Sayıştay 1. Daire - Karar No: 10212 - 109 - İlam No: 109 - Özel İdareler - Kamu İdaresi: Özel İdareler
Karar Dilini Çevir:




Gelir Vergisi

5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 63 üncü maddesinde,

“Vali Yardımcıları ve Kaymakamlar, valinin verdiği il özel idaresinin görevlerini yapmakla yükümlü ve bu görevlerin yapılmasından valiye karşı sorumludur. Vali yardımcılarına ve kaymakamlara yaptıkları görevler karşılığında 12000 gösterge rakamının Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ödenek verilir.”

Denilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2 inci maddesinde de ücretler gelir vergisine tabi tutulacak kazançlar arasında sayılmış ve 5302 sayılı Kanunun 28 ve 63 üncü maddeleri gereğince ödenen ücretler de gelir vergisinden istisna edilmemiştir.

5540 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanununa eklenen “ek ödeme” başlıklı Ek 5 inci maddesinde,

“ İçişleri Bakanlığı merkez ve taşra teşkilâtında Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında bulunan personele, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) % 200’ünü geçmemek üzere ek ödeme yapılabilir. Ek ödemenin oranı ile esas ve usûlleri, personelin görev mahalli, çalışma şartları, unvanı, görevi, aylık derecesi gibi kriterler dikkate alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine İçişleri Bakanı tarafından belirlenir. 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 28 inci ve 63 üncü maddelerine göre ödeme yapılanlar ile diğer mevzuata göre ilave ödemeden yararlananlara emsali unvanlara göre belirlenen oranların altında ek ödeme oranları tespit edilebilir veya hiç belirleme yapılmayabilir. Ek ödemenin hak kazanılmasında ve ödenmesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun aylıklara ilişkin hükümleri uygulanır ve bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz.”

Denilmektedir.

Görüldüğü üzere, 5540 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, 5302 sayılı kanunun 28 ve 63 üncü maddesine göre ve adı geçen kamu görevlilerinin İl Özel İdaresi ile ilgili görevleri karşılığında verilen ödenekler dışında, ayrı ve farklı nitelikte bir ödeme ihdas edilmiştir. Bu ödemenin 5302 sayılı Kanunu 28 ve 63 üncü maddelerinde öngörülen ödeneklerle ilgisi sadece tutarının tespitinde dikkate alınacak esaslar ile sınırlıdır. Madde metninde yer alan, “…bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz.” Hükmü ile getirilen vergi muafiyeti, 5540 sayılı yasanın 1. maddesiyle 1700 sayılı Kanuna eklenen Ek 5 inci maddeyle getirilen ödemeye münhasır olup, bu muafiyetin yine bu hüküm gerekçe gösterilerek 5302 sayılı yasanın 28 ve 63 üncü maddeleriyle öngörülen ödeneklere de teşmili yasal açıdan mümkün görülmemektedir. Zira madde metninde yer alan “bu ödemeden” ibaresiyle kastedilen ödemenin 1700 sayılı yasanın Ek 5 inci maddesiyle yapılan ödeme olduğu açıktır. Dolayısıyla 5302 sayılı Kanunun 28 ve 63 üncü maddeleri gereğince yapılan ödemelerden Gelir Vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 03.06.2011 gün ve E.2010/290, K:2011/240 sayılı kararında da, 5302 sayılı Kanunun 28 ve 63. Maddeleri gereğince yapılan ödemelerden gelir vergisi kesilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

6289 sayılı Kamu Görevlileri sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 4688 sayılı Kamu Sendikaları Kanununa eklenen geçici 14 üncü maddenin ikinci fıkrasında,

“Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, 15/3/2012 tarihine kadar, memur temsilcileri ile toplu iş sözleşmesi akdederek veya başka bir tasarrufta bulunarak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idarelerde çalışan kamu personeline her ne ad altında olursa olsun ek ödemede bulunmaları nedeniyle kamu görevlileri hakkında idari veya mali takibat ve yargılama yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır.” Denilmektedir.

Madde metninde belirtilen ek ödemelerin niteliği itibariyle daha önce ortada olmayan ve memur temsilcileriyle akdedilen bir toplu sözleşme ya da idarece yapılan bir başka tasarrufla ihdas edilen bir ödeme olması gerekmektedir. Bir başka ifade ile bu ödemelerin hukuki dayanağı toplu sözleşme ya da idare tarafından gerçekleştirilen bir işlem olması gerekir ki, 5302 sayılı Kanunun 28 ve 63 üncü maddelerine dayanılarak yapılan ödemeleri ile bu ödemelerden gelir vergisi kesilmesi konusunun söz konusu Geçici 14 üncü madde düzenlemesiyle bir ilgisi bulunmamaktadır.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 61 inci maddesi düzenlemesi doğrultusunda bahsi geçen kamu zararından Muhasebe Yetkililerinin Sayıştaya karşı sorumluluğu bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle ve hesabı aşağıda gösterildiği üzere Kaymakamlara 5302 sayılı Kanununun 63 üncü maddesi gereğince yapılan ödemelerden gelir vergisi kesilmemesi sonucunda oluşan toplam …TL kamu zararından,

… TL sinin Harcama Yetkilisi … ile Gerçekleştirme Görevlisi …’dan,

… TL sinin Harcama Yetkilisi … ile Gerçekleştirme Görevlisi …’den,

müştereken ve müteselsilen,

6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ve temyiz yolu açık olmak üzere tazminen tahsiline oy birliğiyle karar verildi.






Full & Egal Universal Law Academy