Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

06.03.2017 Tarih ve 2017/İHK - 759 Sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı (Kasko)

 

1. BAŞVURUYA KONU UYUŞMAZLIK VE İTİRAZ HAKEM HEYETİNE İNTİKALİ

 

1.1. Uyuşmazlık Konusu Olay

 

Uyuşmazlığı konu talep 11.05.2015/2016 vadeli 218.102.500/0 sayılı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı YY XX 43 plakalı hususi otomobilin, viraja girerken direksiyon hakimiyetini kaybederek sağdaki bariyerlere çarpıp takla atması ve tavan üstüne yatması şeklinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında meydana gelen hasar zararının sigorta şirketince karşılanmadığı iddiasına dayalı 92.000,00 TL'nin tazmini talebine ilişkindir.

 

1.2. Dosyanın İtiraz Hakem Heyetine İntikal Etme Süreci

 

Başvuran davacı, Kasko Sigorta Poliçesine dayalı tazminat talebinin davalı sigorta şirketince karşılanmaması üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmuş, başvuru ile ilgili olarak Sigorta Tahkim Komisyonunca düzenlenen Başvuru İnceleme Raporu doğrultusunda dosya Uyuşmazlık Hakem Heyeti’ne gönderilmiş, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 10.11.2016 tarihli karara, davacı başvuran itiraz etmiştir. İtiraz yetkilisince hazırlanan 27.12.2016 Tarih İ-3617/2016 sayılı İtiraz İnceleme Raporunu değerlendiren Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından, yapılan görevlendirme sonrası gönderilen dosya, İtiraz Hakem Heyetimizin Koordinatör Hakemi tarafından teslim alınmıştır.

 

2. SİGORTA HAKEMİ VEYA HAKEM HEYETİNCE VERİLEN HÜKÜM

 

Dosyanın intikal ettirildiği ilk hakem heyeti, rehin alacaklısının muvafakat vermediği başvuru sahibinin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir.

 

3. TARAFIN/TARAFLARIN İTİRAZ GEREKÇELERİ VE TALEPLERİ

 

İtiraz eden Başvuru Sahibi, itiraz başvuru formunu imzalayarak ekinde XX Bankası XX-Lara Şubesine ait 13.12.2016 tarihli "hasar tazminatının başvurana ödenmesine muvafakat edildiğinin" belirtildiği yazıyı eklemesinin dışında ayrı bir dilekçeyi ya da itiraz formunda itirazını açıklayan herhangi bir beyanda bulunmamıştır.

 

4. UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK HÜKÜMLER

 

Uyuşmazlığın çözümünde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları, Kasko Sigorta Poliçesi, Yargıtay içtihatları ve ilgili sair mevzuat dikkate alınmıştır.

 

5. DEĞERLENDİRME, GEREKÇELİ KARAR

 

5.1. Değerlendirme

 

Davacı Başvuranın hasar zarar talebinden sonra Davalı Sigorta şirketinin 6/5xxx6 sayılı hasar dosyasını açarak, talep ettiği eksperin, 69.754,98 TL hasar zararı belirlemesine rağmen, aldığı Araştırma Raporuna itibarla talebi reddettiği, başvurulan Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından görevlendirilen hakem heyetinin, rehin alacaklısından muvafakat alınmaması ve aktif ehliyetsizlik gerekçesiyle talebin reddine karar verdiği, kararın tebliğ edildiği taraflardan davacı başvuran tarafından yapılan itirazın süresinde ve usulüne uygun olduğu dosya kapsamından anlaşılmış olup, esasen bu konularda taraflar arasında herhangi bir çekişme de bulunmamaktadır.

 

Çekişme; Davacı Başvuran’a ait İtiraz Başvuru Formuna ekli muvafakat yazısı dışında itiraz ile ilgili hiçbir açıklama bulunmadığı halde, usulüne uygun bir itiraz yapıldığının kabul edilip edilmeyeceği, hasar zararının teminat kapsamında olup olmadığı ile teminat kapsamında ise, zararın miktarı üzerinde toplamıştır.

 

5.2. Gerekçeli Karar

 

5.2.1- Ekinde ve içeriğinde itiraz ile ilgili herhangi bir açıklama bulunmayan İtiraz Başvuru Formu süresinde olup, ret gerekçesi yapılan banka muvafakat yazısı da sunulmuştur. İtiraz ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olmakla birlikte, ret gerekçesini karşılayan banka muvafakat yazısı eklenmiş olduğundan, itiraz dilekçesinin, başvuru dilekçesinin tekrarı olarak kabul edilmesi gerekmiştir.

 

5.2.2- 27/092016 Tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvurudan önce rehin alacaklısı bankadan alınmış bir muvafakat yazısı sunulmamıştır. İlk Hakem Heyetinin talebi üzerine XX Bankası Lara/Antalya Şubesi Müdürlüğünden gelen: “..

 

tazminat tutarının YY’ın bankamızdaki İBAN TR  nolu hesabına yatırılması ve

Bankamıza alacaklı sıfatı ile bilgi verilmesi şartı ile uygundur.” Yolundaki muvafakatın, şartlı ve usulüne uygun bulunmaması nedeniyle bu yazının gelmesinden sonra verlen husumet gerekçesiyle talebin reddine kararı doğru ise de; Başvuranın, açıklama bulunmayan itiraz formunun, başvuru dilekçesinin tekrarı olarak kabulü nedeniyle, talebin esastan incelenmesine geçilmiştir.

 

5.2.3- Talep; kasko sigortasına dayalı alacak davası olup; YY XX 43 plakalı aracın 01.01.2016 tarihinde seyir halinde iken virajı alamayarak sağ tarafından beton bariyerlere çarparak, takla atıp, tavanın üzerine yattığı, içinde kan izleri bulunan aracın hava yastıklarının açıldığı, trafik ekibi olay yerine geldiğinde sürücüsünün bulunmadığı, aracın kendisi tarafından tek başına kullandığı sırada iş bu kazayı yaptığını söyleyen YY'in saat 06:00'da gittiği ilk Tıp Merkezinde, trafik kazasından söz etmeden başını çarptığını söylediği, alkol için kanının alındığı XX Hastanesine, kazadan 12 saat sonra gittiği ve burada yapılan test sonucunda, alkol düzeyi sıfır(0) promil olarak tespit edildiği, Trafik Kaza Tutanağı, sigortalı aracı her zaman kullanan başvuranın oğlu XX ’ın, aracı olay sırasında kullandığını beyan edenin ve onun kardeşinin beyanları ve doktor raporlarından anlaşılmış olup, esasen taraflar arasında da bu konularda çekişme bulunmamaktadır.

 

5.2.4- Özürlü babasına ait olduğu için aracı devamlı kullandığı anlaşılan başvuranın oğlu XX, araştırma görevlisine verdiği; “YY'in kendisini işyerinden aldığı, onun, kendisini otele bırakarak döndüğü” yolundaki beyanı ile XX’in; “YY kendi aracıyla evime geldi,

 

alkollüydü, onu, bir arkadaşının Konyaaltındaki evine bıraktım, kaza dönerken gerçekleşti” yolundaki ifadeleri çelişirken, kaza yaptığını bildiren YY kaza sonrası gittiği Tıp Merkezinde de, başını çarptığını bildirmiş ve trafik kazasından söz etmemiştir.

 

5.2.5- Geçirilen kaza tek taraflıdır. Araç içinden çıkıldıktan sonra 112 acil trafik ekibine ya da en yakın zabıtaya haber verilmesi yerine kardeş M Ç aranmış, onun aracıyla gidilen Tıp Merkezinde de, trafik kazasında yaralanıldığından söz edilmediği için, zabıtanın olaya müdahale ederek ifade ve alkol kontrolü yapması engellenmiştir.

 

5.2.6- Yaralı olunması nedeniyle olay yerini terk, mevzuata uygun olmakla birlikte, tedavi için gittiği saat 6:00'daki Tıp Merkezinde, trafik kazasından söz etmemesi, olay sırasında alkollü olup olmadığı tespitini imkansız hale getirmiştir.

 

5.2.7. Olay turistik illerin başında gelen Antalya'da yılbaşı gecesi gerçekleşmiştir. Aracın devamlı kullanıcısı L G'ın oğlu M G, Otel'deki yılbaşı eğlencesine katıldığını ve sarhoş olduğunu söylemiştir. Başındaki yara için saat 6:00'da gittiği Tıp Merkezinde, trafik kazasına karışıldığından söz edilmezken, saat 17:19'da gidilen XXXX Hastanesinde, başın trafik kazasındaki çarpma sonucu yaralandığı bildirilmiştir. Bu beyanın sahibi sürücü E Ç; kazayı, günün yorgunluğuna bağlı uyuya kalmasına bağlayarak, bir anlamda, alkolün etkisine bağlı uyku halini de doğrulamıştır.

 

5.2.8. Ulaşılan ilk hastanede alkol raporu alınmadığı, davalı sigorta şirketince kanıtlanmış iken, alkollü olunmadığının tespiti imkansız hale getirildiği için ispat külfeti kendisine geçen davacı, araç sürücüsü olduğu iddia edilen E Ç'in, 17:19'da alınan kan örneğine göre kan oranındaki alkol seviyesinin sıfır promil olduğunu bildiren rapor dışında herhangi bir delil sunamamış, olay anında alkolsüz olduğunu kanıtlayamamıştır.

 

5.2.9. Sigortalının ihbar ve talebinden sonra riskin teminat haricinde kaldığını ispat yükümlülüğünün sigortacıda olduğu yolundaki genel ispat yükümü, kendi yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirilmemesi(alkol oranı tespitinin sonuçsuz bırakılması) nedeniyle sigortalıya geçmiştir.

 

Zira; alkol kontrolü için kan tetkikinin yapıldığı saat 17.19 iken, kaza, 05,00 de gerçekleşmiş olup üzerinden 12 saat 19 dakika geçmiştir. Hemen olaydan sonra yada olaya daha yakın bir saatte bir ölçüm yapılmamış olduğu için, zorunlu olarak 0 promil alkol düzeyinin tespit edildiği saatin(17.19)'un baz alınması ve olay saatindeki alkol seviyesinin, baz alınan bu saate göre tespiti gerekmiştir. Bilimsel tespitlere göre; alkol seviyesi, 1 saat arayla 0,15 promil azalmaktadır. Bu verilere göre, olay saatindeki sürücünün alkol seviyesi de: 12 X 0.15 = 1.80 promil olarak hesaplanmaktadır.

 

5.2.10. “TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da

 

elimine edebilecek şekilde 1,00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği, kaldı ki; olaydan önce, 11/06/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanuun’un “1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.” şeklindeki 48/6. maddesine göre 1,00 promilin üzerinde alkol veya uyuşturucu madde alınması sonrası araç kullanılmasının atılı suçun oluşması için yeterli olduğu anlaşılmakla;

 

İncelenen dosyada; 1.15 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, .... hükmün ....BOZULMASINA” yolundaki Yargıtay 12.Ceza Dairesi’nin 18.02.2016 Tarih E:2015/XX K:2016/XX sayılı örnek içtihadında da işaret edildiği üzere; 1.00 promilin üzerindeki alkol seviyesinin, güvenli sürüş yeteneğinin kaybettirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

 

Uyuşmazlık konusu somut bu olayda, alkol kontrolü yaptırılmayan süre 12 saatin üzerindedir. Bu süre içerisinde, değil 1.00 promillik bir alkol seviyesinin, 1.80 promillik bir alkol seviyesi dahi 0 promile düşebilmektedir.

 

Geçirilen tek taraflı kaza sonrası gidilen ilk sağlık merkezinde, yaralanmanın, trafik kazasında gerçekleştiğinin saklanılması nedeniyle İspat yükümü kendisine geçen sigortalı, olaydan 12 saat sonra alınmış 0(sıfır) promillik bir alkol raporu dışında herhangi bir delil sunamamıştır. Oysa; bu süre içinde, güvenli araç kullanma yeteneğini ortadan kaldıracak düzeydeki bir alkol seviyesi yok olabilmektedir.

 

O nedenle; kanıtlanamayan dava esastan da yerinde bulunmazken, ilk hakem kararına, davacı tarafça itiraz edilirken, davalı tarafın, talebin esastan reddedilmesi gerektiği, vekalet ücretinin maktu değil nisbi hesaplanması gerektiğine ilişkin herhangi bir itirazı bulunmadığından ilk hakem heyeti tarafından hükmedilen vekalet ücretinin de aynen bırakılması gerekmiştir.

 

5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/12. maddesinde, itiraz üzerine hakem kararının icrasının duracağı hükme bağlanmış olmakla, vaki davacı başvurana ait itirazın reddi üzerine, icra edilebilir hüküm aşağıdaki gibi yeniden kurulmuştur.

 

6. SONUÇ

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 10/11/2016 tarih ve K-2016/XXX7 sayılı karara vaki davacı Başvuran vekilinin itirazının REDDİNE,

 

6.1 - Başvuru Sahibine ait kasko sigortasına dayalı hasar zarar talebinin REDDİNE,

 

6.2- Davacı başvuranın, yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,

 

6.3- Davalı Sigorta Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihindeki AAÜT’ye, SK’nın 30/17 maddesine göre belirlen maktu ücretin 1/5’i olan 360,00TL vekalet ücretinin, Davacı L G’dan alınarak davalı Sigorta Şirketine verilmesine,

 

Uyuşmazlığın miktarı itibarıyla 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/12. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06.03.2017 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy