Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(6102 S. K. m. 1427) (Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği m. 12)

 

13/02/2021 Tarih ve K-2021/18367 Sayılı Hakem Kararı (Hastalık)

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru sahibi tarafından aleyhine başvuruda bulunulan sigorta kuruluşu XXX sigorta A.Ş. ile yaşandığı beyan edilen uyuşmazlık talebinin konusu; başvuru sahibinin poliçe vade dönemi içerisinde poliçede öngörülen tehlikeli hastalıklardan kansere yakalanmış olması üzerine poliçede yazılı tehlikeli hastalıklar teminatı kapsamından ödenmesi gereken teminat bedelinin poliçe özel şartlarına binaen teminat kapsamı dışında bırakılarak ret edilmesine ilişkindir.

 

Başvuru sahibi, sigorta şirketi tarafından ödenmeyen 55.000,-TL.'lik teminat bedelinin 28.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesini talep etmektedir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosya, Heyetimiz tarafından 03.11.2020 tarihinde teslim alınarak yargılamaya başlanılmıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda; uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle duruşma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varılmış, uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi görevlendirilmesine gerek görülmemiştir. Usule ve esasa ilişkin bir eksiklik kalmamış olduğu görüldüğünden uyuşmazlık hakkında 13.02.2020 tarihi itibarıyla karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu'na sunulan 29.09.2020 tarihli Başvuru Formunda, özetle;

 

• Müvekkilinin XXX bank'tan aldığı bir krediye dayalı olarak, aleyhine başvuruda bulunulan XXX sigorta A.Ş. tarafından tehlikeli hastalıklar riskine karşı Hayata Devam Sigortası ile sigortalandığını,

 

• Poliçe vade dönemi içerisinde poliçede öngörülen tehlikeli hastalıklardan akciğer kanserine yakalandığını, bu hastalığın tanısının konması ile birlikte poliçede öngörülen riskin gerçekleşmiş olduğunu,

 

• Riskin gerçekleşmesi üzerine poliçedeki tehlikeli hastalıklar teminatından ödeme yapılması için aleyhine başvuruda bulunulan şirkete müracaat edildiğini, ancak şirketin "poliçede tehlikeli hastalıklar için 90 günlük bekleme süresinin öngörüldüğünü, hastalığın bu bekleme süresinden önce gerçekleşmiş olması sebebiyle ödeme yapmaktan kaçındığını,

 

• Şirketin red gerekçesinin doğru olmadığını, poliçenin başlangıcının 30.03.2016 olduğunu, bankaya otomatik ödeme talimatı verilmesine rağmen 2017 yılı yenilemesinin yapılmadığını, 2018 ve 2019 yenilemelerinin yapıldığını, hastalık tanısının davalının bildirdiği gibi 24.05.2018 tarihinde değil 02.07.2018 tarihinde konduğunu, bunun bile ön tanı olduğunu, her ön tanının kanserle sonuçlanmasının beklenmemesi gerektiğini, dolayısıyla bekleme süresinin geçmiş olduğunu,

 

• Poliçeyi düzenleyen bankaya otomatik yenileme ve ödeme talimatının verilmiş olduğunu, bu talimata aykırı davranarak dönem sonunda yenileme yapmayan veya bu konuda uyarıda bulunmayan bankanın bu eyleminde kusurlu olduğunu, kusurundan kaynaklanan bu zarardan bankanın sorumlu tutulması gerektiğini

 

belirterek poliçe teminat bedeli olan 55.000,- TL.'nın 28.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve yargılama gideri ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.

 

Başvuru Sahibince İbraz Edilen Belgeler

 

1- Başvuru Ücret Dekontu

 

2- Vekâletname

 

3- XXX bank XXX Şubesine Başvuru Dilekçesi

 

4- Sigorta şirketinin Red Yazısı

 

5- 30.03.2016 - 30.03.2017 vadeli XXXX numaralı Hayata Devam Sigorta Poliçesi

 

17.04.2018 - 17.04.2019 vadeli XXXX numaralı Hayata Devam Sigorta Poliçesi

 

17.04.2019 - 17.04.2020 vadeli XXXX numaralı Hayata Devam Sigorta Poliçesi

 

6- Engelli Sağlık Kurulu Raporu

 

7- Erişkinler için Engelli Sağlık Kurulu Raporu

 

8- Epikriz Formu

 

9- Patoloji Raporu

 

10- Hastane Belgeleri

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta Şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada özetle;

 

• Başvuru sahibinin müvekkili şirket nezdinde 17.04.2018 - 17.04.2019 vadeli Hayata Devam Sigortasının bulunduğunu, poliçede tehlikeli hastalıklar teminatı verildiğini,

 

• Akdedilen poliçede 90 günlük bekleme süresinin öngörülmüş olduğunu,

 

• Sigortalıya kanser teşhisinin 02.07.2018 tarihinde konduğunu, ancak bu sürenin 90 günlük bekleme süresinden öncesine dayandığını, dolayısıyla bu şart gereğince riskin teminat kapsamı dışında kaldığını,

 

• Herhangi bir sebeple başvurunun kabulüne karar verilmesi halinde hükmedilecek avukatlık ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini

 

belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.

 

Aleyhine Başvurulan Tarafından İbraz Edilen Belgeler

 

1- 17.04.2018 - 17.04.2019 vadeli XXXX numaralı Hayata Devam Sigorta Poliçesi

 

2- Hayata Devam Sigortası Bilgilendirme Formu

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlık; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Altıncı Kitabında yer alan Sigorta Hukuku Hükümleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun ilgili hükümleri, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Sigorta Tahkim Usulü ve Sigorta Hükümlerine İlişkin Tebliğ, Poliçe Özel Şartları ile sair mevzuat hükümleri uygulanarak çözülecektir.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

Başvuru sahibi vekili; Müvekkilinin aleyhine başvuruda bulunulan şirket nezdinde tehlikeli hastalıklar riskine karşı sigortalandığını, poliçenin akdinden sonra akciğer kanserine yakalandığını, riskin gerçekleşmesi üzerine sigorta şirketine başvuruda bulunarak ödeme yapılmasının istendiğini, şirketin bu talebi 90 günlük bekleme süresinin dolmamış olduğu gerekçesi ile red ettiğini, oysa 90 günlük bekleme süresinin geçmiş olduğunu ayrıca bankaya otomatik yenileme talimatının verildiğini, bu talimatı yerine getirmeyen bankanın bu konuda kusurlu olduğunu, bu kusurdan kaynaklanan zarardan da bankanın sorumlu tutulması gerektiğini bu sebeplerle poliçede öngörülmüş teminat bedelinin poliçe kapsamından karşılanmasını talep etmiştir.

 

Aleyhine başvuruda bulunan sigorta şirketi vekili ise; Başvuru sahibinin müvekkili şirket nezdinde tehlikeli hastalıklar teminatı içeren sigortasının bulunduğunu, poliçede 90 günlük bekleme süresinin öngörülmüş olduğunu, sigortalıya 02.07.2018 tarihinde kanser teşhisinin konduğunu, bu sürenin 90 günlük bekleme süresinden öncesine dayandığını, bu şart sebebiyle riskin teminat kapsamı dışında kaldığını, herhangi bir sebeple başvurunun kabulüne karar verilmesi halinde hükmedilecek avukatlık ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.

 

Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlığın çözümü için; öncelikle usule ilişkin bir engel bulunup bulunmadığı, daha sonra da gerçekleşen riskin poliçe teminat kapsamı içerisinde kalıp kalmadığı hususlarının irdelenmesi ve bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekmiştir. Yapılan incelemede usule ilişkin herhangi bir eksiklik bulunmadığı görüldüğünden esasa geçilmiştir.

 

Esasa ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; başvuru sahibinin aleyhine başvuruda bulunulan XXXX sigorta A.Ş. nezdinde;

 

• 30.03.2016-30.03.2017 vadeli XXXX numaralı, 30.000,- TL. Tehlikeli Hastalıklar teminatlı

 

• 17.04.2018-17.04.2019 vadeli XXXX numaralı 55.000,- TL. Tehlikeli Hastalıklar teminatlı,

 

• 17.04.2019-17.04.2020 vadeli XXXX numaralı 55.000,- TL. Tehlikeli Hastalıklar

 

Hayata Devam Sigorta Poliçelerinin bulunduğu görülmüştür. Bu poliçelerde "sigortalının poliçe vade dönemleri içerisinde poliçede belirlenmiş tehlikeli hastalıklardan birine yakalanması haline karşılık yine poliçede öngörülmüş teminat bedellerinin ödenmesi" taahhüt edilmiştir.

 

Dosya içerisindeki belgelerden; XXX Üniversitesinde yaptırılmış olan muayene ve tetkiklerde sigortalıya 02.07.2018 tarihinde akciğer kanseri teşhisi konduğu görülmüştür. Hastalığın teşhis tarihi ve akciğer kanserinin poliçede tehlikeli hastalık olarak kabul edilmiş olduğu konuları tartışmasızdır. Tartışma riskin poliçede öngörülmüş olan bekleme süresi içerisinde içinde gerçekleşip gerçekleşmediği, bekleme süresinin nasıl ve hangi poliçeye göre hesaplanması gerektiği konularındadır.

 

Sağlık Sigortaları; Genel şartlarının 1. maddesinde de belirlendiği üzere "sigortalıların sigorta süresi içinde hastalanmaları ve/veya herhangi bir kaza sonucu yaralanmaları halinde tedavileri için gerekli masrafları ile varsa gündelik tazminatları, bu genel şartlarla varsa özel şartlar çerçevesinde, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eden" bir sigorta türüdür. Gerçekleşen rahatsızlıklara ilişkin tedavi bedelleri, poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda sigortacı tarafından karşılanmaktadır. Bu başvuruya konu rahatsızlık, sağlık sigortası genel şartlarına göre teminat kapsamına giren bir rahatsızlıktır, sağlık sigortası genel şartlarında bu rahatsızlığın teminat dışında bırakılmış olduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak sigorta şirketleri; Genel Şartların 1. maddesindeki "varsa özel şartlar çerçevesinde" hükmüne dayalı olarak, özel şartlar oluşturabilirler ve oluşturmaktadırlar. Bu özel şartlarla; genel şartlara aykırılık oluşturmamak kaydıyla, özel bazı kısıtlamalar/ sınırlamalar/şartlar/ve düzenlemeler getirmektedirler. Davalı şirket poliçe özel şartlarında verdiği teminatlar için 90 günlük bekleme süresi öngörmüştür. Bunun anlamı; sigortalının, ancak poliçenin akdedilmesinden 90 gün sonrasındaki rahatsızlıklarının/hastalıklarının değerlendirmeye alınabileceği, 90 gün geçmeden gerçekleşen rahatsızlıkların diğer şartlara bakılmaksızın doğruda red edileceğidir. Yani poliçe kapsamında olsa bile bir tehlikeli hastalık dolayısıyla teminat bedelinin ödenebilmesi için o hastalığın mutlak surette poliçenin akdinden sonra en az 90 gün geçmiş olmalıdır. 90 gün geçmemişse, o hastalık teminat kapsamında olsa bile ödeme yapılmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında 17.04.2018 başlangıç tarihli poliçeye göre 02.07.2018 tarihinde gerçekleşmiş ve tehlikeli hastalık olduğunda şüphe bulunmayan akciğer rahatsızlığının, vadeden 75 gün sonra gerçekleşmiş olması sebebiyle teminata girmediği sonucuna varılabilir.

 

Ancak yine dosya içerisindeki belgeler incelendiğinde başvuru sahibi sigortalı adına akdedilen;

 

• ilk poliçenin 30.03.2016 - 30.03.2017 vadeli XXX numaralı poliçe olduğu,

 

• 30.03.2017 tarihinde vadesi biten ilk poliçeden sonra yenileme yapılmamış olduğu,

 

• Ancak 3. yılda 17.04.2018 - 17.04.2019 vadeli XXXX numaralı 55.000,- TL. teminatlı yenilemenin yapıldığı,

 

• daha sonrasında da (araya hiç kesinti yapılmaksızın) 17.04.2019 - 17.04.2020 vadeli P-XXX numaralı 55.000,- TL. teminatlı yenileme poliçesinin yapılmış olduğu görülmüştür. Poliçeler, aleyhine başvuruda bulunulan şirketin acentesi olan banka tarafından düzenlenmiştir. Dolayısıyla bankanın bu olaydaki yükümlülüğü aynı zamanda aleyhine başvuruda bulunulan sigorta şirketinin acentesi sıfatına da dayanmaktadır.

 

Bu arada ilk poliçe dahil akdedilen poliçelerin tamamında (ilk sayfasında) "Yenileme Klozu" bulunduğu ve bu klozda; "Poliçeniz iptal edilmediği takdirde sigorta şirketinin değerlendirmesi sonucunda uygun görülen ve tarafınızdan aksi talep edilmedikçe vade sonunda poliçeniz otomatik olarak yenilenecektir" notunun bulunduğu saptanmıştır. Yenileme klozundaki bu şart; sigortalının aksi yönde bir talebi olmadıkça poliçelerin sigorta şirketi tarafından her yıl otomatik olarak yenileneceği anlamına gelmektedir. Olayda 2016 yılı poliçesi yapılmış, 2017 poliçesi atlanmış/yapılmamış, 2018 yılı otomatik olarak yenilenmiş, 2019 yılı da otomatik olarak yenilenmiştir. Risk te yenileme yapılmayan 2017 yılı poliçe vade dönemi içerisinde gerçekleşmiştir. Bu açıklamalar karşısında otomatik yenilemeyi yapmayan davalı şirket bu açıdan ağır ve tam kusurlu sayılmalıdır. Sadece davalı şirket değil, onun yasal temsilcisi (acentesi) banka da bu açıdan tam ve ağır kusurlu sayılmalıdır. Teminata girdiği tartışmasız olan akciğer kanseri ile ilgili rahatsızlığın da yenileme yapılmamış olan 2017 yılı vade döneminde gerçekleşmiş olması dikkate alındığında hem davalı şirketin hem de acentesi sıfatına sahip bankanın ağır ve tam kusurları sebebiyle bekleme süresinin geçmemiş olduğu esasına dayalı red sebebinin uygun ve kabul edilebilir olmadığı, poliçedeki teminat bedelinin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

Yukarıda ifade edilen sonuç poliçede yenileme klozunun bulunduğu esasına göre varılmış bir sonuçtur. Poliçede böyle bir Yenileme Klozu bulunmasa idi o zaman genel uygulama esaslarına göre değerlendirme yapılması gerekecekti. 13.05.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği"nin 12. Maddesi;

 

"MADDE 12 - (1) Kredi bağlantılı sigortalarda, kredi vadesi boyunca, yenileme sorumluluğu kredi kullanana, sigorta sözleşmesinin yenilenmesine ilişkin bildirim yapma sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.

 

(2) Kredi kuruluşu, sigorta sözleşmesinin yenileme döneminin geldiğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi poliçenin vade sonu tarihinden on beş iş günü öncesinde gerçekleştirir.

 

(3) Kredi kuruluşu, sigorta sözleşmesinin yenilenip yenilenmediğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi, yenileme yapıldıysa yenilenen poliçenin vade başlangıcından itibaren, yenileme yapılmadıysa mevcut poliçenin vade sonu tarihinden itibaren beş iş günü içinde gerçekleştirir.

 

(4) Kredi kullanan veya şirket tarafından yenileme yapılmasına ilişkin taahhüt verilmiş olması, kredi kuruluşunun yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.

 

(5) Kredi kullananın sigortanın yapılması için verdiği teklifnamenin reddedilmesi, sigorta sözleşmesi şartlarında değişiklik yapılması, sigortanın herhangi bir nedenle sona ermesi veya prim ödemesinden muaf sigorta haline gelmesi durumlarında, söz konusu işlemin gerçekleştirildiği günden itibaren beş iş günü içinde, kredi kuruluşu tarafından kredi kullanana bildirim yapılır.

 

(6) Kredi kuruluşu tarafından bu Yönetmelik kapsamında yapılması gereken bildirimlere ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlıkça tespit edilir. Bildirimlerin zamanında ve gereği gibi yapıldığının ispatı kredi kuruluşuna aittir.

 

(7) Yenilemelerde, bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde düzenlenen bilgi formunun verilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesi hükümleri kapsamında katılım sertifikası veya poliçe verilir."

 

biçimindedir. Yönetmelikteki bu hükümde;

 

• Kredi bağlantılı sigortalarda, kredi vadesi boyunca, sigorta sözleşmesinin yenilenmesine ilişkin bildirim yapma sorumluluğunun kredi kuruluşuna ait olduğu,

 

• Kredi kuruluşunun, sigorta sözleşmesinin yenileme döneminin geldiğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi poliçenin vade sonu tarihinden on beş iş günü öncesinde gerçekleştirmek zorunda olduğu,

 

• Kredi kuruluşu, sigorta sözleşmesinin yenilenip yenilenmediğine ilişkin kredi kullanana yapılacak bildirimi, yenileme yapıldıysa yenilenen poliçenin vade başlangıcından itibaren, yenileme yapılmadıysa mevcut poliçenin vade sonu tarihinden itibaren beş iş günü içinde gerçekleştirmek zorunda olduğu,

 

• Kredi kullanan veya şirket tarafından yenileme yapılmasına ilişkin taahhüt verilmiş olması, kredi kuruluşunun yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı,

 

• Bildirimlerin zamanında ve gereği gibi yapıldığının ispatının kredi kuruluşuna ait olduğu açıkça belirlenmiştir. Olayda sigorta şirketinin acentesi konumundaki kredi kuruluşunun (bankanın) bu yükümlülüklerin hiçbirisini yerine getirmemiş olduğu tartışmasızdır. Yargıtay

 

• 13. Hukuk Dairesi 2013/26712 E., 2014/2246 K.

 

• 13. Hukuk Dairesi 2015/34341 E., 2017/12596 K.

 

numaralı kararlarında; "Bankanın, sigortanın yenilenmesi için en azından muhatabına bildirim yapmak suretiyle kredi borçlusunu konu ile ilgili bilgilendirmesi, asgari özen yükümlülüğünün bir sonucu olduğu gibi, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarının da bir gereği olduğunu, bu sebeple davacının uğradığı zarar sebebiyle tarafların müterafık kusurlu oldukları sonucuna varılması gerektiğine"

 

hükmetmiştir. Yargıtayın bu kararları doğrultusunda işbu davaya konu başvuruda yenileme klozu olmasa idi tarafların müterafik kusurları sebebiyle yarı yarıya kusurlu kabul edilmesi gerekecekti. Ancak poliçede "Yenileme Klozunun" bulunması, Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin 12. Maddesi, 4. fıkrasındaki "Kredi kullanan veya şirket tarafından yenileme yapılmasına ilişkin taahhüt verilmiş olması, kredi kuruluşunun yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz" hükmü gereğince sigorta şirketinin ve kredi kuruluşunun ayrı ayrı koldan sorumluluklarının bulunduğu sonucunu doğurmaktadır. Bu bakımdan hem sigorta şirketi hem de onun acentesi konumundaki bankanın poliçe yenilemeleri konusunda ayrı ayrı sorumluluklarının bulunması her iki kuruluşun da bu sorumlulukları yerine getirmemiş olması karşısında müterafik kusurdan ve sorumluluktan söz edilemeyeceği, tam sorumluluktan söz edilmesi gerektiği ve gerçekleşen risk için poliçede öngörülmüş 55.000,- TL.'lık tazminatın tam olarak ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

TTK.'nun 1427. Maddesi: "Sigorta tazminatı veya bedeli rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür." biçimindedir. İşbu başvuruya konu olayda riziko 02.07.2018 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı şirketin red yazısı 28.05.2019 tarihlidir. Bu durumda muacceliyet ve tazminatı ödeme tarihi yasal sürenin çok ilerisindeki bir tarih olan 28.05.2019 tarihidir ve faizin de bu tarihten itibaren işletilmesi gerekmektedir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

Taraflarca dosyaya sunulmuş tüm belge ve deliller üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen poliçede esas itibariyle sigortalının tehlikeli hastalıklardan birine yakalanma hali için teminat verildiği, sigortalının poliçede tehlikeli hastalık olarak kabul edilen akciğer kanserine yakalanmış olduğu, bu nedenle riskin gerçekleşmiş olduğu, poliçe özel şartlarında 90 günlük bekleme süresinin öngörülmüş olduğu, yürürlükteki poliçeye bakıldığında bu bekleme süresinin dolmamış olduğu, ancak sigortalıya ilk poliçenin 2016 yılında akdedilmiş olması, bu poliçede otomatik yenilemenin yapılması taahhüdünü içeren yenileme klozunun mevcut olduğu, bu kloza rağmen 2017 yılı poliçesinin yenilenmemiş, 2018 ve 2019 yılı poliçelerinin yenilenmiş olduğu, başvuruya konu rahatsızlığı içeren 2017 yılına ait poliçenin yenilenmemiş olmasında aleyhine başvuruda bulunulan şirketin ve onun yasal temsilcisi (acentesi) bankanın tam ve ağır kusurlu olduğu, teminata girdiği tartışmasız olan akciğer kanseri ile ilgili rahatsızlığının yenileme yapılmayan 2017 yılı vade dönemine rastlaması, bu konudaki ağır ve tam kusur sebebiyle bekleme süresinin geçmemiş sayılması gerektiği gerekçelerine dayalı olarak davalı şirketin red gerekçesinin uygun kabul edilemeyeceği ve poliçede belirlenen 55.000,- TL.'nın ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

5. KARAR

 

Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1. Başvuru sahibi tarafından açılan davanın KABULUNE, 55.000,- TL.'nın 28.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte aleyhine başvuruda bulunulan XXXX sigorta A.Ş.'den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

 

2. Başvuru sahibi tarafından sarf edilmiş olan 825,- TL. tutarındaki masrafın aleyhine başvuruda bulunulan XXX sigorta A.Ş.'den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

 

3. Başvuru sahibi kendisini vekille temsil etmiş olduğundan, 7.950,- TL. tutarındaki avukatlık ücretinin aleyhine başvuruda bulunulan XXXX sigorta A.Ş.'den alınarak başvuru sahibine ödenmesine

 

5684 sayılı Kanunun 30/12. maddesi hükmü gereği, kararın bildirim tarihinden itibaren 10 gün içinde Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy