Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/693 Esas 2021/33 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/693
Karar No: 2021/33
Karar Tarihi: 18.01.2021

T.C. SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2018/693 Esas - 2021/33
/// TÜRK MİLLETİ ADINA ///
T.C.
SAMSUN
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2018/693 Esas
KARAR NO: 2021/33
HAKİM:
KATİP:
DAVACI : ...
VEKİLLERİ:
Av.
DAVALI : 1- .
VEKİLİ: Av.
DAVALILAR : 2- ... -
3- ... -
4- ... -
5- ... -
6- ... -
7- ... -
DAVA: Tazminat (Değer Kaybından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/05/2018
KARAR TARİHİ: 18/01/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili DAVA dilekçesi ile özetle: Davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı ... plakalı aracın, davacıya ait ... plakalı araca çarpması şeklinde gerçekleşen 31.05.2017 tarihli trafik kazasında, davacıya ait aracın değer kaybına uğradığını, maddi hasara ilişkin zararın yanında değer kaybı zararının da karşılanması gerektiğini, davadan önce davalı sigorta şirketine müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını, davalı gerçek kişilerin ise sigortalı araç sürücüsü ...'in mirasçıları olduklarını beyanla, gerçek zarar miktarı belirlendiğinde dava değerini artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300-TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili CEVAP dilekçesi ile özetle: ... plakalı aracın davalıya 09.01.2017-2018 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalandığını ancak sorumluluğun gerçek zarar miktarı ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu ve bu sorumluluğun davacının kasko sigortacısına 33.000-TL ödeme yapılmak suretiyle sona erdiğini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Davalı ... CEVAP dilekçesi ile özetle: Davaya konu kazaya ilişkin soruşturma neticesinin beklenilmesi gerektiğini, kusur yönündeki iddiaları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddini dilemiştir.
Hasar ve servis dosyaları ile davacıya ait aracın tramer kaydı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Davacının kasko sigortacısı ... A.Ş.den davalı sigorta şirketince yapıldığı ileri sürülen ödeme sorulmuş olup, 19.11.2020 tarihli cevabi yazı ile; ... A.Ş.nin 31.05.2017 tarihli trafik kazasında hasar gören ... plakalı araç sebebiyle 22.08.2017 tarihinde 33.000-TL ödeme yaptığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Kazanın %75 oranında ... plakalı araç sürücüsünün ve %25 oranında ... plakalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, davacıya ait araçta ZMMS Genel Şartları ekindeki esaslara göre km sebebiyle değer kaybı oluşmayacağı mütala edilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan 18.12.2019 tarihli ek raporda özetle: Aracın kaza tarihindeki kazasız rayicinin 680.000-TL olduğu, onarım sonucu araçta oluşan değer kaybının ise 34.185,20-TL ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruna tekabül eden kısmın 25.638,97-TL olduğu mütala edilmiştir.
İtiraz üzerine mahkememizce başka bir bilirkişiden alınan 23.03.2020 tarihli raporda özetle: Aracın dava tarihindeki kazasız rayicinin 848.568-TL olduğu, davacıya ait araçta oluşan değer kaybının ise ZMMS Genel Şartları ekindeki esaslara göre 43.512,83-TL ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruna tekabül eden kısmın 32.634,62-TL olduğu mütala edilmiştir.
Raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı gereğince objektif değer kaybının belirlenmesi için mahkememizce üçüncü bir bilirkişiden alınan 23.11.2020 tarihli raporda özetle: Aracın kaza tarihindeki rayicinin 680.000-TL olduğu, davacıya ait araçta oluşan değer kaybının ZMMS Genel Şartları ekindeki esaslara göre 44.212,99-TL ve objektif değer kaybı esasına göre 45.000-50.000-TL arasında olduğu mütala edilmiştir.
Davacı vekili bedel artırım dilekçesi ile; talep miktarını 45.000-TL'ye artırdıklarını bildirmiş, 45.000-TL'nin davalı gerçek kişilerden tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara, bedel artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı zararının tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 31.05.2017 tarihli trafik kazası sebebiyle müvekkiline ait araçta oluşan değer kaybı zararının tazminini talep etmiş, talep miktarını bedel artırım dilekçesi ile artırmıştır. Davalılar ise davanın reddini dilemişlerdir.
Dava dilekçesinde davalılar arasında gösterilen ...'in davanın devamı sırasında vefat ettiği ve mirasçılarının davalı konumundaki gerçek kişilerden ibaret olduğu görülmüş, hem sigortalı araç sürücüsü ...'in hem de davalı ...'in mirasçıları olmaları sebebiyle davalı gerçek kişilere karşı davaya devam edilmiştir. Davanın devamı sırasında vefat eden ... karar başlığında gösterilmemiştir.
2918 s. KTK'nun "Maddi ve Manevi Tazminat" başlıklı 90. maddesi, "Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 sayılı TBK'nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır." şeklinde olup, maddede italik olarak yazılı kısımların, Anayasa Mahkemesi'nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2019/40 Esas ve 2020/40 sayılı kararı ile Anayasaya aykırı olduklarına karar verilmiştir. Buna göre ve kararın gerekçesinde belirtildiği üzere, tazminat sorumluluğu ve kapsamının belirlenmesine ilişkin 6098 sayılı TBK'daki genel esaslara aykırı olan Genel Şartlar'ın uygulanması mümkün değildir.
Trafik kazalarından kaynaklı değer kayıplarına ilişkin tazminat kapsamının ne olduğu konusunda TBK'daki genel hükümlerde bir açıklık yoktur. Bu konuda, Yargıtay'ın müstakar hale gelmiş içtihatları bulunmakta olup, yüksek yargı kararlarında değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki fark olarak tanımlanmış ve araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki farkın göz önüne alınması gerektiği yerleşik hale gelmiştir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ve yürürlük tarihinden sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacağı öngörülen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın "kapsama giren teminat türleri" başlıklı A.5 maddesinde "değer kaybı", maddi zararlar teminatı içerisinde düzenlenmiş, sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında değer kaybının, ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından tespit edileceğine ve değer kaybının tespitinin bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre yapılacağına işaret edilmiş, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı Genel Şartlar Ek-1'de ifade edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda işaret edilen iptal kararına kadar gerek ilk derece ve gerekse istinaf mahkemeleri, değer kaybının ne şekilde hesaplanacağının poliçe tarihine göre belirlenmesi ve zararın 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen poliçeler için "objektif değer kaybı" esasına, sonrasında düzenlenen poliçeler için ise Genel Şartlar'a göre tayin edilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiş ve bu kararlarda görülmüştür ki Genel Şartlar ekindeki esaslara göre belirlenen tazminat tutarı zarara uğrayanın gerçek zararının çok altında tespit edilmekte, zarara uğrayanın gerçek zararı karşılanamamaktadır. Buna göre, Genel Şartlar ekindeki esaslara göre hesaplanan tazminat tutarı, genel hükümlere göre tayin edilecek objektif değer kaybı esasına göre belirlenen tutarın çok altında kalmaktadır ve Genel Şartlar'daki bu yöne ilişkin düzenlemelerin tam tazmin ilkesi ile örtüşmeyip genel hükümlere aykırı olduğundan uygulanması mümkün değildir.
Bu sebeplerle, Genel Şartlar ekindeki esasların somut olayda uygulanamayacağı ve değer kaybının objektif değer kaybı esasına göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiş, hal böyle olunca davacıya ait aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa değeri ile kazadan sonraki piyasa değeri arasındaki farkın (45.000-TL) davacının gerçek zararı olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte, davacıya ait araç sürücüsünün kazadaki kural ihlaline göre % 25 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiş, davacıya ödenmesi gerekli tutarın 33.750-TL olduğu kabulü ile bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta şirketi oluşan zarardan, 2918 sayılı KTK'nın 93. ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik'in 24. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiği tarihte sigortaya konu motorlu aracın cinsine göre Hazine Müsteşarlığınca asgari tutarı belirlenen tarifedeki limitler uyarınca sınırlı sorumludur. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS poliçe limiti, "araç başına maddi zarar" bakımından 33.000-TL olup, bu miktar kadar tutar 22.08.2017 tarihinde davacının kasko sigortacısı olduğu anlaşılan ... A.Ş.ye ödenmiştir. Buna göre, davalı sigorta şirketinin ZMMS'den kaynaklı sorumluluğu sona ermiştir ve ona karşı açılan davanın reddi gerekmektedir. Bu sebeplerle, sigorta şirketi hakkındaki dava reddedilmiş, yararına 300-TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bu tespit ve değerlendirmeler muvacehesinde; davalı gerçek kişiler hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, temerrütün olay tarihinde gerçekleştiği kabulü ile kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı ... A.Ş. hakkındaki davanın reddine,
B-Diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne;
1-33.750-TL'nin kaza tarihinden (31.05.2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.305,46-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 799,27-TL'nin mahsubu ile bakiye 1.506,19-TL'nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından ödenen 799,27-TL'nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.756,60-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 2.067,45-TL'nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen 5.062,50-TL vekalet ücretinin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı sigorta şirketi davayı vekil marifetiyle takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen 300-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
7-Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, davalı sigorta şirketi yönünden 6100 sayılı HMK m. 341/2 gereğince KESİN, diğerleri yönünden gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer emsal mahkemeye verilecek bir dilekçe ile Samsun BAM'da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi, okundu, anlatıldı. 18/01/2021
Katip
¸


Hakim
¸

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu'nun 5'inci maddesi kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.


Full & Egal Universal Law Academy