Sayıştay 1. Daire - Karar No: 10223 - 113 - İlam No: 113 - Özel İdareler - Kamu İdaresi: Özel İdareler
Karar Dilini Çevir:




Makam ve Görev Tazminatı

24.10.2011 tarih ve 661 sayılı KHK’nın 62 nci maddesi ile değiştirilmeden önce 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 36 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında, “Genel sekreterlik kadrosuna atananlar, büyükşehir belediyesi bulunan illerde genel idare hizmetleri sınıfına dahil bakanlık genel müdürü, diğer illerde ise genel idare hizmetleri sınıfına dahil müstakil daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar, bunlar valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile atanır.” hükmü yer almaktadır.



24.10.2011 tarihi öncesi için meri olan mezkur mevzuat hükmünden de anlaşılacağı üzere kanun koyucu sadece genel sekreterlik unvanı için bir düzenlemeye gitmiş olup, adı geçen kanunda genel sekreter yardımcıları ile daire başkanlarının özlük haklarına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.



657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde: “Bu Kanuna ekli IV sayılı cetvelde unvanları yazılı görevlerde bulunanlara hizalarında gösterilen gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda makam tazminatı ödenir. Makam tazminatı damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve ödemelerde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır. Bu tazminattan yararlananlara ayrıca yüksek hakimlik tazminatı ödenmez.” Denilmektedir.



Söz konusu IV sayılı cetvelde makam tazminatı verilecek unvanlar tek tek sayılmış olup, il özel idaresinde görev yapan genel sekreter yardımları ile daire başkanları sayılanlar arasında yer almamaktadır.



4505 sayılı Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Kanunun 5 inci maddesi ile temsil tazminatının, Görev Tazminatı Ödenmesi Hakkında Bakanlar Kurulu Kararının 1 inci maddesi ile de görev tazminatının, makam veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen kadrolara atanmış olanlara ödeneceği hüküm altına alınmıştır.



657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146’ncı maddesinin ikinci fıkrasında, “Memurlara, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemez, hiçbir yarar sağlanamaz” denilmektedir.



6009 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinde, “Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihine kadar, memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idaresinde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri haklarında idarî veya malî yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır.” hükmü yer almaktadır.



Madde metninde konu edilen ek ödeme, belediye, büyükşehir belediyesi ve il özel idareleri tarafından memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak yapılan ödemelerdir. Bir diğer ifade ile yukarıda yazılı hükümle, her hangi bir hukuki tasarrufla ihdas edilen bir ödemenin daha önce bulunmayıp, belediye ya da il özel idaresi tarafından yapılan bir işlemle hukuk alanına çıkan ve ilgili kişilere yapılan ödemeler hakkında bir düzenleme yapılmıştır. Genel sekreter yardımcılarına ve daire başkanlarına yapılan ek ödemenin yasal dayanağı ise il özel idaresinin bir tasarrufu olmayıp, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamedir. Bu durumda söz konusu ödemelerin 6009 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.



Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, 24.10.2011 tarihinden öncesi için il özel idaresi genel sekreter yardımcıları ile daire başkanlarına 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında makam ve görev tazminatı ödenmesi mümkün değildir.



Ancak, savunmada da belirtildiği üzere, genel sekreter yardımcıları ile daire başkanlarına makam ve görev tazminatı ödendiğinden, söz konusu personele 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesi uyarınca ödenen ek ödemenin %61 oranında eksik ödendiği görülmektedir. Bununla birlikte ödenen görev tazminatından %20 oranında mahsup yapılmıştır. Dolayısıyla, görev tazminatından mahsup edilen tutar ile, eksik ödenen ek ödeme tutarının ilgililere ödenen makam ve görev tazminatından düşülmesi suretiyle kamu zararı tutarının hesaplaması uygun olacaktır.



Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, …’ -TL’den görev tazminatından mahsup edilen tutar ile, eksik ödenen ek ödeme tutarının düşülmesi sonucu kamu zararı tutarı …TL olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla …TL için kamu zararı oluşmadığından ilişilecek bir husus bulunmamaktadır.



Diğer taraftan, Denetçi tarafından bahse konu kamu zararına ilişkin Muhasebe Yetkilileri … ve …’ın sorumlu tutulduğu görülmüştür. Ancak 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 61 inci maddesi uyarınca, bu hususta sorumlulukları bulunmamakta olup, söz konusu kamu zararının ödeme emri belgesinde imzası bulunan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisine ödettirilmesi gerekmektedir.



Açıklanan nedenlerle, genel sekreter yardımcılarına ve daire başkanlarına yersiz makam ve görev tazminatı sonucunda oluşan ve ayrıntısı aşağıdaki tabloda gösterilen toplam … TL kamu zararından, sorumlularına



müştereken ve müteselsilen,

6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ve temyiz yolu açık olmak üzere ödettirilmesine oybirliğiyle,










Full & Egal Universal Law Academy