Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2021/298 Esas 2022/204 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2021/298
Karar No: 2022/204
Karar Tarihi: 22.02.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Trabzon İdare Mahkemesi'nin 17/11/2020 günlü ve E:2019/732, K:2020/999 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
DAVACININ CEVABININ ÖZETİ: İdare mahkemesince verilen kararın iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu, bu kısma yönelik davalı idare istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
 
DAVALILARIN CEVABININ ÖZETİ: Taraflarca cevap verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesince dava dosyası 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Ergüneş Mahallesi, Ergüneş Mevkii, 421 ada, 1 parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazı da kapsayan alanda Akyazı Belde Belediye Meclisinin ( Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ve aynı alana yönelik olarak Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılmıştır.
 
Trabzon İdare Mahkemesi'nin 17/11/2020 günlü ve E:2019/732, K:2020/999 sayılı kararıyla; davacıya ait Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Ergüneş Mahallesi, Ergüneş Mevkii, 421 ada, 1 sayılı parsele yönelik (eski 172 ada, 13 parsele ilişkin) olarak dava konusu Ortahisar Belediye Encümeninin 02.12.2014 tarih ve 499 sayılı kararı ile onaylanan imar uygulaması işlemi ile Akyazı Belde Belediyesince (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı, dava konusu Trabzon Büyükşehir Belediyesinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile davacıya ait Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Ergüneş Mahallesi, Ergüneş Mevkii, 421 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmazın bir kısmının park alanı olarak planlamasında ise imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının, davacıya ait Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Ergüneş Mahallesi, Ergüneş Mevkii 421 ada, 1 parselin bir kısmına getirilen park alanı kullanım kararı yönünden iptaline, dava konusu Ortahisar Belediye Encümeninin 02.12.2014 tarih ve 499 sayılı kararı ile onaylanan imar uygulaması işlemi ile Akyazı Belde Belediyesince (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacı tarafından; bilirkişi tarafından planın geneline yönelik hukuka aykırılık sebeplerinin de belirtildiği, buna rağmen yalnızca kendi parseline yönelik olarak iptal kararı verildiği, uygulama imar planı ile imar uygulamasının ise bilirkişi tarafından tam olarak aydınlatılmadığı, imar uygulaması yapılması sırasında dağıtım ve tahsis ilkelerine uyulmadığı, DOP oranının eşit olarak alınmadığı, taşınmazın tamamının sosyal ve teknik altyapı alanı olarak belirlendiği ileri sürülerek kararın redde ilişkin kısmına karşı, davalı Ortahisar Belediye Başkanlığı tarafından; kararın idareleri ile ilgili kısımlarına yönelik davanın reddine karar verilmesine rağmen idare aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın vekalet ücretine ilişkin kısmına karşı, davalı Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ise; Trabzon il mülki sınırlarının büyükşehir belediyesi sınırları olarak belirlenmesi üzerine il genelinde planlama çalışmaları yapıldığı, bu kapsamda 1/25000 ölçekli nazım imar planı kararları ile uyum sağlanması amacıyla 1/5000 ölçekli planların yapıldığı, planlama sırasında üst ölçek plan kararlarına uygun davranıldığı, davacı taşınmazının bu planda konut alanında kalması nedeniyle herhangi bir hak mahrumiyetinin söz konusu olmadığı ileri sürülerek kararın iptale ilişkin kısmına karşı istinaf başvurusunda bulunulmakta ve kararın aleyhlerine olan kısımlarının kaldırılması istenilmektedir.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile değişik 45. maddesinin 3. fıkrasında; “Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.” hükmü yer almaktadır.
 
İdari yargı yerlerinde açılan davalarda, istemle bağlılık ilkesi ile resen araştırma ilkesinin bulunması nedeniyle, davanın konusunun davacı istemi doğrultusunda oluşturulması, bu istem ve/veya istemlerin her birisi hakkında ayrı ayrı gerekçeler oluşturulması ve sonuca ulaşılması gerekmektedir. Kararın konusunun davacı istemi dışında oluşturulması halinde yanlış bir hususun yargılamasının yapılacak olması nedeniyle kararın gerekçeli olduğundan bahsetmeye olanak bulunmayacağı gibi, mahkemece davacı isteminin daraltılması veya genişletilmesine de olanak bulunmamaktadır.
 
Olayda; davacı tarafından Akyazı Belde Belediye Meclisinin ( Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ve aynı alana yönelik olarak Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açılmış olmasına karşın; idare mahkemesince davacı istemi genişletilmek suretiyle davacının iptalini istemediği, "taşınmazın bulunduğu alanda Ortahisar Belediye Encümeni'nin 02.12.2014 tarih ve 499 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının" da dava konusu yapılarak bu işleme yönelik olarak da yargılama yapıldığı ve hüküm kurulduğu görüldüğünden, dava konusu olmadığı açık olan imar uygulaması kararına yönelik olarak kurulan hüküm ile bu hükmün gerekçesinin karardan çıkarılması gerekmektedir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Ergüneş Mahallesi, Ergüneş Mevkii, 421 ada, 1 parsel sayılı (eski 172 ada, 13 parsel) taşınmazın hissedarı olduğu, taşınmazın bulunduğu alanda Ortahisar Belediye Encümeni'nin 02.12.2014 tarih ve 499 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasının onaylandığı, bu parselasyon planının öğrenilmesi üzerine anılan parselasyon planının dayanağı olan kapatılan Akyazı Belde Belediye Meclisi'nin (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Olayda, Trabzon İdare Mahkemesi tarafından mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan, 17/07/2020 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren ve taraflara tebliğ edilerek bir örneği dosya içine alınan bilirkişi raporunda dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik olarak öncelikle plan geneli açısından değerlendirme yapıldığı ve bu kısma yönelik olarak özetle; "Dava konusu parsele getirilen arazi kullanım kararının planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu, nüfus atamasının mevcut nüfusun gelişme yapısıyla uyumlu olduğu, dava konusu planlarla öngörülen gelişme yapısının Ortahisar ilçesinin mevcut gelişme yapısı ile uyumlu olduğu, nüfus ataması yapılırken ve buna göre konut ve donatı alanları düzenlenirken nüfusun gelişme dinamiklerinin dikkate alındığı, ancak dava konusu plan öncesi yürürlükte olan planlara göre dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında donatı miktarı artırılsa da dava konusu planda yeşil alanlar dışındaki diğer donatı alanlarına Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen asgari standartların altında alan ayrıldığı, bu yönüyle dava konusu planın Mekansal Planlar Yapım Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu" gerekçelerine yer verilmiş, bu tespitlerden sonra davacı parseline getirilen kullanım kararları açısından değerlendirme yapılarak özetle; "uyuşmazlığın temelinin, dava konusu 421 ada, 1 parsele getirilen “Park alanı” kullanımından kaynaklandığı, dava konusu parselin, dere yatağı ve taşkın alanında kalması nedeniyle park alanı olarak düzenlenen iki alanın arasında bulunduğu, söz konusu alanda, bölgede yaşayanlara hizmet edecek donatı alanları ve merkezi fonksiyonların düzenlenmiş olduğu, planlama alanında bölge halkına hizmet etmek üzere semt ve mahalle ölçeğinde park alanları düzenlenmiş olduğu, dava konusu parselin bulunduğu alanda düzenlenen park alanının da semt parkı niteliğinde olduğu, dava konusu parsele yaklaşık 300-400 m. mesafede düzenlenen 2 adet yeşil alan aksı olduğu ve bunun dışında bölgede semt parkı niteliğinde birden fazla park alanı olduğu dikkate alındığında, dava konusu parselin bulunduğu alanda Park Alanı düzenlenmesine ihtiyaç bulunmadığı, bu kapsamda, dava konusu parselin bulunduğu alanda düzenlenen park alanı kullanımında yürüme mesafeleri ve hizmet etki alanlarının dikkate alınmadığı, aynı hizmet bölgesine hitap edecek farklı park alanları düzenlendiği, bölgede küçük ölçekli birçok park alanı yapılması yerine yürüme ve etki mesafeleri dikkate alınarak park ve yeşil alanlarının belli noktalarda düzenlenmesinin hizmet sunum kalitesini artıracağı, dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında 421 ada, 1 sayılı parselin bulunduğu alanın yürüme mesafeleri ve hizmet etki alanları dikkate alınmadan park alanı olarak düzenlenmesinin hizmet sunum kalitesini ve amaçlanan sağlıklı kentleşmeyi olumsuz etkilemesi dışında yeşil alan kurgusu açısından şehircilik ilke ve esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu" görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
 
İmar planları genel düzenleyici işlemler olduğundan, bireysel işlemlerden farklı olarak daha ayrıntılı ve uzun hazırlık süreci bulunmaktadır. Planların hazırlanması aşamasına ait olan bu süreçte uyulması gereken ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ile ayrıntılı düzenlemeye konu edilen araştırma, sentez, katılım, projeksiyon nüfus, plan müellifi yeterliliği, plan dili, yürüme mesafesi etki alanı, sosyal teknik altyapı alanı standartları, plan açıklama raporu vb hususlarda planın genelini etkileyen eksiklikler tespit edilmesi halinde parsel bazında üretilen plan kararları hukuka uygun olsa bile, söz konusu eksiklikler nedeniyle imar planının geneli hukuka aykırı hale gelecektir.
 
Olayda; Mahkemenin gerekçesine aldığı hukuka aykırılık sebepleri dışında uyuşmazlığın çözümü için yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda, dava konusu planda yeşil alanlar dışındaki diğer donatı alanlarına Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen asgari standartların altında alan ayrılması nedeniyle de imar planının şehircilik ilke ve esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiş olup, söz konusu tespitler Dairemizce de yerinde görülmüştür.
 
Bu durumda, Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında, yeşil alanlar dışındaki diğer donatı alanlarına Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirtilen asgari standartların altında alan ayrılması nedeniyle de hukuka uyarlık bulunmamıştır.
 
Akyazı Belde Belediye Meclisinin (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına gelince;
 
Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı belediye meclisi kararı ile onaylandığı, diğer dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının ise 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı belediye meclisi kararı onaylandığı görüldüğünden, dava konusu nazım imar planının uygulama imar planından sonra yapılmış olması nedeniyle anılan uygulama imar planının dayanağını oluşturmasına olanak bulunmadığı, bu nedenle uygulama imar planının esasının incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
 
3194 sayılı İmar Kanunun 5.maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
 
Hukukun genel ilkeleri uyarınca normlar hiyerarşisinde daha alt sırada bulunan hukuk normlarının daha üstte bulunan hukuk normlarına uygun olmasının gerekeceği tartışmasızdır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 3.maddesinde, herhangi bir sahanın, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamayacağı, 20.maddesinde ise, yapıların imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilecekleri hükmüne yer verilerek imar planlarının yukarıda anılan hukuksal niteliği ve normlar hiyerarşisindeki yeri vurgulanmış ve Yönetmeliğin üstünde bir düzenleme olduğu belirtilmiştir.
 
Bu çerçevede imar planlarının gücünü yasalardan alan ve imar hukuku alanında genel düzenleyici işlemler olduğu açıktır. Dolayısıyla yukarıda anılan planların içerdiği kurallar sıralı kurallardır ve bilinen hukuk ilkeleri ve planlama gerekleri ile uygulama imar planlarının içerdiği düzenlemeler üst imar planlarına uygun olmak zorundadır.
 
Bu haliyle bakıldığında; üst ölçekli planların alt ölçekli planlara yönelik daha genel ve bağlayıcı işlev ve kullanımlar getirdiği, gereken kullanım ve işlevlerin daha detaylı gösterildiği alt ölçekli planlar ile üst ölçekli planlar arasında hiyerarşik bir ilişkinin bulunduğu ve kural olarak alt ölçekli planların, üst ölçekli planların ana kararlarına aykırı işlev ve kullanımları getirmelerinin plan hiyerarşisine ve planlama ilkelerine aykırılık oluşturacağı tartışmasızdır.
 
Dava dosyası ile bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden, davacı taşınmazının bulunduğu alanda yapılan ilk planın Akyazı Belde Belediye Meclisi'nin (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı olduğu, bu planın yapıldığı tarihte alanda yapılmış olan 1/5000 ölçekli nazım imar planının bulunmadığı, alandaki ilk nazım imar planının Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.02.2018 tarih ve 964 sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı olduğu anlaşılmaktadır.
 
İmar planları arasında hiyerarşik bir sıralamanın mevcut olduğu ve uygulama imar planlarının üst norm niteliğindeki nazım imar planlarına aykırı olamayacağı, diğer bir anlatımla, üst norm plan ve planlara aykırı olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planları veya mevcut planlarda değişiklik yapılamayacağı açıktır.
 
Bu durumda, yukarıda aktarılan mevzuat kuralları uyarınca 1/5000 ölçekli nazım imar planı bulunmayan dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın 1/1000 ölçekli uygulama imar planına konu edilmesine hukuken olanak bulunmadığı açık olduğundan, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında plan hiyerarşisine, anılan mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
 
Öte yandan; dava konusu uygulama imar planının Dairemiz kararı ile hukuka aykırı bulunması nedeniyle, Ortahisar Belediye Başkanlığı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Trabzon İdare Mahkemesinin 17/11/2020 günlü, E:2019/732, K:2020/999 sayılı kararının iptale ilişkin kısmına karşı davalı Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, vekalet ücretine ilişkin kısmına karşı ise diğer davalı Ortahisar Belediye Başkanlığı tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, kararın Ortahisar Belediye Encümeni'nin 02.12.2014 tarih ve 499 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca yapılan imar uygulamasına yönelik davanın reddine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun anılan kısma ilişkin hüküm ile gerekçenin karardan çıkarılması suretiyle reddine, kararın Akyazı Belde Belediye Meclisi'nin (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planına yönelik davanın reddine ilişkin kısmına karşı davacı istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, Akyazı Belde Belediye Meclisi'nin (Ortahisar Belediye Başkanlığı) 06.09.2010 tarih ve 12 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptaline, dava sonuç olarak iptal ile sonuçlandığından aşağıda dökümü yapılan dava ve istinaf aşamasına ait 3.118,80-TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin (ilk derece yargılama aşamasında davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, mükerrer ödemeye neden olunmayacak şekilde) davalılar tarafından 1/2 oranında davacıya ödenmesine, davalı idareler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, istinaf aşamasında fazladan yatırılan 54,40-TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, artan posta gideri avansının kararın kesinleşmesinden sonra yatıranlara iadesine, 2577 sayılı Kanunun 46/f maddesi uyarınca, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.(¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy