Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/624 Esas 2022/205 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/624
Karar No: 2022/205
Karar Tarihi: 23.02.2022

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2019/624 Esas - 2022/205
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2019/624
KARAR NO: 2022/205
BAŞKAN: ...
ÜYE: ...
ÜYE: ...
KATİP: ...
DAVACI : ...
VEKİLLERİ: ...
...
DAVALI : ...
VEKİLLERİ: ...

DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/09/2019
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
KAR. YAZIM TARİHİ: 25/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İddia ve savunmaların özeti;
Davacı vekili mahkememize verdiği 27/09/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı ... ile 21/12/2016, 03/05/2017, 20/02/2017 ve 01/03/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile nakdi ve gayri nakdi kredi tahsis edildiğini ve kullandırıldığını, davalı ... 21/12/2016, 20/02/2017 ve 03/05/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, müteselsil kefilin asıl borçlunun müvekkili bankaya doğmuş ve doğacak her türlü borcundan sorumlu olduğunu, borçluların müvekkili bankaya borcunu ödemediğini, bunun üzerine ...Noterliğinin ... tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/936 D.İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alınarak Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2019/77927 esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalı/borçlunun icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2019/77927 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, 466.834-TL ve takip talebindeki faiz ve ferileri, yargılama giderleri, vekalet ücreti tutarı üzerinden takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalılara icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği 19/11/2019 tarihli dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava dışı ...nin yetkisili ...'nın kredi kullandığını düşünerek ... 21/12/2016 tarihli 50.000TL kredi sözleşmesine tam olarak içeriği bilmeden imza attığını ve kefil olduğunu, bu kredi sözleşmesinin içeriğinin incelenmesi ile görüleceği üzere kredi sözleşmesi 50.000TL olup kefalet miktarının 60.000TL olarak gösterildiğini, akabinde aradan uzun bir zaman geçtikten sonra müvekkiline bankadan evrak eksikliği olduğu ve birkaç evrak daha imzalaması gerektiği söylenerek çağırıldığını ve bir kısım evrak daha imzalatıldığını, müvekkiline 2019 yılı Mayıs ayında davalı banka tarafından 855.000,00TL civarında borçlu olduğunu belirtir ihtarname gönderildiğini, müvekkilinin bankaya gittiğini, bankadan kredi sözleşmelerinin kendisine ibraz edildiğini, kredi sözleşmeleri incelendiğinde 21/12/2016 tarihli kredi haricinde 20/02/2017, 03/05/2017 tarihli kredilere kefil olduğunu öğrendiğini, davacı kurum tarafından kendisine ibraz edilen diğer kredi sözleşmeleri hakkında bilgisi olmadığını, ... ile yapılan görüşmelerde ...adına ... kredi kullandığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını ve düzenli olarak ödemelerini yaptığını belirttiğini, müvekkilinin hataya düşerek deneyimsizliğinden yararlanılarak davacı kurum tarafından borçlu şirkete kefil edildiğini, davaya konu kredi sözleşmesi BK'nun şekil şartlarına aykırı olup, müvekkilinin bilgisi dışında doldurulan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek, haksız davanın reddine, kötü niyetli takip alacaklısı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedimesine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili mahkememize verdiği 23/12/2019 tarihli dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, davalının 20/02/2017 ve 03/05/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri hakkında bilgisi olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalının kefil olunan azami miktar, kefalet tarihili müteselsil kefil ibaresinin kendi el ürünü olmadığı yönündeki iddialarının da asılsız ve kötüniyetli olduğunu, kefaletin, eş rızasının asulunüe uygun olarak alınmadığı gerekçesiyle iddiası yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu, alacağın usulü dairesinde kat edilerek icra takibine başlanılması, kredi sözleşmesine, usul ve yasaya, bu konudaki yargı içtihatlarına uygun olup muteriz borçlunun itirazlarının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davalının Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2019/77927 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, 466.834-TL ve takip talebindeki faiz ve ferileri, yargılama giderleri, vekalet ücreti tutarı üzerinden takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20'sinden az olmamak üzere davalılara icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 07/01/2020 tarihli 2.cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, davacı bankanın her ne kadar cevap cevap dilekçsinin ilk maddesinde müvekkili bilgilendirme yapıldığı ve "kendi imzalarını taşıyan beyanları" olduğunu belirtmiş ise de bu formlar incelendiğnide, GKS sözleşmelerinin kapak bölümünün arka tarafında, sayfa altında boşluğa alınan imzalar olduğu ve üst tarafında yazılan yazıların müvekkili el ürünü olmadığının açık olduğunu, müvekkiline herhangi bir bilgilendirme yapılmamış olup, prosedür bu şekilde denilerek imzasının alındığını, üst tarafı ise sonradan doldurulduğunu, yine müvekkilinin tüm bu sözelşmelerdeki kefil olunduğuna dair azami miktar, kefalet tarihi vs. şeklindeki yazılanı da kendisi tarafından yazıldığnı hatırlamamakta olup, tüm sözleşmeler üzerinde yapılacak bir bilirkişi incelemesi ile bu durumun açığa çıkacağını, cevaba cevap dilekçesitini kabul etmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller:
Arabuluculuk son tutanağı, Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/77927 Esas sayılı dosyası, dava dışı ...'ne ait ticaret sicil gazetesi örneği ve davalının nüfus kayıt örneği, 21/12/2016, 03/05/2017, 20/02/2017 ve 01/03/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri, faiz genelgeleri, ... 12.Noterliğinin ...yevmiye nolu ihtarnameleri, ödeme planı, ödeme dekontları, 28/08/2019 tarihli ihtarname örneği, davacının imza örnekleri bulunan evrak asılları, davalının tatbike esas alınan yazı ve imza örnekleri, Adli Tıp Kurumundan imza ve yazı incelemesine esas alınan 02/11/2021 tarihli rapor, bankacı bilirkişi ...'dan alınan 10/01/2022 tarihli rapor, 14/02/2022 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı.
Delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, bankacılık işlemine dayalı takibe yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; davacı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen 21/12/2016, 03/05/2017, 20/02/2017 ve 01/03/2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri'nden 01/03/2018 tarihli dışındakileri davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, borcun zamanında ödenmediğinden bahisle ....Noterliğinin 12/07/2019 tarihli ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek asıl borçlu ve davalı aleyhine Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2019/77927 esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 22/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 27/08/2019 tarihli dilekçeyle takibe itiraz ederek durdurduğu, itirazın yasal 1 haftalık süresinde yapıldığı, davacı tarafın da süresi içinde itirazın iptalini sağlamak için işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
1-Kefaletin geçerliliği yönünden yapılan değerlendirme:
Davalı vekili sözleşmelerdeki müvekkilinin imzasını kabul etmiş, ancak 21/12/2016 tarihli kredi sözleşmesi haricindeki 20/02/2017 tarihli ve 03/05/2017 tarihli kredi sözleşmelerinin kefalet kısmındaki yazı ve rakamların müvekkiline ait olmadığını beyanla yazı rakam inkarında bulunmuş, kefaletin geçerli olmadığını ileri sürmüştür.
TBK'nun 583 vd.maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girildiğinin kefilin el azısıyla belirtilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalının yazı ve rakam inkar ettiği 20/02/2017 tarihli kredi sözleşmesi öncesine ait yazı/rakam örnekleri toplanmış, talimatla yazı rakam örneklerini içerir istiktap tutanağı temin edildikten sonra alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 02/11/2021 tarihli raporunda 20/02/2017 tarihli sözleşme ile 03/05/2017 tarihli sözleşmedeki 330.000,00 ve 300.000,00, müteselsil kelimesi ve sözleşmelerin tarihine ilişkin 23/02/2017 ile 05/05/2017 yazı ve rakamlarının davalı eli ürünü olduğu bildirilmiştir. Raporda davalının önceki tarihli belgelerdeki yazı ve rakam örneklerinin inkar edilen sözleşmedeki yazı ve rakam örnekleri ile mukayese edilerek ve yöntem belirtilerek kesin şekilde tespit edilmesi sebebiyle rapor hüküm kurmaya elverişli ve yeterli görülmüş, itirazların reddi gerekmiş, sözleşmede eş rızasının olması sebebiyle kefaletin TBK 583, 584 maddelerine uygun ve geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
2-Krediler yönünden yapılan değerlendirme:
a)Rededilen kısım yönünden inceleme; mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bankacı bilirkişi ... tarafından düzenlenen 10/01/2022 tarihli rapor ve 14/02/2022 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ...arasında 21/12/2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli, 20/02/2017 tarihli 300.000,00 TL bedelli, 03/05/2017 tarihli 260.000,00 TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmelerden 01/03/2018 tarihli dışındakilerde davalının kefil olarak imzasının bulunduğu, kredi hesaplarının ...Noterliği'nin 12/07/2019 tarih ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile 11/07/2019 tarihi itibariyle kat edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçluya 17/07/2019 tarihinde, davalı kefile 18/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 3 günlük ödeme süresine ve sürenin son gününün hafta sonuna rastlamasına göre asıl borçlu ve davalı kefil yönünden 23/07/2019 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, Genel Kredi Sözleşmelerinin Faiz, Temerrüt Faizi, Vergi ve Masraflar Komisyon başlıklı 4 maddesine göre dava dışı asıl borçluya tahsis edilen; 1037 nolu BCH kredinin akdi faiz oranı %24,5, 1040 nolu BCH kredinin akdi faiz oranı %22,00, 1043 nolu BCH kredinin akdi faiz oranı %22,00, 1046 nolu BCH kredinin akdi faiz oranı %22,00, 1054 ve 1064 nolu Mektup tazmin kredilerinin akdi faiz oranı %24,5, 1015 nolu taksitli kredinin akdi faiz oranı %11,52, 1025 nolu taksitli kredinin akdi faiz oranı %11,88 olduğu tespit edilmiş, faiz genelgelerinin incelenmesi sonucu krediler için tespit edilen yıllık akdi faiz oranının %24,50 olduğu, temerrüt faiz oranının buna göre %24,5 x 2 =%49 olup takip talebinde talep edilen temerrüt faiz oranının ise %23,40 olması sebebiyle taleple bağlılık gereği bu oranın temerrüt faizi olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi ... tarafından yukarıdaki verilere göre hazırlanan 10/01/2022 rapor ve 14/02/2022 tarihli ek raporda; kullanılan her bir kredinin hangi sözleşmeden kaynaklandığı tespit edildikten sonra her bir kredi yönünden ayrı ayrı ve öncelikle asıl borçlu yönünden hesaplamalar yapılmış, kefil davalının kefalet limitine göre sorumluluğu değerlendirilmiş, gayrinakdi kredi yönünden sözleşme hükümleri incelenmiştir. Bilirkişi raporundan açıkça anlaşıldığı üzere takibe konu kredilerin ilk kullandırım tarihine göre yapılan incelemede; 1037 nolu BCH kredisinin 12/10/2018 tarihinde 1040 nolu BCH kredisinin 15/11/2018 tarihinde, 1043 nolu BCH kredisinin 27/11/2018 tarihinde, 1046 nolu BCH kredisinin 03/03/2019 tarihinde, 1054 nolu teminat mektubu tazmin kredisinin 15/03/2018 tarihinde tahsis edilen 100.000,00 TL tutarlı, 022...084 nolu teminat mektubuna istinaden 15/04/2019 tarihinde, 1064 nolu teminat mektubu tazmin kredisinin 08/05/2018 tarihinde tahsis edilen 75.000,00 TL tutarlı 022...049 nolu teminat mektubuna istinaden 08/07/2019 tarihinde, 1025 nolu taksitli kredisinin 12/04/2018 tarihinde kullandırıldığı, çek karnesinin ise müşteriye 30/01/2018 tarihinde teslim edildiği tespit edilmiştir. 1015 nolu taksitli ticari kredinin ise 05/05/2017 tarihinde tahsis edildiği anlaşılmakta olup, buna göre işbu kredi ve 30/01/2018 tarihinde teslim edilen çek kredisi dışındaki diğer tüm kredi ve teminat mektuplarının davalının kefaletinin bulunmadığı 01/03/2018 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli GKS'ye istinaden kullandırıldığı anlaşılmakla işbu krediler (1037, 1040, 1043, 1046 nolu BCH kredileri, 1054 ve 1064 nolu teminat mektup tazmin kredileri, 1025 nolu taksitli kredi) yönünden talebin reddi gerekmiştir.
Bilirkişi rapor ve özellikle ek raporunda 1064 nolu teminat mektubu tazmin kredisinin 1054 nolu teminat mektubu tazmin kredisiyle mükerrer olduğu bilgisi yer almakta olup, ek rapordaki kayıt ve ek hesap hareketlerinden tazmin olunan teminat mektubunun aynı olduğu, tarih ve işlem hareketlerinin de aynı gözüktüğü, dolayısıyla vade güncellemesi nedeniyle iki ayrı kayıt açıldığı anlaşılmakla 1064 nolu teminat mektubu tazmin kredisi yönünden bu nedenle de talebin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
b)Gayrinakdi kredi yönünden yapılan değerlendirme: Davalının kefalette imzası bulunan 21/12/2016, 20/02/2017 ve 03/05/2017 tarihli GKS'ler kapsamında dava dışı asıl borçluya 1015 nolu taksitli ticari kredinin kullandırıldığı ve 30/01/2018 tarihinde çek karnesi teslim edildiği anlaşılmakla davalının sorumluluğunun işbu krediler ile sınırlı olmak üzere tespiti gerekmektedir. Müstekar yargıtay kararlarında açıklandığı üzere gayrinakdi kredi olan çek depo talep edilebilmesi için sözleşmelerde bu yöne ilişkin açık hüküm bulunması gerekmektedir. İncelenen sözleşmelerde ise bu yöne ilişkin açık hüküm tespit edilememiştir. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bildirdiği genel kredi sözleşmesinin 20/d, e maddeleri müşteri yani dava dışı asıl borçlu yönünden olduğu gibi sözleşmelerin 9/i maddesi de açık hüküm ihtiva etmemektedir, bu gerekçeyle çek depo bedeline yönelik talebinde reddi gerekmiştir.
c)Kabul edilen kısım yönünden değerlendirme: Bilirkişi raporunda 1015 sayılı taksitli ticari kredi yönünden yapılan incelemede bu kredinin davalının imzası bulunan sözleşmelere dayalı olarak kullandırıldığı, ancak söz konusu kredinin açık/seyya olduğu, taksit ödemelerinin devam ettiği bilgisi bulunmaktadır. Davacı banka tarafından Ankara 12.Noterliğinden gönderilen ihtarname ile hesabın kat edildiği anlaşılmakla bu kredinin de muaccel olduğu, borcun talep edilebileceği kanaatine varılmıştır. 14/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda 1015 nolu taksitli kredinin 05/05/2017 tarihinde 250.000,00 TL tutarlı ve 10 taksitli olarak dava dışı asıl borçluya tahsis edildiği, 11/07/2019 kat tarihi itibariyle en son 05/11/2018 tarihli 3.taksidin ödendiği, 03/05/2019 vadeli 4.taksidin 30/09/2019 tarihinde ödendiği, 5, 6, 7, 8 ve 9.taksitlerin ise 09/08/2019 takip tarihinden sonra ödendiği tespit edilmiştir. Yani takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen taksit bulunmamaktadır. Bu nedenle dava tarihi itibariyle değil davanın niteliği de nazara alınarak takip tarihi itibariyle asıl borç ve ferilerinin tespiti gerekmektedir.
14/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda kabul edilen akdi temerrüt faiz miktarına ve temerrüt tarihine göre takip tarihi itibariyle 171.480,59 TL asıl alacak olmak üzere toplam alacak 174.112,48 TL olarak tespit edilmiş, yapılan hesaplanın yukarıda tespit edilen akdi ve temerrüt faiz oranlarına, temerrüt tarihine uygun olduğu anlaşılmakla bu kısım yönünden davanın kısmen kabulü gerekmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi: Davacı vekili bilirkişi rapor ve ek raporuna itirazlarında özellikle temerrüt faiz oranına, 1054 ve 1056 hesapların mükerrer kabul edilmesine ve gayrinakdi alacağa ilişkin değerlendirmelere itiraz etmiştir. Rapor ve ek rapordan anlaşılacağı üzere temerrüt faiz oranının taraflar arasındaki sözleşme ve faiz genelgelerine göre taleple bağlılık gözetilerek hesaplanmış, 1054 ve 1056 nolu teminat mektuplarının mükerrer olduğu ek rapordaki tablo ve rapor ekindeki hesap ekstrelerinden anlaşılmış, sözleşmelerde açık hüküm bulunmadığından çek depo bedelinin talep edilemeyeceği tespit edilmiş olmakla itirazlar yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi: inkar edilen sözleşmelerdeki yazı ve rakamların davalıya ait olduğu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin kesin nitelikteki raporuyla tespit edilmiş, sözleşmelerde davalının eş rızasının bulunduğu anlaşılmakla imzası bulunan kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu tespit edilmiş, davalının imzaladığı sözleşmeler sonrası asıl borçluyla yeni bir sözleşmenin yapılmasının hatta bakiyesinin ''0'' olması kefaleti sona erdirmeyeceği anlaşılmakla itirazlar yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Reddedilen kredilere ilişkin davalı tarafın kötüniyet tazminat talebi mevcuttur. İİK'nun 67.maddesi gereği kötüniyet tazminatına karar verilebilmesi için davacı alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekmektedir. Reddedilen krediler yönünden davacı bankanın haksızlığı sabitse de kötüniyetli kabul edilmesi de gerekmektedir. Takip talebinde kredi ayrımı yapılmadan tüm kredi sözleşmelerine dayanılmış, ancak bir kısım kredilerin davalının imzası olmayan sözleşmelerden kaynaklandığı bilirkişi raporuyla anlaşılmış olup, bu yönüyle davalı bankanın kötüniyetli kabulü mümkün görülmediğinden talebin reddi gerekmiştir.
1015 nolu kredi yönünden dava tarihinden sonra ödemelere devam edildiği anlaşılmış olup, bu ödemelerin işbu dosyada değerlendirilmesi mümkün olmadığından infaz aşamasında nazara alınması gerekmektedir.
Toplam alacak hesap edilebilir yani likit olmakla %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiş, 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6125 sayılı kanunun 18/A-13 maddesi gereği davadan önce davacının arabuluculuk başvurusu yaptığı, davalının görüşmelere katıldığı, anlaşma sağlanamadığı görülmekle, tespit edilen arabuluculuk ücretinin de davalı taraftan yargılama gideri olarak tahsili ile hazineye irat kaydına karar verilmiş, davanın kabulü ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-...nolu kredilerle ilgili alacağın davalının imzası bulunan kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığı anlaşılmakla bu kısım yönünden davanın reddine,
2-... nolu teminat mektubu tazmin kredisinin ... nolu tazmin mektubu kredisiyle mükerrer olduğu anlaşılmakla ... nolu kredi yönünden davanın reddine,
3-Çek depo talebinin sözleşmede açık hüküm bulunmaması sebebiyle reddine,
4-a)... nolu kredi yönünden 171.480,59 TL asıl alacak, 2.506,56 TL işlemiş faiz, 125,33 TL BSMV olmak üzere toplam 174.112,48 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline takibin devamına, fazla talebin reddine,
b)-Asıl alacağa takip tarihi sonrası %23,40 temerrüt faizi ile faizin %5'i gider vergisi uygulanmasına,
c)Toplam alacak likit kabul edilmekle %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Reddedilen kısım yönünden kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Reddedilen diğer krediler yönünden kötüniyet tazminat talebinin reddine,
6-Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına,
7-Alınması gerekli 11.893,62 TL harçtan peşin alınan 3.991,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.902,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 20.490,69-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesince hesaplanan 28.940,51-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-Davacı tarafça sarf edilen posta masrafı 340,38 TL, bilirkişi ücreti 2.410,00 TL olmak üzere toplam 2.750,38-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.025,79 TL'nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç, başvuru harcı ve vekalet harcı toplamı 4.042,04-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
12-7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A-11 maddesi gereğince 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
13-Kararın talep halinde Yazı İşleri Müdürü tarafından taraflara tebliğine,
14-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının taraflara tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022
Başkan ...
Üye ...
Üye ...
Katip ...




Full & Egal Universal Law Academy