Samsun Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi 2021/1382 Esas 2022/344 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 4. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2021/1382
Karar No: 2022/344
Karar Tarihi: 16.03.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Dava, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yürütülen soruşturma neticesinde 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 8/6-ç maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezası ile tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun 27.08.2020 tarih ve 2020/296 sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
Samsun 3. İdare Mahkemesi'nin 23/11/2021 gün ve E:2020/894, K:2021/991 sayılı kararıyla; Samsun Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğünce, silah ve uyuşturucu ticareti, yağma, tefecilik suçları ile ilgili yapılan operasyon kapsamında şüpheli G.Y. ve A.A. isimli şahısların gözaltına alındığı, şüpheli G..Y ile A.A arasında 19.10.2018 tarihinde geçen görüşmede "Şu İ.K'nin bi T.C. Versene, F. bir tane kağıt kalem verir misin? H. abi var mı sende kalem" şeklinde görüşmenin geçtiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Pol-Net Bilgi Sistemi kayıtlarında yapılan incelemede 19.10.2018 günü saat 19:26'da Gazi Polis Merkez Amirliğinde görevli polis memuru M.D. tarafından İ.K. isimli şahsın adres ve iletişim bilgilerinin sorgulandığının tespit edildiği, polis memuru M.D.'nin alınan ifadesinde; soruşturmaya konu şahsı tanımadığını, davacının polis merkezi amirliğine gelerek bahse konu şahsın bilgilerini almış olabileceğini, bu sorgulamanın da idari para cezası yazmak için istediğini beyan ettiği, polis memuru M.D. ile şüpheli G.Y. arasında yapılan HTS incelemesinde herhangi irtibat bulunmadığının tespit edildiği, davacı ile şüpheli G.Y. arasında 29.07.2018-19.10.2018 tarihleri arasında toplam 24 adet HTS kaydı olduğunun tespit edildiği, davacının alınan ifadesinde, G.Y.'yi özel güvenlik görevlisi olarak tanıdığını, adı geçenin kendisine, köpeğini çiftleştirmek için nişanlısının arkadaşına verdiğini ancak iki gündür köpeğin gelmediğini, kendisinde isim ve telefon numarası olduğunu ancak ulaşamadığını söyleyerek, isim ve telefon numarasını verdiğini, polis merkezinde görevli M.D.'ye G.Y.'den aldığı telefon numarasını ve ismini vererek doğru olup olmadığını sorduğu, M.D.'nin bilgisayar log kayıtlarından sorgulayarak adres ve iletişim bilgilerinin doğru olduğunu söylemesi üzerine, G.Y. isimli şahsı arayarak bilgilerin doğru olduğunu söylediği görülmekle, İ.K.'yi araştırması hususunda tarafına herhangi bir adli veya idari görev verilmediği halde sadece G.Y. isimli şahsın talebi üzerine bilgisayar kayıtlarından adres ve iletişim bilgilerinin teyidini yaptığı görüldüğünden, davacıya isnat edilen "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" fiilini işlediği sübuta eren davacının, eylemine uyan 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 8/6-ç maddesi gereğince meslekten çıkarma cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemin hukuka uygun bulunması nedeniyle bu işlemden kaynaklı parasal talebin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacı tarafından; G. Y.'nin gerçek amacını bilmediği ve G. Y. ile aralarında hiçbir menfaat ilişkisinin bulunmadığı, İ. K. isimli şahsı da tanımadığı, hakkında kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak suçundan kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, dava konusu işlemin orantılılık ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması ve dava konusu işlemin iptaline ve tazmin isteminin kabulüne karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi'nce dava dosyası 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi hükümleri doğrultusunda incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; Samsun İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, hakkında yürütülen soruşturma neticesinde 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/6-ç maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezası ile tecziyesine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun 27.08.2020 tarih ve 2020/296 sayılı kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 6. maddesinde, bu Kanun ile disiplin cezası vermeye yetkilendirilen disiplin amirleri veya kurullarının, disiplin cezası uygulanması ile ilgili takdir haklarını ölçülü, adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde kullanacakları, takdir hakkının mutlaka gerekçeli olarak kullanılacağı, takdir hakkı kullanılırken; a) Disiplinsizliğin işleniş biçimi, b) Disiplinsizliğin işlendiği zaman ve yer, c) Disiplinsizliğin hizmete olumsuz etkisinin ağırlığı, ç) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, d) Disiplinsizlik yapan personelin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, e) Disiplinsizlik yapan personelin daha önceki disiplin durumu, f) Disiplinsizlik yapan personelin samimi ikrarı ve gösterdiği pişmanlığın gözönüne alınacağı belirtildikten sonra, 8/6-ç maddesinde, "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
 
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuç doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler. Bu bakımdan kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uyan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.
 
Ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin olaydaki fonksiyonu ve suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların da göz önüne alınması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, kamu görevlisinin işlediği disiplin suçu karşılığında niteliği itibarıyla o suç için öngörülenden daha ağır bir disiplin cezası ile cezalandırılması durumunda "eylemin ağırlığına göre cezalandırma" yani "orantılık ilkesi" ihlal edilecektir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, Samsun Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü'nce yürütülmekte olan soruşturma kapsamında silah ve uyuşturucu ticareti, yağma, tefecilik suçları ile ilgili yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınan şüpheliler ile irtibatlı olduğu tespit edilen personel hakkında adli işlem yapılması üzerine başlatılan disiplin soruşturması sonucu düzenlenen 21.01.2019 tarihli soruşturma raporunda, davacının, "polis memuru M.D. aracılığıyla bilgisayar log kayıtlarından İ.K. isimli şahsın adres, telefon ve kimlik bilgilerini sorgulattığı, bu eylemi nedeniyle 7068 sayılı Kanunun 8/6-ç maddesinde belirtilen 'Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak' fiilini işlediğinden bahisle meslekten çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği" yönünde getirilen teklif doğrultusunda, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu'nun 01.10.2020 tarih ve 2020/296 sayılı kararı ile 7068 sayılı Kanun'un 8/6-ç maddesi uyarınca "meslekten çıkarma" cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, davacı tarafından, anılan işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Olayda, Samsun Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğünce, silah ve uyuşturucu ticareti, yağma, tefecilik suçları ile ilgili yapılan operasyon kapsamında şüpheli G.Y. ve A.A. isimli şahısların gözaltına alındığı, şüpheli G.Y. ile A.A arasında 19.10.2018 tarihinde geçen görüşmede, "Şu İ.K'nin bi T.C. Versene, F. bir tane kağıt kalem verir misin? H. abi var mı sende kalem" şeklinde görüşmenin geçtiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Pol-Net Bilgi Sistemi kayıtlarında yapılan incelemede, 19.10.2018 günü saat 19:26'da Gazi Polis Merkez Amirliğinde görevli polis memuru M.D. tarafından İ.K. isimli şahsın adres ve iletişim bilgilerinin sorgulandığının tespit edildiği, polis memuru M.D.'nin alınan ifadesinde, soruşturmaya konu şahsı tanımadığını, davacının polis merkezi amirliğine gelerek bahse konu şahsın bilgilerini almış olabileceğini, idari para cezası yazmak için sorgulama yapmasının istendiğini beyan ettiği, polis memuru M.D. ile şüpheli G.Y. arasında yapılan HTS incelemesinde herhangi irtibat bulunmadığının tespit edildiği, davacı ile şüpheli G.Y. arasında 29.07.2018-19.10.2018 tarihleri arasında toplam 24 adet HTS kaydı olduğunun tespit edildiği, davacının alınan ifadesinde, G.Y.'yi özel güvenlik görevlisi olarak tanıdığını, adı geçenin kendisine, köpeğini çiftleştirmek için nişanlısının arkadaşına verdiğini, ancak iki gündür köpeğin gelmediğini, kendisinde isim ve telefon numarasının olduğunu, ancak ulaşamadığını söyleyerek, isim ve telefon numarasını verdiğini, polis merkezinde görevli M.D.'ye G.Y.'den aldığı telefon numarasını ve ismini vererek doğru olup olmadığını sorduğu, M.D.'nin bilgisayar log kayıtlarından sorgulayarak adres ve iletişim bilgilerinin doğru olduğunu söylemesi üzerine, G.Y. isimli şahsı arayarak bilgilerin doğru olduğunu söylediğini beyan ettiği, ayrıca davacı hakkında "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak" isnadı nedeniyle Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Sor. No:2019/12856 sayılı dosyası ile yürütülen adli soruşturmada, 22/04/2019 tarihli karar ile "hakkında kamu davası açılan G.Y.'nin gerçeği saklayarak şikayet bağlı güveni kötüye kullanma suçu ile ilgili şüphelilerden (davacıdan) yardım istediği, şüphelilerin de elde ettiği bilgiyi, şüpheli G.Y.'nin elinde bulunan adres ve kimlik numaralarını teyit eder biçimde verdikleri, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun ek madde 4/1 ve ek madde 6/2-3 maddeleri uyarınca görevleri dahilinde hareket ettikleri, şüphelilerin atılı suçu işlediklerine dair CMK 170 ve devamı maddeleri anlamında yeterli şüpheye varılamadığı" gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, anılan kararın da kesinleştiği görülmektedir.
 
Bu durumda, dava dosyası, soruşturma raporu ve eki bilgi ve belgeler ile davacı hakkında verilen kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair savcılık kararı birlikte incelendiğinde, davacının, İ.K. isimli şahsın adres ve iletişim bilgilerini, polis merkezinde görev yapan dava dışı M.D. isimli polis memuru aracılığıyla sorgulatarak G.Y. ile paylaştığının sübuta erdiği, dolayısıyla davacının; polislik mesleğinin gerektirdiği görev ve sorumluluk bilinciyle hareket edip üçüncü kişilerin adres ve iletişim bilgilerini ancak görevi gereği bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla teyit ettirmesi gerekirken böyle bir tutum ve davranış sergilemeyip, kamu hizmeti dışında G.Y. isimli şahsın istemi üzerine İ.K. isimli şahsın adres ve iletişim bilgilerini dava dışı polis memuru M.D.'ye teyit ettirmek suretiyle kusurlu davrandığı açık ise de, davacının bu davranışının 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinde yer alan "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak" disiplin suçu kapsamında olmadığı, eylemine uyan ceza ile cezalandırılmadığı, fiili ile verilen ceza arasında orantılılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının "meslekten çıkarma" cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
 
Davacının dava konusu işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının yasal faizi ile birlikte tazmini istemine gelince;
 
Anayasanın 125. maddesi uyarınca, Dairemizin işbu kararıyla hukuka aykırı olduğu tespit edilen dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
 
Öte yandan; davacının sübuta eren fiili ile ilgili olarak "tipiklik" ilkesi göz önünde bulundurularak yeniden işlem tesis edilebileceği açıktır.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Samsun 3. İdare Mahkemesi'nin 23/11/2021 gün ve E:2020/894, K:2021/991 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, dava ve istinaf aşamasına ait aşağıda dökümü yapılan toplam 718,10 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen 3.890,00-TL avukatlık ücretinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine, artan posta avansının karar kesinleştikten sonra re'sen davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 16.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 
 


Full & Egal Universal Law Academy