Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(2918 S. K. m. 90, 92, 102, 103, 104, 105, 107) (6102 S. K. m. 1426) (5684 S. K. m. 22) (Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m. 16) (YHGK 22.02.2012 T. 2011/17-787 E. 2012/92 K.) (17. HD. 05.04.2010 T. 2009/9892 E. 2010/3124 K.)

 

22.12.2017 Tarih ve K-2017/63644 Sayılı Hakem Kararı

 

1. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIK VE YARGILAMA USULÜNE İLİŞKİN BİLGİLER

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep

 

Başvuru sahibi vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurarak, davalı sigorta şirketine trafik sigortası sözleşmesi (poliçesi) ile sigortalı A plakalı aracın, başvuru sahibine ait B plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait araç üzerinde 3.550,00 TL değer kaybı meydana geldiğini, 206,5 TL eksper ücreti ödendiğini, sigorta şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 2.000,00 TL değer kaybı ve 206,5 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 2.206,50 TL(ıslah ile 4.206,50 TL) sının avans faizi ile birlikte ödenmesini dilemektedir.

 

1.2. Başvurunun Hakeme İntikaline ve İncelenmesine İlişkin Süreç

 

Dosyanın teslim alınması ile yargılama başlamıştır. Dosya içeriği üzerinde yapılan tetkik sonucunda, uyuşmazlığın mahiyeti ve dosya mevcudu itibariyle taraflardan sorulması gereken bir bilgi ve istenilmesi gereken bir belge olmadığına ve uyuşmazlığın sunulu evrak üzerinden çözülebileceğine ancak talep konusu itibariyle teknik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği anlaşılmıştır.

 

Hakemliğimiz tarafından alınan karar gereğince, başvurucuya ait araçta oluşan değer kaybının tespiti amacı ile dosyada bulunan tüm belgelerin, özellikle değer kaybı raporunun denetlenmesi, incelenmesi ve tartışılması suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına, düzenlenecek bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olarak düzenlenmesinin istenilmesine, düzenlenecek bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olarak düzenlenmesinin istenilmesine Bilirkişi olarak Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. ın tayinine karar verilmiş, karar çerçevesinde dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor taraflara gönderilmiştir.

 

İnceleme ve değerlendirmenin bitirilmesi akabinde uyuşmazlık hakkında yukarıda belirtilen tarihde karara varılmış ve yargılamaya son verilmiştir.

 

2. TARAFLARIN ORTAYA KOYDUĞU MADDİ VE HUKUKİ İDDİALAR

 

2.1. Başvuru Sahibinin İddia, Delil ve Talepleri

 

Başvuru sahibi vekili başvuru formunda özetle, davalı sigorta şirketine trafik sigortası sözleşmesi (poliçesi) ile sigortalı A plakalı aracın, başvuru sahibine ait B plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait araç üzerinde 3.550,00 TL değer kaybı meydana geldiğini, 206,5 TL eksper ücreti ödendiğini, sigorta şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 2.000,00 TL değer kaybı ve 206,5 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 2.206,50 TL(ıslah ile 4.206,50 TL) sının avans faizi ile birlikte ödenmesini dilemektedir.

 

Başvuru sahibi vekili başvuruya dayanak olarak, Sigorta Şirketine yapılan başvuru dilekçesi Örneği, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Ruhsat Fotokopisi ve Sürücü Belgesi, Z.M.S.S. poliçesi fotokopilerini delil olarak göstermiştir.

 

2.2. Sigorta Kuruluşunun İddia, Delil ve Talepleri

 

Sigorta şirketi vekili Komisyona verdiği cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, tahkime başvuru şartının oluşmadığını, talebin Genel şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğini, eksper ücretinin reddi gerektiğini belirterek talebin tümü ile reddini savunmuştur.

 

Sigorta şirketi vekili savunmalarına dayanak olarak, açıklama yazısı, vekaletname, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesi

 

3. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümü için 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliği, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Trafik Sigortası Genel Şartları ve Yargıtay İçtihatları dikkate alınmıştır.

 

4. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

4.1. Değerlendirme

 

4.1.1-Uyuşmazlık konusu ihtilafta, davalı X Sigorta A.Ş tarafından tanzim edilen Trafik Sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğu temin edilen araç ile başvuru sahibine ait araç arasında trafik kazası meydana gelmiştir. Başvurucu vekili müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini iddia etmektedir. Başvuru sahibi vekili, trafik sigorta poliçesi kapsamında anılan hasar nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının, somut ihtilafta karşı aracın Trafik Sigortacısı olan sigorta şirketinden tazminini istemektedir.

 

Uyuşmazlık konusu dosyada taraflar arasındaki ihtilafın asıl olarak, başvuru sahibine ait araçta bir değer kaybı olup olmadığı ile varsa bunun tutarının ne olduğu noktalarında düğümlendiği kanaatine varılmıştır.

 

2-Başvuru sahibine ait aracın ihtilaf konusu kazada bir değer kaybına uğrayıp uğramadığı ile uğramış ise bunun tutarının ne kadar olduğu ve başvurucu tarafından yapılan eksper incelemesinin denetlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına, Bilirkişi olarak İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. ın tayinine, karar verilmiş, karar çerçevesinde dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor taraflara gönderilmiştir.

 

3-Yargıtay’ın güncel ve istikrarlı içtihatlarına göre zarar gören aracın değer kaybı taleplerinin sigorta teminat kapsamında görüldüğü bilinmektedir.

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/12905 E. 2013/12891 K. ve 26.09.2013 tarihli kararında,” Davalı sigorta şirketi davacı aracına çarparak hasarlanmasına sebebiyet veren, davalı tarafa ait aracın ZMSS şirketidir. ZMSS şirketi, zarar gören araçta meydana gelen gerçek zarardan sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumludur. Kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybı da gerçek zarar kapsamındadır. Bu sebeple davalı trafik sigortacısının değer kaybı zararından da sorumlu tutulması gerekir. ”

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2009/9892 E. 2010/3124 K. ve 05.04.2010 tarihli kararında, “Trafik sigortacısı, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı limit dahilinde teminat altına almıştır. Dava konusu trafik kazası sonucunda, davacıya ait aracın tamir süresince çalışamaması sebebiyle oluşan kazanç kaybı trafik sigortası teminatı dışında ise de, araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır.” ifadelerine yer verilmek suretiyle değer kaybının gerçek bir zarar olduğuna ve trafik sigortası teminatı kapsamında olduğuna hükmedildiği görülmektedir.

 

14.5.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarının A.5 “Kapsama Giren Teminat Türleri” kenar başlığı altında a bendinde “Maddi Zarar Teminatı” tanımlanırken, Hak sahibinin bu genel şartta tanımlanan ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır biçimindeki ifadeden de değer kaybı zararlarının teminat içi olduğu Genel şartlar ile de açıkça belirlenmiştir.

 

Dolayısıyla, değer kaybı talebi aleyhine başvuruda bulunulan sigorta şirketinin sigorta teminat kapsamında değerlendirilmiştir.

 

Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92., 102., 103., 104., 105., ve 107. maddelerinde sınırlı sayıda (numerusclausus) düzenlenmiştir.

 

Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına dair olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır. (HGK. 22.02.2012, 2011/17-787 - 2012/92) (17.HD. 24.06.2013, 2013/9824 - 2013/9890)

 

O nedenle somut olayda başvurucunun talebi yukarıda da belirtildiği üzere teminat kapsamında değerlendirilmiştir.

 

4-Hakemliğimiz tarafından tayin olunan Bilirkişi Makine Fakültesi Öğretim Üyesi tarafından tanzim olunan raporda aynen

 

SONUÇ: Dosya kapsamındaki mevcut somut verilere ve yukarıdaki incelemeye göre;

 

1-) Başvuru sahibi adına tescilli, B plaka sayılı, otomobilde meydana gelen değer kaybı 4.000,00 (DörtbinTürkLirası) TL olarak hesaplanmıştır.

 

Sonuç ve kanaatine varılmıştır.

 

5-Söz konusu Rapor taraflara diyecek ve itirazlarını bildirebilecekleri belirtilerek elektronik posta ile ayrı ayrı gönderilmiştir.

 

Başvuru sahibi vekili ıslah dilekçesi ile eksper ücreti ile birlikte toplam talebini 4.206,50 TL sına ıslah etmiştir.

 

6-Başvurucu tarafından eksper ücreti de talep edilmektedir.

 

Sigorta teminatı kapsamına giren bir hasarın tespiti için yapılacak ekspertiz çalışması için ödenecek ücretin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1426. maddesinde sigortacının borç ve yükümlülüklerinden olduğu açıkça düzenlenmiştir.

 

TTK md. 1426 Giderleri Ödeme Borcu başlıklı maddede; “Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorundadır. ” hükmü bulunmaktadır.

 

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından 26.04.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2013/7 sayılı Genelge ile Türk Ticaret Kanunun 1426. maddesi ve Sigortacılık Kanunun 22/19. maddesi ile uyumlu olarak Sigortalı veya sigorta sözleşmesinden menfaat sahibi olan kişilerin eksper tayin etme yönünde taleplerinin bulunması halinde atamaya ilişkin takip işlemlerinin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi nezdinde teşkil eden “ Eksper Atama ve Takip Sistemi” üzerinden yapılabileceği düzenlemiştir. Aynı genelgede sigorta eksperinin sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından tayin edilmesi halinde ekspertiz ücretinin 6102 sayılı Türk Ticaret kanununun 1426. Maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde karşılanacağı belirtilmektedir.

 

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın kendisinden görüş istenmesi üzerine, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği/Sigortacılık Müdürlüğü’ne hitaben gönderdiği 5.10.2012 tarih ve 16199 sayılı yazıda, “5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 22. Maddesinin on dokuzuncu fıkrasına göre, sözleşmede aksine hüküm yoksa ekspertiz ücretleri sigortacıya aittir. Sözleşmede aksine hüküm bulunan hallerde ise, Türk Ticaret Kanunu, Sigortacılık Kanununa göre hem sonraki tarihli kanun hem de sözleşme hukuku bakımından özel kanun niteliğinde olduğundan öncelik sırası Türk Ticaret kanunu olacaktır.

 

Bu çerçevede Türk Ticaret Kanununun 1426. maddesinde geçen makul giderler arasında makul ekspertiz giderlerinin bulunduğu izahtan varestedir” görüşünü açıkladığı görülmektedir. Yine Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’ne gönderdiği 02.05.2013 tarih ve 07247 sayılı yazısı ile;

 

“Sigorta şirketlerince tanzim edilen poliçelerde ‘sigortalı, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından tayin edilmesi halinde ekspertiz ücretinin söz konusu kişilerce ödeneceğine ’ dair maddelerin ekspertiz ücretine ilişkin mevcut mevzuat karşısında hüküm ifade etmeyeceği ” belirtilmiştir.

 

Başvuru sahibi tarafından talep edilen eksper ücretinin, ilgili mevzuat ve yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirlenmiş olduğundan 206,50 TL eksper ücretinin ödenmesine karar vermek gerekmektedir.

 

7- Davacı tarafından avans faizi talep edilmektedir. Davacı avans faizi istemekte ise de olay trafik kazası kaynaklı olup ticari bir yönü bulunmadığından yasal faize hükmetmek gerekmiştir. Bir kısım Yargıtay kararlarında bu gibi hallerde de avans faizi istenebileceği belirtilmekte ise de yine aksi yönde kararlar da bulunmaktadır. 6102 sayılı Kanun’da sorumluluk sigortaları ayrı bir bölüm olarak düzenlenmiş olmakla beraber bu düzenleme tüm sorumluluk sigortaları için genel bir düzenleme olup Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası), TKK’ya göre özel kanun olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda ayrıca düzenlenmiş olduğundan ve KTK’nun 90. maddesi tazminat taleplerinin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiğini belirtmiş olduğundan, sözleşmeye dayanmayan, haksız fiilden doğan tazminat alacağında TBK’nın 76, 88 ve 120 maddelerine istinaden yasal faiz uygulanması gerektiği ve sigorta şirketi de asıl alacaklının yükümlülüğünü karşıladığından, zarar verenden (sigortalıdan) talep edilecek olan faizden başka faize hükmedilemeyeceği değerlendirilerek talep konusu alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Hakemliğimizce somut olayda ticari bir yön bulunmaması ve yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak avans faizine değil yasal faize hükmedilmiştir. Faizin başlangıç tarihi için sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih hesaplanmalıdır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.1 maddesinin ilk cümlesine göre; “Sigortacı hak sahibinin kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı hak sahibine öder.”

 

Buna göre somut olayda Faizin başlangıç tarihi, trafik sigortacısına başvuru tarihinden itibaren sekiz iş günü sonrasıdır. Dosya içeriğine göre somut ihtilafta, başvuru dilekçesi sigorta şirketine 25.10.2017 tarihinde ulaşmıştır. O halde burada faizin, 8 iş günü sonrası olan 07.11.2017 tarihinden itibaren başlaması gerekmektedir.

 

4.2. Gerekçeli Karar

 

4.2.1- Değerlendirme bölümünde açıklanan tüm nedenlerle, somut ihtilafta başvuru sahibinin sigorta şirketinden aracındaki değer kaybını ve eksper ücretini talep edebileceği, bilirkişi tarafından tespit edilen değer kaybının 4.000,00 TL olduğu, sigorta şirketi değer kaybı ve eksper ücretinden sorumlu olduğundan, talebin tamamen kabulü ile 4.000,00 TL değer kaybı, 206,50 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 4.206,50 TL tazminatın 07.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi tarafından başvuru sahibine ödenmesine karar vermek gerekmiştir.

 

2-Başvuru sahibinin tazminat talebi tamamen kabul edilmiş olduğundan, 100,00 TL başvuru ücreti, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 4,60 TL vekalet harcı ve 7,25 TL baro pulundan oluşan toplam 511,85 TL yargılama giderinin tamamının davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.

 

3-Başvurucu vekil ile temsil edilmiş olduğundan kabul edilen bölüm üzerinden davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmiştir. Bu yapılırken Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 17. maddesi ile Sigortacılık Kanununun 30. maddesinin 17. bendi hükümleri nazara alınmıştır. 19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesinde, “(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” Şeklindeki düzenlemenin Hukuken Uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30. Maddesinde değişiklik yapan 6237 sayılı Kanunun 58. Maddesinin son fıkrasında “Talebi kısmen yada tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” ifadesine yer verilmiştir. TBMM Esas Komisyon Raporundaki Maddeye ilişkin “gerekçe” de “Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabildiği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” ifadesine yer verilmiştir. Buna göre 6327 sayılı Kanunla 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30. Maddesine eklenen 17. Fıkradaki düzenleme, talebi tamamen veya kısmen reddedilen başvuru sahibinin alacağının alamadığı gibi bir de üzerine yüksek vekalet ücretleri ödeyerek mağdur olmasının engellenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

 

Yargılama sonunda taraflara re’sen yükletilecek yargılama giderleri içindeki vekalet ücreti bakımından, Sigortacılık Kanunu 30. Madde 17. Bent hükmünde daha önce (13/6/2012 tarih ve 6327 sayılı kanunun 58. maddesi ile) yapılan değişiklik ile başvuru sahibinin talebinin reddedilen tutarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre sigorta şirketi lehine belirlenecek vekalet ücretinin 1/5 olarak hesaplanması kuralı getirilmiştir. Değişik kanun hükmü gerekçesinde de bu hususta “...Diğer taraftan Sigorta Tahkim Komisyonuna genellikle düşük meblağlar için başvurulmaktadır. Bu durumda talebi kısmen veya tamamen reddedilen taraf için, yargılama giderleri arasında yer alan avukatlık ücretinin uyuşmazlık konusu miktarla karşılaştırıldığında yüksek kalabileceği dikkate alınarak maddede gerekli düzenleme yapılmıştır.” denilmekle de burada kastedilen ve amaçlananın, Sigorta Tahkim’in yapısı gereği sigorta kurumları başvuru yapamadığı için, sigortalı/sigorta ettiren veya zarar gören üçüncü şahısların yapacakları başvuruların kısmen veya tamamen reddedilmesi nedeniyle aleyhlerine yüksek tutarlarda vekalet ücretine hükmedilmesinin engellenmesi olduğu bellidir. Kanun hükmünde, öncesine göre özellikle bu yönde bir değişiklik yapılmış olması da bu hususu açıkça göstermektedir. Nitekim Sigorta ihtilaflarına ilişkin Temyiz incelemesi yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de 2013/4229 E. ve 2013/5904 K. sayılı kararında, başvuru sahibi lehine de 1/5 olarak hükmedilen Sigorta Tahkim hakem heyeti kararı bu gerekçelerle yanlış bulunmuş ve bu yönden düzeltilerek onanmıştır. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından 19.01.2016 gün ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinin son fıkrası ile, 17.08.2007 gün ve 26616 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. fıkra olan: “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme ile başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi hüküm olarak getirilmiş ise de, kanunda olmayan bir sınırlamayı getirerek kanunun dışına çıkılması yönetmelikle söz konusu olamayacağından, kanuna aykırı olan yönetmelik hükümleri vekalet ücretinin takdir edilmesinde esas alınmamış, normlar hiyerarşisi gözetilerek kanun hükmüne üstünlük tanınması gerekir19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesinde, “(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme ile. başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi istenilmişse de gerek kanunda olmayan bir sınırlamayı düzenleyerek kanunun dışına çıkılması yönetmelikle söz konusu olmayacağından gerekse açıkladığımız tüm nedenlerle kanunun özellikle değiştirilmiş özel düzenlemesi karşısında, hükmü ve uygulanabilirliği yoktur.19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. Maddesindeki;“(13) Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” şeklindeki hüküm, başvuru sahipleri vekilleri lehine hükmedilecek vekalet ücretlerinin de 1/5 olarak belirlenmesi kuralını getirmiş olmasına karşın ilgili yönetmelik hükmünün, Sigortacılık Kanunu’nun 30/17 hükmünde olmayan bir kısıtlamayı içeriyor olması sebebi ile kanuna aykırı olduğu görülmüş ve tespit edilmiştir. Bu itibarla ve alt normun üst norma aykırı olamayacağı temel bir hukuk kuralı olduğundan kanuna aykırı olan bu düzenlemenin uygulanması mümkün değildir.02.01.2017 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Av. As. Ücret Tarifesinin 17. maddesine göre; (1) Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda bu Tarife hükümleri uygulanır. (2) Sigorta Tahkim Komisyonları, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücreti esas almak ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik orana uyulmak kaydıyla, Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. 17. maddenin atıf yaptığı tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde, Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret 1.980,00 TL olduğundan somut olayda 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.

 

Nitekim yukarıda savunulan görüşe uygun olarak, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığının, Resmi Gazetenin 30 Kasım 2016 tarihli ve 29904 sayılı nüshasında yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife” başlıklı tebliğinin 4 üncü maddesi ile Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde görülen uyuşmazlıklarda uygulanacak vekalet ücreti yeniden düzenlenmiştir. Tebliğin ilgili hükmü aşağıdadır: MADDE 4 - Aynı Tarifenin 17 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Sigorta Tahkim Komisyonları, Komisyona başvuranların taleplerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, reddedilen kısım yönünden karşı taraf lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücreti esas almak ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunundaki beşte birlik orana uyulmak kaydıyla, Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Asliye mahkemeleri için öngörülen maktu ücretin esas alınması gereken durumlarda da beşte birlik indirim yapılır. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Sigorta Tahkim Komisyonları, Komisyona başvuranların taleplerinin kısmen veya tamamen kabulü halinde ise Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücreti esas alarak, Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.”

 

02.01.2017 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Av. As. Ücret Tarifesi de aynı şekildedir.

 

5. KARAR: Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçeler neticesinde;

 

1-Başvuru sahibinin tazminat talebinin tamamen kabulü ile 4.206,50 TL tazminatın 07.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aleyhinde başvuru yapılmış olan X Sigorta A.Ş den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

 

2-Başvuru sahibinin tazminat talebi tamamen kabul edilmiş olduğundan 511,85 TL yargılama giderlerinin aleyhinde başvuru yapılan X Sigorta A.Ş den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

 

3-Başvurucu vekil ile temsil edilmiş olduğundan başvurucu lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve hesap edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin X Sigorta A.Ş den alınarak başvuru sahibine ödenmesine,

 

6456 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30 uncu maddesinin 18.10.2013 tarihinde yürürlüğe giren değişik on ikinci fıkrasına göre kesin, aynı yasanın 30. mad. nin 12/son cümlesindeki sebeplerin varlığı halinde her zaman temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy