Sayıştay 6. Daire - Karar No: 18 - 131 - İlam No: 131 - Belediyeler ve Bağlı İdareler - Kamu İdaresi: Belediyeler ve Bağlı İdareler
Karar Dilini Çevir:




Gelirlerden Takipli Alacaklar



… Büyükşehir Belediyesi 2010 mali yılı yönetim dönemi hesabı eki genel mizanı “Gelirlerden Takipli Alacaklar” hesabında 1994-2006 yılları arasında tahakkuk ettirilen … TL tutarında vergi, harç ve ücret gelirinin tahsil zamanaşımına uğratılması sonucu kamu zararına neden olunduğu iddiası ile ilgili olarak dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda,

2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun, “Usul Hükümleri” başlıklı 98’inci maddesinde,

“Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.”



6183 sayılı Kanunun “Tahsil Zamanaşımı” başlıklı 102 inci maddesinde,

“Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.

…” hükmü yer almaktadır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 102’nci maddesi gereğince, kamu alacağı vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediği taktirde zamanaşımına uğrayacaktır.

… Büyükşehir Belediyesi “Gelirlerden Takipli Alacaklar” hesabında 2006 yılında tahakkuk ettirilen, 2010 yılı sonu itibarıyla ödenmemiş ve zamanaşımını kesen işlemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmemiş olduğu gelirlerin zamanaşımına uğratıldığı görülmüştür.

Sorguda “Gelirlerden Takipli Alacaklar” hesabında 1994-2006 yıllarında tahakkuk eden … TL’nin zamanaşımına uğratılması sonucu kamu zararına neden olunduğu iddia edilmiş ise de, bu tutarın … TL’si 1999-2009 yıllarına ait olduğu … TL’lik kısmı tebliğ edilme, … TL’lik kısmı özel hukuk hükümlerine tabi olma, … TL’si tahsil edilme nedeniyle zamanaşımına uğramadığı anlaşılmıştır. Kalan … TL ise zamanaşımına uğramıştır.

Her ne kadar denetçi tarafından söz konusu kamu zararından Belediye Başkanının da sorumlu tutulması istenilmişse de,

Raporda Mer'i mevzuatta üst yöneticiye mali sorumluluk yüklenebileceğine dair hiçbir hüküm bulunmamasına rağmen, üst yöneticiye mali sorumluluk tevcih edilmiştir. Bu çerçevede aşağıdaki hususlar kapsamında bir değerlendirme yapılması gerekmektedir,

a- 5018 Sayılı Kanunun üst yöneticinin sorumluluğunun yer aldığı 11’inci maddesinde, üst yöneticinin mahalli idarelerde meclisine karşı sorumlu olacağı belirtilmiştir. 5018 ve 6085 sayılı Kanunlarda, üst yöneticilerin münferiden veya diğer görevlilerle birlikte mali sorumluluğa ortak olacağına dair hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Aşağıda açıklandığı üzere, üst yöneticinin yürürlükteki sistemin sağlıklı işleyişini temin zımnında önleyici tedbirleri de içeren ve mali sorumluluğa iştiraki tazammun etmeyen bir genel gözetim ve izleme sorumluluğu bulunmaktadır ki bu da sadece Belediye Meclisine karşı olan idari bir sorumluluktur.

b- 5018 sayılı Kanunun "Amaç" başlıklı l’inci maddesinde de ifade edildiği üzere, bu Kanun, esas olarak kalkınma planları ve programlarında yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolü düzenlemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda "Bakanların ve Üst Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu" başlıklı dördüncü bölümün 11 'inci maddesi üst yöneticilerin hesap verme sorumluluğunu,"

• İdarelerin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanması,

Sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımının sağlanması,

Kayıp ve kötüye kullanımın önlenmesi,

Mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi ve izlenmesi,

Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesi olarak belirlemiştir,

Ayrıca bu sorumluluğun gereklerinin, Harcama yetkilileri, Mali hizmetler birimi, İç denetçiler, aracılığıyla yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.

c- 5018 sayılı Kanun ile kamu yönetiminde oluşturulan yeni sistem çerçevesinde, kamu idarelerinin, mali yönetim ve kontrol sistemlerini, harcama birimlerini, muhasebe ve mali hizmetler ile ön mali kontrol ve iç denetim birimlerini oluşturmaları gerekmektedir.

Bu itibarla, Raporda yer alan tespitlerin hiçbirinde mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin sağlanmadığına ya da yeterli ve etkili bir kontrol sisteminin kurulmadığına dair herhangi bir tespit yoktur. Dolayısıyla belediye başkanına herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği izahtan varestedir.

d- 5018 sayılı Kanunun 32 ve 33’üncü maddelerinde ve 14.06.2007 tarih ve 5189 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında mali sorumluların harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlileri olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, 31 Aralık 2005 tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Harcama Yetkilileri Hakkında da Genel Tebliğ'de harcama yetkililerinin kimler olacağı açıkça tanımlanmıştır. Üst yönetici, harcama yetkilileri arasında sayılmamıştır. Hatta Tebliğin 'Harcama Yetkisinin Birleştirilmesi' kısmında üst yönetici ve yardımcılarına harcama yetkisinin verilmesi yasaklanmıştır.

e- İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 12'nci maddesinde "Harcama yetkilileri, yardımcıları veya hiyerarşik olarak kendisine en yakın üst kademe yöneticileri arasından bir veya daha fazla sayıda gerçekleştirme görevlisini ödeme emri belgesi düzenlemekle görevlendirir." ifadesi yer almaktadır.

Bahse konu düzenlemeler dikkate alındığında harcama sürecinde yer alan personelin gerçekleştirme görevlileri ve harcama yetkilisi olduğu aşikârdır. Harcama surecinin hiç bir aşamasında yer almayan Üst Yöneticinin mali sorumluluğundan bahsedilemez.

f- Mülga 1050 sayılı Kanun, üst yöneticilere ilişkin bir hüküm içermemekte, "ita amiri" konumundaki yöneticilerin "Onaylayan" sıfatını haiz oldukları durumlarda sayman ve tahakkuk memurları ile birlikte sorumlu tutulabilecekleri bazı durumları düzenlemekteydi, Bu kapsamdaki yöneticiler, ihalelere onay vermekte, sözleşmeler imzalamakta ve bir giderin geçici ya da kesin olarak ödenmesi için saymanlara talimat verebilmekteydi. Bu görev ve yetkileri nedeniyle de Sayıştay tarafından sorumluluktan hükmedilebilmekteydi. 5018 sayılı Kanun ise mülga 1050 sayılı Kanundan farklı olarak, üst yöneticileri tümüyle harcama surecinin dışında tutmakta, bunlar için sorumluluk üstlenme uygulamasını bile öngörmemektedir.

14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararında geçen ve niteliği açıklanmayan "özel kanunlar" ibaresinden, bütçe mevzuatı, kamu ihale mevzuatı, personel mevzuatı ve benzeri mali mevzuatın kastedildiği düşünülmektedir. Üst yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin Kararın ise söz konusu mevzuatta üst yöneticilere harcamaya ilişkin görevler verildiği/verileceği varsayımına dayandırıldığı değerlendirilmektedir. Ancak 5018 sayılı Kanunun 81'inci maddesiyle, 1050 sayılı Kanunun ve diğer kanunların 5018 sayılı Kanuna aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Bu nedenle diğer kanunlarda üst yöneticilere verilen görevlerin "harcama sürecine ilişkin görevler" şeklinde yorumlanması 5018 sayılı Kanuna aykırı olacaktır.

g- Hem 5216 sayılı Kanunun 18 inci hem de 5393 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin (f) işaretli bendi ile belediye başkanlarına verilen görevlerden biri de, belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmektir. Bu bağlamda, Belediye başkanları belediye idaresinin başı ve üst yöneticisi olarak belediyenin hem gelirlerini hem de giderlerini mevzuat hükümlerine göre tarh tahakkuk, tahsil edilmesinden ve hak sahiplerine zamanında ödenmesinden mali yönden değil idari yönden sorumlu tutulmuşlardır.

Nitekim Sayıştay Genel Kurulu’nun 4122/1 ve 4123/1 sayılı kararlarında da ita amiri (üst yönetici) nin sadece gözetim yükümlülüğü bulunduğunu dolayısıyla mali sorumluluğunun olmadığına karar verilmiştir.

h- Anayasa'nın 160'ncı maddesi "sorumluların" belirlenmesi hususunu Kanunlara bırakmış olmasına rağmen, hesap yargısında kişinin mali sorumluluğu gibi hayati önemi haiz bir konuda üst yöneticinin ne şekilde sorumlu tutulacağı, gerek 832 sayılı Sayıştay Kanunu, gerekse 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda düzenlenmemiştir. 5018 sayılı Kanunun üst yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin 11'inci maddesinin madde gerekçesinde, "Mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinde kendilerine önemli bir rol verilen üst yöneticilerin sistemde rolü tanımlanmış, sorumluluklarının kapsamı belirlenmiştir ..." ifadesine yer verilmekte, üst yöneticinin mali sorumluluğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır.

ı- Sayıştay'ca yapılan incelemeler sonucunda bir kamu zararı tespit edildiğinde ve kamu kaynağının verimli, etkin ve ekonomik kullanılmadığı saptandığında, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde sorumlu tutulacak görevli ve yetkililerin belirlenmesi hususundaki tereddüdün giderilmesine yönelik olarak alınan 14/06/2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararının "III-Sorumlular" başlığı altında, üst yöneticinin Belediye Meclisine karşı sorumlu olduğu ancak özel kanunlardan doğan Sayıştay'a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda da sorumlu tutulabileceğinden bahsedilmiş olup bu meselenin Sayıştay yargısı sırasında hükme bağlanacağı vurgulanmıştır.

Sayıştay Genel Kurulunun yukarıda değinilen kararında üst yöneticilerin sadece özel kanunlardan ve münferit olaylardan dolayı sorumlu tutulabileceklerine hükmedildiği halde, Raporda herhangi bir özel kanun hükmüne atıf yapılmaksızın Belediye Başkanına sorumluluk tevcih edilerek 5018 sayılı Kanunun mali sorumluluğu içermeyen genel sorumluluk maddelerine dayalı hüküm kurulmaktadır. Bu nedenle Belediye Başkanına yüklenen sorumluluk 5018 sayılı Kanun hükümlerine ve söz konusu Sayıştay Genel Kurul Kararına aykırıdır.

Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 5018 sayılı Kanun'un 8, 11, 32, 33, 57 ve 81’inci maddeleri ile Anayasa'nın 160'ncı maddesi ve 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı, lafzi, ruhi ve tarihsel yorum itibariyle bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, üst yöneticiye mali sorumluluk yüklenmemesi gerektiğine,

Bu itibarla, 2010 yılında zamanaşımına uğraması nedeniyle kamu zararı olduğu iddia edilen … TL’nin,

… tarih ve … makbuzla olmak üzere toplam … TL’si tahsil edildiğinden ilişilecek husus kalmadığına oybirliğiyle,

… TL’si ise henüz zamanaşımına uğramadığından ilişilecek husus bulunmadığına oybirliğiyle,

Zamanaşımına uğratılan kalan … TL’nin ise Muhasebe Yetkilisi (Mali Hizmetler Daire Başkanı) … ve Diğer Sorumlular (Gelir Şube Müdürü) … ve (Bütçe Şube Müdürü) …’e müştereken ve müteselsilen 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53’üncü maddesi gereğince hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile ödettirilmesine,



(Üye …’nun “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 38’inci maddesinde, kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk ve tahsiliyle yetkili ve görevli olanlar, ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu oldukları belirtilmiş olup, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38’inci maddesi (f) bendinde yer alan belediye başkanlarının belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmekle yükümlü oldukları hükmü ile, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 102’nci maddesinde yer alan Vergi Usul Kanununda mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkilerin Belediye Gelirleri Kanunu uygulaması yönünden Belediye Başkanı tarafından kullanılacağı hükmü karşısında, belediye gelirinin tahsil zamanaşımına uğratılmasından doğan mali sorumluluğa Belediye Başkanının da dahil edilmesi gerekir.” şeklindeki ayrışık görüşüne karşı)

Oy çokluğuyla karar verildi.






Full & Egal Universal Law Academy