Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/541 Esas 2023/614 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/541
Karar No: 2023/614
Karar Tarihi: 04.05.2023


T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/541
KARAR NO: 2023/614
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
NUMARASI: 2022/42 Esas - 2023/47 Karar
DAVACI : ... - ... - ...
VEKİLİ: Av. ... - ...
DAVALI : ... - ...- ...
VEKİLİ: Av. ... -...
DAVA: Eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali
HÜKÜM: İstinaf başvurusunun ayrı ayrı reddi
İSTİNAF EDEN: Davacı vekili - Davalı vekili
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesine göre iptali davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan taşeronluk sözleşmesi gereğince davacının davaya konu faturalardaki işi yaparak teslim ettiğini, davalının iş bedelini ödemediğini, bunun üzerine Körfez İcra Dairesinin 2015/569 esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyanla görev itirazında bulunmuş, esasa dair itirazlarında da taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını, davalının işin yapıldığı tarihte ticari hayatta faal olmadığını, düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edilmediğini, iddia edilen faturaların muhasebe defterlerinde iptal edildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği işlerin 3. kişilerce yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; " .... Davacı tarafça akdi ilişkinin varlığı yasal delillerle ispatlanmamıştır. Bu nedenle dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmamıştır. Mahkememizce istinaf kaldırma kararı doğrultusunda davalı tarafın defterleri SMMM bilirkişiye incelettirilmiş. Bilirkişi ... 12.09.2022 tarihli raporunda dava ve takip konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını belirtmiştir. İstinaf öncesi yapılan yargılamada keşfe binaen farklı bir bilirkişi heyetinden alınan rapor sonucu az yukarıda da bahsedildiği üzere keşif mahallindeki mutfak dolapları, iç kapılar ve laminat parke imalatlarının icra takibine dayanak yapılan faturalardaki malzemeler olup olmadığının belirlenmesi teknik açıdan mümkün olmamıştır. Davacının ticari defterleri HMK 222/3 maddesi gereğince tek başına iddiasını ispata yeterli değildir. Davacı tarafça açıkça yemin deliline de dayanılmadığından yemin teklifi hakkının hatırlatılmasına da gerek bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketolarak ile davalı arasında yapılan taşeronluk sözleşmesi gereğince davacının davaya konu faturalardaki işi yaparak teslim ettiğini, davalının iş bedelini ödemediğini, bunun üzerine körfez icra dairesinin 2015/569 esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava ettik.ancak dosya eksik incelemeile haksız ve yersiz bir karar ile karara çıkmış olduğunu, açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına ve yargılamanın yenıden yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından verilen, sadece 2. bendinde yer alan "kötüniyet tazminat talebinin reddine" hükmünün, kısmen ortadan kaldırılmasına, kötüniyet tazminatına da hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 HMK, 6098 Sayılı TBK, 2004 Sayılı İİK
3. Değerlendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Mahkemece daha önceden verilen kararlar hakkında dairemizin 2019/840 E, 2020/34 K ve 2021/1391 E, 2022/31 K sayılı kararları ile mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.4-6. Maddeleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece en son 2022/42 E, 2023/47 K sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili; davalının inşaatına imalat ve işçilik yaptığını, yapılan iş karşılığı davalıya 4 adet fatura düzenlediğini fatura bedellerinden bakiye 135.000 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş,
Davalı vekili; davacının düzenlediği faturaları kabul etmediğini, ... isimli kişiden alacağına karşılık bu şahsın müvekkilinin inşaatına davacı vasıtasıyla dolap ve kapı yaptırma teklifini kabul ettiğini, davacının yaptığı imalatın 32 adet kapı ve 9 adet mutfak dolabından ibaret olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı taraf delil olarak takibe konu faturalara ve tanık beyanlarına dayanmaktadır. Davalı tarafça dava başından bu yana, davacı ile olan akdi ilişki inkar edilmekte, akdi ilişkinin dava dışı ... ile davalı arasında kurulduğu savunulmaktadır. 13.6.2016 tarihli celse de de, davalı, akdi ilişkinin davacı ile kurulmadığını, davacının dava dışı ...’in taşeronu olduğunu savunmuştur. Bu nedenlerle taraflar arasında akdi ilişki kurulduğuna dair davalının açık kabul beyanı bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalı adına fatura düzenlenmiş olması tek başına işin yapıldığına delil olmayacağı, fatura konusu işlerin yapıldığının ve teslim edildiğinin davacı tarafça kanıtlanması gerekmektedir.
Kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki TBK'nın 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HMK'nın 200. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdî ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından "yazılı delil başlangıcına" dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir.
Somut olayda; davacı tarafından akdi ilişkinin ispatına yarar fatura dışında bir delil sunulmamıştır. Sözkonusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı da dosya kapsamıyla sabittir. Başkaca yazılı delil bulunmadığı gibi tanık dinlenmesini gerektiren yazılı delil başlangıcı da bulunmadığından karşı tarafın açık muvafakatı da olmaması nedeniyle dinlenen tanık beyanlarının hükme esas alınması da olanaklı değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle; davacı davasını ispat edemediğinden mahkemece davanın reddi kararı yerinde görülmüş, davacı tarafın istinafının esastan reddine karar vermek gerekmiş, davalının istinafı incelendiğinde, İİK.67/2 maddesi uyarınca davacının kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekmekte olup somut dosyada davacı takibinde haksız ise de kötüniyetle takip talebinde bulunduğu saptanamadığından mahkemece davalının bu yöndeki talebinin reddi kararı da yeriden görülmüş, davalı tarafın istinafının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflar yönünden peşin alınan istinaf karar ve ilam harcından alınması gereken harcın mahsubu ile bakiye harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 04/05/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.

*
...
Başkan ...
¸e-imzalı
...
Üye ...
¸e-imzalı
...
Üye ...
¸e-imzalı
...
Katip ...
¸e-imzalı




¸Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca E-İMZA ile imzalanmıştır.¸


Full & Egal Universal Law Academy