmazlık konusu sigorta poliçesi örneğini ve emsal yargı kararlarını sunmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Karayolu Taşıma Yönetmeliği, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları, Yargıtay Kararları, ilgili Genelgeler, Sektör Duyuruları ve sigorta poliçesi hükümleri dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı sigorta kuruluşuna sigortalı bulunan araçta yolcu konumundaki davacının trafik kazası sonucunda sakat kalması nedeniyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamında sakatlık tazminatı talebine ilişkin olduğu, tazminat talebinde bulunulan aracın davalı sigorta kuruluşuna kaza tarihi itibarıyla geçerli zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının yaptırılmış olduğu, bu nedenle tarafların 6100 sayılı Kanun 114 üncü maddesi uyarınca dava ve taraf olma ehliyetine sahip oldukları anlaşılmaktadır.

 

Başvuru dosyasının incelenmesi esnasında başvuru sahibinin aynı konuda daha önceden 24/05/2019 tarihli ve XXX sayılı başvuruyla Komisyon nezdinde başvuruda bulunduğu görülmüştür. Bunun üzerine, söz konusu başvuru evrakı ve karar metni dosyasına kazandırılmıştır. Yapılan incelemede, XXX sayılı başvuru hakkında verilen 25/10/2019 - K- 2019/87279 sayılı kararda, başvuran tarafından dosyaya ibraz edilen XXX Devlet Hastanesinin 15/02/2018 tarihli raporuna göre % 7 engel oranı üzerinden tazminat talebinde bulunduğu, ancak davalı şirket tarafından medikal danışmanlık firmasından alınan bir değerlendirmeye dayanarak söz konusu raporda belirtilen maluliyet durumu ile başvuranın geçirdiği kazayla nedensellik bağı bulunmadığı yönündeki itirazının değerlendirilmesi neticesinde, başvuran tarafından Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının sakatlık teminatı maddesi hükümlerine uygun kazayla illiyet bağı bulunan sakatlık durumu ve oranının tespitine yönelik sağlık raporunun süresi içinde ibraz edilememesi nedeniyle usulden reddedildiği anlaşılmıştır.

 

Başvuru sahibi bu defa XXX Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 26/11/2019 tarihli Adli Bilirkişi Uzmanlar Kurulu Mütalaa Raporuyla davalı sigorta şirketi nezdinde tekrar tazminat talebinde bulunmuştur.

 

Davalı sigorta şirketi başvuruya cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş, ayrıca Başvuru öncesinde şirketlerince görüşüne başvurulan medikal ekspertiz firmasından alınan tıbbi mütalaaya göre dayanarak %2 maluliyet oranı üzerinden başvuru sahibine 23/12/2019 tarihinde 3.500.- TL tutarında tazminat ödemesiyle müvekkil şirketin tüm sorumluluğunu eksiksiz biçimde yerine getirdiği öne sürülerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı sigorta şirketi ayrıca, başvuranın dosyaya sunduğu maluliyet raporunda belirlenen oran ile kişide tanımlanan klinik tablo arasında açık bir tutarsızlık bulunduğundan bahisle tek taraflı maluliyet raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle başvuranın fiziki muayenesi yapılarak sağlık kurulu raporu temin edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

 

Başvuranın tazminat talebine karşılık davalı sigorta şirketi tarafından 24/12/2019 tarihinde tazminat ödemesinde bulunarak poliçeden kaynaklanan yükümlülüğün kabullenildiği dikkate alınarak zamanaşımı defi uygun görülmemiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki esas uyuşmazlığın 09/11/2016 tarihinde geçirilen kazayla uygun illiyeti bulunan maluliyet durumuna ve tazminata esas maluliyet oranına ilişkin olduğu görülerek uyuşmazlık konusundaki inceleme bu yönde sürdürülmüştür.

 

Heyetimizce yapılan değerlendirme neticesinde, başvuru sahibinin sigortacılıkta tahkim uygulamasında öngörülen süre içinde yargılanabilmesini teminen başvuran tarafından alınan maluliyet raporlarıyla davalı sigorta şirketi tarafından ileri sürülen hususlar arasındaki tutarsızlıkların giderilebilmesi amacıyla kazaya ilişkin bütün tıbbi evrakın dosyasına celbiyle Komisyon nezdinde bilirkişi ataması yapılmasının uygun olacağı değerlendirmesinde bulunulmuştur.

 

Bu çerçevede, davacının maruz kaldığı sakatlıktan kaynaklanan maluliyet oranının belirlenebilmesini teminen, Sigorta Tahkim Komisyonu Bilirkişi Listesine kayıtlı bilirkişilerden sistem tarafından tesadüfi biçimde atanan Adli Tıp Uzmanları XXX, XXX ve XXX’in bilirkişi heyeti olarak tayin edilerek bilirkişi heyeti tarafından, dosyada taraflarca sunulan maluliyet raporları (XXX Üniversitesi Adli Tıp Polikliniğinden alınan 26/11/2019 tarihli rapor, XXX Devlet Hastanesi'nin 15.02.2018 tarihli Sağlık Kurulu Raporu, davalı sigorta şirketi tarafından alınan 19/12/2019 tarihli Tıbbi Mütalaa Raporu), başvuranın geçirdiği kazaya ilişkin olarak dosyasında yer alan muayene, epikriz ve diğer tedavi belgeleri ile maluliyete ilişkin klinik tablo ve maluliyet oranı hakkında tarafların iddia, savunma ve delillerinin birlikte değerlendirilmesi suretiyle başvuranın geçirdiği kaza nedeniyle maruz kalabileceği sakatlık oranının yürürlükte bulunan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenerek denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor hazırlanması talep edilmiştir.

 

Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 16/05/2020 tarihli raporda, mevcut evraka göre başvuranda tespit edildiği belirtilen kalıcı arazlar ile 09/11/201 6 tarihli trafik kazası arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı; XXX Üniversitesinde tespit edilen bel hareket kısıtlılıklarının bir Fizik Tedavi Uzmanı tarafından ölçülerek düzenlenecek raporla birlikte coksiks kırığına yönelik tıbbi evrak gönderilmesi durumunda yeniden değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.

 

Söz konusu rapor tespitlerine istinaden, başvuru sahibine verilen ek süre içinde tıbbi evrak ve fiziki muayene raporu temin edilerek bilirkişi heyetinden maluliyete ilişkin nihai değerlendirmeleri talep edilmiştir. Heyet tarafından hazırlanan 29/05/2020 tarihli ek raporda, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının “Sakatlık Teminatı” başlıklı A.3.2. maddesinde sayılan sakatlık tazminatı oranları itibarıyla başvuranın maluliyetine en yakın arazın “bel kemiğinin belirgin bir eğilme nedeni ile hareketsizliği” olduğu ve bunun için öngörülen geçerli teminat oranının ise %30 olduğu, başvuranda tespit edilen 10 derecelik lomber fleksiyon kaybı ile bu madde arasında oranlama yapıldığında teminat limitinin %2’si oranında ödeme yapılması gerektiği, bu arazla başvuru konusu trafik kazası arasında uygun illiyet bağı bulunduğu sonucuna yer verilmiştir.

 

Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ek rapor 30/05/2020 tarihinde taraflara tebliğ edilmiş, ancak taraflar süresi içinde rapordaki tespitlere karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır.

 

Yukarıda özetlenen bilirkişi raporu ve itiraz süreci sonunda Heyetimizce yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporunun ilgili genel şartlara uygun, ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu kabul edilmiş ve hüküm kurulmasında esas alınmıştır.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Dosyaya sunulan beyan ve belgelerden, 09/11/2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu sakat kalan davacının sakatlık tazminatı talebiyle kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan araç için Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesi düzenleyen davalı sigorta kuruluşuna iletilen tazminat talebinin karşılanmaması nedeniyle 5684 sayılı Kanunun 30/13 maddesine istinaden Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğu anlaşılmaktadır.

 

Bilindiği üzere, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası 2004/6789 sayılı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Hakkında Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Söz konusu sigorta Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 48 inci maddesinde geçen “Bu Yönetmelik kapsamındaki yolcu taşımalarında; 2918 sayılı Kanunda tanımlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası ile 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa dayanılarak çıkarılan karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası, yaptırılması zorunlu olan sigortalardır. ” hükmü uyarınca anılan Yönetmelik kapsamında yapılacak taşımacılıklarda zorunlu bir sigorta olarak belirtilmiştir.

 

Zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasıyla yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımacılığı kapsamında seyahat eden yolcular, sürücüler ve yardımcıları, taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içinde, duraklamalar da dahil olmak üzere, maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı ilgili genel şartlarda belirlenen esaslara göre teminat altına alınır. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası bir meblağ sigortası türü olup riziko gerçekleştiğinde sigortacı poliçe kapsamında verilen teminatlar dahilinde belirlenen meblağı hak sahiplerine ödemek zorundadır.

 

Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının “A.3.2. Sakatlık Teminatı” başlıklı maddesinde, “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.” hükmü yer almaktadır.

 

Uyuşmazlığa konu trafik kazasında, bilirkişi marifetiyle tespit ettirildiği üzere, meydana gelen kaza nedeniyle davacının maruz kaldığı sakatlığa ilişkin özür oranının %2 olduğu, kaza tarihi itibarıyla davalı sigorta şirketinin düzenlediği poliçedeki sakatlığa ilişkin teminat limitinin 175.000.- TL olduğu, bu çerçevede başvuranın maluliyetine tekabül eden tazminat tutarının ise 3.500.- TL olduğu ve teminat limitleri dahilinde kaldığı görülmüştür. Buna karşılık davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan yükümlülüğü uyarınca 24/12/2019 tarihinde bu tutarı ödeyerek başvuranın mağduriyetinin tam olarak giderilmiş olması nedeniyle davalının sakatlık tazminatı yönünden başkaca bir sorumluluğunun kalmadığı görülerek talebin reddedilmesine karar verilmiştir.

 

Diğer taraftan, talep reddedildiğinden, davacı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30 uncu maddesinin 17 nci fıkrası uyarınca 2020 yılı AAUT’ye göre hesaplanan ücretin 1/5’i oranında olmak üzere, tarifenin 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında geçen “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmüne göre davalı sigorta şirketi lehine 680.- TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1. Başvurunun REDDİNE,

 

2. Başvuru sahibi tarafından yapılan masrafların başvuru sahibi üzerinde bırakılmasına,

 

3. Davalı sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden, reddedilen uyuşmazlık tutarı üzerinden hesaplanan 680.- TL vekalet ücretinin başvuru sahibinden alınarak davalı sigorta kuruluşuna verilmesine

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30 uncu maddesinin onikinci fıkrası hükmüne istinaden kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/06/2020 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy