Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/668 Esas 2023/513 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/668
Karar No: 2023/513
Karar Tarihi: 30.03.2023


T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/668
KARAR NO: 2023/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN:...(...)
ÜYE:...(...)
ÜYE:...(...)
KATİP:...(...)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:03/12/2021
NUMARASI:2018/673 Esas - 2021/976 Karar
DAVACI:... - ...
VEKİLİ:Av. ... - ...
DAVALILAR:1-... - ...
:2-... - ...
:3-... - ...
DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/08/2018
KARAR TARİHİ:30/03/2023
KR. YAZIM TARİHİ:17/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın merkez adresine 24.06.2018 tarihinde gece yarısı giren hırsızlar tarafından iş yerinde bulunan ve içinde çok sayıda boş çek karnesi, müşteri çeki ve bonosu gibi kıymetli evraklarının bulunduğu kasanın çalındığını, iş bu vakıa neticesinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/66961 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını ve dosyada şikayete konu olay neticesinde çalınan çeklerin ödenmemesine yönelik bir tutanak tanzim edildiğini ve söz konusu tutanak, ilgili bankalarla ve faktoring şirketleri ile paylaşıldığını, yine bahsi geçen vakıa neticesinde kıymetli evrakların iptaline yönelik Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/628 Esas sayılı dosyası ile yine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/660 Esas sayılı dosyalarında kıymetli evrakların iptali davası açıldığını ve söz konusu dosyalardan tedbir kararı da alındığını, tüm bu gelişmelere karşın çalıntı çekler hızla piyasaya sürüldüğünü ve hemen her gün çalınan çeklerin sorguları bir şekilde davacı firmaya ulaştığını, ulaşan bu bilgiler ışığında Akbank A.Ş.'nin Z9107334 seri numaralı çek, 90.000 TL bedelli, 20.09.2018 keşide tarihli ve lehdarı Asilgüç Tekstil İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olarak düzenlenmiş ve davacı firma yetkilisinin imzası taklit edilerek piyasaya sürüldüğünü, bahsi geçen firma ise çekin arkasına sırası ile Asilgüç Tekstil İnşaat San. Tic. Ltd. Şti., İzofer Yalıtım Malz. Paz. Pet ve Pet Ürünleri San. Tic. A.Ş., Özbaloğlu İnşaat Oto Gıda Hayvancılık Turizm Tekstil San Tic. Ltd. Şti.'ye verildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle ve yine dilekçe ekinde sunulan görüntüden de anlaşılacağı üzere çek şeklen unsurları tamamlanmış bir kıymetli evrak niteliğinde olduğunu ve bu durumda müvekkilinin imza yetkilisi tarafından imzalanmadığından ihtiyati tedbir nitelikli menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Asilgüç Tekstil İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile önceye dayalı bir çok ticareti bulunduğunu, hırsızlık sonucu ele geçirilen keşideci olarak göründükleri çek ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmesi ile bilgi sahibi olduklarını, şirket unvanlarının başkaları tarafından kullanıldığını ve imza taklit edilmek suretiyle evrak piyasaya sürüldüğünü, şirketlerine ait imza sirküleri ve ticaret sicil gazetesi incelendiğinde imzanın kendilerine ait olmadığı, ayrıca yine davacı şirketle önceye dayalı aldıkları ve verdikleri evraklar incelendiğinde, davaya konu çek altındaki imza ile uyuşmadıklarının ortaya çıkacağını, davacı şirkete ait diğer senetler incelendiğinde ticaretlerini kanıtlayan bir çok evrakların mevcut olması göz önüne alındığında, davacı şirkete ait senetlerin hırsızlık sonucu ele geçiren kişi veya kişilerin bu durumu kullanıp senetlerin tahsil kabiliyetini arttırıp piyasaya daha hızlı sürülmesi gayesiyle hareket ettiklerini düşündüklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; "... Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın HMK 114/1-h maddesi gereğince REDDİNE ..." şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın Kambiyo Senetlerine Mahsus haciz yoluyla yapılacağı ve bu takip yolunda itiraz üzerine takibin durmasının mümkün olmadığınının yerel mahkemenin de bilgisi dahilinde olduğunu, yine söz konusu çeke ilişkin alınacak ihtiyati haciz kararı da davacının her an doğması muhtemel bir zararın önüne geçmesi için somut adımlar atmasının en önemli sebeplerinden olduğunu, İcra ve İflas Kanunun m.72'de belirtildiği üzere söz konusu davayı açmakta kanunen korunan bir hakkının mevcut olduğunun açık olduğunu, bunun yanında ilgili kanun icra takibinin başlamasının öncesi ve sonrasındaki durumların farklılıklarına da değinerek davacının icra takibinin başlamasından önce menfi tespit davasını açmaktaki hukuki yararını gözler önüne serdiğini, ceza davaları ve soruşturma dosyaları hakkında bilgilendirilmiş olmasına karşın yerel mahkemece söz konusu davaların akıbeti sorulmaksızın ve neticesi beklemeksizin karar verildiğini, esasen bunun da hukuka aykırı olduğunu, 03.12.2021 tarihli duruşmada söz konusu çek aslının dava dışı Destek Bilgisayar ve İletişim Hiz. Tic. A.Ş. tarafından yine davacısı olunan benzer nitelikteki Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/674 E. sayılı dosyasına sunulduğunun yerel mahkemeye bildirildiğini, yerel mahkemece bu hususta gerekçeli kararda herhangi bir açıklama yapılmadığını, yerel mahkemece verilen ve 06.12.2021 tarihinde yazılan gerekçeli kararın 4 no'lu hüküm kısmında söz konusu davalılardan hiçbirinin vekili olmamasına rağmen 12.500,00-TL vekalet ücretine hükmettiğini, söz konusu karardaki 4 numaralı hükmün karardan çıkartılması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/12/2021 tarih, 2018/673 Esas - 2021/976 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; "... Dava menfi tespit davasından ibarettir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır.
Öte yandan, bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).
Hukuki yarar dava şartlarından olup (HMK 114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate; davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı da denilmektedir (Hanağası, s.19-21) .
Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, bir davada hukuki menfaatin bulunup bulunmadığı konusu mahkemece; tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, olay veya olgular çerçevesinde (kural olarak davanın açıldığı tarihe göre), kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sayede, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence de sağlanmış olmaktadır (Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017,s.946-949)-(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/440 Karar).
Davacının davasının başarılı olması halinde elde edeceği hükmün yararlı bir etkisinin olması gerekecektir. Bunun anlamı ise, talep sonucunun kabul edilmesi halinde davacının bir fayda elde edecek olmasıdır. Ancak bu halde, davacının dava açmakta bir menfaati olacaktır.
Akbank'a yazılan müzekkere cevabında; Akbank TAŞ şubesinden alınan bilgiler doğrultusunda ilgili çekin Ataşehir şubesinden ibraz olduğu, çekin sadece ön yüzünün yer aldığı, arka yüzüne ait bilgilere ulaşılamadığı, ibraza ilişkin bir bilgi mevcut olmadığının bildirildiği, çek görüntüsünün gönderildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; her ne kadar menfi tespit talep edilen çekteki imzanın davacı şirket temsilcisinin eli ürünü olup olmadığı yönünde tespit yapılmamış ise de; dava ve karar tarihi itibariyle davalıların davacı aleyhine bir takip başlatmadığı, alacak talebinin bulunmadığı, Akbank A.Ş.'nin Z9107334 seri numaralı çek, 90.000 TL bedelli, 20.09.2018 keşide tarihli ve lehdarı Asilgüç Tekstil İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olan çekin yasal sürede yazdırıldığına dair bir delil bulunmadığı, buna ilişkin bir delil de sunulmadığı, yapılacak icra takibine itiraz edilip takibin durdurulabileceği, menfi tespiti kabulü halinde davacının elde edebileceği hukuki bir yarar bulunmadığı anlaşılmakla, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının HMK'nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur..."şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere; HMK'nun 114/1-h maddesi gereğince, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınabileceği gibi taraflarca da ileri sürülebilir.
Hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte, "hukuki ve meşru"," doğrudan ve kişisel" ve " doğmuş ve güncel" haklı bir yararın bulunmasıdır.
İİK'nın 72. maddesi gereğince, borçlu tarafından icra takibinden önce ve takip sırasında, borçlu bulunmadığının ispatı açısından menfi tespit davası açılabilir. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için hukuki yararın bulunması dava şartıdır. Borçlunun, kendisine karşı icra takibi başlamadan önce, böyle bir dava açabilmesi için, borçlu olmadığının hemen tespitinde güncel hukuki bir yararın olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde iş yerinde bulunan çok sayıda boş çek karnesi, müşteri çeki ve bonosu gibi kıymetli evraklarının bulunduğu kasanın çalındığını, iş bu vakıa neticesinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/66961 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde kıymetli evrakların iptaline yönelik davaları açıldığını ve söz konusu dosyalardan tedbir kararı da alındığını, tüm bu gelişmelere karşın çalıntı çekler hızla piyasaya sürüldüğünü iddia etmiş, davalı Asilgüç Tekstil İnş. San. Tic. Ltd. Şti ise özetle; hırsızlık sonucu ele geçirilen keşideci olarak göründükleri çek ile ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmesi ile bilgi sahibi olduklarını, şirket unvanlarının başkaları tarafından kullanıldığını ve imza taklit edilmek suretiyle evrak piyasaya sürüldüğünü, şirketlerine ait imza sirküleri ve ticaret sicil gazetesi incelendiğinde imzanın kendilerine ait olmadığını savunmuştur.
Eldeki davada, ispat yükü davacı tarafta olup davanın niteliği gereği mahkeme, tarafların delilleri ile bağlıdır. Davacının şikayeti üzerine Bakırköy C.Başsavcılığı'nın 2018/66961 sor. sayılı soruşturma dosyasının halen derdest olduğu görülmüş olup, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Bu durumda yerel mahkemece, TBK 74 maddesi gereğince ceza soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması, davaya konu çekin aslı/arka yüzü ilgili bankadan celp edilerek, davacının imza inkarı konusunda çekin düzenlendiği tarihe yakın tarihlerde davacı tarafından resmi (seçim, nüfus, muhtarlık, emniyet, noter, tapu, adli, ...vb.) veya özel (banka, ... vb.) merciler huzurunda atılmış kıyasa elverişli ıslak imza örnekleri celp edilmeksizin, mahkeme huzurunda usulüne uygun şekilde ıslak imza örnekleri alınmaksızın, bunların imza inkarında bulunulan çek aslı celp edilmeksizin ve çek üzerindeki keşideci ıslak imzası ile dosyaya kazandırılacak kıyaslama imzaları mukayese edilmeksizin neticeten teknik inceleme yaptırılmaksızın, eksik araştırma ve inceleme üzerinden yazılı gerekçeyle karar verilmiş olması yerinde bulunmamıştır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, kararın kaldırılmasını gerektiği anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın yeniden görülmesi için kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03/12/2021 tarih, 2018/673 Esas ve 2021/976 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK'nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK'nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.30/03/2023
...
Başkan ...
¸e-imzalıdır
...
Üye ...
¸e-imzalıdır
...
Üye ...
¸e-imzalıdır
...
Katip ...
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*


Full & Egal Universal Law Academy