RTÜK - Karar No: 72 - Karar Tarihi: 23.10.2013
Karar Dilini Çevir:



İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 18.09.2013 tarihli ve 2546 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“67 TV logolu yayın kuruluşunda her gün muhtelif saatlerde sunuculugunu Cavit Özdoğan'ın yaptığı ve Dr. Mustafa Eraslan'ın konuk olarak katıldığı "Ab-ı Hayat" isimli bir sağlı programı yayınlanmaktadır. Söz konusu programın 06/09/2013 tarihinde saat 19.23’de yayınlanan bölümünde, Dr. Mustafa Eraslan hastalıkların tedavisinde modern tıbbın yetersiz kaldığını ileri sürerek, modern tıbbın alternatif tıpla birlikte hareket etmesinin daha doğru olduğunu savunmakta ve sunucu Cavit Özdoğan da yer yer konuşmalara katkıda bulunarak Dr. Mustafa Eraslan'ın başarılarından bahsetmektedir.
Programda Dr.Mustafa Eraslan'ın tavsiyelerini dinleyip onları uygulayan hastalardan Naciye Erçakır'ın 80 yaşındaki annesinin alzheimer hastalığının iyileştiği, beyinindeki kitle ve su toplamasının geçtiğini; Emine Kuzgunoğlu'nun meme kanserinden kurtulduğu; Mehmet Ürer'in akciğer kanserinin geçtiği; İbrahim Uyaner'in kalp damar tıkanıklığının açıldığı ve yine aynı kişinin göz rahatsızlığının sona erdiği; Refiye Gök'ün ise eşinin bacak ve beyin damarlarınındaki tıkanıklığın açıldığı, bahsedilen kişilerin telefonla yayına bağlanıp kendileri tarafından ifade edilmektedir.
Dr. Mustafa Eraslan kendisini arayan Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu'nun babasının (Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu) rahatsız olan bacağı için 3,5 yıldır yapmadıklarının kalmadığını, kapanmayan yaranın olduğunu, enfekte olduğunu, damarların tıkalı olduğunu ve bu yüzden damarların siyahlaşmaya başladığını hatta kesilmeye karar verildiğini söyledikten sonra kendisinin (Mustafa Eraslan) tavsiyeleriyle bacağın iyileştiğini ifade ettiğini söylemektedir.
Hazırlanan klipte de görüleceği üzere Dr.Mustafa Eraslan'ın konuşmasında "Bir kardiyoloğun kesinlikle, mutlaka olmazsa olmaz şekilde bitkilerle tedaviyi yani fitoterapiyi bilmesi, başlangıçta bunu kullanması, olmazsa cerrahi müdahalelere geçmesi lazım." şeklindeki ifadelere yer vermektedir. Ayrıca hipertansiyon, şeker, kanser ve romatizmal hastalıklardan bahsettikten sonra "Biz çıkıyoruz ortaya diyoruz ki 'Biz bu işi biliyoruz! Bu işi dünyada da hiç kimse şu ana kadar bilmiyor!'. Biz geldik, anlattık bir tarih yazdık. Bizim burada yaptığımız programlar toplumu dönüştürdü!" demiş ve akabinde damarların açıldığını; alzheimerın ve ms hastalığının gerilediğini; şahdamar tıkanıklığının, hipertansiyonun, böbrek taşının, safra taşının ortadan kalktığını, ayakların kesilmeyeceğini ve çocuk sahibi olamaz denen hastaların çocuk sahibi olabileceğini iddia etmektedir.
Klibin sonunda Dr.Mustafa Eraslan "Benim bildiklerimin kırkta biri, batıdakilerin bildiğini, hepsinin ilmini satın alır. Herkese bunu ispat ederim. İyi olmayacak hastalıkları getirirler biz tedavi ederiz, iyileşmeyen yaraları tedavi ederiz. Açılmayan damarların açılmasına yardımcı oluruz. Ben bunları yaparım." ifadelerini kullanmıştır.
Programın sunucusu Cavit Özdoğan, Dr.Mustafa Eraslan'ı övmekte ve Dr.Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle hastalarını tedavi ettiğini hatta kronik hastalıklara çare bulduğunu söylemektedir. Programda her ne kadar ürün ismi kullanılmamış olsa da, program esnasında 0212 945 04 64 no'lu telefon numarası sürekli ekranda görülmektedir. Ancak söz konusu numara arandığında ise arayanların telefonları alınmakta, kendilerine dönüş yapılacağı söylenmektedir. Daha sonra Dr.Mustafa Eraslan'ın ofisinde ilgili numara geri aranmaktadır. Bu şekilde Dr.Mustafa Eraslan'ın ürünleri pazarlanmaktadır.
Gıda kapsamında değerlendirilerek izin verilen ürünlerin, 5996 sayılı kanuna dayanılarak hazırlanan ve 29.12.2011 tarih ve 28157 sayılı (3. Mükerrer) Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği'nin 6. Maddesinin 3. fıkrasına göre "... o gıdanın bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğunu bildiren veya böyle özelliklere atıfta bulunan ifadeler yer alamaz..." hükmü dikkate alındığında yayın kuruluşunda yayınlanan reklamın sağlık beyanında bulunarak tanıtıma yer verdiği görülmüştür. Ayrıca söz konusu programda, Sağlık Bakanlığı'nın ilgide kayıtlı yazısında belirtilen hususların göz ardı edildiği görülmüştür.
Söz konusu program yayını değerlendirildiğinde, Dr.Mustafa Eraslan'ın, alternatif tıbba ve bitkisel yöntemlerine yönlendirdiği, bu savını gerek kendi ifadeleriyle gerek programa telefonla katılan kişilerle ayrıca sunucu Cavit Özdoğan'ın ifadeleriyle desteklendiği görülmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yazılarından da hareketle, söz konusu program yayınının toplumun genel sağlığına zarar verebilecek davranışları teşvik ettiği; izleyiciyi yanıltıcı, istismar edici ve izleyicilerin sağlığına ve çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
67 TV logolu yayın kuruluşu söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; '' Genel sağlığa ... zarar verecek davranışları teşvik edemez.'' ve 9'uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan '' Gizli ticari iletişime yer verilemez.'' hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "Sağlık sorunlarına alternatif çözümler" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür
Söz konusu kuruluşa 04.02.2013 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 21.02.2013 tarih ve 2013/12 sayılı toplantısında alınan 61 nolu kararıyla 6112 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.Bu itibarla; aynı fıkranın tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere 67 TV logosuyla yayın yapan DEMİR RADYO TELEVİZYON YAYINCILIK VE REKLAMCILIK SANAYİ TİCARET A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki; “Gizli ticari iletişime izin verilemez.” hükmününtekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 37.300,84 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy