RTÜK - Karar No: 174 - Karar Tarihi: 11.06.2013
Karar Dilini Çevir:



İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 22.05.2013 tarihli ve 1434 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
Kadırga TV logolu yayın kuruluşunda her gün muhtelif saatlerde sunuculuğunu Cavit Özdoğan'ın yaptığı ve Dr. Mustafa Eraslan ile Dr. Musa Demir'in konuk olarak katıldığı "Ab-ı Hayat" isimli bir sağlık programı banttan yayınlanmaktadır. 12.05.2013 tarihinde saat 12.05'te yayınlanan programda (Klip - Programın tamamı) Mustafa Eraslan modern tıbbın yetersizliğini şu sözlerle ifade etmiştir: "(12.13.25) Dr. Mustafa Eraslan: Diyelim ki 30 yaşında 40 yaşında hipertansiyon dediğiniz hastalığa yakalandınız... Ömür boyu biz buna diyet vericez... Ömür boyu diyet yani iyi bir çile çekicek. Başka, ömür boyu da ilaç vericez biz buna. Erkekse zaten iktidarsızlık yakında başlayacak, hatta bazılarında jinekomasti yani memelerin büyümesi de başlayacak... yani sadece bizim 10 gün 20 gün ölçtüğümüz tansiyon ile birlikte biz ömür boyu bir insanı diyete ve ilaca mahkum edicez. Şimdi soruyorum hipertansiyonun genelde sebebi ne, böbrek atardamarında küçük bir tıkanıklık değil mi... Günümüz tıbbı şunu bilsin, o damar her şekilde tarih boyunca açıldı, şu anda da açılabilir. Onu bilsin ve o işlemi uygulasın, o tıkanıklığı ortadan kaldırsın."
Program konuklarından Dr. Musa Demir ise, Dr. Mustafa Eraslan'ın yaptığı çalışmaları takip ettiğini, onun önerilerini bir doktor olarak hastaları üzerinde denediğini ve bunun sonucunda hastaların müthiş fayda gördüklerini şu sözlerle ifade etmiştir:
"(12.31.05) Dr. Musa Demir: Dr. Mustafa Eraslan bir ekoldür ve bir tarih yazıyor aslında. Tıbbın yeni bir başlangıcını belki yazıyor. Şimdi modern tıp ve geleneksel tıp diye bir ayrım yok aslında, olmaması lazım, doğru tıp vardır... Bundan 7 sene kadar önce, Mustafa abi ile zaman zaman çalışmalarından paylaşırdık böyle, sohbet ederdik. Musa dedi, yanık yaralarında, diyabet yaralarında, ayakta diyabet yaralarında şu önerilerimi hayata geçir dedi, hastalarına bakımını, pansumanını, önerilerimi söyle dedi, uygula dedi. Dedik tamam Mustafa abimizi biz tanıyoruz, çok iyi bir hekim.."
Yukarıdaki deşifrelerden de anlaşılacağı üzere, Dr. Mustafa Eraslan modern tıbbın hipertansiyon hastalığını iyileştirmede yetersiz kaldığını, hastaların ömür boyu diyet yapmak ve ilaç kullanmak zorunda bırakıldığını ve modern tıbbın damar tıkanıklığını açamadığını iddia etmiştir. Dr. Musa Demir ise Mustafa Eraslan'ın çalışmalarından övgüyle bahsetmiş ve onun önerileri sayesinde hastaların yaralarının iyileştiğini, kesilecek denilen ayakların kesilmekten kurtulduğunu, insanların bunlardan fayda gördüğünü, pek çok doktorun hastaları üzerinde Mustafa Eraslan'ın önerilerini uyguladıklarını ifade etmiştir."
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanunun 8/1-l bendi ile 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır
Gerekçe:Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "Sağlık sorunlarına alternatif çözümler" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür
Söz konusu kuruluşa 21.07.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 23.08.2011 tarih ve 2011/52 sayılı toplantısında alınan 28 nolu kararıyla6112 Sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının tekraren ihlali nedeniyle; Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, KADIRGA TV logosuyla yayın yapan ÖZ KARADENİZ TELEVİZYON VE RADYO YAYINCILIK TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan; “Gizli ticarî iletişime izin verilemez.” ilkesini tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Nisan 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 33.656,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin,kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine, Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verilmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy