Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesi 2020/367 Esas 2020/304 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. Vergi Dava Dairesi
Esas No: 2020/367
Karar No: 2020/304
Karar Tarihi: 09.10.2020



(213 S. K. m. 359) (7143 S. K. m. 5)
 
İstemin Özeti: Dava, davacı şirketin 2017 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden bir kısım market satışları ile akaryakıt satışlarını belge düzenlemeksizin kayıt ve beyan dışı bıraktığı, akaryakıt alışlarının bir kısmını belge almaksızın gerçekleştirdiği, ayrıca kasa fazlası tutarların ilişkili kişilere kullandırıldığının tespit edildiğinden bahisle şirket adına 2017/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri için re'sen tarh edilen tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat kat vergi ziyaı cezalı kurum geçici vergisi ile 2017/10-12 dönemi için tekerrür hükümleri uygulanmış üç kat vergi ziyaı cezalı kurum geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.
 
Samsun Vergi Mahkemesi, 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararı ile; davanın kurum geçici vergi asıllarına ilişkin kısımları yönünden yapılan incelemede, dava konusu cezalı tarhiyata ilişkin vergi ceza ihbarnamelerinde, kurum geçici vergilerinin vergi/ceza ihbarnamelerinde gecikme faizi hesaplanabilmesi için zorunlu olarak gösterildiğinin, mahsup dönemi geçtiğinden tahakkuk aşamasında terkin edileceğinin belirtilmesi nedeniyle konusu bulunmadığından geçici vergi asıllarına yönelik davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı, davanın kurum geçici vergi asılları üzerinden bir ve üç kat olarak kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmına gelince: geçici verginin yıllık vergiye mahsuben peşin olarak alınan bir vergi olması nedeniyle bu vergi üzerinden bir kat ceza kesileceği göz önüne alındığında dava konusu edilen dönemlere ilişkin geçici vergilere bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezalarının geçici vergi tutarlarının bir katına kadar kısmında hukuka aykırılık, bir katını aşan kısımlarında ise hukuka uygunluk bulunmadığı, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümlerinin uygulanması neticesinde artırılan kısımlarına gelince; davacı şirketin 2015/1-3 dönem stopaj beyannamesinde kanuni süresinden sonra düzeltme verildiği anda EVDO sisteminde oluşturulan ve aynı anda davacıya tebliğ edilen 2015050613Dms0000002 numaralı vergi/ceza ihbarnamesiyle davacı şirket adına vergi ziyaı cezası kesildiği, anılan ihbarnamenin tahakkukunun 13/10/2015 tarih ve 2015101301Dnt0000117 sayılı tahakkuk fişiyle kesinleştiğinden bahisle dava konusu vergi ziyaı cezasına tekerrür hükümlerinin uygulandığı görülmüş olup, 213 sayılı Kanun hükümlerine uygun şekilde, söz konusu cezanın kesinleştiği 2015 yılını izleyen 2017 yılı için kesilen dava konusu vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
 
Davacı, Samsun Vergi Mahkemesinin 26/09/2019 tarih ve E:2019/84, K:2019/721 sayılı kararı ile davacı şirketin 2016 ve 2017 yılları için kurumlar vergisi ve katma değer vergisi için yapmış olduğu matrah artırımı başvurusunun reddine yönelik dava konusu işlemin iptal edildiğini, söz konusu karara karşı davalı idarenin istinaf başvurusunun Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 30/12/2019 tarih E:2019/877, K:2019/894 sayılı ilamı ile kesin olarak reddedildiğini, davanın konusunun 2016 ve 2017 dönemine ilişkin olduğunu; 7143 sayılı Kanun’un “Matrah ve vergi artırımı” başlıklı 5. maddesinin 1. ve 3.fıkralarında; mükelleflerin bu maddede belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi, ve/veya katma değer vergisi matrahlarını artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar ve vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak yıllık gelir ve kurumlar vergisi ve katma değer vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılamayacağı düzenlendiğinden, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı hale gelmiş olmasına rağmen; davacı tarafından sahte belge düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiğini, denetimden geçmek suretiyle kesinleşmiş ve değişmez nitelikte olan yargı kararına açıkça aykırı olan karara konu cezanın büyüklüğü ve yine bu bedelin davacı şirketten yargılama sonuçlanmadan talep edilmesinin, şirketin mahfına neden olabileceğini ileri sürerek söz konusu kararın redde ilişkin kısmının istinaf yolu ile incelenip kaldırılmasını istemektedir.
 
Davalı idare, davacı hakkında yapılan inceleme ve tarhiyatta kanun ve mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından, Samsun Vergi Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararının üç kat vergi ziyaı cezalarını tek kata indiren kısmının kaldırılarak üç kat vergi ziyaı cezalarının aynen tasdik edilmesi gerektiğiniileri sürülerek söz konusu kararın kabule ilişkin kısmının istinaf yolu ile incelenip kaldırılmasını istemektedir.
 
Davacı Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
 
Davalı Savunmasının Özeti: Mahkeme kararının redde ilişkin kısmının hukuka uygun olduğundan bahisle davacı istinaf istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler karar verilebilmesi için yeterli görüldüğünden davacının duruşma talebi yerinde görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:
 
İstem; Samsun Vergi Mahkemesi'nin 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararının davacı aleyhine olan davanın reddine ilişkin kısmı yönünden davacı tarafından, davalı idarenin aleyhine olan davanın kabulüne ilişkin kısmı yönünden ise davalı idare tarafından kaldırılması talebine ilişkindir.
 
Samsun Vergi Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararının; karar verilmesine yer olmadığına dair kısmı istinaf edilmediğinden kesinleştiği görülmüştür.
 
1)Samsun Vergi Mahkemesinin 17/06/2020tarih ve E:2019/1034, K:2020/508sayılı kararının, 2017/10-12 dönemi için sahte belge düzenlemeden kaynaklı 466.715,78-TL fark geçici vergi aslı üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine yönelik davacı istinaf başvurusunun incelenmesinden;
 
18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un "Matrah ve vergi artırımı" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; gelir ve kurumlar vergisi, 2. fıkrasında; gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi, 3.fıkrasında; katma değer vergisi matrahlarının fıkralarda belirlenen şartlar dahilinde artırılarak belirlenen süre ve şekilde ödenmesi halinde artırımda bulunulan yıllar için ilgili vergi türleri yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı hususu kurala bağlandıktan sonra aynı maddenin 9. fıkrasında; "213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenler ile terör suçundan hüküm giyenler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilenler, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamazlar. Şu kadar ki 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda, bu durumun tespitine ilişkin raporun mükelleflere tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde yazılı başvurmaları, matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, raporun tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri ve maddede öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla bu madde hükümlerinden yararlanırlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
 
Öte yandan; 26/05/2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (Seri No:1) "V- Matrah Ve Vergi Artırımına İlişkin Hükümler" başlıklı E-6-f bölümünde; "7143 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının uygulaması aşağıdaki şekilde olacaktır. (fa) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” hakkında;
 
- 7143 sayılı Kanunun yayımlandığı tarihten önce vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen raporlar ile tespit yapılmış olması,
 
- 7143 sayılı Kanun uyarınca matrah ve vergi artırımı başvurusunda bulunulduğu tarihten önce incelemeye başlanılmış olması durumunda, anılan mükelleflerin, Kanun'un 5 inci maddesi hükmüne göre matrah ve vergi artırımından yararlanmaları mümkün değildir." kuralı getirilmiştir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2017 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen 26/06/2019 tarih ve 2019-A-950/18 sayılı vergi inceleme raporunda, davacı şirket hakkında sahte belge düzenleme yönünden yapılan incelemede düzenlenen 26/06/2019 tarih ve 2019-A-950/16 ve 26 sayılı vergi tekniği raporları ile 26/06/2019 tarih ve 2019-A-950/17 sayılı kurumlar vergisi vergi inceleme raporuna atıfla; gerek davacı şirket adına gerek davacı şirket tarafından başka akaryakıt istasyonları adına düzenlenen ve içeriği has altın olan faturaların sahte olduğu ile davacı şirketin yazar kasalara müdahale ederek gerçek satış rakam ve miktarlarının silinerek yerine daha düşük tutar ve miktarlarda sahte mali hafıza raporları (Z raporu) üretildiğinin tespit edilerek anılan hususlara ilişkin vergi inceleme raporları düzenlenmesinin önerildiği, bunun üzerine davacı şirketin kurumlar vergisi yönünden incelenmesi neticesinde düzenlenen 26/06/2019 tarih ve 2019-A-950/17 sayılı Vergi İnceleme Raporunda; davacı şirketin yazar kasalara müdahale ederek ödeme kaydedici cihaz mali hafıza raporlarını sahte belge olarak düzenlediği, bir kısım market satışları ile akaryakıt satışlarını belge düzenlemeksizin kayıt ve beyan dışı bıraktığı, akaryakıt alışlarının bir kısmını belge almaksızın gerçekleştirdiği ve şirketin günlük ihtiyacı aşan kasa fazlalarının organizasyonu idare edenlere kullandırıldığının tespit edildiği, anılan tespitlere ilişkin olarak davacının gelir ve maliyet hesap kalemleri içerisinde yasal defterlere kaydetmiş olduğu tutarlara göre market bölümünde satışı gerçekleştirilen tekel sigara satışlarında maliyetin 212.392,37-TL olmasına rağmen beyan edilen hasılatın 100.284,70-TL olduğu, bir kısım tekel sigara satışlarında belge düzenlenmediği, söz konusu kayıt dışı hasılata ait karlılık oranının %6 olduğuna yönelik şirket yetkilisinin beyanına bağlı kalınarak yapılan hesaplamada 2017 yılında toplam 124.856,51-TL tutarındaki tekel ürünü satışının belgesiz gerçekleştirilmek suretiyle hasılatının kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, bu tutarın kurumun 2017 hesap dönemi kurumlar vergisi matrah farkı olarak dikkate alınası gerektiği, ayrıca davacı şirketin yasal defter kayıtları ile beyanlarına intikal ettirdiği altın faturaları ve mali hafıza raporlarının sahte olduğunun tespit edildiği, akaryakıt istasyonu haricinde başkaca bir faaliyeti olmayan davacı şirketin 2017 yılında has altın satışı olarak yasal defterlerine kaydedilen 450,00-TL, 480,00-TL ve 200,00-TL gibi standart olmayan altın satışlarından elde edilen toplam hasılatın 17.835.000,00-TL olduğu, kredi kartları ile yapılan satışlardan elde ettiği hasılat tutarı 28.541.918,86-TL ile beyana konu edilen kredili satış tutarı olan 7.878.610,30-TL hasılat arasında 21.589.543,27-TL fark olduğu, şirket temsilcisinin bu uyumsuzluğun sebebi olarak nihai tüketiciden hurda altın alındığı, sonra hurda altınların işlenerek akaryakıt istasyonunda belgesiz satıldığına yönelik açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı zira belgesiz satıldığı ileri sürülen altın miktarının Samsun ilinde bir yılda tüm kuyumcuların alıp sattığı altından fazla olduğu ve davacı şirketin dahil olduğu mola akaryakıt istasyonlarının bir çoğunda inceleme aşamasında aynı iddiaların dile getirildiği, ayrıca Samsun Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü görevlilerince davacı şirketin akaryakıt istasyonunda muhtelif tarihlerinde yapılan denetimlerde denetim yapılan günlerdeki akaryakıt satış rakamlarının diğer günlere oranla ortalama 10 kat yüksek olduğu ve yazar kasalara müdahale edilerek sahte mali hafıza raporu oluşturulmak suretiyle satış miktarlarının düşük gösterilerek vergi kaybına neden olunduğu yönünde kanaat belirtildiği, bunun da POS satış toplamı ile ödeme kaydedici cihaz fişi düzenlemek suretiyle yapılan satışlar arasındaki farkın belgesiz akaryakıt satışından kaynaklandığını doğruladığı, davacı şirketin kasa hesabında günlük mutat ihtiyaç dışında nakit bulundurulduğu, bu durumun iktisadi ve ticari icaplara uygun düşmediği, yapılan hesaplamada 12.603,00-TL olduğu anlaşılan günlük ortalama kasa haddi tutarının (şirket temsilcisinin bu tutarın 20.000,00-TL olarak dikkate alınması yönündeki beyanına itibar edilerek) düşüldükten sonra yapılan adatlandırma sonucunda ilişkili kişilere kullandırıldığı sonucuna varılın tutarın 259.175,77-TL faiz gelirinin matraha ilave edilmesi gerektiği hususlarına yer verilerek, 2017 yılına ilişkin olarak sahte faturaya dayalı has altın kar beyanı tutarı ile belgesiz alındığı tespit edilen benzin maliyeti düşüldükten sonra sahte mali hafıza raporlarından kaynaklı 3.086.055,72-TL, iş yeri marketinde belgesiz tekel sigara satışları ve organizasyonu idare edenlere kullandırılan kasa fazlalarının faiz gelirleri kaynaklı 374.521,65-TL olmak üzere toplam 3.460.577,37-TL kurumlar vergisi matrah farkı bulunduğu, bu matrahlar üzerinden 2017/1-3 dönemi için 1.43,00-TL, 2017/4-6 dönemi için 8.040,00-TL, 2017/7-9 dönemi için 16.497,00-TL fark geçici verginin resen tarh edilmesi, söz konusu tarhiyata bir kat vergi ziyaı cezası uygulanması, 2017/10-12 dönemi için 523.400,00-TL fark geçici verginin resen tarh edilmesi, söz konusu verginin sahte mali hafıza raporu düzenlemeden kaynaklı 466.715,78-TL kısmına üç kat oranında, belgesiz tekel ürünü satışı ve kasa hesabı faiz gelirinden kaynaklı 56.684,22-TL kısmına bir kat oranında vergi ziyaı cezası uygulanması, tüm dönemlere ait geçici verginin mahsup imkanı kalmadığından vergi asıllarının aranmamasının önerildiği, anılan inceleme raporuna istinaden, 2019103113vfx0000007 sayılı vergi/ceza ihbarnamesiyle 2017/1-3 dönemi için 1.043,00-TL aslının aranmadığı belirtilen geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezası, 2019103113vfx0000008 sayılı vergi/ceza ihbarnamesiyle 2017/4-6 dönemi için 8.040,00-TL aslının aranmadığı belirtilen geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezası, 2019103113vfx0000009 sayılı vergi/ceza ihbarnamesiyle 2017/7-9 dönemi için 16.497,00-TL aslının aranmadığı belirtilen geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezası, 2019103113vfx00000010 sayılı vergi/ceza ihbarnamesiyle 2017/10-12 dönemi için 56.684,22-TL aslının aranmadığı belirtilen geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmış bir kat vergi ziyaı cezası, 2019103113vfx00000011 sayılı vergi/ceza ihbarnamesiyle 2017/10-12 dönemi için 466.715,78-TL aslının aranmadığı belirtilen geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanmış üç kat vergi ziyaı cezasının tebliği üzerine, vergi/ceza ihbarnameleri içeriği aslı aranmayan geçici vergiler ile tekerrür uygulanmış, bir ve üç kat vergi ziyaı cezalı kurum geçici vergilerinin kaldırılması açılan davada; Samsun Vergi Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararı ile davacı hakkında davalı idare inceleme elemanlarınca yapılan tespitler değerlendirilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
 
Bununla birlikte; davacı tarafından, uyuşmazlığa konu 2016 ve 2017 yılları için kurumlar vergisi ile katma değer vergisi hakkında 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırım talebinde bulunulduğu, söz konusu matrah artırımı talebinin davalı idarece 01/08/2018 tarih ve 14501685/2018243 sayılı işlem ile reddi üzerine açılan davada, Samsun Vergi Mahkemesinin 26/09/2019 tarih ve E:2019/84, K:2019/721 sayılı kararı ile; 7143 sayılı Kanun'un yayımlandığı tarih itibariyle 2016 yılı için başlanıldığı ileri sürülen birinci vergi incelemesinin 7143 sayılı Kanun'dan faydanılmasını engelleyecek nitelikte sayılan gerekçelerle yapılmadığı, ikinci vergi incelemesinin ise davacı hakkında başlanılmış vergi incelemesi olarak kabul edilemeyeceğinden, davacının 2016 ve 2017 yılları için kurumlar vergisi ve katma değer vergisi için yapmış olduğu matrah artırımı başvurusunun reddine yönelik dava konusu işlemde hukuku uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 30/12/2019 tarih ve E:2019/877, K:2019/894 sayılı kararıyla reddedilerek davacı lehine kesinleştiği, dolayısıyla davacının uyuşmazlığa konu 2016 ve 2017 yılları için kurumlar vergisi ile katma değer vergisi hakkında 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımı yaptığı anlaşılmaktadır.
 
Dava konusu olayda, yukarıya aktarılan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; mükelleflerin 7143 sayılı Kanun'un 5.maddesinden (matrah, vergi artırımı) faydalanmak amacıyla başvurup Kanun'da belirlenen süre ve şekillerde ödemelerini yapmaları durumunda, haklarında bu yıllara ilişkin olarak artırıma konu vergi türleri itibariyle inceleme ve tarhiyat yapılmayacağının açıkça düzenlendiği, hakkında 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan fiiller (defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler) hususunda Kanun'un yürürlüğünden önce tanzim edilmiş raporla tespit yapılmış olunması veya bu konuda artırımdan önce incelemeye başlanılmış olması durumlarında matrah ve vergi artırımından yararlanılamayacağı, artırım yapıldıktan sonra ise anılan bu filler kapsamında dahi olsa (artırım yapılan yıllara ilişkin olarak) bir inceleme başlatılmasının veya tarhiyat yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda; Samsun Vergi Mahkemesinin istinaf incelemesinden geçerek kesinleşen 26/09/2019 tarih ve E:2019/84, K:2019/721 sayılı kararı ile; gerek 7143 sayılı Kanun'un yayım tarihinden gerekse matrah artırım talebinde bulunduğu tarihten önce başlanılmış 7143 sayılı Kanun'dan faydanılmasını engelleyecek nitelikte bir vergi incelemesi bulunmadığı gerekçesiyle davacının matrah artırım talebinin reddi işleminin hukuka uygun olmadığından iptaline karar verildiği dikkate alındığında, davacı hakkında 7143 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca matrah artırımında bulunduktan sonra vergi incelemesine başlanılarak cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmakta olup, yukarıya alıntısı yapılan 7143 sayılı Kanun'un 5.maddesinde yer verilen matrah artırımına ilişkin hükümler doğrultusunda; artırımda bulunulan yıllar için ilgili vergi türleri yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı açık olduğundan dava konusu cezalı tarhiyatta bu yönüyle hukuka uygunluk, aksi yönde verilen Mahkeme kararında da yasal isabet görülmemiştir.
 
2)Samsun Verg iMahkemesinin 17/06/2020tarih ve E:2019/1034, K:2020/508sayılı kararının, 2017/10-12 dönemiiçin sahte belge düzenlemeden kaynaklı 466.715,78-TL fark geçici vergi aslı üzerinden bir katı aşan tutarda kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına yönelik davalı istinaf başvurusunun incelenmesinden;
 
Samsun Vergi Mahkemesince, davacı hakkında davalı idare inceleme elemanlarınca yapılan tespitler değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davacı hakkında 7143 sayılı Kanun'un 5. maddesi uyarınca matrah artırımında bulunduktan sonra vergi incelemesine başlanılarak cezalı tarhiyat yapıldığı anlaşılmakta olup, yukarıya alıntısı yapılan 7143 sayılı Kanun'un 5.maddesinde yer verilen matrah artırımına ilişkin hükümler doğrultusunda; artırımda bulunulan yıllar için ilgili vergi türleri yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı açık olduğundan dava konusu cezalı tarhiyatta bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamıştır.
 
Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Samsun Vergi Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve E:2019/1034, K:2020/508 sayılı kararının, 2017/10-12 dönemi için sahte belge düzenlemeden kaynaklı 466.715,78-TL fark geçici vergi aslı üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasına yönelik davanın reddine dair kısmının kaldırılmasına, Dairemizce bu kısım yönünden işin esasına geçilerek davanın kabulüne; 2017/10-12 dönemi için sahte belge düzenlemeden kaynaklı 466.715,78-TL fark geçici vergi aslı üzerinden bir katı aşan tutarda kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına yönelik davalı istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine, aşağıda dökümü gösterilen ve davacı tarafından yapılan 496,95-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.890,00TL vekalet ücretinin -mükerrer olmamak kaydıyla- davalı idarece davacıya ödenmesine, davalı idare tarafından yapılan 38,00-TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, posta ücreti avansından artan miktarın Mahkemesince aidiyetlerine göre istinaf edenlere ayrı ayrı iadesine, tebliği izleyen otuz (30) gün içerisinde Dairemiz vasıtasıyla Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 09/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy