Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1264) (2918 S. K. m. 20)

 

21.06.2016 Tarih ve 2016/İHK-1487 sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı.

 

1.1.Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep:

 

İtiraz Hakem Heyetimize karara bağlanmak üzere hakemliğimize tevdi edilmiş olan uyuşmazlığın konusu X Sigorta AŞ. tarafından tanzim edilen xxxxxxxxx sayılı Genişletilmiş Kasko sigorta poliçesi tahtında sigorta konusu 44 XX plakalı aracın 07.06.2015 tarihinde meydanan kazası sonucunda oluşan hasarın tazmini talebine ilişkindir.

 

2- SİGORTA HAKEMİNCE VERİLEN HÜKÜM

 

Başvuru sahibi vekili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru sonucunda, Sayın uyuşmazlık hakemleri tarafından oy çokluğu ile verilen 12.04.2016 tarih, 2016/E.0016025, 2016/10429 K. sayılı karar gerekçesinde;

 

“İhtilaf, Kasko Sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, başvuru sahibi poliçedeki sigortalı, davalı şirket de sigortacı olduğundan tarafların aktif ve pasif dava ehliyetlerinin mevcut olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın esas yönünden incelenmesine geçilmiştir.

 

Dava konusu olayda çözümlenmesi gereken husus, 44 XX plakalı aracın, 07.06.2015 tarihinde karıştığı kaza sonucu oluşan hasarının xxxxxxxxx sayılı Kasko Sigorta Poliçesi teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz ile araçta meydana gelen hasar KDV dahil, 34.635.60.TL olarak tespit edilmiştir. Başvuru sahibinin talebi de yapılan ekspertizle belirlenen hasar miktarıdır, Taraflar arasında hasar miktarına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu sebeple kaza sonrası 44 XX plakalı araçta, eksper tarafından tespit edilen 34.63S.60.TL lık hasar oluştuğunun kabulü gerekmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 20/d. Maddesi gereğince, Noterlerce yapılmayan her çeşit araç satış ve devirleri geçersiz sayılmaktadır. Dosyada bulunan, sigortalı başvuru sahibi Ç.Ö. ile aracı satın alan ve kaza sırasında aracı kullanan, M.E.K. 'nın imzasını taşıyan, "BEYAN" başlıklı tarihsiz belgenin incelenmesinde; "Sahibi bulunduğum 44 XXplakalı aracı, yaklaşık 20-25 gün önce uzaktan akrabam olan Ç.Ö.'dan parasının bir kısmını vererek satın aldım. Aracımın parasının kalan borcunu da ödeyip devrini adıma alacaktım. Ama sonradan karıştığı yaralamalı kaza sonucu devrini alamadım. Bu aracımın ruhsat sahibi benim uzaktan akrabamdır. Bunu beyan eder, aracımın pert olarak değerlendirilmesini arz ederim." Şeklinde açıklamada bulunulmuştur. Açıklamada da kabul edildiği gibi henüz KTK 20/d md. gereği resmi satış yapılmamış olduğu anlaşıldığından olayda mülkiyet değişikliğinin gerçekleşmediğinin kabulü gerekmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2001/30 75 E. 2001/4014 K. Sayılı ve 07.05.2001 tarihli kararında yer verilen; " ... 1264/2.maddesi uyarınca sigorta sözleşmesi batıl olur. Bu durumda 1269 ncu maddede açıklandığı gibi araç maliki veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya malikin adi veya rehinli alacaklısı, uzun süreli kiracı, Finansal Kiralama Sözleşmesine istinaden elinde bulunduran kişi, hukuki bir akde istinaden ariyet olarak elinde bulunduran ve buna mümasil para ile ölçülebilir bir menfaati bulunan kişilerin kasko sigorta akdi yaptırabileceği açıktır. Kasko Sigortası Genel Şartları 'nın C.5 maddesinde öngörülen (menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta sözleşmesinin kendiliğinden feshi) hükmünün ne anlama geleceğinin tespitine gelince; burada yeni bir hukuki tasarrufla sigortalının sigorta akdi yaptırmakla menfaatinin son bulması ve bu menfaatin sigortalıdan başkasına geçmesi anlamında bulunduğunu kabulde zorunluluk vardır. Diğer taraftan, haricen satın aldığı aracı kasko sigorta yaptırmak isteyen kişinin, aracın maliki olduğunu uygun belgeleri e kanıtlayamadığı hallerde, TTK.nun 1264/2.maddesi gereğince bu akdin batıl olacağı gerekçesiyle sigorta akdi yapmayacağı ortada iken, davalının, aracın haricen satılması ile menfaat şartının değiştiği ve sigorta akdinin sona erdiğini ileri sürmesi doğru görülmemiştir. Olayı 2918 sayılı yasanın 20/d maddesi açısından incelendiğinde aşağıdaki sonuçlara varmak mümkündür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 28.3.1995 gün ve 3176 sayılı yasa ile değişik 20/d maddesi gereğince, noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir hükmü getirilmiştir. Bu hüküm kamu yararı ve kamu düzeni amacıyla getirilmiştir. Nitekim, kanun koyucu noter senedi ile satın aldığı aracı 2918 sayılı yasanın 20/e maddesi gereğince bir ay içinde Trafikte adına tescil ettirmeyen yeni malikin cezalandırılacağını hükme bağlamıştır. Bu kurallar ortada iken, aracın haricen satın alındığını iddia eden şahsın beyanına itibar edilerek 3. şahsın malik olduğunun kabulü ve menfaat sahibinin değiştiği ve binnetice sigorta akdinin sona erdiğinin savunulması ve bu durumun mahkemece de kabulü haklı görülememiştir ... " Şeklindeki tespitler ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2004/11¬32 E. 2004/55 K. Sayılı ve 11.2.2004 tarihli kararında yapılan; " ... 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 21.5.1997 gün ve 4262 sayılı Yasa'nın md.2 ile değişik 20/d maddesinde "Noterce yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir." hükmü yer almaktadır. Kamu yararı (düzeni) amacına yönelik bu emredici kural açık ve ortada iken, aracın kayıt maliki dışında bir başkasına ait olduğu yolundaki mücerret açıklamalara değer verilerek, o şahsın malik olduğunun; bu suretle menfaat sahibinin değişliği ve sigorta akdinin sona erdiğinin kabulüne olanak bulunmaktadır. Eş söyleyişle Araç maliki Yasa'nın aradığı biçimde değişmediğine, aracı haricen satın alanın ayrı bir sigorta akdine taraf olması olanaklı bulunmadığına göre ortada menfaat sahibi değişikliğinin bulunduğundan ve sigorta sözleşmesinin münfesih olduğundan da söz edilemez. Davalı M. T. 'nin kanıtlanmayan ve çelişik olan haricen satın aldığı yönündeki beyanına dayanan diğer davalı sigorta şirketinin, aracın haricen satılması ile menfaat şartının değiştiğini ve sigorta akdinin sona erdiğini ileri sürmesi, açıklanan durum karşısında da, yerinde değildir. ... " şeklindeki tespitleri karşısında somut olay irdelendiğinde; davalı sigorta şirketinin "menfaat değişikliği" savunmasını "araç satımına" dayandırdığı; ancak varlığını ileri sürdüğü bu satımın 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesinde öngörülen resmi şekilde yapıldığını kanıtlayamadığı; araç sahibi ve sigorta sözleşmesinin tarafı durumunda olup, dolayısıyla menfaat sahibi sıfatını da koruyan davacıya, dayanağı olan sigorta poliçesi kapsamına göre ödenmesi gereken tazminat miktarının ödenmediği dosya kapsamı ile belirgindir. Mahkemece, işin esasına girilerek poliçe kapsamına göre davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Başvuru sahibi, 22.06.2015 tarihinden itibaren avans faizi talep etmiştir. Davalı X Sigorta A.Ş 22.06.2015 tarihli yazı ile tazminat talebini reddettiğini bildirmiştir. X Sigorta A.Ş nin bu tarih itibariyle kaza ile ilgili tüm araştırmaları yapmış olduğu anlaşılmakla, red tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir. Kasko Sigorta sözleşmesi, TTK. da düzenlenmiş olduğundan TTK 3.md. si gereği talep ticari nitelik taşıdığından, başvuru sahibi tarafından açıkça talep edildiğinden , alacağa avans faizi uygulanması gerekmektedir. Tarafların iddiaları, dosyada bulunan belge ve deliller, KTK. Kasko Poliçesi Genel Şartları çerçevesinde yapılan değerlendirmede, talebin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığı iddiasının sigorta şirketi tarafından davada kanıtlanamadığı, davalı şirkete kasko poliçesiyle sigortalı 44 XXplakalı araçta, 07.06.2015 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle 34.635,60TL (KDV dahil) hasar meydana geldiği, hasarın, davalı şirket tarafından düzenlenen kasko poliçesi teminatı kapsamında bulunduğu yolunda kanaate ulaşılmıştır ”

 

şeklinde hüküm kurulmuştur.

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, olay tarihinde yürürlükte bulunan Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları ile poliçe hükümleri ve Yargıtay içtihatları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

İtiraz Hakem Heyetimize tevdi edilen dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Hakem Heyeti kararına karşı Sigorta Kuruluşu Vekili’nin itirazları incelenmiştir.

 

İtiraz konusu uyuşmazlıkta xxxxxxxxxx numaralı kasko sigortası poliçesi tahtında başvuru sahibine ait aracın karışmış olduğu trafik kazası sonucunda meydana gelen maddi hasar talebinin teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta Kuruluşu, itirazında her ne kadar menfaat sahibinin sigorta teminat süresi içerisinde değiştiğini ve TTK nun1470. Maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartları C.5 uyarınca sigorta edilen menfaat sahibinin değişmesi halinde sigorta ilişkisinin sona erdiğini iddia etse de, KTK nun 20/2 madde hükm, Yargıtay 11 HD.nin 7.5.2001 tarih, 2001/3075 E. 2001/4014 K. sayılı emsal ilamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2004/11-32 E., 2004/55 K. sayılı ilamı uyarınca, noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devirlerin geçersiz kabul edilmekte olduğundan aracı haricen satın alınan bakımından menfaat sahibi değişikliği olarak kabul edilemez. Aynı temel sebeple, başvuru sahibinin beyan yükümlülüğünü ihlal ederek, rizikonun ağırlaştırdığından da bahsedilemez. Dolayısıyla bu temel hukuki gerekçelere dayanılarak verilen Hakem Kararı’nda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

 

Sigorta Kuruluşu’nun diğer bir itirazı, Hakem Heyeti kararında alacağa avans faiz işletilmesine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kasko sigortasından kaynaklanmaktadır. Kasko Sigortası, bir zarar sigortasıdır ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. 4/1.a maddesine göre de, bu kanunda öngörülen işlerden doğan hukuk davalarının tümü ticari davadır. İtiraz konusu uyuşmazlık, trafik sigorta poliçesinden kaynaklandığına göre ticaridir, 3095 sayılı “Kanuni ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun”un 2/2.maddesine göre de “avans faizine’ hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, verilen Hakem Kararı’nda bu yönde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

 

Sigorta Kuruluşu’nun son itirazı ise, Hakem Heyeti Kararı’nda Başvuru Sahibi lehine hükmedilen vekalet ücretinin 19.1.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe aykırı olmasına ilişkindir. 19.01.2016 tarihi itibari ile yürürlüğe giren değişiklik neticesinde Sigortacılıkta Tahkim’e İlişkin Yönetmelik 16. madde/13. fıkra, “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde olsa da, Sigortacılık Kanunu 30. madde/17. fıkrasının rûhi yorumunun; sigorta tahkim müessesinin mahkemeye alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olması saiki ve anılan Kanun’un 30. madde/3. fıkrasındaki sistemin etkin olarak işlemesi ilkesinin bir gereği olarak davacı taraf açısından pozitif ayrımcılık niteliğinde bir düzenleme olmasından hareketle, madde düzenlemesine konu 1/5 oranının, sadece davacı aleyhine hüküm tesis edilmesi halinde davacı aleyhine uygulanacak olan vekalet ücreti için uygulanacağı şeklinde olmasından dolayı, anılan Yönetmelik değişikliğinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğundan, Sigortacılık Kanunu 30. madde/17. fıkra hükmüne istinaden, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine tam olarak hükmedilmesi gerekmekte olduğundan Hakem Heyeti kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

 

5.SONUÇ

 

Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, İtiraz Hakem Heyetimize havale edilen başvuru açısından, uyuşmazlığın ilgili belgeleri, başvuruya konu olayla ilgili iddialar, savunmalar ve olayla ilgili mevcut belgeler, başvuruya konu olan zararın niteliği birlikte incelenmiş, değerlendirilmesi yukarıda yapılmış ve bunun sonucunda dosya içeriğine ve oluşa göre,

 

1. Uyuşmazlık Hakemi tarafından verilen 12.04.2016 tarihli, 2016/ K.10429 sayılı karara karşı X Sigorta A.Ş. vekilinin itirazlarının REDDİNE,

 

2. İtiraz eden tarafından yapılan itiraz yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,

 

3. Usuli işlemlerin tamamlanması bakımından dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna TEVDİİNE,

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. 21/06/2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy