Sigorta Tahkim Komisyonu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5684 S. K. m. 30)

 

16.08.2016 tarih ve 2016/İHK.2083 sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı

 

1. Uyuşmazlık Konusu Olay ve Talep:

 

Davalı sigorta şirketine kasko sigortalı olan davacıya ait 34 xxxx plakalı araç 12.09.2015 tarihinde, sürücü R.K.’nın sevk ve yönetiminde iken, Dudullu Asyapark mevkiinde ilerlediği sırada, aşırı yağış nedeniyle yükselen suyun içerisinde kalıp, stop etmiştir. Daha fazla su içinde kalmasına engel olmak ve trafiğin tıkanmasını önlemek amacıyla yeniden oradan çalıştırılıp uzaklaştığı, ancak daha sonra araçta arızanın meydana gelmesi üzerine, aracı kenara çekip durdurarak, keyfiyeti davalı sigorta şirketinin acentesine bildirip, çekici göndermesini istemiştir. Aracın çekici ile servise getirildiği, davalının görevlendirdiği eksperin tespit yaptığı, ancak bunun gerçeği yansıtmadığı iddiası ile davacının bu aracı A. Otomotiv’ e nakledip, orada yapılan tespitte; KDV dahil 29.551,- TL hasar bedeli gerektiğine ilişkin rapor düzenlendiği. Bunun davalı tarafından ödenmemesi üzerine, (fazlası saklı kalmak üzere) 29.551.01 TL tamir bedeli, 443,- TL ekspere ödenen ücret olmak üzere tutarı 29.994,- TL tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (Ayrıca aracın tamirde bulunduğu günler için ikame araç bedeli de hesaplanıp) davalıdan tahsili için işbu tahkim davası açılmıştır.

 

2. Uyuşmazlık Hakem Heyetince Verilen Karar:

 

Uyuşmazlık Hakem Heyeti 25.04.2016 tarihli kararında;

 

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; hasarın nedenleri ile buna göre oluşan gerçek hasarın tutarının ve davacı tarafından ekspere ödenen ücretin haklı ve yerinde olup olmadığı, poliçe teminatı kapsamında davacının isteyebileceği tazminatın ne olması gerektiği noktalarında toplandığını,

 

Konunun teknik incelemeyi gerektirdiği, alman uzman bilirkişi raporunda davalı tarafından atanan eksperin raporunun geçekleri yansıtmadığı, davacı tarafından atanan eksperin, aracın hasarını servise gelip inceleyerek yapıp; servisle de mutabık kalması sonucu KDV hariç 25.043.08 TL olduğunu belirlemesi, ancak mevcut durumda aracın sel suyundan kurtulması için gerekli uzaklığa gitmesi yerine, sürücünün 20 km. daha gitmesinin hasarın artmasına neden olduğu, bu nedenle araç sürücüsünün işbu ağır ihmali karşısında, davacının ancak hasarın yarısını davalıdan isteyebileceği görüşünü bildirdiği. Davacı vekilinin ise ikame araç bedeli olarak günlük 75,- TL’ den yedi günlük 525,- TL daha isteyip, dava değerini toplam 30.519,- TL’ na çıkarıp, davasını ıslah ettiği  Ayrıca olayda motorun su almasının anlık olarak gerçekleştiği... hava filtresinin su aldığının belirlendiği, o anda zaten hasarın oluştuğu... kullanmaya devam edilmesinin zararın artmasına neden olmayıp ağır ihmal sayılacağı... Benzer olaylarda Yargıtay uygulamasının da bu şekil mütalaa edildiğini belirtip, rapora itiraz ettiği...

 

Ancak TTK. 1448.maddesine göre davacıya ait aracın sürücüsünün bu davranışının ağır kusur teşkil ettiği ve bu nedenle belirlenen tazminattan % 50 indirim yapılması ve hesaplanan tazminata KDV eklenmesinin de yasa gereği olması... Davacının tayin ettiği ekspere yaptığı ödemenin makul olup, davalının sorumluluğunda bulunduğu, ikame araç bedelinin de haddi layıkında bulunup;

 

KDV dahil onarım bedeli 29.550.83 TL’ nın yarısı olan 14.775.41 TL, ikame araç bedeli 525,- TL, eksper ücreti olan 443,- TL olmak üzere toplam 15.743.41 TL tazminatın 08.10.2015 den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aşan davacı isteminin reddine,

 

Her iki taraf için takdir edilecek vekalet ücretinin, 5684 Sayılı Kanunun 30/17.maddesi ile Tahkim Yönetmeliğinin 6. maddesinde öngörüldüğü üzere, Av. As. Ücret Tarifesinin 17. maddesi yollaması ile Tarifenin 3. kısmına göre belirlenen ücretin 1/5’i tutarı olarak davacı lehine 1.889.20 TL, davalı lehine 365.24 TL’ nin tahsiline, oybirliği ile karar verilmiştir.

 

3. Davacının İtirazları ve Gerekçeleri:

 

Davacı vekili itiraz dilekçesinde;

 

Hakem heyetinin; hasar, ikame araç ve eksper gideri tutarı olarak bulduğu 30.962.08 TL’ lik rakama itirazları bulunmadığını... İtirazlarının öncelikle bu bedelden indirim yapılmasına yönelik olduğunu. Ayrıca yargılama giderlerine ilişkin bir karar verilmesinin bir eksiklik olduğu.

 

Davacı bakımından önceden öngörülebilir bir arıza ihtimalinin de bulunmadığını zira böyle bir arızanın olduğuna ilişkin hiçbir ikazın gösterge tablosunda daha önce belirlenmediğini... Öyle olsa idi aracın daha fazla hareket ettirilmesinin söz konusu olamayacağını... Heyetçe, “sıradan bir vatandaşın değil, sürücü belgesi sahibi olarak, araçla ilgili asgari teknik ve pratik bilgisi olması gereken sürücü davranışından” söz edildiğini... Oysa bu nitelemenin hukuki olmaktan yoksun bulunduğunu... Zira bu durumla karşılaşan her sürücünün, müvekkilinin yaptığı davranışları göstereceğini... Bu itibarla ağır ihmal ve kusurları bulunmadığından, hesaplanan tazminattan hiçbir indirim yapılmaması gerektiğini, eğer aksi kanaate varılması halinde indirim oranının emsal kararlardaki gibi düşük tutulmasını ve yargılama, giderlerinin de davalıya yüklenmesini istemiştir.

 

4. Davalının İtirazları ve Gerekçeleri:

 

Davalı vekili ise itiraz dilekçesinde;

Sigortalının ilk hasardan sonra aracı çalıştırarak yol almaya devam etmiş olduğundan ikinci bölüm hasara tamamen kendisinin sebep olduğunu bu sebeple ikinci hasarın tümden reddi gerekirken % 50 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğunu bildirip, müvekkili tarafından görevlendirilen kasko sigorta eksperi Y.K. tarafından düzenlenen raporlardan alıntılar yapmıştır.

 

Kasko Sigortası Genel Şartları “B.2. Koruma Önlemleri ve Kurtarma” başlıklı maddede, sigorta ettirenin (sigortalının) rizikonun gerçekleşmesi halindeki yükümlülüklerinin sayıldığını,

 

Bundan başka TTK.’nun 1448.maddesinde sayılan yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılacağının öngörüldüğünü... Buna göre aracın, ilk defa yağmur suyu birikintisine girmesi ve stop etmesinden sonra tekrar çalıştırılmayıp, çekici çağırıp yüklenerek servise getirilmesi gerekirken tekrar çalıştırılıp, hareket ettirilmesinden sonra oluşan hasarlardan müvekkilinin sorumlu tutulmayacağını... Aynı Genel Şartların B.3.3.3.’de de benzer düzenleme olduğunu,

 

Konu ile ilgili olarak Yrg. H.GK.’nun 15.02.2012 tarihli 2011/17-689 E. ve 2012/65 K. Sayılı ilamında... kendi iddialarında açıklanan görüşün benimsendiğini,

 

Heyetçe alman bilirkişi raporunda hesaplanan teknik konularla ilgili olarak kendi seçtikleri eksperlerden görüş alınıp, itirazda bulundukları halde bu itirazlarının karşılanmadığını, oluşan hasarın olduğundan da yüksek gösterildiğini, kendilerinin görevlendirdiği eksper Y.K. tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek karar verilmesini istemiştir.

 

5. Gerekçeli Karar

 

Davalı nezdinde Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olan 34 XX7 plakalı aracın 12.09.2015 tarihinde, sigortalının kardeşi R.K.’nm sevk ve yönetiminde İstanbul Dudullu Asyapark mevkiinde hareket halinde iken yoğun yağmurun biriken sularının içerisinde kaldığı ve stop ettiği... Trafiğin yoğun olması ve aracın bu hali ile orada bırakılması sakıncalı olduğundan, aracın çalıştırılıp sudan kurtulduğu ve 20 km. daha yol kat edip Okmeydanı sapağına geldiğinde motor sesinin değiştiği ve göstergelerin ikaz vermeye başlamaları üzerine aracı stop ettirip, sigorta acentesine haber vererek, çekici gönderilmesi sağlanıp aracın servise çektirildiği anlaşılmıştır.

 

Davalı şirket tarafından görevlendirilen Sigorta Eksperi Y.K.’nin düzenlediği 08.10.2015 tarihli “Kesin Ekspertiz Raporu” nda; Hasardan sonra aracın çekildiği T. Oto’nun Beylikdüzündeki servisine gidilip yapılan incelemede, sigortalı aracın havanın yağışlı olması nedeni ile yol güzergahı üzerinde biriken sel suları içerisinde kalması yüzünden hava filtresinden su çekmesi sonucu motor içine suyun girdiği, pistonların sıkışma esnasında yanmayı sağlayamadığı için motorun stop ettiği... elektrik akşamının zarar gördüğü... gösterge tablosundaki uyarılara rağmen aracın tekrar çalıştırılıp sürüşe devam olunduğu... Bu itibarla hasarın iki aşamalı olarak dikkate alınarak, ilk defa stop etmesinde oluşan hasarı; Değişmesi gereken hasarlı parçaların (KDV hariç) 781.22 TL, onarım ve montaj işçilikleri de keza KDV hariç 1.250,- TL olmak üzere toplam 2.031.22 TL olarak belirlemiş olup, asıl hasarın oluştuğu safha ile ilgili olarak bir tespit ve inceleme yapmamış (Bunun parasal değerini hesaplamamıştır).

 

Davacının bu miktarı kabul etmemesi üzerine kendisi tarafından görevlendirilen Eksper C.S.’den 16.11.2015 tarihli “Kasko Ekspertiz Raporu” alınmıştır. Bu eksper, aracın bulunduğu Başakşehir’deki “A. Oto” servisine gidilip, yapılan ayrıntılı incelemede,

 

Araçta meydana gelen hasarlı parçaların dökümü ve tutarı ile işçilik giderleri ile ilgili olarak sırasıyla 21.743.08 TL ile 3.300,- TL olmak üzere KDV hariç toplam: 25.043.08 TL olarak belirlemiş ve ayrıca ekspertiz ücreti olarak 375.64 TL de ekleyip 25.418.72 TL’ na ulaşmıştır. Servis yetkilileri ile bu miktar üzerinde mutabık kalmışlardır.

 

Uyuşmazlık Hakem Heyeti ise görevlendirdiği Sigorta Eksperi M.O.’ dan 23.02.2016 tarihli rapor almıştır. Bu raporda, evvelce alman iki eksper raporu irdelenip, davalının görevlendirdiği eksper raporuna, aracın ilk defa suya girdiği sırada hızı, motordan devri ve su miktarına bağlı olarak pistonlar, piston kolları, silindir, krankın hasar görmesinin pek olası olmasına karşın, “motorun içine su girip pistonların sıkıştırma sırasında yanmayı sağlayamadığı belirtildiği halde motorun su almasından dolayı pistonları, piston kolları, silindir, krank ve diğer motor akşamının hasar görmediğini” kabul etmesi görüşüne katılmadığı; normal koşullarda sıvı sıkışması sonucu stop eden motorlarda (daha sonra hareket etmemiş olsa dahi) hasarın tespiti için yapılacak işlemlerin sıralandığı... Ancak davalı eksperinin, aracın ilk stop ettiğinde meydana gelen hasarla ilgili bir tespitin yapılmadığı için, su hasarından sonra 20 km. gidilmesinden dolayı bunun saptanması olanağının kalmadığını...

Kaldı ki aracın bu hali ile ilk defa stop ettiği yerde kalmasının da hem trafiği aksatacağı ve hem de suyun daha da yükselmesi halinde diğer mekanik ve elektronik akşamının zarar görme tehlikesinin doğmasına yol açabileceği... Bu itibarla can ve mal güvenliği tehlikesi altında sürücünün aracını selde bırakmayıp, çalıştırarak oradan uzaklaşmasının makul bir davranış olarak görülmesi gerektiği, ancak sudan kurtulduktan sonra 20 km. kadar daha yol katetmesinin kullanıcı hatası olarak değerlendirildiği belirtilip,

 

Ancak araçtaki hasarın hangi aşamada oluştuğunun ayırdının yapılmaması nedeniyle takdiren toplam hasarın % 50’sine tekabül eden KDV hariç 12.521.51 TL’ den davalının sorumlu olduğu ifade edilmiştir. (Davacı eksperinin yaptığı tespitlere katılmamıştır.)

 

Bu rapora taraf vekillerince önceki dilekçelerinde belirtildiği gibi itiraz edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti ise son bilirkişi raporuna itibar ederek, davacı talebinin içinde KDV’ nin de dahil olup, bunun yasadan kaynaklandığı, KDV dahil 29.550.83 TL hasar bedelinin % 50 oranının 14.775.41 TL olup 525,- TL ikame araç bedeli ile 443,- TL eksper ücreti tutarı 15.743.41 TL’ den davalıyı sorumlu tutmuştur.

 

Bu suretle tarafların araç hasar bedeli ile yargılama gideri dışında, ikame araç bedeli ile eksper ücretine ve kararın diğer yönlerine itirazları yoktur. Başka bir anlatımla 525,- TL ikame araç bedeli, 443,- TL eksper ücreti ile uygulanacak faiz ve cinsi ile davalının temerrüt tarihine ve de meydana gelen hasarların sigorta teminatı kapsamında olduğu (Davalının, ağır kusur ve ihmal bulunduğu yolundaki iddiası hariç) kesinleşmiştir.

 

Bu itibarla, davacının aldığı eksper raporu ile, uyuşmazlık hakem heyetince alman bilirkişi raporları birbirini doğrulamıştır. Davalının aldığı raporda ise oldukça eksik inceleme ve hesaplama yapılmış olup, sonraki iki raporu değerden düşürecek niteliği de yoktur.

 

Burada çözülmesi gereken husus, hasarın artmasına, davacıya ait aracın sürücüsünün ağır ihmali ve kusuru olup olmadığı ve bu nedenle tazminattan indirim yapılıp yapılmamasıdır. Bu konuda Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yaptığı değerlendirme usul ve yasalara ve özellikle emsal Yargıtay Kararlarına uygundur.

 

Davacıya ait aracın sürücüsünün TTK.’nun 1448.maddesinde düzenlenen “sigortalının imkanları elverdiği ölçüde zararın artmasına engel olma ve azaltma yükümlülüğüne...” aykırı davrandığı.

 

Bu şekilde kusurlu davranışının ise karşılığı tazminattan indirim yapılmasını gerektirmesine. Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan indiriminde, telif edici son raporda açıklanan gerekçelerle, yerinde olduğu görüşüne varmış bulunmaktayız. Bu yöne ilişen taraf itirazları yerinde değildir.

 

Davacı vekilinin itirazlarından biri de, Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararında yargılama giderleri ile ilgili bir hüküm verilmediği ilişkindir.

 

Andan kararın “5. SONUÇ” kısmının 5.2.bendinde; “491.85 TL yargılama gideri ve 1.889.20 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi tarafından başvuru sahibine ödenmesine, 365.24 TL vekalet ücretinin ise davacı tarafından davalıya ödenmesine” denmiştir. Bu davada davacı tarafından,

 

Başvuru ücreti 300,- TL Ek Başvuru ücreti 108,- TL Bilirkişi ücreti + 500,- TL olmak üzere Toplam 908,- TL masraf yapmıştır. Hüküm altına alman miktara 462,- TL düşmekte olup, heyetçe bunun da üzerinde bir rakamın tahsiline karar verilmesi karşısında davacı vekilinin bu itirazı da yerinde bulunmamıştır.

 

6. Sonuç

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

1-) İşbu Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen 25.04.2016 gün, 2015/E. 22036, 2016/K. 11347 Sayılı karara her iki taraf vekilince yapılan tüm itirazların reddine,

 

2-) Taraf vekillerince yapılan itiraz başvuru ücretlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,

 

3-) Kararın, dosya ile birlikte Sigorta Tahkim Komisyonuna teslimine,

 

4-) 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 30.maddesinin 12.fıkrası uyarınca miktar yönünden kesin olmak üzere ve oybirliği ile karar verilmiştir. 16.08.2016 (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy