RTÜK - Karar No: 23 - Karar Tarihi: 25.06.2013
Karar Dilini Çevir:



İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 30.05.2013 tarihli ve 1598 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
FLASH TV Yayın Kuruluşu'nda 16.05.2013 tarihinde "Bi'çare' adlı bir program yayınlanmıştır. Saat 14.46.20'de "canlı" olarak yayına giren programda, çocuklarını henüz bebekken komşuya emanet edip sonra bir daha göremeyen bir aile konuk edilmiş; ailenin çocuğun "satıldığına" ilişkin iddiaları ele alınmıştır. Zaman zaman konuyla ilgili kişilerin telefonla da konuk alındığı programın bazı bölümlerinin deşifresi aşağıda sunulmuştur:
Stüdyodaki konuk:"...elimle ben sana teslim etmedim çocuğu. Orada yalan söyleme....senin eşin aldı geldi hastaneden hatta. Ben vermedim elimle. Bana bak, bana bak seni Allah yarattı demem bana bak....dinlemeyi öğren lan."(15.35.03) "...sen erkeksen buraya gelsene buraya."(15.36.08) "...sen cocuk satıcısın, çocuk satıcı, karı satıcısın"(15.36.23) "...sen niye aldın o zaman, sen niye aldın? Sen iki tane çocuk satıcı bir insansın... karını bile bile sattın. Sen karı satıcı, çocuk satıcısın."(15.52.16) Telefondaki konuk:"....sen beş vakit kendine namaz kılacaksın beş vakit de Halime ablaya kılacaksın dedim. Bana eşim şu sözü söyledi; Halime hanım sana en kıymetli oldu. Git onun koynuna yat."(15.54.34)”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Söz konusu yayınlar ile 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmününihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Program süresince sunucunun, stüdyo konuğu ile telefonla bağlantı kurulan diğer konuk arasında geçen tartışmalarda karşılıklı hakaretlere varan, eleştiri sınırlarının çok dışında ve küçük düşürücü cümleler sarf etmelerine izin verdiği, hatta bu görüşmeyi sağlayarak ortamı bizzat kendisinin hazırladığı, bu konuşmalarla stüdyo konuğunun ve programa telefonla katılan konuğun birbirlerinin kişilik haklarına saldırıda bulundukları anlaşılmıştır. İnsan onuru, şerefi, saygınlığı kişilerin isteyerek, bilerek dahi vazgeçemeyecekleri temel insan haklarındandır. Kişilerin birbirleri hakkında sarf ettiği sözlerle, birbirlerine karşılık veriyor olması dahi, sarf edilen sözlerin ağırlığını değiştirmeyecek, hakareti mazur gösteremeyecektir. Stüdyo konuğunun, "...karını bile sattın", "...sen çocuk satıcısın, çocuk satıcı, karı satıcısın" şeklindeki ifadelerinin ne denli onur kırıcı ve ağır hakaret içerdiği aşikardır.
İnsan onuru sözlüklerde, izzetinefis, haysiyet, özsaygı, şeref, erdem, vakar, gurur, saygınlık, kendine saygı duyma ve başkalarını da kendine saygılı kılma olarak açıklanmaktadır. "İnsanın değeri" ile "onurunu " İ..Kuçuradi tarafından eş anlamlı kullanılmaktadır. Kuçuradi,"İnsanın değeri derken bundan insanın diğer canlılar arasındaki özel yerini anlıyorum. İnsana bu özel yeri sağlayan, onun özelliklerinin bütünüdür, onu diğer canlılardan ayıran olanaklarıdır.Bu olanaklar, insana özgü etkinlikler ve ürünler olarak görünür. Bu özellikler ise, insanın diğer canlılarla ortaklaşa taşıdığı özelliklere ek özelliklerdir. İşte bu özellikler ya da olanaklar "insanın değerini" ya da "onurunu" oluşturur." demektedir. Bu açıklamadan hareketle,insanın diğer canlılardan farklı kılan, üstün kılan değerleri onuru, saygınlığı bulunmaktadır. Bu değerlerin o kişide bulunması, onu koruması veya yok etmesi bireyin kararından ziyade evrensel ilkelerle korunmuştur. (İoanna Kuçuradi, İnsan Haklarının Felsefi Temelleri, Türkiye Felsefe Kurumu Yayını, Ankara, 1982, s. 49). Oysa sunucu, yayın sırasındaki bu ağır hakaret ve onur kırıcı ifadelerin kullanılmasını önlemek için gereken tedbirleri almamış, bu sözler sarf edildikten sonra dahi gerektiği şekilde tepki göstermemiş, kısmen olaya seyirci kalmıştır. Ayrıca söz konusu aşağılayıcı ve hakaret içirir sözlerin eleştiri sınırları içinde de değerlendirilmesi mümkün olmayıp, doğrudan doğruya kişilerin onurlarına yönelik bir saldırı olduğu değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ilkesinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Yayıncı kuruluşa 05.06.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 06.07.2011 tarih ve 2011/42 sayılı toplantısında alınan 25 nolu kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla, aynı ilkenin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Nisan 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 1.023.156,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy