Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi 2019/1331 Esas 2020/978 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 3. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1331
Karar No: 2020/978
Karar Tarihi: 19.10.2020



İSTEMİNÖZETİ: Davacı şirketin, 24/08/2015 tarihinde Artvin İli, Hopa İlçesinde meydana gelen kuvvetli yağış ve sel neticesinde .... sigorta numarası ile sigortalısı olan ....'a ait sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar ve zarara karşılık 9.000,00-TL maddi tazminatın sigortalıya ödeme tarihi olan 27/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı idarelerden rücuen tahsiline karar verilmesi istemiyle açtığı davada, davanın reddine karar veren Rize İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 07/02/2019 gün ve E:2016/455, K:2019/95 sayılı kararının; davacı tarafından; kararın eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden verildiği, sigortalı işyeri ya da sigorta şirketinden kaynaklı hiç bir kusur tespit edilmediği, şehirdeki imar ve yapılaşma bozukluğu, kamu kurumları tarafından yeterli önlemlerin alınmaması, karayolunun konumu, toprak ve bitki örtüsü yapısı gibi etkenler objektif bir şekilde değerlendirilmeden olayın tamamen doğal afet kaynaklı sayılmasının kabulünün mümkün olmadığı, kendileri de idari bir kurum olan .... Bankası'nın yada Meteoroloji Müdürlüğü'nün veri ve talimatlarının yargı yerini bağlamayacağı, .... Bankası gibi kuruluşların yatırımın gelir gider dengesini gözeterek karar aldığı, yargı yerinin mal ve can kaybını önceleyerek hüküm tesis edeceği, rapor içeriğinde, bölgede eskiden beri şiddetli yağış görüldüğünün bilindiği, her yıl yağışların şiddetini artırdığı, bu gün doğal afet kabul edilen yağışın gelecekte normal kabul edilebileceği, kurumların mevcut hesap yöntemleri ile değil gelecekteki yağış şiddetlerini tahmin ederek yani yağış şiddetlerindeki artış eğilimlerine göre hesaplamalar yapması gerektiği belirtilmesine karşın, sonuç kısmında olayı doğal afet olarak nitelemesinin fahiş bir hata olduğu, dilekçe ekinde sunulan .... Odası İstanbul Şubesi'nce hazırlanan teknik inceleme raporunda ve KTÜ İnşaat Mühendisliği Hidrolik Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan raporlarda aşırı yağış olayının başlı başına bir doğal afet olmadığının, kurumların hatalı ve plansız uygulamalarının hasarı ve olumsuz neticeleri artırdığının belirtildiği, bölgeye yağan yağıştan çok daha yüksek oranlarda yağış düşmesine karşın sel felaketi yaşanmayan iller olduğu, bölgede dava konusu olaydan sonra yapılan ıslah çalışmaları sonucu hiçbir sel olayının meydana gelmediği ileri sürülerek esasa ilişkin kısmının, davalı Hopa Belediye Başkanlığı, davalı Artvin İl Özel İdaresi ve davalı Artvin Belediye Başkanlığı tarafından ise; taraflarıyla ilgili hüküm kurulmadığı varsayılarak ve manevi tazminat istemlerine ilişkin tarifedeki hüküm dikkate alınarak tek bir maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğu, her bir davalının hasım olma sebeplerinin ve her biri yönünden davanın reddi sebeplerinin farklı olduğu ileri sürülerek vekalet ücretine ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yolu ile incelenerek kaldırılması istemidir.
 
HOPA BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NIN
 
SAVUNMA ÖZETİ: Davalı idare tarafından, anılan tarihte Hopa'da yağan yağışın Artvin iline bir ayda yağan yağışın iki katı olduğu, resmi kayıtlara göre 12 saatlik bu yağışın Hopa'da 69 yılda bir tekerrür ettiği ileri sürülerek davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
ARTVİN VALİLİĞİ'NİN
 
SAVUNMA ÖZETİ: Davalı idare tarafından, yağmur suyu toplama projelerinin 5 yıldan 25 yıla kadar tekerrürlü yağışları aşabilecek kapasitede olması gerektiği, dava konusu yağışın 2, 4, 12 saatlik standart sürelerde 25 yılı aştığı, diğerlerinde de 20 yılı aşkın sürelerin olduğu, bu nedenle meydana gelen yağışın doğal afet olarak nitelenmesi gerektiği, meydana gelen zararın yalnızca doğal afet faktöründen kaynaklanması nedeniyle hizmet kusurunun bulunmadığı, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
Dava, davacı şirketin, 24/08/2015 tarihinde Artvin İli, Hopa İlçesinde meydana gelen kuvvetli yağış ve sel neticesinde .... sigorta numarası ile sigortalısı olan ....'a ait sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar ve zarara karşılık 9.000,00-TL maddi tazminatın sigortalıya ödeme tarihi olan 27/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı idarelerden rücuen tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
 
İdare Mahkemesi Hakimliği'nce; Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verileri, bilirkişi raporu ve dosya muhteviyatı kül halinde değerlendirildiğinde; dava konusu iş yerinin nüfusu 100.000’den küçük olan Hopa Belediyesi sınırları içinde merkezî ve kıymetli iskân sahasında kalması nedeniyle yağmur suyu toplama sistemi projelerinin 5 yıldan 25 yıla kadar tekerrürlü yağışları taşıyabilecek kapasitede olması gerektiği, oysaki dava konusu yağışın tekerrür süresinin 2, 4 ve 12 saatlik standart sürelerde 25 yılı aştığı, diğer standart sürelerde de 20 yılı aşan tekerrür sürelerinin bulunduğu, özellikle 12 saatlik yağışın tekerrür süresinin 69 yıl gibi yüksek bir değere ulaştığı, buna göre 21-26 Ağustos 2015 tarihleri arasında Hopa’da meydana gelen yağışların “doğal afet” olarak değerlendirilmesi gerektiği, sigortalı iş yerinin bulunduğu bölgede imar planlarının yapılmış olduğu ve birbiriyle uyumlu olduğu, meydana gelen zararlı sonuçların yalnızca doğal afet faktöründen kaynaklanması nedeniyle davalı idareler ile dava dışı idarelere ait atfı kabil bir hizmet kusurunun bulunmadığı, bütün bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra meydana gelen olayın bir doğal afet niteliğinde olduğu, zararın davalı idarelerin doğrudan yürüttüğü kamu hizmeti faaliyetinden kaynaklanmadığı, olayın öngörülmemesi ve önlenemez ağırlıkta olması nedeniyle mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiği, mücbir sebebin ise davalı idarelerin tazmin sorumluluğunu ortadan kaldırdığı, bu durumda, davacı şirket tarafından sigortalanan ....'a ait iş yerinde meydana gelen hasar ve zararın doğal afet kaynaklı olması ve davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunmaması sebebiyle, halefiyet ilkesi uyarınca 9.000,00-TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 27/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı idarelerden rücuen, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteminin reddine karar vermek gerektiği, öte yandan, davalı idarelerin kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde tazmin yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı hususu bakımından incelendiğinde ise, kusursuz sorumluluk şartlarının da oluşmadığı anlaşıldığından, bu anlamda da davalı idarelerin tazmin yükümlülüğü bulunmadığı, öte yandan, yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde tamamı reddedilen maddi tazminatlarda hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bir hükme yer verilmediğinden, tarifenin manevi tazminat davaları için öngörülen vekalet ücretine ilişkin hükmü kıyasen yorumlanarak davalı idareler lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davalı Artvin İl Özel İdaresi, Artvin Belediye Başkanlığı ve Hopa Belediye Başkanlığı'nın istinaf başvurusu incelendiğinde;
 
2020 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3.maddesinin 2.fıkrasında; "Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmüne yer verildiği gözetildiğinde, davanın reddi sebebi aynı olan tüm davalılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
 
Bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca yapılan istinaf başvurularında öne sürülen iddialar ve İdare Mahkemesi'nce verilen karar birlikte incelendiğinde, söz konusu karar ve dayandığı gerekçe usul ve hukuka uygun bulunmuş olup, kararın bu kısmının kaldırılmasını gerektirecek bir neden görülmemiştir.
 
Davacının istinaf başvurusu incelendiğinde;
 
Anayasa'nın 125. maddesinde; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
 
5393 sayılı Belediye Kanununun 14. maddesinde, belediyelerin mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla imar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı hizmetlerini yapmak veya yaptırmakla yükümlü olduğu kurula bağlanmıştır.
 
3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Kullanma izni alınmamış yapılar" başlıklı 31. maddesinde, inşaatın bitme gününün, kullanma izninin verildiği tarih olduğu, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmayacakları, ancak kullanma izni alan bağımsız bölümlerin bu hizmetlerden istifade ettirileceği kuralına yer verilmiş; 32. maddesinde de, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar hakkında düzenlemeler yapılmıştır.
 
3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında; ilgililerin, işyeri açma ve çalışma ruhsatı adlı belgeye dayanarak işyeri açabileceği, yetkili mercilerin, iznin verilmesi için yapılacak beyan ve incelemelerde, insan sağlığına zarar verme, çevre kirliliğine yol açmama, yangın, patlama, genel güvenlik, iş güvenliği, işçi sağlığı, trafik ve karayolları, imar, kat mülkiyeti ve doğanın korunması ile ilgili düzenlemelere aykırı davranmama kriterlerine göre düzenlenecek yönetmeliği esas alacakları belirtilmiştir.
 
İşyeri Açma Ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik'in 6.maddesinde ise; yetkili idareden usulüne uygun işyeri açma ve çalışma ruhsatı alınmadan açılan işyerlerinin yetkili idarelerce kapatılacağı, düzenlemesi yer almıştır.
 
6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2. maddesinde; taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek, DSİ'nin görevleri arasında sayılmıştır.
 
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'da; otoyollar, Devlet yolları ve il yollarının Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir.
 
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu'nun 'İl Özel İdaresinin Görev ve Sorumlulukları' başlıklı 6'ncı maddesinde; mahalli ve müşterek nitelikte olmak kaydıyla imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma, orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında yapmak veya yaptırmakla yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
 
Öte yandan; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun "Tacir olmanın hükümleri" başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrasında; Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir, "Geçerli olmayan sigorta" başlıklı 1404. maddesinde; sigorta ettirenin ya da sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamayacağı, 1452.maddesinde ise,1404 ve 1408 inci madde hükümleriyle 1429 uncu maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesine aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğu hükümleri yer almaktadır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı sigorta şirketi tarafından ....'a ait iş yerinin .... sigorta numarası ile sigortalandığı,24/08/2015 tarihinde Artvin İli, Hopa İlçesinde meydana gelen kuvvetli yağış ve sel neticesinde taşkın suların sigortalı iş yerine zarar verdiği, .... Sigorta Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından düzenlenen ekspertiz raporuna göre sigortalı iş yerinde 9.000,00-TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiği ve rapor doğrultusunda sigortalıya 27/08/2015 tarihinde ödeme yapıldığı, iş yerinde meydana gelen zararlara karşılık sigortalısına ödenen bedelin karşılanması talebiyle davalı idarelere başvurulduğu, ancak davalı idarelerce rücuen tazminat talebinin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, imarla ilgili hizmetleri yapmak veya yaptırmak belediyenin görev ve sorumlulukları arasında olup, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan yapıların, belediye encümeni kararını müteakip, belediyece yıktırılacağı, ayrıca kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmayacakları, işyeri açma ve çalıştırma izni olmayan işyerinin faaliyette bulunamayacağı, sigortalının kanunun emredici hükümlerine aykırı fiilinden doğan zararın teminat altına alınmasını sağlayan sigorta sözleşmesinin geçerli olmayacağı ve tacir olduğunda kuşku olmayan sigorta şirketince, işyerinin ruhsat ve izinlerinin bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sigorta sözleşmesi yapılması, sözleşmenin geçerliliğini etkileyen yasal bir zorunluluk olduğundan, sigortacının sigortalayacağı işyerinin kanunen bulunması gereken ruhsatlar ve / veya izinlerine ilişkin bir araştırma yapmaksızın sigortalaması halinde, basiretli bir tacir gibi hareket etmemesi nedeniyle ağır kusurlu olacağı, bu kusurlu fiilin davalı idareler tarafından kamu hizmetlerinin sunulması sırasında işlendiği iddia edilen kusurlu fiiller ile zarar arasındaki illiyet bağını keseceği ve sigortacının ağır kusuru nedeniyle zararın tamamından tek başına sorumlu olacağı açıktır.
 
Uyuşmazlıkta, dava konusu zararın gerçekleştiği davacı sigorta şirketince sigortalı işyerinin imara ilişkin yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi ile işyeri açma ve çalışma ruhsatının bulunup-bulunmadığı hususunun Mahkemece ilgili belediyesinden sorulduğu, verilen cevabi yazıda işyerinin, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı ile yapı ruhsatının ve yapı kullanma izninin olmadığının belirtildiği görülmüştür.
 
Bu durumda, ruhsat ve izinleri bulunmayan işyerini sigortalayan davacı sigorta şirketinin, basiretli bir tacir gibi hareket etmemesi nedeniyle ağır kusurlu olduğu ve davalı idarelerin eylemleri ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiği gözetildiğinde, davalı idarelerin söz konusu zarardan sorumlu tutulmalarına imkan bulunmadığı, ağır kusuru nedeniyle zararın tamamından sigorta şirketinin tek başına sorumlu olduğu anlaşıldığından, zararın, mücbir sebep kaynaklı oluştuğu gerekçesiyle davayı reddeden Mahkeme kararına yapılan istinaf başvurusunun bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
 
Açıklanan nedenlerle, Rize İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 07/02/2019 gün ve E:2016/455, K:2019/95 sayılı kararına yapılan davalı Artvin İl Özel İdaresi, Artvin Belediye Başkanlığı ve Hopa Belediye Başkanlığı'nın istinaf başvurularının reddine, davacının istinaf başvurusunun ise yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, artan posta giderlerinin taraflara iadesine, istinaf başvurusunun görüşülmesi karar harcına tabi olmadığından davalı Hopa Belediye Başkanlığı vekili Av….. tarafından 22/04/2019 tarih ve Seri No:AB2019, Sıra No:355, Özel No:355 sayılı sayman mutemedi alındısı ile yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL karar harcının istemi halinde davalı Hopa Belediye Başkanlığı'na iadesine, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy