RTÜK - Karar No: 19 - Karar Tarihi: 22.03.2023
Karar Dilini Çevir:



İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 21.03.2023 tarih ve 325 sayılı yazısına konu h halk logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 18.03.2023 tarihinde saat 10:00’da yayınladığı "Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, h halk logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 18.03.2023 tarihinde saat 10:00’da canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Serhan Asker'in yaptığı, "Görkemli Hatıralar" isimli programda, sunucu tarafından; "Şimdi devam ediyoruz... Burada aynı zamanda Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde beşinci kitabını yazdı herhalde. Üretim üretim üretim, yazıyor Selahattin Demirtaş. Bize gönderdiği kitap "Dad". Öykü kitabı. Büyük bir keyifle okudum ben. Teşekkür ediyoruz bu inceliği düşündüğü için Sayın Selahattin Demirtaş'a. Aynı zamanda cezaevinde tutuklu bulunan, özgürlük mücadelesi yapan herkesi de buradan kucaklıyoruz. Deprem bölgesinden bütün halkımızın selamlarını cezaevindeki özgürlüğünü arayan tutuklulara, hükümlülere gönderiyoruz." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Demokrasinin en temel önceliklerinden biri halkın haber alma özgürlüğü olduğundan demokratik rejimlerde medya, kamuoyu oluşumunda hayati derecede öneme sahip bir aktördür. Öyle ki; medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen dördüncü güç olduğu çoğu otorite tarafından kabul edilmektedir. Basın, yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen dördüncü kuvvettir. Günümüzde medyanın gücünün artması ile medya mensuplarının sorumluluklarının da aynı ölçüde arttığı bir gerçektir. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da düşünüldüğünde yayınların Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi bir zorunluluktur. Görevlerinden biri de halkı bilgilendirmek olan yayın kuruluşlarının, yorum programlarında eleştirilere yer vermesi oldukça doğaldır. Medya mensuplarının görüşlerini herhangi bir baskı altında kalmadan açık bir şekilde ifade etmesi, birtakım kişi veya kuruluşları eleştirmesi ve onların gerçekleştirdikleri eylemler hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi basın özgürlüğü anlamında son derece önemlidir. Ancak, şüphesiz bu hak, sınırsız ve kontrolsüz bir eleştiriyi beraberinde getirmemeli, yasa ve ahlak kuralları içerisinde çizilen bazı sınırlar yardımıyla kamuoyunun doğru ve objektif bir şekilde bilgilendirilmesine katkı sağlamak amacıyla kullanılmalıdır.
İnsan hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğü hakkı, demokratik bir toplumun temel unsurlarını oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık ilkelerinin var olması bakımından vazgeçilmez bir karakter taşımakla beraber gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse ulusal mevzuatımızda bu hakkın kullanılmasının belirli sınırları bulunmaktadır.
Söz konusu yasal düzenlemelerin başında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın geldiğini söylemek mümkündür. Anayasa'nın 26'ncı maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlığı altında yer alan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” hükmüyle düşünce özgürlüğüne getirilebilecek sınırlamalardan bahsedilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde; basının özgür olduğu, bu özgürlüğün; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içereceği, basın özgürlüğünün kullanılmasının ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Konuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de benzer bir hüküm bulunmaktadır. Mezkûr sözleşmenin ifade özgürlüğüne ilişkin 10. maddesinde: "1. Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir. 2. Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda gerekli tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, nizamın sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin açığa vurulmasının önlenmesi veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı merasime, koşullara, sınırlamalara veya yaptırımlara bağlanabilir." kuralı yer almaktadır. Sözleşmenin 2'nci ve 8'inci maddeleri, kamunun terörizmden korunması hususunda Devletlere bazı pozitif yükümlülükler yüklemektedir. Devletin, bireylerin yaşamını tehlikeye atacak kişilerin yasadışı faaliyetlerine karşı operasyonel tedbirleri alması hususunda pozitif yükümlülükleri olduğu ifade edilmiştir.
Bununla birlikte, Serhan Asker’in sunduğu Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar programında hakkında övücü ifadelerde bulunduğu Selahattin Demirtaş, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan" İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmış ve bu kapsamda 3713 sayılı Kanun'un 7/2, TCK'nın 53. maddesi uyarınca 4 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. İlgili karar Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2020/2619 E. ve 2021/2898 K. nolu "BDP il teşkilatı ve Halkların Demokratik Kongresinin 17.03.2013 tarihinde ortaklaşa düzenlemiş oldukları Nevruz etkinliğinin yapıldığı alanda; sanığın konuşması sırasında sözde PKK bayraklarının ve örgüt elebaşı Abdullah Öcalan’ın posterlerinin açıldığı, etkinliğe çok geniş bir kitlenin katıldığı ve hatta bazı televizyon kanalları tarafından canlı yayın yapıldığı, sanığın böyle bir ortamda konuşmasında “...Ben bu vesileyle ..., ..., ... arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi saygı ile anmak istiyorum... Bir nöbet kulübesinde bir gece yarısı nöbet tuttunuz mu? Kandil'i dümdüz ederiz diyenler kendilerini davet ediyorum, omuzuna G-3 takıp gitsinler. Bir gece Gabar'da nöbet tutsunlar bakalım. Kandil dümdüz oluyor mu? Olmuyor mu?” şeklindeki söylediği sözlerin, PKK/KCK terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösteren ve teşvik eden ifadeler içerdiği, şehit kelimesini kullanarak örgütün amaçları uğrunda ölen kişilere kutsal bir değer atfedildiği, bu şekilde örgütün siyasi veya sosyal etkinliğini artırmak, örgütün başa çıkılması imkansız bir güç olduğu ve amacına ulaşabileceği kanaatini toplum üzerinde oluşturmak, halkın örgüte sempatisini artırmak ve aktif desteğini sağlamak amacı taşıdığı nazara alındığında; “PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunu işlediği gerekçesiyle mahkemece sanığın mahkumiyetine yönelik hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. " hükmü gereğince onanmıştır.
Program sunucusu Serhan Asker'in Selahattin Demirtaş ile birlikte cezaevinde bulunan ve hüküm giymiş kişiler hakkında "aynı zamanda cezaevinde tutuklu bulunan, özgürlük mücadelesi yapan herkesi de buradan kucaklıyoruz. Deprem bölgesinden bütün halkımızın selamlarını cezaevindeki özgürlüğünü arayan tutuklulara, hükümlülere gönderiyoruz." ifadeleri düşünüldüğünde Selahattin Demirtaş özelinde, özgürlüğünü arayan tutuklular ve hükümlüler adlandırması ile silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçunun meşru ve haklı olduğu algısının oluşturulabileceği böylece söz konusu ifadelerin terörün amaçlarına hizmet edecek nitelikte olabileceği değerlendirilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda, program sunucusu tarafından sarf edilen; "...Burada aynı zamanda Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde beşinci kitabını yazdı herhalde. Üretim üretim üretim, yazıyor Selahattin Demirtaş. Bize gönderdiği kitap "Dad". Öykü kitabı. Büyük bir keyifle okudum ben. Teşekkür ediyoruz bu inceliği düşündüğü için Sayın Selahattin Demirtaş'a. Aynı zamanda cezaevinde tutuklu bulunan, özgürlük mücadelesi yapan herkesi de buradan kucaklıyoruz. Deprem bölgesinden bütün halkımızın selamlarını cezaevindeki özgürlüğünü arayan tutuklulara, hükümlülere gönderiyoruz." şeklinde ifadelerle, silahlı terör örgütü propagandası yapmaktan hüküm giymiş olan kitabın yazarı hakkında övücü ifadelere yer verildiği, ayrıca yayında kitap tanıtımı yapmanın ötesine geçilerek terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek söylemlere de yer verildiği, nitekim terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılanan ve cezası onanan bir kişinin özgürlük mücadelesi veren bir birey olarak nitelendirilmesi ve daha sonra ilgili kişinin özgürlük mücadelesi yapan bir kahramanmış gibi gösterilecek ifadelere yer verilmesinin suçluyu ve suç örgütlerini övücü nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının takdiren beş (5) kez durdurulmasına, karar verilmiştir.
Bu itibarla;
-6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan; "Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.108.044,67 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde beş (%5) 155.402,00 Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 22.03.2023 tarih ve 2023/12 sayılı toplantısında alınan 19 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 18.03.2023 tarihinde saat 10:00’da yayınladığı "Görkemli Hatıralar" adlı program yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir... Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi İlhan TAŞCI’nın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy