Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2019/1221 Esas 2020/777 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 2. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/1221
Karar No: 2020/777
Karar Tarihi: 10.12.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Samsun 1. İdare Mahkemesinin 25/10/2017günlü ve E:2016/1150, K:2017/1745sayılı kararının;2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
 
CEVABIN ÖZETİ: Cevap verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesince, Dairemizin 18/05/2018 günlü, E:2018/16, K:2018/503 sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesi'nin 19/06/2019 tarih ve E:2018/6062, K:2019/6067 sayılı kararı ile bozulması üzerine dava dosyası yeniden incelendikten sonra bozma kararına uyularak işin gereği görüşüldü:
 
Dava; Samsun ili, İlkadım ilçesi, .... Mahallesi, 474 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 1/5000 ölçekli nazım imar plan değişikliği yapılmasına ilişkin Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin 13/05/2011 günlü, 10/140 sayılı kararının, 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği yapılmasına ilişkin Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin 15/07/2011 günlü, 14/231 sayılı kararının ve 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmasına ilişkin Samsun Büyükşehir Belediye Encümeninin 25/05/2012 günlü, 252 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
 
Samsun 1. İdare Mahkemesinin 25/10/2017 günlü, E:2016/1150, K:2017/1745 sayılı kararıyla; davacının 474 sayılı kök parselinin yaklaşık 50 m. güneyinde bulunan kavşak alanının katlı olarak çözülmesi halinde can ve mal güvenliğinin sağlanamayacağından bahisle plan değişikliğine gidilirken, yine davacının 474 sayılı kök parselinin yaklaşık 50 m. kuzeydoğusunda ve devamında yer alan yerleşime uygun olmayan alan belirlemesine sahip alanların aynı plan değişikliği kapsamına alınarak uygulama imar planı sınırları dışına çıkarılmamasının, planlamanın bütüncüllüğü ve genelliği ilkesine aykırılık teşkil ettiği, planlamanın parçacıl bir yaklaşım yerine bütüncül ve genel bir yaklaşımla ele alınmış olması durumunda uygulama imar planı içine alınmış olan yerleşime uygun olmayan alanların plan dışına çıkarılması nedeniyle davacının 474 sayılı kök parselinin kısmen isabet ettiği 10900 ada dahil imar adalarının büyüklük ve geometrilerinin değişeceği, bu durumun plan tasarımında ve kararlarında değişiklik getireceği, plan tasarımında yapılacak değişikliklerden davacının mülkiyetinde bulunan 474 sayılı kök parselin de etkilenebileceği, uygulama imar planında yapılacak değişikliklerin nazım imar planı kararlarının da yeniden ele alınmasını gerektirebileceği gibi, parselasyon planında düzenleme sınırını ve DOP oranını değiştirerek parselasyon planını da etkileyebileceği, bu nedenle de bütüncül ve genel bir yaklaşım izlenerek hazırlanmamış dava konusu nazım ve uygulama imar planlarında mevzuata ve hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu imar uygulaması bakımından ise; 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca Samsun Büyükşehir Belediye Encümeni'nin 25/05/2012 günlü, 252 sayılı kararıyla yapılan imar uygulamasına 9889 ada, 1 sayılı parselin (2366,77 m²) alındığı, önceden iki tane iptal kararı olan imar uygulamasında davacının 474 sayılı parselinin gerçekte kök tapuya dönüşünün sağlanmadığı, imar uygulamasının yeniden yapılması halinde 10900 ada 5, 6 parsel ve 10901 ada, 8 parselin ve etkilenen diğer parsellerin de dahil edilerek kök tapuya dönülerek uygulama yapılması gerektiği halde yapılmadığı, davacıya kök tapunun isabet ettiği yerin tahsisinde teknik zorunluluk bulunmamasına rağmen, yapılan imar uygulamalarıyla mağdur edildiği ve yargı kararıyla iptal edilen imar uygulamalarında ortaya konulan olumsuzlukların giderilmediği, yapılan imar uygulamasına alınmayarak davacının kadastral parselinin isabet ettiği alanın başkasına verilmesinin 3194 sayılı Kanunun 18. Maddesi Uygulama Yönetmeliğinin 10. maddesindeki dağıtım ve eşdeğerlik ilkelerine uygunluk göstermediği, dağıtım-tahsis ve parselleme ilkeleri bakımından hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
 
Davalı idare tarafından; hatalı tespit ve değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunun karara esas alınmasının doğru olmadığı, bilirkişi heyetinin, yapılan plan değişikliğinde herhangi bir hata ve meri mevzuata aykırılık bulamadığından, plan değişikliği onama sınırının dışındaki planı incelemeye alındığı, plan değişikliği dışında kalan imar planlarını incelemenin bu davanın konusu olmadığı ileri sürülerek anılan karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakta ve kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin "İmar Planı Değişikliklerinde Uyulması Gereken Esaslar" başlıklı 27'nci maddesinde; İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
 
1- İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır.
 
2- İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir.
 
3-(Değişik:RG-08/07/2005-25869) Onaylı imar planlarında kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanı olarak belirlenen kullanımlar dışında kalan alanlarda plan değişikliği yolu ile yeni bir kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanı ayrılması halinde, yatırımcı bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınmak kaydıyla, bu Yönetmeliğe ekli EK-1a, EK-1b, EK-1c, EK-1d ve EK-1e işaretli tablolarda belirtilen asgari alan büyüklüğü şartı aranmaz.
 
(Ek: RG 30/9/1998-23479) Dini yapı alanlarına ilişkin planlarda ve değişikliklerinde il müftülerinin görüşü alınır.
 
4- (Yeniden düzenleme: RG-08/07/2005-25869) Afetzede yerleşim alanlarının imar planlarında yapılacak değişikliklerde yeni bir kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanı ayrılması halinde, (2) numaralı bentteki şartlar ve bu Yönetmeliğe ekli EK-1a, EK-1b, EK-1c, EK-1d ve EK-1e işaretli tablolarda belirtilen asgari alan büyüklükleri şartı aranmaz." kuralı yer almıştır.
 
İmar planları, insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve arazinin koruma-kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek, ülke, bölge ve kent verilerine göre konut, istihdam, ulaşım gibi kentsel işlevler ile sosyal ve kültürel gereksinimleri var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine getirmek ve belde halkına iyi bir yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin gelişmesi de gözönünde tutularak hazırlanırlar.
 
Anılan ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilmesi mümkündür. Plan değişikliklerinin yargısal denetiminde bu değişikliği zorunlu kılan nedenler, ihtiyaç, çevre, ulaşım, trafik ilişkileri, üst ölçekli planla uyum gibi hususlarda inceleme yapılarak kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılması zorunludur.
 
Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat uyarınca, yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılması mümkün olmayıp, sosyal altyapı alanının kaldırılmasına dair plan değişikliğinin zorunlu olduğu durumlarda ise, hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması gerekmektedir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, Samsun ili, İlkadım ilçesi, .... Mahallesindeki, 474 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin 13/05/2011 günlü, 10/140 sayılı kararı ile yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar plan değişikliği ile taşınmazın cami, yeşil alan, orta yoğunlukta gelişme konut alanı ve yol olarak planlandığı, Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin 15/07/2011 günlü, 14/231 sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği taşınmazın cami ve A-3 yapılaşma koşullu konut alanı ve E=1.20, hmax=12.50 yapılaşma koşullu konut alanı olarak planlandığı, cami ve A-3 yapılaşma koşullu konut alanının yeşil bir aks ile birbirinden ayrıldığı, yine iki farklı yapılaşma koşulu öngörülen konut alanlarının ise 10 metrelik yaya yolu ile birbirinden ayrıldığı, plan değişikliğine ilişkin açıklama raporunda alt geçit olarak düzenlenen kavşağın yapımı aşamasında yağış esnasında trafik güvenliği açısından sakıncalı olacak olması sebebiyle can ve mal güvenliği için hemzemin olarak planlanmasının uygun görüldüğü, kavşağın hemzemin olarak düzenlendiği, yolda kalan parselin yapılaşma hakkının park alanından karşılandığı, kaldırılan park alanına karşılık aynı bölgeden park alanı ayrıldığının belirtildiği görülmektedir.
 
Dairemizin 25.09.2020 tarihli ara kararı ile Samsun Büyükşehir Belediye Meclisinin 13/05/2011 günlü, 10/140 sayılı kararı ile kadastral 474 parselde park alanı olarak ayrılan bölümün kullanım şeklinin konut alanı olarak değiştirildiği görüldüğünden eşdeğer yer ayrılıp ayrılmadığı sorularak, ayrılmış ise değişiklik öncesi ve sonrasına ilişkin 1/5000 ölçekli plan paftasının kabulüne ilişkin meclis karar tarih ve sayılarını gösteren, kadastaral 474 parselin ve söz konusu değişiklikle eşdeğer alan olarak oluşturulan park alanının farklı renkli kalemle işaretlenmiş örneklerinin istenildiği, uygulama imar planında gösterilen 15 metrelik yolun nazım imar planında gösterilmemesinin sebepleri ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile imar uygulamasının büyükşehir belediyesince yapılmasının sebepleri sorularak, bu hususa ilişkin bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenildiği, ara kararına verilen yanıtta; plan açıklama raporunda aynı bölgede park alanı ayrıldığının belirtildiği, nazım imar plan yürürlüğe girdikten sonra 1 yıl içinde ilçe belediyesince uygulama imar planı ve parselasyon planı yapılmaz ile büyükşehir belediyesince yapılacağı ifade edilmiştir.
 
Bu durumda, dava konusu imar plan değişikliğiyle kaldırılan park alanına karşılık hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir park alanı ayrılmadığı, park alanının, konut alanı olarak planlanmasına bağlı olarak artan nüfusun ihtiyacını karşılamak üzere, önceki planda var olanların haricinde yürüme mesafesinde sosyal-teknik altyapı alanı ayrılmadığı, alanda yaşaması öngörülen nüfusa hizmet etmek üzere ayrılan sosyal ve teknik altyapı alanlarının, davaya konu planda artırılan nüfusun da eklenmesiyle daha fazla nüfusa hizmet etmek durumunda kaldığı, dolayısıyla değişiklikle yürürlükteki imar planlarındaki sosyal ve teknik altyapı standartlarının düşürülmüş olması karşısında, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
 
Uyuşmazlığın 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliğine ve imar uygulamasına ilişkin kısmına gelince; kavşağın düzenlenmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliğinin kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği işlerle ilgili olması, imar uygulamasının ise nazım imar plânının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilçe belediyesince yapılmamış olması sebebiyle Samsun Büyükşehir Belediyesinin yetkisi bulunmakta ise de; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin hukuka aykırı olması sebebiyle bu plan esas alınarak hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliğinde ve hukuka aykırı uygulama imar plan kararlarına göre yapılan parselasyon işleminde de hukuka uygunluk, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
 
Açıklanan nedenlerle; Samsun 1. İdare Mahkemesince verilen 25/10/2017günlü, E:2016/1150 K:2017/1745sayılı karar sonucu itibariyle hukuka uygun olduğundan, davalı idarenin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine, aşağıda dökümü yapılan istinaf ve temyiz aşamasına ait yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, artan posta gideri avansının kararın kesinleşmesinden sonra davalı idareye iadesine, 2577 sayılı Kanunun 46/f maddesi uyarınca, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere,10/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy