Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 Esas 2022/263 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2020/21
Karar No: 2022/263
Karar Tarihi: 10.03.2022

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2020/21 Esas - 2022/263
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
BAŞKAN:
ÜYE:
ÜYE:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ:
DAVALILAR :
VEKİLİ:
:
:
VEKİLİ:
DAVA: İtirazın İptali (bankacılık işleminden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/07/2018
KARAR TARİHİ: 10/03/2022
KAR. YAZIM TARİHİ: 14/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (bankacılık işleminden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili verdiği 27/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Samsun 100. Yıl Şubesi ile dava dışı .... ve kefilleri arasında 27/08/2014 tarihinde GKS imzalandığını ve kullandırıldığını, kredi geri ödemelerinin zamanında yapılmaması üzerine Beyoğlu 48. Noterliğinin 02/12/2016 tarih ve ... sayılı hesap kat ihtarıyla hesabın 527.498,61 TL üzerinden kat edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine Samsun 9.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasıyla toplam 757.061,93 TL üzerinden takibe geçildiğini, davalı borçluların işbu takibe borca ve faiz oranına itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davalıların Samsun 9.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına yaptıkların itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili verdiği 17/08/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı şirketin OHAL kapsamında KHK gereğince kapatıldığını, müvekkilinin takibe konu borçtan sorumlu olmadığını, 670 Sayılı KHK kapsamında kapatılan asıl borçlu şirketin borç ve yükümlülüklerinde Maliye Bakanlığının sorumlu olduğunu, esas sorunun davacının alacağını kefillerden talep edip edemeyeceğinin belirlenmesi olduğunu, müvekkilinin 31/01/2016 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını, bu nedenle bu borçtan sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili verdiği 27/08/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşme ve kefalet protokolünün müvekkili açısından hukuki geçerliliği olmadığını, davacınında bu yöne ilişkin bir delil sunamadığını, sözleşmenin tarihi itibarıyla 2014 yılında yapılmış olması nedeniyle 6098 sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, sözleşmenin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı olması, sorumlu olunan azami miktarın belirli olması ve kefalet tarihinin de kefil olanın kendi el yazısı ile sözleşmeye yazılmış olması şartlarının hep birlikte arandığını, aksi halde sözleşmenin geçerliliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili verdiği 12/09/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalıların cevap dilekçelerinde kredi teminatındaki taşınmazın paraya çevrilmeden kefiller hakkında icra takibine geçilemeyeceğini belirttiklerini, öncelikle teminat ile garanti altına alınmış bir kredide müteselsil kefiller hakkında takibe geçilebilmesi için teminatın paraya çevrilmesine gerek olmadığını, takibe konu edilen bütün kefillerin dava dışı şirketin ortakları olduklarını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili verdiği 13/09/2018 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, davaya konu alacağın tamamının fazlasıyla teminat altına alındığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi:
27/08/2014 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi örneği, 27/08/2014 tarihli kefalete ilişkin Ek Protokol, Beyoğlu 48.Noterliğinin 02/12/2016 tarih ... yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ şerhli örneği, müşteri hesap özeti, faiz oranları, Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 21/02/2018 tarih 2017/2538 esas 2018370 karar sayılı ilamı, Samsun 9.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası, çek statüleri listeleme raporu, ticaret sicil gazetesi suretleri, bankacı Bilirkişi ...'dan 01/04/2019 tarihli rapor, davalı ...'a ait istiktap tutanakları, imza örnekleri, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 12/01/2022 tarihli raporu, yargı kararları, ticaret sicil kayıtları, mahkememizin kaldırılan ... Esas ... Karar sayılı ilamı kapsamında toplanan diğer tüm deliller ve tüm dosya kapsamı.
Dava, GKS ve ek kefalet protokolüne dayalı yapılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafından davalılar aleyhine Samsun 9.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile Genel Kredi Sözleşmesi ve ek kefalet protokolüne dayalı olarak ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı ...'a 11/10/2017, ...'a 12/10/2017 ve ...'ye 10/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar vekillerinin ayrı ayrı 16/10/2017 tarihli dilekçeleri ile borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davacı tarafından süresi içerisinde itirazın iptali, takibin devamını sağlamak için süresi içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 19/06/2019 tarih ... Esas ... Karar sayılı ilamı ile davalılar ... ve ... hakkındaki davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla, bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... hakkındaki davanın ise kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, davacı vekilinin 11/07/2019 havale tarihli dilekçesiyle işbu karara karşı İstinaf yasa yoluna başvurduğu, Samsun BAM 3.Hukuk Dairesinin 03/01/2020 tarih 2019/1487 Esas 2020/4 Karar sayılı ilamı ile ''İstinaf talebinde bulunan davalı ... vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilince istinafa başvuru dilekçesinde, davalının asıl borçlu şirketteki hisselerini sözleşme tarihinden önce devretmiş olması nedeni ile şirket ortağı olmadığı, kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması gerekli eş rızasının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de mahkemece yapılan araştırma neticesinde davalının savunmasını doğrular nitelikte bilgi ve belgeye ulaşılamadığının anlaşılmış olması nedeni ile buna yönelik istinaf talebi yerinde değil değil ise de, diğer istinaf sebeplerinin incelenmesinde , genel kredi sözleşmesinin 27.04.2014 tarihli olduğu, 6098 sayılı T.B.K.’nun yürürlüğe girmesinden sonra imzalandığından kefaletin şartlarının 6098 sayılı Yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, anılan yasanın 583/1. maddesinde "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacaktır. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır" düzenlemesinin getirildiği, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesindeki davalı adına atılan kefalet imzasının geçerli olup olmadığının tespiti için yasanın aradığı şartlar yönünden inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılarak 583/1 maddesi gereğince davalının yazı ve imza örnekleri alınarak, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine'' gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizin 2020/21 Esas sırasına kaydı yapılan davanın yargılamasına devam olunmuştur.
Mahkememizin kaldırılan önceki ilamında ''davalılardan ... ve ... vekili dava tarihinden sonra gerek icra dairesine gerekse mahkememize verdiği 22/03/2019 tarihli dilekçe ile itirazlarından vazgeçtiklerini bildirmiştir. İİK'nun 67.maddesi gereği itirazın iptaline karar verilebilmesi için karar tarihi itibarıyla geçerli bir itirazın bulunması gerekmektedir. Davalılar ... ve ... dava tarihinden sonra icra dairesine yaptıkları borca ve ferilerine itirazdan vazgeçtiklerine göre bu davalılar yönünden iptali gereken bir itirazın bulunmadığı, dolayısıyla davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla davalılar ... ve ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş'' şeklinde gerekçeyle işbu davalılar yönünden verilen karara karşı İstinaf yasa yoluna gidilmediği, dolayısıyla kesinleştiği anlaşılmakla davalılar ... ve ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Davalı ... yönünden yapılan değerlendirmede; davanın dayanağının 27/08/2014 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi olduğu, sözleşmede davalı ...'in müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu ancak kefalete ilişkin yazıların inkar edildiği tespit edilmekle sözleşme öncesine ait yazı ve rakam örnekleri getirtilmiş, duruşmada bol miktarda yazı ve rakam örnekleri alındıktan sonra Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmıştır. 12/01/2022 tarihli raporda kredi sözleşmesinin 48.sayfasında yer alan ''2.000.000,00 TL, müteselsil kefil, 27/08/2014, ..., ...'' ibarelerinin davalı ... eli ürünü olmadığı bildirilmiştir.
TBK'nun 583.maddesine göre kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde el yazısıyla belirtilmesi gerekmektedir. Takibin dayanağı 27/08/2014 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesi olup, kefalete ilişkin 48.sayfasındaki yukarıda açıklanan kefalet sözleşmesinin geçerliliği için gerekli olan kefalet limiti, kefalet türü ve kefalet tarihinin el yazısıyla yazılmış olmasına rağmen alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporundan davalının eli ürünü olmadığı kesin olarak anlaşılmakla davalı ...'ın kefaletinin geçerli olmaması sebebiyle hakkındaki davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz etmiş ise de, davalı ...'in duruşmada alınan imza örnekleri ile sözleşme öncesine ait evraklarda bulunan imza örneklerinin yöntem, kullanılan aletlerde gösterilmek suretiyle kesin olarak davalıya ait olmadığı saptandığından ve raporda herhangi bir belirsizlik, şüphe bulunmadığından talebin reddi gerekmiştir.
Davalı ... kötüniyet tazminat talebinde bulunmuştur. Bir güven kurumu olan davacı banka sözleşmeye imzalar atılırken ve kefalete ilişkin kısımlar yazılı olarak tespit edilirken imza ve yazıların kefil olan kişiye aidiyeti noktasında gerekli dikkat ve ihtimamı göstermek mecburiyetinde olup, huzurunda el yazısıyla yazılması gereken kefile ait kefalet bilgilerinden bilgi sahibi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, böylece gerçeğe aykırı yazılar sebebiyle geçersiz kefalet ilişkisi bulunduğu bilinmesine rağmen icra takibi yapılmasında haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine varılarak (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2020/2423-3904 Esas Karar sayılı ilamı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/590-3013 Esas Karar sayılı ilamı) harca esas toplam nakdi alacak 700.301,93 TL'nin %20'si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-
Davalılar ... ve ... hakkındaki hüküm kesinleşmiş olmakla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-a)Davalı ... yönünden davanın REDDİNE,
b)Harca esas toplam nakdi alacak bedeli 700.301,93 TL'nin %20'si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 11.959,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 11.878,11 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 52.065,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,
5-Davacı tarafın sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ... tarafından sarf edilen 23,03 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,
7-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy