Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 Esas 2022/201 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/80
Karar No: 2022/201
Karar Tarihi: 22.02.2022

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2021/80 Esas - 2022/201
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİKARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP:
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:


VEKİLİ:
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/01/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
KARARIN YAZ. TARİH: 23/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle: Davacı TMO bünyesinde güvenlik görevlisi olarak istihdam edilmek üzere işçi temini için ihaleye çıkıldığını ve davalı şirketlerle hizmet sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre çalıştırılacak işçinin işe iş akdinin tesisi ve feshi ile ilgili bütün sorumluluğun davalı şirketlere ait olduğunu, dava dışı ... isimli işçinin 06/07/2011-28/02/2019 tarihleri arasında davacı kurumda çalıştığını ve davacı kurum tarafından kendisine 01/04/2019 tarihinde 21.732,59 TL, 14/06/2019 tarihinde ise 5.880,63 TL tazminatı ile 211,19 TL damga vergisi olmak üzere toplam 27.824,41 TL ödendiğini beyanla, 27.824,41 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte, işçiyi çalıştırdıkları dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... vekili cevap dilekçesi ile özetle: iş bu davanın zaman aşımına uğradığını bu nedenle zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, İhale konusu işin maliyeti hesaplanırken kıdem tazminatının hesaplamaya dahil edilmediğini, kıdem tazminatının asıl işverenin sorumluluğunda olduğunu ve alt işverenlere müracaat edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının bulunduğunu davaya bakmaya yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dışı ...'ın davacı nezdinde çalıştığını bu nedenle dava dışı işçinin alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olmaması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme ve eki şartnamelerde işçilik alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönünde bir hükümde bulunmadığını beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
Mahkememizce Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nden dava dışı işçiye ait bilgi ve belgeler, ödemeye dair dekontlar, özlük dosyası, 2011-2019 tarihleri arasında davalı şirketlerle imzalanmış sözleşme, teknik şartname, hizmet işleri genel şartnameleri, bilirkişi raporu.
Dava, asıl işverenin alt işverenlere rücusundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Davacının davalı şirketlerle hizmet alım sözleşmesi yaptığı, bu sözleşmeler kapsamında çalışan dava dışı ...'a davacı tarafından 27.824,41 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı ve yapılan bu ödemenin sözleşme hükümleri İş Kanunu 2/6 maddesi 6098 sayılı TBK'nu 162 - 168 maddeleri uyarınca davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğuna ilişkindir. Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığından davanın TBK hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek davacı, gerekse davalılar tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğundan TTK 4. maddesi gereği mahkememiz iş bu davada görevlidir.
Davalı ... Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." düzenlemesi yer almaktadır. Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK'nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, HMK'nın 19. maddesinin 2. bendi "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir.
Somut olayda, kesin yetki durumu bulunmadığından ve davalı vekili yetki itirazında, sözleşmede gösterilen Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmediğinden, mahkememiz yetkili hale gelmiştir.
Mahkememizce alınan 11/08/2021 tarihli raporda özetle; Dava dışı işçinin davacı TMO'da 06/07/2011-28/02/2019 tarihleri arasında 6 yıl 1 ay 6 gün kıdeme esas çalışmasının olduğu ve buna göre işçiye 27.884,41 TL kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği; dava dışı işçiye davacı kurumca ödenen dava konusu tazminatın, dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalışma sürelerine oranlama yapılarak dağıtılmasının daha doğru olacağı, ... ..., STK ... müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu miktara ilişkin hesaplamada; 24/07/2012-31/12/2013 tarihleri arasında .... ve ... .... ve ....nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde 518 gün süreyle çalıştığı ve bu döneme tekabül eden kıdem tazminatı tutarının 6.526,94 TL olduğu, .../... Ltd şti müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu miktara ilişkin hesaplamada; 21.12.2011 tarihli sözleşmeye göre kıdem tazminatının yüklenicilerin sorumluluğuna bırakıldığı, 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında .... ve ... ....nin oluşturduğu adi ortaklık nezdinde 720 gün süreyle çalıştığı ve bu döneme tekabül eden kıdem tazminatı tutarının 9.072,20 TL olduğu, bu dönem çalışmasına esas 27.11.2013 tarihli sözleşmeye göre bu döneme tekabül eden kıdem tazminatının yüklenicilerin sorumluluğuna bırakıldığı,16.03.2016-31.05.2016 tarihleri arasında Has İlık Adi Ortaklığı nezdinde 76 gün, süreyle çalıştığı ve bu döneme tekabül eden kıdem tazminatı tutarının 957,62 TL olduğu, dava dışı işçinin 22/08/2016-31/08/2016 tarihleri arasında Has 7 Kule iş Ortaklığı nezdinde 10 gün çalıştığı ve bu döneme tekabül eden kıdem tazminatı tutarının 126,00 TL olduğu, 01.09.2016-31.10.2016 tarihleri arasında ... nezdinde 60 gün süreyle çalıştığı kıdem tazminat tutarının 756,02 TL olduğu, 01/11/2016-31/08/2017 tarihleri arasında ...nezdinde 300 gün çalıştığı kıdem tazminat tutarının 3.780,09 TL olduğu, 01/09/2017-31/10/2017 tarihleri arasında Ulusoy 64 İş Ortaklığı nezdinde 60 gün çalıştığı kıdem tazminat tutarının 756,02 TL olduğu, 01/11/2017-31/08/2018 tarihleri arasında Has06 İş Ortaklığı nezdinde 204 gün çalıştığı kıdem tazminat tutarının 2.570,46 TL olmak üzere toplam olarak 18.018,41 TL olduğu, ... yönünden yapılan hesaplamada; dava dışı işçinin 01/01/2016-15/03/2016 tarihleri arasında ... nezdinde 75 gün çalıştığı kıdem tazminat miktarının 945,02 TL olduğu, 01/06/2016-10/06/2016 tarihleri arasında ... nezdinde 10 gün çalıştığı kıdem tazminat tutarının 126,0 TL olmak üzere toplam 1.071,02 TL olduğu, ... yönünden yapılan hesaplamada; dava dışı işçinin 01/09/2018-28/02/2019 tarihleri arasında ... nezdinde 180 gün çalıştığı kıdem tazminat tutarının 2.268,04 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Taraflar arasındaki sözleşmeler ve eki teknik şartnameler incelendiğinde, işçiye ödenecek olan kıdem tazminatının bazı dönem ihalelerinde alt işveren olan yüklenici firmaların sorumluluğunda olduğu, bazı dönemlerde alt işverenler ile imzalanan teknik şartnamelerde kıdem tazminatı yüklenici sorumluluğundan hariç tutulduğu, bazı sözleşmelerde ise kıdem tazminatına ilişkin ibarelere hiç yer verilmediği, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından davalı şirketlerin sorumlu oldukları miktarların sözleşme hükümleri dikkate alınarak hesapladığı, sözleşmede hüküm bulunmaması durumundan ise asıl işveren ile alt işveren arasında yarı yarıya olacak hesaplandığı, buna göre ... nin sözleşme süresi olan 01/01/2012-31/12/2013 dava dışı işçinin çalıştığı tarihler 24/07/2012-31/12/2013 dönemine denk gelen miktarın toplamda 6.526,94 TL olduğu, ... nin sözleşme süresi olan 16/03/2014-31/12/2015 dönemine denk gelen miktarın 9.072,20 TL olduğu, 16/03/2016-31/05/2016 dönemine denk gelen miktarın kıdem tazminatı hariç 957,62 TL olduğu, 22/08/2016-31/08/2016 dönemine denk gelen miktarın kıdem tazminatı hariç 126,00 TL olduğu, 01/09/2016-31/10/2016 dönemine denk gelen miktarın 756,02 TL olduğu, 01/11/2016-31/08/2017 dönemine denk gelen miktarın 3.780,09 TL olduğu, ... ... 01/01/2016-15/03/2016 dönemine denk gelen miktadın 945,02 TL olduğu, 01/06/2016-10/06/2016 dönemine denk gelen miktarın 126,00 TL olduğu ... nin sözleşme süresi olan 01/11/2017-31/08/2018 dönemine denk gelen miktarın 2.570,46 TL olduğu, ... nin sözleşme süresi olan 01/09/2018-28/02/2019 dönemine denk gelen miktarın 2.268,04 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; dava dışı ... isimli işçinin 06/07/2011-28/02/2019 tarihleri arasında 6 yıl 1 ay 6 gün süreyle davacı TMO'da işçi olarak çalıştığı ve 27.824,41 TL kıdem tazminatına hak kazandığı, ancak işçiye davacı tarafından damga vergisi dahil 27.824,41 TL ödendiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre de ödenen kıdem tazminatının uygun olduğu anlaşılmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri ve teknik şartnamelerin incelenmesinde; davalı ...., ... .... Ve... nin oluşturduğu adi ortaklığın taraf olduğu 01/01/2012-31/12/2013 tarihleri arasını kapsayan sözleşmenin 36. Maddesinde ve bu ihaleye ait teknik şartnamenin 15/5. maddesinde kıdem tazminatının ödeme yükümlülüğünün davalı alt işverende/yüklenicide olduğunun belirtildiği, hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi ek raporu ile bu döneme ilişkin ödenmesi gereken kıdem tazminatının 6.526,94 TL olduğu, davalı ...., ... ....nin oluşturduğu adi ortaklığın taraf olduğu 01/01/2014-31-12-2015 tarihleri arasını kapsayan sözleşmenin 36. Maddesinde ve bu ihaleye ait teknik şartnamenin 15/6. maddesinde kıdem tazminatının ödeme yükümlülüğünün davalı alt işverende/yüklenicide olduğunun belirtildiği,üküm kurmaya ve denetime elverişli görülen bilirkişi ek raporu ile bu döneme ilişkin ödenmesi gereken kıdem tazminatının 9.072,20 TL olduğu kanaatine varılarak bu yöne ilişkin hesaplanan tutarların bu dönemlere ilişkin hizmet alım sözleşmenin tarafı olan davalılardan her bir şirketin çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere tahsiline karar vermek gerekmiştir.
01/01/2016-15/03/2016,16/03/2016-31/05/2016,01/06/2016-15/06/2016,01/08/2016-31/08/2016,01/09/2016-31/10/2016,01/11/2016-31/08/2017 dönemlerine ait teknik şartnamelerin ise “Yüklenicinin Sorumluluk Esasları” başlıklı 14’üncü maddesinin 5 no’lu bendinde, 01/09/2017-31/10/2017,01/11/2017-31/08/2018, 01/09/2018-31/08/2019 dönemlerine ait teknik şartnamenin 8. Maddesinin E bendinin 5. Kısmında “İş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici, istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izine ilişkin hakları ile ilgili Kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yüklenici tarafından yerine getirilecektir.” denmiş, 6 no’lu bendinin son cümlesinde; “Hizmet personelinin (kıdem tazminatları hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku kanunlarında, yönetmelik ve tüzüklerde belirtilen her türlü sorumluluk, vergi, harcama işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır.” hükmü getirilerek yüklenicinin sorumlu olduğu işçilik alacaklarından, kıdem tazminatı ayrı tutulmuş, yine teknik şartnamenin 17’inci maddesinin 5 no’lu bendinde; “Yüklenici yürürlükteki İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) tüm sorumluluk yükleniciye aittir.” hükmü ile kıdem tazminatının yüklenici sorumluluğundan çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı işçinin çalıştığı 01/01/2016-31/08/2016 tarihlerini kapsayan diğer dönemlere ilişkin hizmet alım sözleşmesi eki niteliğindeki teknik şartnamelerde kıdem tazminatından yüklenicinin istisna tutulduğu, kıdem tazminatından davacının sorumluluğuna ilişkin açık hüküm bulunduğu, bu sebeple bu dönemlere ilişkin dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından davalılardan talep edilmesi mümkün olmadığından bu kısma ilişkin açılan dava haksız görülmüştür.
Taraflar tacir ve davaya konu iş ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari avans faizine hükmedilmiş, aleyhine hüküm kurulan davalıların dava tarihi itibari ile temerrüde düştükleri, davadan önce temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi belge olmadığı kabul edilerek bu tarihten itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekili bir kısım yargı kararları sunmak suretiyle davanın reddini talep etmiş ise de somut olayda taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmamakta olup, işçiye karşı işveren ve taşeronun birlikte sorumlu olması İş Kanunundan kaynaklanmaktadır. Ancak taraflar arasında bu nev'i bir uyuşmazlık bulunmadığından iş bu davada sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelere göre; sözleşme, teknik şartname ve diğer yazılı belgelerde hüküm bulunmaması halinde ise TBK hükümlerine göre sorumluluğunun tespiti gerekmektedir. Esasen sözleşmelerde işçi alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmaması bu alacakların bir kısmından asıl işveren davacının sorumlu olacağı sonucunu da doğurmaz. Hizmeti yerine getiren davalılar kendi işçileriyle hizmeti vermesi sözleşmenin bir unsuru olması nedeniyle işçi ücreti ve sair ödendiler davalıların sorumluluğundadır. Hizmet sözleşmesi bedeli içinde bu ücretler bulunmaktadır. (Yargıtay 23. HD'nin ... Esas ... Karar ve ... Esas ... Karar sayılı ilamı)Bu sebeplerle davalıların emsal mahkeme kararları olayımızda uygulama yeri bulmamıştır.
Davalılar vekili zaman aşımı definde bulunmuş ise de sözleşmeden kaynaklı bir alacak olması sebebiyle 10 yıllık genel zaman aşımı süresine tabi olması gerektiği kanaatine varılmış, zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu nazara alınmış, her bir davalı bakımından ayrı ayrı hüküm altına alınan toplam miktar üzerinden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir.
7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalı .... vekilinin arabuluculuk görüşmelerine katıldığı, diğer davalıların katılmadığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, aynı yasanın 11. maddesi gereği tespit edilen arabuluculuk ücretinin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan diğer davalılardan yargılama gideri olarak tahsiline karar vermek gerekmiş ayrıca arabuluculuk görüşmesine katılmayan iş bu davalılara vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
-6.526,94 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan ..., ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak
-9.072,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-... yönünden açılan davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.065,58TL karar ve ilam harcından peşin alınan 475,18-TL'nin mahsubu ile bakiye 590,40-TL'nin 247,03TL'si davalılar ..., ...'den 343,37 TL'si davalılar ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 475,18 TL peşin harç olmak üzere toplam 534,48TL'nin 223,64TL'sidavalılar ..., ...'den, 310,84 TL'si davalılar ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ödenen 700,00 TL bilirkişi ücreti, 220,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 920,00TL'nin 384,94TL'si davalılar ..., ...'den, 535,06 TL'si davalılar ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen;
İ-5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ...'den müşteriken ve müteselsilen
ii-5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ... 'den müşteriken ve müteselsilen
6-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ne verilmesine,
7-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin görüşmelerine katılmayan davalılar ..., ...'den alınarak Hazineye gelir kaydına,
Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine.
8-Kullanılmayan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM'da istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 22/02/2022 11:07:03
Katip
¸


Hakim
¸




Full & Egal Universal Law Academy