Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/272 Esas 2021/303 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/272
Karar No: 2021/303
Karar Tarihi: 24.05.2021

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2020/272 Esas - 2021/303
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2020/272 Esas
KARAR NO: 2021/303
HAKİM:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ: Av.
DAVALI :
VEKİLİ: Av.
İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ: Av.
DAVA: İtirazın İptali (Otopark Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/03/2020
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Müvekkili davacının otopark işletmeciliği yaptığını ve davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı ... plakalı aracın 11.10.2010 tarihinde davacıya ait otoparka çekildiğini, o günden bu yana otoparkta tutulduğunu ve halen otoparkta olduğunu, buna mukabil otopark ücretinin ödenmediğini, tahsili için başlatılan takibe de itiraz edildiğini, alacağın sözleşmeden kaynaklanması ve sözleşmenin Samsun'da ifa ediliyor olması hasebiyle davalının takipteki yetki itirazının yerinde olmadığını, davadan önceki zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını beyanla, Samsun İcra Dairesi'nin 2018/153900 Esas sayılı takibe vaki itirazın iptali le takibin devamını ve davalının icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: Davalının sicilde kayıtlı adresinin Beykoz/İstanbul olduğunu ve takibin Beykoz İcra Müdürlüklerinde başlatılması gerektiğini, davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalanıp perte ayrılan araçlarla ilgili çekici ve park hizmetlerin yürütülmesi işinin sözleşme ile ... ... Ltd. Şti.ye (...) verildiğini ve ...'in de sözleşmeden kaynaklı bir kısım işleri 01.01.2007 tarihli sözleşme ile davacıya taşere ettiğini, davacı ile davalı arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmadığını ve davacının ücret alacağı dahil herhangi bir talepte bulunacak olması durumunda muhatabının akidi konumundaki ... olabileceğini, kasko sigorta poliçesine dayalı olarak otopark ücreti talep edilmesinin de poliçede bu yönde bir teminat bulunmadığından mümkün olmadığını, aracın sovtajı sebebiyle ücret talep edilecekse bunun muhatabının da aracın sicilde kayıtlı maliki olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekilinin talebi üzerine dava ...'e ihbar edilmiştir.
... vekili, ihbar dilekçesine ve müzekkeremize karşı ibraz ettiği dilekçelerinde özetle: ... ile davacı arasında 01.01.2007 tarihinde "... " imzalandığını ve pert, çalıntı, buluntu araçların bu sözleşmeye istinaden davacıya ait otoparklarda muhafaza edildiğini, sözleşme süresinin 1 yıl olarak belirlendiğini ancak sürenin sözleşmenin 8. maddesine uygun olarak her seferinde uzadığını ve sözleşme hükümlerinin Ağustos/2019'a kadar sorunsuz uygulandığını, bu tarihten sonraki taleplerin ise kati satışı yapılamayan pert araçlar gerekçe gösterilerek karşılanmadığını ve bunun üzerine sözleşmenin ... tarafından davacıya şifahen bildirilmek suretiyle feshedildiğini, uzun süre otoparkta kalan araçlar ile kati satışı yapılamayan araçlar için ödenecek otopark ücretinin sözleşmenin 7. maddesine göre belirlendiğini ve ücretin aynı madde uyarınca aracı kati satış ile üzerine almış alıcının karşılayacağının öngörüldüğünü, kati satışı yapılamayan araçların otopark ücretinin ise aracın malikine ait olduğunu, ... ile davacı arasındaki sözleşmenin dayanağının ... ile davalı arasında imzalanan 01.06.2012 tarihli "..." olduğunu, ancak bu sözleme ile içeriği aynı olan sözleşmelerin 2003 yılından beri yıllık sözleşmeler olarak düzenlendiğini, ticari kayıtların muhafaza süresinin 10 yıl olması sebebiyle 01.06.2012 tarihinden önceki sözleşmelere ulaşılamadığını beyan etmiştir.
Samsun İcra Dairesi'nin 2018/153900 Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacı tarafından takip borçlusu davalı aleyhine, ... ... Bilgileri başlıklı belge ile Anadolu Sigorta antetli 11.10.2010 tarihli bir belgeye istinaden ve otopark ücreti alacağı açıklaması ile 23.219-TL üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe girişildiği, davalının süresi içinde ileri sürdüğü itirazları üzerine takibin durduğu ve işbu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
... ile davalı arasındaki 01.06.2012 tarihli "..." ve davacı arasındaki 01.01.2007 tarihli "... ..." dosyamız arasına alınmıştır.
... plakalı aracın trafik sicil bilgileri celp edilmiş olup incelenmesinden: Aracın 14.01.2010 tarihinde ... Tar. Sağ. San. Tic. Ltd. Şti. adına tescil edildiği ve halen aynı şirket adına kayıtlı olduğu, 27.12.2011 tarihi itibariyle trafikten çekildiği görülmüştür.
Davalıya yemin teklif edilmesi üzerine, şirket yetkili temsilcisi yemini eda etmiş ve buna ilişkin tutanaklar dosya arasına alınmıştır.
Dava, otopark sözleşmesinden kaynaklı ücret alacağının tahsili talebi ile başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
2004 sayılı İİK'nın 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, 6100 sayılı HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Yani, HMK'daki yetki kuralları ilamsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır. HMK'nın 6. maddesine göre, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, yasanın 10. maddesi ile, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır.
6098 sayılı TBK'nun "ifa yeri" başlıklı 89. maddesine göre, borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir ve aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Ancak, ifa yerinin TBK'nın 89/1. maddesine göre belirlenebilmesi için, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmalı ve borçlunun sözleşme ilişkisini inkar etmesi durumunda alacaklının öncelikle bu ilişkiyi usulünce ispat etmesi gerekir.
İtirazın iptali davalarında, yetkili yer icra dairesinde başlatılmış usulüne uygun bir takibin varlığı özel dava şartı olup, bu yöndeki şartın gerçekleşmemiş olması durumunda dava dilekçesinin reddine karar verilir. Bu sebeple, davada, öncelikle taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı tartışılmalı, ilişki bulunmadığının saptanması durumunda, yetkili olmayan icra dairesinde takip başlatıldığı veçhile dava reddedilmelidir.
Öncelikle, taraflar arasındaki ilişkinin açığa kavuşması bakımından ihbar olunan ... ile davacı ve davalı arasındaki sözleşmelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Davalı sigorta şirketi, kasko sigortası ile sigortaladığı araçlardan pert kararı kesinleşmiş olanların bulundukları yerlerden alınması ve park alanlarında toplanıp satışın tamamlanmasına kadar bu alanlarda tutulması işi ile ilgili olarak 2003 yılında ... ile bir sözleşme yapmış ve sözleşmeyi 01.06.2012 tarihine kadar her yıl yenilemiştir. Taraflar, 01.06.2012 tarihinde yeniden bir araya gelmiş ve dosyada mübrez 01.06.2012 tarihli "..." başlıklı sözleşmeyi imzalamış, dava tarihine kadar feshedilmeyen sözleşme, 8.madde uyarınca her yıl kendiliğinden yenilenmiştir. Sözleşmede sigorta şirketi "müşteri" olarak tanımlanmıştır.
... başlıklı sözleşmenin 1.maddesinde, sözleşmenin amacı, sigorta şirketi tarafından pert kararı kesinleşmiş kaskolu araçların bulundukları yerlerden ...'in anlaşmalı çekicileri vasıtasıyla alınması, ... anlaşmalı park alanlarında toplanması, satışın tamamlanması sürecine kadar bu alanlarda tutulması hizmetlerinin organize edilmesi şeklinde tanımlanmış, hizmetin öncelikle İstanbul'da, sigorta şirketinin bölge müdürlüklerinin ihtiyaçlarına göre bölge müdürlüklerinin olduğu ile merkezlerinde ve bu yerlere ilaveten ...'in bu amaçla yapılandırdığı il merkezlerinde sağlanacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 2.maddesinde, araç toplama organizasyonunun, sigorta şirketinin bildirdiği araçlarla ilgili olarak sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Ek-1'de belirtilen genel şartlar çerçevesinde sağlanan hizmet olduğu; 3.maddesinde, ...'in, sunulacak hizmet kapsamında 7/24 hizmet veren bir çağrı merkezi kurup hizmet sunacağı, sigorta şirketinden gelen ihbarları kabul ve kaydedip organizasyonu koordine edeceği; 4.maddesinde, sigorta şirketinin, ...'in bilgi alması amacıyla web tabanlı bir yazılımı kurum işleteceği ve ...'in bu sisteme sigorta şirketi tarafından verilen kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapacağı; 5.maddesinde, araç toplama organizasyonu hizmetini sağlamak üzere sigorta şirketi tarafından yapılacak çağrı ve ihbarlar üzerine gereken organizasyonu yapacak hizmet birimini seçme ve onunla gerekli sözleşmeleri yapma işlevinin tamamen ...'e ait olduğu; 7.maddesinde, hizmetten doğacak çekici, park, serviste oluşmuş park ve ekspertiz gibi masrafların aracı kati satış ile üzerine almış alıcı tarafından karşılanacağı, pert aracın araç sahibinin kendisi tarafından alınması durumunda ücretin araç sahibi tarafından veya sigorta şirketinin isteği ve uygun göreceği prosedüre göre sigorta şirketi tarafından karşılanacağı belirtilmiş, hizmetler için alıcıdan tahsil edilecek ücretler açıkça belirtilmiş, ilk 2 ay için 140-TL ve sonraki her ay için aylık 45-TL olmak üzere 10 ay için 450-TL ücret alınacağı öngörülmüş, 12 aydan sonraki sürede ise ücretin ne şekilde belirleneceği kararlaştırılmamıştır.
..., sigorta şirketi ile aralarındaki sözleşmenin 5.maddesine istinaden "hizmet birimi" olarak davacı ile 01.01.2007 tarihinde "... .." başlıklı bir sözleşme yapmış ve bu sözleşmede davacı, ... ile sigorta şirketi arasındaki sözleşmenin 5.maddesindeki ifadeye uygun olarak "Hizmet Birimi" şeklinde tanımlanmıştır.
... .. başlıklı sözleşmenin 1. maddesinde, ...'in bu sözleşmeye konu hizmetleri sigorta şirketine vermeyi taahhüt ettiği belirtildikten sonra sözleşmenin amacı, sigorta şirketi tarafından pert kararı kesinleşmiş kaskolu araçların bulundukları yerlerden davacının çekicileri vasıtasıyla alınması ve davacı tarafından işletilen park alanlarında toplanması, satışın tamamlanması sürecine kadar bu alanlarda tutulması hizmetlerinin organize edilmesi şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmenin 2. maddesinde, araç toplama organizasyonunun, sigorta şirketinin bildirdiği araçlarla ilgili olarak sözleşmenin ayrılmaz parçası olan Ek-1'de belirtilen genel şartlar çerçevesinde sağlanan hizmet olduğu; 3. maddesinde, ...'in, sunulacak hizmet kapsamında 7/24 hizmet veren bir çağrı merkezi kurup hizmet sunacağı, sigorta şirketinden gelen ihbarları kabul ve kaydedip organizasyonu koordine ederek davacıya bildireceği; 4. maddesinde, davacının, ...'in bilgi alması amacıyla kurulan web tabanlı sisteme kendisine verilen kullanıcı adı ve şifre ile giriş yacağı; 5. maddesinde, araç toplama organizasyonu hizmetini sağlamak üzere gereken organizasyonu yapacak hizmet birimini seçme ve onunla gerekli sözleşmeleri yapma işlevinin tamamen ...'e ait olduğu; 7. maddesinde, hizmetten doğacak çekici, park, serviste oluşmuş park ve ekspertiz gibi masrafların aracı kati satış ile üzerine almış alıcı tarafından karşılanacağı, pert aracın araç sahibinin kendisi tarafından alınması durumunda ücretin araç sahibi tarafından veya sigorta şirketinin isteği ve uygun göreceği prosedüre göre sigorta şirketi tarafından karşılanacağı belirtilmiş, hizmetler için alıcıdan tahsil edilecek ücretler açıkça belirtilmiş, ilk 2 ay için 125-TL ve sonraki her ay için aylık 40-TL olmak üzere 10 ay için 400-TL ücret alınacağı öngörülmüş, 12 aydan sonraki sürede ise ücretin ne şekilde belirleneceği kararlaştırılmamıştır.
Görüldüğü üzere; sigorta şirketi ile ... arasındaki sözleşmenin 1.maddesinde sözleşmenin amacı tanımlanırken "... kaskolu araçların bulundukları yerlerden ...'in anlaşmalı çekicileri vasıtasıyla alınması ve ... anlaşmalı park alanlarında toplanması..." ifadesi kullanılmış, davacı ile ... arasındaki sözleşmenin 1. maddesinde de "... kaskolu araçların bulundukları yerlerden Hizmet Birimi'nin çekicileri vasıtasıyla alınması ve Hizmet Birimi tarafından işletilen park alanlarında toplanması..." ifadelerine yer verilmiştir. Her iki sözleşmenin 5. maddesinde, gereken organizasyonu yapacak Hizmet Birimi'ni seçme ve onunla gerekli sözleşmeleri yapma işlevinin tamamen ...'e ait olduğu açıkça belirtilmiştir.
Sigorta şirketinin ... ile aralarındaki sözleşmeye göre yükümlülükleri; ...'in bilgi alması için web tabanlı hizmeti kurup işlerliğini sağlamak, sigortalı araçların eksper raporunun düzenlenmesinden ve pert kararının kesinleşmesinden sonra pert kararı kesinleşmiş araç bilgilerini Ek-2'deki belge ile mail veya yazılı olarak ...'e bildirmek, aracın kati satışı yapıldıktan sonra aracı alan kişiye Ek-3'teki teslim alma belgesini vermek şeklinde ifade edilebilir.
Pert kararı kesinleşmiş araç bilgilerinin yer aldığı Ek-2'deki belgenin ilk üç bölümü sigorta şirketi tarafından doldurulup mail veya yazılı olarak ...'e gönderilmekte ve belgenin son bölümü "Not: ... tarafından doldurulacaktır." ifadesinden de açıkça anlaşıldığı üzere ... tarafından doldurulup aracı teslim alacak Hizmet Birimi'ne, yani somut olayda davacıya teslim edilmektedir. Davacı da bu belgeye istinaden aracı bulunduğu yerden servise / park alanına taşımaktadır.
Anlaşılıyor ki, sigortalı aracın kaza yerinden / servisten hangi çekici tarafından alınıp hangi otoparka götürüleceğini yani "Hizmet Birimi"ni ... belirlemekte ve Ek-2'deki "ilgili makama" başlıklı belgenin son bölümüne belirlediği Hizmet Birimi'nin kim olduğunu işlemekte, Hizmet Birimi yani davacı da ...'in Ek-1'de öngörülen iş akışı içinde kendisine gönderdiği bu belgeyi sigortalı aracın bulunduğu servise ibraz edip aracı otoparka çekmektedir. Anlaşmalı servisin, sigortalı aracı hizmet birimine yani davacıya teslim etmesinin dayanağı Hizmet Birimi yani davacının ... tarafından yetkilendirilmiş olmasıdır. Hizmet Birimi'ne yani davacıya, aracı bulunduğu yerden / servisten alma yetkisini veren sigorta şirketi değil, hizmet organizasyonu işini anahtar teslim usulü üstlenen ...'tir. Başka bir deyişle, aracın hangi çekici ile hangi otoparka çekileceği konusu münhasıran ...'in ihtiyarında olup, sigorta şirketinin buna bir müdahalesi yoktur.
Yukarıda bir kısım hükümlerine işaret edilen 01.06.2012 tarihli sözleşme ile 01.01.2007 tarihli sözleşme ve eklerinden ve dahi yapılan saptamalardan anlaşılıyor ki; sigorta şirketi kasko sigortası ile sigortaladığı araçlardan pert kararı kesinleşmiş olanların bulundukları yerlerden alınması ve park alanlarında toplanıp satışın tamamlanması kadar bu alanlarda tutulması işini anahtar teslim usulü ...'e vermiş, ... de sözleşmeden kaynaklı bir kısım işleri sigorta şirketi ile aralarındaki sözleşmenin 5. maddesine istinaden davacıya taşere etmiştir. Başka bir şekilde ifade edilecek olursa; sözleşmelerin 1. maddesi ile 5. maddesi ve Ek-1'deki iş akışından; işin, anahtar teslim usulü ...'e verildiği ve ...'in de bir kısım işleri davacıya taşere ettiği tevile hacet olmaksızın ortadadır. Davacı, hizmet organizasyonuna, ...'in ihtiyarı ve tercihi ile dahil olmuştur.
... ile hem davacı hem de davalı arasındaki sözleşmenin ayrılmaz parçası kabul edilen (m. 2) Ek-1'deki "iş akışı" içinde tanımlanan "ilgili makama" başlıklı Ek-2'deki somut olayda ise 11.10.2010 tarihli belgenin sol üst kısmında "sigorta şirketinin antetinin" bulunuyor olmasından hareketle davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu kabul etmek, başka bir ifade ile bu belgeyi taraflar arasındaki otopark sözleşmesinin delili olarak değelendirmek hukuken mümkün değildir. Zira, Ek-2'deki belgenin hangi amaçla düzenlendiği ve içeriğinin ne şekilde oluşturulduğu yukarıda belirtilmiş olup, bu belgenin davacı ile ilgili bölümünü düzenleme yetkisi münhasıran ...'e aittir. Yine, "... Pert Araç Toplama Sözleşmesi, Araç Aksesuar Bilgileri" başlıklı belgenin, davacı ile ... arasındaki sözleşmenin Ek-1'de belirtilen iş akışının 5. paragrafında öngörüldüğü için davacı tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki mail yazışmalarına gelince; 24.03.2014 tarihli mailin ... tarafından sigorta şirketine gönderildiği ve (işbu dava dosyasına konu olmayan) 55 NY 001 plakalı araç dosyası ile ilgi son durumun ve garaj ücretlerinin kimden tahsil edileceği hususunun sigorta şirketinden sorulduğu, sigorta şirketinin de 25.03.2014 tarihli mail ile (işbu dava dosyasına konu olmayan) 55 NB 333 plakalı araç otopark ücretinin sigortalının sorumluluğunda olduğunu, 03.04.2014 tarihli mail ile de 55 NY 001 plakalı aracın sigortalıya teslim edilebilmesi için sigortalının 16.897-TL ödeme yapması gerektiğini ...'e bildirdiği, ...'in de sigorta şirketinin bu mailini 12.09.2014 tarihli maile ekleyerek davacıya gönderdiği, otoparklarda bekleyen araçların temizlenmesi ile ilgili olarak yine sigorta şirketinin ... ile mailleştiği ve ...'in buna istinaden davacının da aralarında olduğu otopark şirketlerine 24.12.2018 ve 25.12.2018 tarihli teklif maillerini gönderdiği, bu iki mailde "garajlarımız" ibaresinin kullanıldığı, davacının da bu konuda ... ile mailleştiği ve 27.12.2018 tarihli mail ile teklifi kabul etmediklerini ...'e bildirdiği görülmüştür. Hizmetin organizasyonu ile ilgili olarak sigorta şirketinin ..., ...'in de davacı ile mailleştiği, sigorta şirketinin doğrudan davacıya gönderdiği bir mail bulunmadığı, on yıldan fazla süre devam eden hizmet organizasyonu kapsamında tarafların bir kez dahi olsa doğrudan birbirini muhatap almadığı ve her seferinde tarafların kendi akidi olan ...'i muhatap alarak işlem yaptığı açıkça görülmektedir.
Davacı vekili, sigorta şirketince kurulan ve işletilen web arayüzünü, kendilerine verilen kullanıcı adı ve şifre ile kullandıklarını, bunun dahi sigorta şirketi ile vaki ilişkinin varlığına delil olduğunu ileri sürmüş ise de; web arayüzünün sigorta şirketi tarafından kurulup işletileceği 01.01.2007 ve 01.06.2012 tarihli sözleşmelerin 4. maddesinde belirtilmiş olmakla birlikte, ..., sigorta şirketi tarafından kendisine verilen kullanıcı adı ve şifresi ile sisteme giriş yapıp diğer otopark şirketleri gibi davacıya da belli yetkiler tanımlamış, davacı da web ara yüzünü ... tarafından kendisine verilen kullanıcı adı, şifresi ve yetkiler dahilinde kullanabilmiştir. Yani, davacının, sigorta şirketi tarafından kurulup işletilen web ara yüzünü kullanıyor olmasının dayanağı, ... ile aralarındaki 01.01.2007 tarihli sözleşmenin 4. maddesidir. Yoksa, davacı ile sigorta şirketi arasında bu konuda dahi bir mutabakat bulunmamaktadır.
Burada, davacı vekilinin, taraflar arasında şifahi olarak kurulmuş bir otopark sözleşmesi bulunduğu yönündeki iddiasının da irdelenmesi gereklidir.
Borcun kaynağı; sözleşme, haksız fiil, sebepsiz iktisap ya da bir kanun hükmüdür. Bilindiği üzere sözleşme, tek taraflı hukuki işlemden farklı olarak, en az iki irade beyanını içerir ve bu irade beyanlarının birbirine uygun ve karşılıklı olması gerekir. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde ivazın miktarı belirlenmemiş olsa dahi sözleşme kurulmuş sayılır. Yeter ki, sözleşmenin esaslı unsurları konusunda anlaşılmış ve ivaz en azından belirlenebilir tarzda kararlaştırılmış olsun. Bazı karşılıklı borç yükleyen sözleşme türlerinde ivaz üzerinde hiç durulmamış olsa dahi, ivazın ne şekilde belirleneceği TBK'nun 233. ve 481.maddesinde olduğu gibi yasa koyucu tarafından öngörülmüştür.
Vedia sözleşmelerinden olan otopark sözleşmesi, yazılı olarak yapılabileceği gibi zımni olarak da vücuda getirilebilir. Ücret, vedia sözleşmesinin bir türü olan otopark sözleşmesinin esaslı bir unsuru olmayıp sonradan belirlenebilir ise de somut olay bakımından aynı değerlendirmenin yapılmasına olanak yoktur. Zira, taraflar arasında, belirli vasıftaki araçların belirli tarihlerde ya da belirli zaman aralığında saklanacağına dair alelade bir sözleşme değil, pert kararı kesinleşmiş tüm sigortalı araçların belirli olmayan sürelerle saklanmasına yönelik bir sözleşme vardır. Otopark sözleşmelerinde, aracın ne kadar süre ile otoparkta muhafaza edileceği yani "saklama süresi" doğrudan ücrete etki edecek unsurlardan olup, somut olayda saklama süresi konusunda ticari hayatın kabul edemeyeceği tarzda bir belirsizlik vardır. Zira, pert araçların hangi tarihte otoparka çekileceği ve otoparktan alınacağı belli değildir. Her iki tarafı tacir olan yıllara sari böyle bir sözleşme ilişkisinde ücretin sözleşmenin esaslı unsurlarından olmadığını söylemek, ücret konusunda bu türden bir belirsizliğin varlığı kabul edilemeyeceğinden mümkün değildir. Bu belirsizlik, genel hayat tecrübesi ve kültürüne, ticari teamüle de uygun düşmez. Nitekim, 01.01.2007 ve 01.06.2012 tarihli sözleşmelerin her ikisinde ücret esaslı unsur olarak kabul edilmiş ve sözleşmelerin 7.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Belirtmek gerekir ki, yasada, otopark sözleşmelerinde ivazın ne şekilde belirleneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında ve hizmetin organizasyonu ile ilgili olarak, on yıldan fazla süre boyunca, yüzlerce araç davacıya ait otoparklarda muhafaza edilmiş ve mahkememizdeki toplamı otuzu bulmayan dava dosyalarına konu araçlar dışındaki araçların otopark ücreti konusunda taraflar arasında bir niza çıkmamıştır. Anlaşılıyor ki, hakkında niza çıkmayan araçların otopark ücretleri ... ile davacı arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak pert aracı kati satış ile üzerine almış alıcılar tarafından ödenmiştir. Burada uyuşmazlık, davacıya ait otoparka çekilmiş ancak çeşitli sebeplerle kati satışı yapılamamış ve dolayısıyla aracı kati satış ile üzerine almış alıcı bulunmadığından ücreti ödenememiş, yıllardır otoparkta bekleyen araçların otopark ücretinin kim tarafından ve ne şekilde ödeneceği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmeye göre çözüme kavuşturulmalıdır. Peki hangi sözleşmeye göre? Kuşkusuz, uyuşmazlık ortaya çıkıncaya dek uygulandığı anlaşılan ... ile davacı arasındaki 01.01.2007 tarihli sözleşmeye göre. Zira, otoparkta muhafaza edilen aracı kati satış ile üzerine almış alıcılar tarafından ödenen ücret tutarı, bugüne kadar, rayiç veya otopark ücret tarifesi esas alınarak değil, ... ile davacı arasındaki sözleşmenin 7. maddesine uygun olarak belirlenmiş ve tahsil edilmiştir.
Davacının, otopark ücretlerini, on yıldan fazla süre devam eden ilişki boyunca ... ile aralarındaki sözleşmeye istinaden tahsil etmiş iken, aralarında otopark sözleşmesi bulunduğu iddiasıyla bugün davalıdan tahsil etmek istemesi dürüstlük kuralına da uygun düşmez.
Somut olaya yönelik olarak bu noktada "vekâletsiz iş görme" hükümlerinin de irdelenmesinde yarar vardır. Bir kişinin başkasının işini görebilmesi için, o kişinin kural olarak kendisine vekâlet vermiş olması gerekir. Eğer vekâleti olmadan bir başkası hesabına bir iş görülürse buna vekâletsiz iş görme veya vekâleti olmadan iş görme denilir. TBK'nın 526.maddesine göre vekâletsiz iş görmenin unsurları; iş görme, işin başkasına ait olması, vekâletin bulunmaması ve iş görme iradesinin varlığıdır. Somut olayda, davacının, pert araçların çekilmesi ve otoparkta muhafaza edilmesi şeklindeki edimlerinin dayanağı ... ile aralarındaki 01.01.2007 tarihli sözleşme olup, ... sigorta şirketinin temsilcisi değildir; 01.01.2007 tarihli sözleşemeye sigorta şirketi ile aralarındaki sözleşmenin 5. maddesine istinaden kendi ad ve hesabına taraf olmuştur. Yine, belirtmek gerekir ki; davacı, araçların bulundukları yerlerden alınması ve park alanlarında toplanması işini sigorta şirketi hesabına değil, ... ile aralarındaki sözleşmeye ve sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu kabul edilen Ek-1'deki iş akışına uygun olarak bizzat kendi ad ve hesabına görmüştür. Buna göre, vekaletsiz işgörme hükümlerinin somut olayda uygulanmasına olanak yoktur.
Otopark ücretinin, kasko sigortacısı sıfatıyla davalıdan talep edilip edilemeyeceğine gelince; kasko sigorta poliçesinde, otopark ücretinin teminat kapsamında olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır ve aracın sicil malikinin halen .. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, davalının, kasko sigortacısı olmasından kaynaklı bir sorumluluğu da bulunmamaktadır.
Bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; davacı ... İnş. Tic. San. Ltd. Şti. ile davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve vekaletsiz işgörme hükümlerinin de somut olayda uygulanamayacağı değerlendirilmiş, takibin genel yetki kuralı gereğince davalının yerleşim yerinde başlatılabileceği ve buna göre davalının takipteki yetki itirazının yerinde olduğu kabul edilmiş, yetkili olmayan icra dairesinde takip başlatıldığı veçhile dava reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 221,14-TL'nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihindeki AAÜT'ye göre belirlenen 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320-TL arabulucuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Samsun BAM'da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, anlatıldı.
24/05/2021
Katip ..
¸e-imzalıdır


Hakim ..
¸e-imzalıdır
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu'nun 5'inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy