Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2020/1100 Esas 2022/59 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1100
Karar No: 2022/59
Karar Tarihi: 18.01.2022



İSTEMİN ÖZETİ: Samsun 3. İdare Mahkemesi'nin 15/09/2020 günlü, E:2020/14, K:2020/606 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
CEVABIN ÖZETİ: Cevap verilmemiştir.
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesince dava dosyası 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
KARAR: Dava; Samsun il sınırlarında bulunan S:200700948 sayılı maden işletme sahasıyla ilgili olarak ruhsat süresinin uzatılması talebiyle yapılan başvurunun reddi ile maden işletme ruhsatının 25.09.2019 tarihi itibariyle iptaline yönelik 17.12.2019 tarih ve E.462748 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
Samsun 3. İdare Mahkemesi'nin 15/09/2020 günlü, E:2020/14, K:2020/606 sayılı kararıyla; davacı şirket tarafından yapılan ruhsat süresinin uzatılması talebi ekinde, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına yönelik herhangi bir belgenin davalı idareye sunulmadığı, Mahkemenin 25.02.2020 tarihli ara kararıyla, 25.09.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunup bulunmadığının Samsun Vergi Dairesi Başkanlığından sorulduğu, ara kararına istinaden gönderilen belgelerden, başvuru tarihi itibariyle davacı şirketin 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında 1.352.896,65 TL borcunun bulunduğunun görüldüğü, öte yandan, davacı şirket vekili tarafından, başvuru belgeleri arasında eksik belgeler bulunması halinde 3213 sayılı Kanunun 24. maddesinin 2. fıkrası uyarınca taraflarına bildirim yapılarak eksik belgelerin tamamlanması için süre verilmesi gerektiği ileri sürülmekteyse de, anılan Kanun maddesinde sayılan belgeler arasında 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcu bulunup bulunmadığını gösterir belgenin sayılmadığı görüldüğünden, olayda idarenin bildirim yükümlülüğünün bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmadığı, bu durumda, ruhsat süresinin uzatılmasının talep edildiği 25.09.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında borcunun bulunduğu ve borcun bulunmadığına dair herhangi bir belgeyi davalı idareye sunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
Davacı tarafından; 7164 sayılı Kanunla dava konusu işlemin dayanağı 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 24.maddesinin değiştirildiği, bu değişikliğin üzerinden 1 yıl geçmediği, bu nedenle kendilerine uygulanamayacağı, 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi kapsamında borcu bulunmama koşulunun sağlanmaması halinde kendilerine süre verilmesi gerektiği, mahkemenin hatalı yargılama yaptığı, borcu bulunup bulunmadığının araştırılmasının sonucu değiştirmeyeceği ileri sürülerek anılan karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakta ve kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
3213 sayılı Maden Kanunu'nun işlem tarihinde yürürlükte olan 24.maddesinin 2.fıkrasında; "Ruhsatların süre uzatım taleplerinde; ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç altı ay öncesine kadar, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartıyla Genel Müdürlüğün bütçesine gelir kaydedilmek üzere işletme ruhsat taban bedeli yatırılarak, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesi ve aktif edilmiş tebligata esas kayıtlı elektronik posta adresinin (KEP) veya kurumsal elektronik tebligat sistemi (e-Tebligat) adresinin ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. Aksi hâlde talep reddedilir ve ilgili saha ihalelik saha konumuna getirilerek ihale yolu ile ruhsatlandırılır. (...) " hükmü yer almakta iken 02/12/2020 günlü, 31322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3.maddesi ile 3213 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcunun bulunmaması şartıyla” ibaresi madde metninden çıkarılarak ve ikinci fıkranın birinci cümlesinde yer alan “altı ay” ibaresi “on iki ay” şeklinde değiştirilerek 24.maddenin 2.fıkrası; "Ruhsatların süre uzatım taleplerinde; ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç on iki ay öncesine kadar Genel Müdürlüğün bütçesine gelir kaydedilmek üzere işletme ruhsat taban bedeli yatırılarak, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesi ve aktif edilmiş tebligata esas kayıtlı elektronik posta adresinin (KEP) veya kurumsal elektronik tebligat sistemi (e-Tebligat) adresinin ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. (Değişik cümle:25/11/2020-7257/3 md.) Bu yükümlülüğe uymayan ruhsat sahiplerine 100.000 Türk lirası idari para cezası uygulanır ve ruhsat süresinin bitiş tarihinden en geç altı ay öncesine kadar da belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ruhsat sahiplerinin talepleri reddedilerek ruhsatları süresi sonunda iptal edilerek ilgili saha ihalelik saha konumuna getirilerek ihale yolu ile ruhsatlandırılır. (...)" şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
 
Anılan düzenleme ile ruhsatların süre uzatım talepleri sırasında 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi kapsamında borcunun bulunmaması koşul olmaktan çıkarılmış ve süre uzatım talepleri sırasında aranan belgelerin eksik olması halinde doğrudan ruhsat iptali kaldırılarak önce idari para cezası verilmesi ve ardından ruhsatın iptaline ilişkin kurallar getirilmiştir.
 
Olayda; davacı şirketin sahibi olduğu Samsun ili sınırlarında bulunan S:200700948 sicil sayılı ruhsat sahasının işletme ruhsat süresinin uzatılması istemiyle ruhsat süresinin son günü olan 25.09.2019 tarihinde yapılan başvurunun, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına yönelik herhangi bir belgenin başvuru eklerinde yer almadığı gerekçesiyle 17.12.2019 tarih ve E.462748 sayılı işlem reddedilerek ruhsatın 25/09/2019 tarihi itibariyle iptali üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
 
Anayasanın 38. maddesinde, kimsenin, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği, suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da bu hükümlerin uygulanacağı belirtilerek cezaların yasallığı ilkesi ortaya konulmuştur.
 
Öte yandan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2.maddesinde; kabahat deyimi; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlanmış, aynı Kanun'un "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesinde, bu Kanun'un; idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde; diğer genel hükümlerinin ise, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; "Kanunilik ilkesi" başlıklı 4. maddesinde ise, hangi fiillerin kabahat oluşturduğu kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği, kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarının ancak kanunla belirlenebileceği kurala bağlanmıştır.
 
Anılan Kanun'un "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş, maddede atıf yapılan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasında ise, “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmüne yer verilmiştir.
 
Anılan hükümler çerçevesinde, işletme ruhsatının iptali, bir ceza hukuku yaptırımı olmamakla birlikte; hem bir kabahat karşılığı yaptırım olması, hem de bir kamu hukuku yaptırımı olması nedeniyle ceza hukukunun temel ilkelerinin işletme ruhsatının iptali sırasında da gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda "kanunsuz suç ve ceza olmaz" kuralı idari yaptırımlar için de geçerlidir. Kanunun suç saymadığı bir fiil ve davranış nedeniyle kimse cezalandırılamaz. Kural olarak esasen suç konusu fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan yasa kuralının uygulanması gerekmekte, daha sonra yürürlüğe giren yasanın, yürürlük tarihinden önceki fiillere uygulanmasına olanak bulunmamakta ise de, verilen cezanın ceza-i niteliği gereği fiili işleyenin lehine olan yeni yasal düzenlemenin geçmişe yürür şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu durum kabahatler karşılığı uygulanan yaptırımlar içinde geçerlidir. Başka bir anlatımla zaman bakımından geçmişe yürürlük kuralı idari yaptırımların kabahat niteliği nedeniyle ruhsat iptali sırasında da uygulanmalıdır.
 
Dava devam ederken idari yaptırımlar yönünden lehe olarak yapılan yasal değişikliklerin uyuşmazlıkların çözümünde uygulanması hukukun genel ilkesi olduğundan, davalı idarece, davacının temdit talebinin, 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 24/2.maddesinde 7257 sayılı Kanun'un 3.maddesi ile yapılan değişiklikler çerçevesinde yeniden değerlendirilerek davacının işletme ruhsatının iptali hususunda yeniden bir işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, daha sonra temdit başvuruları için koşul olmaktan çıkarılan 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi kapsamında borcu bulunmadığına ilişkin belgenin sunulmadığı gerekçesiyle davacı şirketin temdit talebi reddedilerek ruhsatının 25/9/2019 tarihi itibariyle iptaline ilişkin dava konusu işlemde bu gerekçeyle hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
 
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile Samsun 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 15/09/2020 günlü, E:2020/14, K:2020/606 sayılı kararın KALDIRILMASINA, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan toplam 748,00.-TL dava ve istinaf yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta gideri avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinin (h) bendi uyarınca kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere, 18.01.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY: Samsun 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 15/09/2020 günlü, E:2020/14, K:2020/606 sayılı karar, davacının temdit talebinin reddi işlemi bir idari yaptırım niteliği taşımadığından, hukuka uygun olup istinaf başvurusunun reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy