Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(4721 S. K. m. 164) (2004 S. K. m. 69, 105, 143, 227, 277, 284) (5684 S. K. m. 30) (6100 S. K. m. 114, 115) (2918 S. K. m. 97, 99) (Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik m. 18) (Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m. 16)

 

04.03.2021 Tarih ve 2020/İHK-6030 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı (Trafik Maluliyet)

 

1. BAŞVURUYA KONU UYUŞMAZLIK VE İTİRAZ HAKEM HEYETİNE İNTİKALİ

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay

 

19.04.2017 tarihinde, XX plakalı araç ile XX plakalı aracın çarpışması sonucu, XX plakalı araçta yolcu konumunda olan Başvuru Sahibi XX yaralanarak malul kalmıştır.

 

Başvuru Sahibi, kaza sonucu uğradığı maddi zararların tazmini talebiyle, XX plakalı aracın 22.02.2017 başlama tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesinin sigortacısı XX Sigorta A.Ş.’ne karşı, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmuştur.

 

1.2. Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine İntikal Etme Süreci

 

Uyuşmazlık Hakem Heyetince 04/02/2021 tarihinde verilen karara karşı Başvuru Sahibi tarafından 19/02/2021 tarihinde itirazda bulunulmuştur. İtiraz yetkilisi tarafından yapılan incelemede itirazın süresi içinde yapıldığı ve diğer yönlerden şartları taşıdığı tespiti yapılmış ve dosyanın itiraz hakem heyetine tevdiine karar verilmiştir.

 

Başvuru Sahibi’nin itirazları sonucunda 03.03.2021 tarihinde uyuşmazlık konusu dosya İtiraz Hakem Heyetimize ulaşmıştır.

 

2. SİGORTA HAKEMİ VEYA HAKEM HEYETİNCE VERİLEN HÜKÜM

 

“Yapılan değerlendirmeler ve belirtilen gerekçelerle;

 

1. Başvuranın başvurusunun usulden reddine,

 

2. Başvuran tarafından sarf edilen 100 TL tutarındaki başvuru ücretinden ibaret yargılama giderinin başvuran üzerinde bırakılmasına,

 

3. Aleyhine başvuru yapılan sigorta şirketi vekille temsil edildiğinden, reddedilen 5.100 TL üzerinden Sigortacılık Kanunu m.30/f.17 hükmü uyarınca asgari ücret tarifesinin 1/5 oranında belirlenen 816 TL avukatlık ücretinin, başvurandan alınarak sigorta kuruluşuna verilmesine,

 

6456 sayılı Kanun’un 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile yapılan değişiklikle 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 18.10.2013 tarihinde yürürlüğe giren 12. Fıkrası gereğince, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde komisyon nezdinde İTİRAZ yolu, yine ilgili fıkrada belirtilen sınırlı hallerin varlığına bağlı olarak her halükarda TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.”

 

3. TARAFIN/TARAFLARIN İTİRAZ GEREKÇELERİ VE TALEPLERİ

 

Başvuru Sahibi, Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı’na karşı yapmış olduğu itirazlarının özetinde; Sunulan sağlık kurulu raporunun tedavi boyunca alınan tüm hastane evrakı ve muayene raporu doğrultusunda üç adli tıp uzmanı tarafından düzenlenmiş olduğunu ve Yönetmeliğe uygun olduğunu, usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu, raporun yeterli

 

kabul edilmemesi halinde ara karar ile eksikliğin giderilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca sağlık raporunun hazırlanmasında esas alınan Yönetmeliğin hukuka uygun olduğunu beyan ederek, itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

 

Sigorta Şirketi, Başvuru Sahibi’nin itirazlarına karşı sunmuş olduğu beyanlarında; sağlık kurulu raporunun yanlış Yönetmelik hükümlerime göre alındığını, itirazların haksız olduğunu belirtmiş ve itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

4. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Taraflar arasında, 19.04.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan zararların giderilmesinden kaynaklanan uyuşmazlık söz konusudur. Bu durumda huzurdaki uyuşmazlık bakımından 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca itirazların değerlendirilmesinde; diğer ilgili mevzuat da göz önüne alınacaktır.

 

5. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

5.1. Değerlendirme

 

Hakem Heyetimize itiraz üzerine gelen dosya incelendiğinde, itirazın sadece Başvuru Sahibi tarafından yapıldığı görülmüştür. Sigortacılık Kanunu m. 30/23 göre, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanır.”. Bu kapsamda usul hukukunda hakim olan aleyhe karar verme yasağı gereği, taraflardan birisi kanun yoluna başvurursa, inceleme sadece onun lehine ve ileri sürdüğü sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Bu sonuç tasarruf ilkesinden doğmakta olup, taraf kanun yoluna başvurmamışsa kendiliğinden kanun yolu incelemesi yapılamaz ve kanun yoluna başvurmayan tarafın verilen hükmü zımnen onayladığı kabul olunur. Ayrıca belirtmek gerekir ki, bu ilke, resen araştırma ilkesinin uygulandığı dava ve durumlarda dikkate alınmaz (PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZEKES, M., Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 4. Baskı, 2016, s. 517).

 

Somut olayda; 19.04.2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucunda Başvuru Sahibi yaralanarak malul kalmıştır. Başvuru Sahibi, başvurusunda sürekli iş göremezlik zararlarının tazminini talep etmektedir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun rapor sunulmaması ve geçerli olmayan bir sağlık kurulu raporu ile Sigorta Şirketi’ne başvuru yapılması nedeniyle başvurunun geçerli olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun usulden reddine karar vermiştir.

 

Başvuru Sahibi itirazlarında; Sunulan sağlık kurulu raporunun tedavi boyunca alınan tüm hastane evrakı ve muayene raporu doğrultusunda üç adli tıp uzmanı tarafından düzenlenmiş olduğunu ve Yönetmeliğe uygun olduğunu, usulden ret kararının hukuka aykırı olduğunu, raporun yeterli kabul edilmemesi halinde ara karar ile eksikliğin giderilmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca sağlık raporunun hazırlanmasında esas alınan Yönetmeliğin hukuka uygun olduğunu beyan ederek, itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

 

İtiraza ilişkin olarak dosya incelendiğinde, Başvuru Sahibi’nin başvurulan Sigorta Şirketleri’ne yargılama öncesinde başvuru yaptığı görülmektedir. Yapılan başvuruda, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” cetvellerine göre hazırlandığı belirtilen sağlık raporu ibraz edilmiştir.

 

Somut uyuşmazlıkta öncelikle tahkim yargılaması bakımından dava şartlarında bir eksiklik olup olmadığının, eksiklik bulunmaması halinde esasa ilişkin inceleme yapılarak bir sonuca ulaşılması gerekmektedir. Çünkü dava şartı eksikliği, medeni usul hukuku gereği, hakim/hakem tarafından başvurunun her aşamasında resen dikkate alınması gereken hususlardan biridir (HMK m. 115/1). Genel dava şartlarının yanında, kanunda bazı davalar için özel dava şartları ön görülmüştür. (m.114/2). Kanunda düzenlenen bir hususun özel dava şartı olup olmadığını tespit etmek her zaman kolay olmayabilir. Bu durumda özellikle, belirtilen dava şartın davanın esasını incelemeye engel olup olmadığına ve hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınıp alınmadığına bakmak gerekir. (Pekcanıtez H., Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul, 2017, s. 926-927).

 

5.2. Gerekçeli Karar

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin on üçüncü fıkrasına göre, “Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren on beş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir.” Bu hükme göre, sigortacıya karşı kurumsal tahkim yargı yoluna başvurulabilmesi için öncelikli olarak ilgili sigorta kuruluşuna gerekli başvuruların yapılması ve yapılan başvuruların olumsuz sonuçlanması gerekmektedir.

 

Benzer şekilde 6704 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz Ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 5. maddesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde değişiklik yapılarak zarar görenin yargıya başvurmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Maddenin yeni hâline göre, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan bu değişiklik ile zarar görenin zorunlu malî mesuliyet sigortası kapsamında açacağı dava yahut Sigortacılık Kanunu çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonuna yapacağı başvuruda öncelikli olarak sigorta kuruluşuna başvuru şartı aranmaktadır.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmadan önce Sigorta Kuruluşu’na başvurunun zorunlu olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, Sigorta Kuruluşuna hitaben yazılan her başvuru dilekçesinin Sigorta Kuruluşu’na başvuru şartını sağlayıp sağlayamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Bu noktada geçerli bir başvurunun nasıl olması gerektiği hususunun tartışılarak, somut olay çerçevesinde değerlendirilip bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.

 

Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin on üçüncü fıkrası düzenlemesine göre, sigorta kuruluşu ile uyuşmazlık yaşanması hâlinde, ilgili sigorta kuruluşuna uyuşmazlığın çözümü için gerekli belgelerle başvurulmadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu’na gidilemeyecektir.

 

Yukarıdaki kanuni düzenlemeler çerçevesinde sigorta kuruluşuna yapılan başvurunun, başvuru olarak değerlendirilebilmesi için geçerli bir başvuru olması gerekmektedir. Bu kapsamda, başvurunun geçerli bir başvuru olabilmesi için neleri içermesi gerektiğinin tespit edilmesi de önem arz etmektedir. Ancak, Sigortacılık Kanunu’nun ilgili düzenlemesinde “gerekli başvuruları” ibaresi yer almakla birlikte gerekli başvuruların neler olduğuna veya neleri içermesi gerektiğine dair herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.

 

02.08.2016 tarihli ve 29789 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar’ın Ek:6 “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” başlıklı bölümünde Bedeni Zararlar ve Sürekli Sakatlık Hallerinde;

 

• 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu.

 

• Hak sahibi gerçek kişiler için: T.C Kimlik No.

 

• Kaza raporu.

 

• Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi.

 

• Hak sahibine ait banka hesap bilgileri.

 

Tazminat ödemesinde bulunulması için yukarıda belirtilen belgelerle başvurulması gerekmektedir. Bununla birlikte 20.02.2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ve “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ile “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” yürürlükten kaldırılmıştır (m. 18). Ayrıca “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine yapılan atıfların bu Yönetmeliğe yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir (m. 14, Ayrıca bkz; “Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” m. 14).

 

Konuya ilişkin Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16. maddesinin birinci fıkrasında, tahkime yapılan başvurularda, başvuru formu, uyuşmazlığa ilişkin bilgi ve belgeler ile başvuru ücretinin yatırıldığına dair belgenin yer alması gerektiği düzenlenmiştir. Söz konusu hükümde belirtilen uyuşmazlığa ilişkin bilgi ve belgeler, yukarıda belirttiğimiz kanun hükümleri gereği poliçede belirtilen gerekli belgeleri kapsayacak şekilde ve somut olay açısından rizikonun teminat dâhilinde gerçekleştiğini genel çerçevede ortaya koyar nitelikte olmalıdır. Uygulamada Sigorta Kuruluşuna yapılan ve poliçe kapsamındaki rizikonun geçekleştiğinin anlaşılabilmesi için gerekli olan belgeleri içermeyen başvurularda, sigorta kuruluşlarının gerekli belgelerin teminine dair haklı talepleri karşısında sigorta ettiren ve sigortalılar doğrudan yargı yoluna başvurabilmektedirler. Ancak, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılacak başvuru çerçevesinde, yukarıda değinilen Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve Genel Şartlara İlişkin hükümler birlikte düşünüldüğünde, sigortacıya yapılan alelade bir başvuru ile gerekli başvuru şartlarının yerine getirildiğinden bahsedebilmek mümkün değildir. Nitekim, sigorta bir zenginleşme aracı olmadığından, Sigorta Kuruluşu ancak gerçek zararı ödemelidir. İyi niyet ve azami güvene dayanan sigorta ilişkilerinde Sigorta Kuruluşunun, somut olayın özelliklerine göre sorumluluğunu belirleyebilmesi için gerekli olan belge ve bilgiye ihtiyacı vardır.

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılacak gerekli ve geçerli bir başvurunun ne şekilde olması gerektiği hususu yukarıda açıklanmıştır. Tahkime ilişkin genel düzenlemelerin aksine, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde “hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri” sunarak başvuru yapması gerektiği belirtilmektedir. Görüleceği üzere Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinde zorunlu malî sorumluluk sigortası kapsamında yargı mercilerine yapılacak başvuruda hangi belgelere yer verilmesi gerektiği kanun atfı ile açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

 

Bu çerçevede, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda düzenlemelere yer verildiği yukarıda belirtilmiştir. Söz konusu şartlarda değişiklik yapılarak, Ek:6 “Tazminat Ödemelerinden İstenecek Belgeler” başlığı altında somut olaya göre hangi belgelerin getirilmesinin istendiği açık bir şekilde artık belirtilmiştir. Zorunlu malî sorumluluk sigortası genel şartlarında somut olayın niteliğine göre hangi belgelerin sunulması gerektiği artık açıkça belirtildiğinden, belgelerin uygunluğuna dair uyuşmazlık oluşması ihtimâli azalmıştır. Zararın hesaplanmasına ilişkin söz konusu belgelerde eksiklik hâlinde, başvuru geçerli kabul edilemeyecektir. Bu durumda, Sigorta Tahkim Komisyonu’na yapılan başvuru da, sigorta kuruluşuna geçerli bir başvuru yapılmamış olması nedeniyle, reddedilecektir.

 

Dava şartları konusunda pozitif hukukumuzda ilk düzenleme Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK m. 114-115) ile getirilmiştir. Dava şartları gerçekleşmeden bir davanın esası incelenemez; davanın incelenip karara bağlanabilmesi, dava şartlarının varlığı veya yokluğuna bağlıdır. Hâkim, dava şartı eksikliğini kendiliğinden dikkate alır; tarafların bu konuda ayrıca talepte bulunmasına gerek yoktur. Ancak, taraflar bu konuda hâkime yardımcı olabilir; hâkimin bu konuya dikkatini çekebilirler.

 

Bu açıklamalar çerçevesinde dava şartı şöyle tanımlanabilir: Dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli olan şartlardır. Dava şartları aynı zamanda dava dışında izlenen diğer yargılama prosedürleri bakımından da, (o yargılamaların özelliği dikkate alınarak) birer yargılama şartı niteliğindedir. Dava şartları esasa ilişkin olmadığından, usûlî olarak öncelikle dikkate alınmalıdır. Genel dava şartlarının yanında, kanunda bazı davalar için özel dava şartları ön görülmüştür (m. 114/2). Kanunda düzenlenen bir hususun özel dava şartı olup olmadığını tespit etmek her zaman kolay olmayabilir. Bu durumda özellikle, belirlenen şartın davanın esasını incelemeye engel olup olmadığına ve hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınıp alınmadığına bakmak gerekir. Örneğin; İcra ve İflâs Kanunu’nun 277-284. madde hükümlerine göre tasarrufun iptali davası açabilmek için, alacaklının elinde borç ödemeden aciz belgesi (İİK m. 143, 105) bulunmalıdır (İİK m. 227/1). Borçtan kurtulma davasının (İİK m. 69) dinlenebilmesi için, bu davayı açan borçlunun alacağın yüzde on beşi (İİK m. 69/2) kadar bir teminatı ilk duruşma gününe kadar göstermesi şarttır. Davalı eşe ihtar kararı tebliğ ettirmeden önce ve ihtar kararının tebliğinden itibaren iki ay geçmedikçe, terk sebebiyle boşanma davası açılamaz (TMK m.164).

 

Özel dava şartları, genel kanunî atıf kapsamında (HMK m. 114/2) ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi için gerekli bir şart olup olmadığı ile dava şartlarının genel özelliklerinden olan re’sen araştırılıp araştırılmayacağı çerçevesinde değerlendirilecek hususlardır. Bu çerçevede, inceleme konumuz olan “gerekli belgelerle Sigorta Kuruluşu’na başvurulmuş olmasının” uyuşmazlığın esasının incelenmesi için gerekli bir şart olduğu sonucuna varılabilecektir.

 

Zira, gerek Sigortacılık Kanunu gerekse Karayolları Trafik Kanunu tahkime veya devlet yargılamasına başvurulmadan ilgili başvurunun yapılmış ve sürenin geçirilmiş olması gerektiğini açıkça hükme bağlamıştır. Ayrıca, özellikle Sigorta Tahkim Komisyonu’nda görevli raportörün söz konusu hususu re’sen araştırarak ilgili kararı verecek olması da sigorta kuruluşuna başvurunun özel bir dava şartı niteliğinde olduğuna işaret eden düzenlemelerdir.

 

Bu çerçevede, Sigortacılık Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu hükümleri yukarıda belirttiğimiz hususlar ışığında ve örneklerle kıyaslanarak dikkate alındığında özel ve olumlu bir dava şartını düzenledikleri söylenebilir. Söz konusu hükümleri ilgilendiren yargı yollarında esas hakkında inceleme yapılabilmesi için sigortacıya gerekli başvuruların yapılmış olması gerekmektedir. Daha somutlaştırmak gerekirse, örneğin Karayolları Trafik Kanunu açısından, zarar görenin sigortacıya başvuru yapmadan veya başvuru yaptığı hâlde sigortacıdan olumsuz bir cevap gelmeden ya da başvurudan itibaren on beş gün geçmeden sigortacıya karşı dava açması hâlinde, ilgili kanun hükmü gereği mahkemece davanın esasına girilemeyecektir. Burada yapılacak olan başvurunun daha önce de bahsedildiği üzere gerekli belgeleri içeren geçerli bir başvuru olması gerekir.

 

Benzer şekilde, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararlarda da bu hususa dikkat çekilmekte ve sigorta kuruluşuna geçerli bir başvuru yapılarak ilgili sürelerin geçirilmiş olması bir ön başvuru şartı olarak adlandırılmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz şekliyle, gerekli bilgi ve belgeler sunulmaksızın bir başvuru yapılmışsa, bu başvuru geçerli kabul edilemeyeceğinden, yeni ve geçerli bir başvuru yapılması için tarafa süre verilemeyeceği; başvurunun doğrudan Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru aşamasında usûlden reddi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.

 

Dava açmaktaki hukukî yararın, davanın açıldığı tarihte var olması gerekmektedir; dava sırasında bu eksikliğin tamamlattırılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemenin hukukî yararın tamamlanması için hüküm kurması mümkün değildir. Örneğin alacağı henüz muaccel olmadan dava açan birisi için alacağı muaccel olana kadar süre verilemez veya dava ertelenemez; mevcut davanın usûlden reddi gerekir. Aynı şekilde hukukî yararı bulunmadığı hâlde dava yolu ile isteğinin yerine getirilmesini talep eden davacıya hâkim tarafından davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde süre verilerek hukukî yarar eksikliğinin giderilmesi talep edilemez. Bu durum mahkemenin pasifliği ilkesiyle bağdaşmaz. Ayrıca, usûl ekonomisi ilkesinden yola çıkılarak mevcut dava şartı eksikliğinin giderilmesi için mahkemece işlemler yapılması, yargılamanın bu şekilde devamının sağlanması gerekliliği de kabul edilemez. Zira, usûl ekonomisi ilkesi, mevcut kanun hükümlerine açıkça aykırı biçimde hareket etmeyi mümkün kılan ve diğer usûl hukuku kurallarını göz ardı etme sonucunu doğurabilen genel bir ilke değildir.

 

Somut Uyuşmazlık bakımından olay tarihi 19.04.2017’dir ve 29789 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlüktedir. 02.08.2016 tarihinde genel şartlarda yapılan “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” başlıklı ek-6 düzenlemesi bir usul kuralı niteliğinde olup Sigortacılık Kanununda ve Karayolları Trafik Kanununda belirtilen sigorta kuruluşuna gerekli belgelerle başvuru kavramının ve şartının somutlaşmış, açıklığa kavuşmuş halidir. Dolayısıyla sonuç itibariyle ek-6 da düzenlenen belgeler olmaksızın Sigorta Kuruluşuna karşı yapılan başvuruyu gerekli belgelerle başvuru olarak kabul etmemiz mümkün olmadığı gibi böyle bir başvuruyu geçersiz bir başvuru olarak addetmek gerekecektir.

 

İtiraza konu dosyada ise Sigorta Şirketi’ne ZMSS Genel Şartları’nda belirlenen sağlık kurulu raporu ile başvuru yapılmadığı ve bu nedenle başvurunun, gerekli belgelerle yapılan geçerli bir başvuru olmadığı görülmektedir. Zira, Dosyaya sunulan sağlık raporu “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”nde düzenlenen cetvellere uygun olarak hazırlanmıştır. Başvuru Sahibi, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca sağlık raporunun hazırlanmasında esas alınan Yönetmeliğin hukuka uygun olduğunu ileri sürmüştür. 17.07.2020 tarihli ve 2019/40 E., 2020/40 K. Sayılı Anayasa Mahkemesi kararında, KTK m. 99 için yapılan iptal başvurusu reddedilmiş ve hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri ibraz etmesine ilişkin düzenlemeyi hukuka uygun bulmuştur. Bu gerekçelerle kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK m. 99 ve ZMSS Genel Şartlarının “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” başlıklı ek-6 düzenlemesi gereği, Sigorta Şirketi’ne başvuru sırasında ibraz edilen sağlık kurulu raporunun mevzuata uygun olmadığı görülmektedir. Bu gerekçelerle, Başvuru Sahibi tarafından sunulan sağlık raporunun, değerlendirmeye ve hükme esas alınabilecek, denetime elverişli bir rapor olmadığına karar verilmiştir.

 

Tüm bu gerekçelerle, Sigorta Kuruluşuna gerekli belgelerle ve geçerli başvuru yapılmadığından Başvuru Sahibi’nin Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmasında hukuki yararının bulunmadığı sonucuna ulaşılmış ve başvurunun dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Varılan bu sonuca göre Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının hukuka uygun olduğu görülerek, Başvuru Sahibi’nin itirazlarının reddine karar verilmiştir.

 

6. SONUÇ:

 

1. Başvuru Sahibi'nin yaptığı itiraz başvurusunun REDDİNE,

 

2. Başvuru Sahibi'nin ödemiş olduğu itiraz başvuru ücreti masrafının kendi üzerinde

bırakılmasına,

 

3. Kararın usuli işlemlerin tamamlanması için Sigorta Tahkim Komisyonu'na tevdiine, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin 12. fıkrası gereği, uyuşmazlık

 

40.0, 00-TL'nin altında olduğundan KESİN OLMAK ÜZERE OYBİRLİĞİ İLE KARAR VERİLDİ. 04.03.2021 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy