RTÜK - Karar No: 17 - Karar Tarihi: 22.03.2023
Karar Dilini Çevir:



İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 21.03.2023 tarih ve 326 sayılı yazısına konu, HABER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 20.03.2023 tarihinde saat 23:00’da yayınladığı "Teke Tek Bilim" isimli program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
HABER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 20.03.2023 tarihinde saat 23:00’da canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Fatih Altaylı’nın yaptığı, "Teke Tek Bilim" adlı programda, program sunucusu ile konukları arasında geçen diyaloglarda; “Carl Sagan'ın isminden başka bir şey bilmediğim için...- Hayır hayır bana bak.- Hayır bir şey bilmediğin zaman konuşmak Türklerde çok şey ya. - Sen Carl Sagan'ı siktir et!- Aaa Tövbe estağfurullah.(Stüdyodaki gülüşmeler ekrana yansımaktadır)- Reklam arası, reklam arası.” şeklinde kaba ve argo ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Toplumdaki kültürel değişimler küçük etkileşimlerin bir sonucu olarak bir çığ gibi büyüyerek ortaya çıkmaktadır. Dünya tarihine bir göz atacak olursak, insanoğlunun bugün geldiği nokta mevcut konumun korunması ile değil toplumların kendilerini devamlı olarak değiştirmesinin ve geliştirmesinin bir çıktısı olarak karşımızda durmaktadır ve bu değişimlerin örneklerini görmek de mümkündür. Yine geçmişe bakıldığında dönemsel olarak değişimin tetikleyici unsurları, araçları çeşitlilik göstermektedir. Günümüzde ise televizyonun bu değişim ve dönüşüme ön ayak olan en önemli unsurlardan biri olduğu reddedilemez bir gerçektir.
Kitle iletişim araçları halkın kültürel ve toplumsal olmak üzere insanoğlunun sahip olduğu başlıca değerleri, yani kullandığı dili etkileme gücü yönünden en güçlü kaynak olarak değerlendirilmiştir. Aynı şekilde kitle iletişim araçları içinde bulundukları toplumlarda köklü davranış ve tutum değişikliklerine yol açarlar; bazı günlük davranışları, tüketim alışkanlıklarını, etik ve estetik değerleri etkilemektedirler. Değerler, kültür, bireysel ve toplumsal kimlikler kitle iletişim araçları vasıtasıyla her gün yeniden harmanlanmaktadır. Çünkü kitle iletişim araçları her gün insanlara yaşamlarını hangi değerler üzerine kurmaları gerektiğini söylemekte; her gün iyi-kötü, doğru-yanlış üzerine yeni değerler sunmaktadır.
Medya kendi başına bir eğitim aracı değildir, ancak medyanın eğitici özelliği göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle yayınlarda ölçülü bir dilin kullanımına özen gösterilmelidir. Medya için en önemli unsur olan reyting yani izlenme ve dinlenme oranı nasıl ki her biçimi ve içeriği belirliyorsa, benzer şekilde dil de hedef kitlenin özelliklerine uygun olarak seçilmelidir. Televizyon hitap ettiği kitle cinsiyet, yaş ilgi alanı ve statü gibi özellikler bakımından birbirinden oldukça farklı olması açısından homojen değil heterojen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle de kullanılan dilin doğru, anlaşılır ve akıcı olması büyük önem taşımaktadır. Kitlelere seslenen medya, özellikle daha çok genç dinleyicilere hitap edilen programlarda ölçülü dil kurallarına uyulmasını sağlamalı, yayıncılık anlayışını gözden geçirerek gençleri yanlış bir biçimde konuşmaya özendirmemelidir.
Yayın hizmeti veren kuruluşlar ülkedeki nüfuz alanlarını unutmamalı, toplumda infiale yol açabilecek durumlar veya söylemlere karşı yayınlarında bu şuurla hareket etmeli ve yayın hizmetlerini sunmalıdırlar. Yayıncı kuruluşlar ayrıca gençlerin ve çocukların mezkûr içeriklerden korunması için gayret etmeli; bireylerin dili düzgün ve doğru kullanarak, saygılı bir biçimde küfür ya da hakaret etmeksizin kendilerini ifade edebileceğini göstermeli; bu bilinci aşılamak ve toplumun değerleriyle çelişmemek şiarıyla yayınlarını hazırlamalıdır. Bununla birlikte dilimizin bilincimiz olduğu; yalnızca düşüncelerimizi yansıtan değil aynı zamanda onları geliştiren bir araç olduğu da unutulmamalıdır.
Araştırmalarda kitle iletişim araçlarında sıkça duyulan argo/küfür kullanımının zaman içerisinde bireyler tarafından kanıksandığı ve meşrulaştırıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim çocuklar bu nitelikteki hareketleri ve söylemleri görsel-işitsel medyada yer aldığı için normal kabul etmekte ve özellikle kaba, özendirici ve ödüllendirici biçimde sunulan olumsuz davranışları rol model olarak daha çok örnek almaktadır. Çiçek ve Yağbasan'ın yaptığı araştırmaya göre kitle iletişim araçlarında küfür ve argo kullanımının gençlerin küfür ve argo kullanımını yüksek düzeyde artırdığı tespit edilmiştir. Dilin kaba ve düzeysiz kullanımının da küfür ve argo kullanımı gibi çocuk ve gençler tarafından örnek alınacağı değerlendirilmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlenirildiğinde, ihlale konu programda, program konuğu tarafından sarf edilen; “..Sen Carl Sagan'ı siktir et!” şeklinde kaba ve argo ifadelerin, her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği bir saatte ekranda alenen yer almasını önleyecek herhangi bir ses kapama tekniği kullanılmaksızın açık bir şekilde yayınlanmasının kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı, ayrıca program sunucusunun küfür sırasında ve sonrasında herhangi bir özür niteliğinde cümle sarf etmediği, aksine stüdyoda konuklar dahil olmak üzere olay kahkahalarla karşılandığı ve bu durumu olumlar nitelikte olduğu kanaatiyle, mezkur yayında 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan; "...; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez" hükmünün ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.044.613,63 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 91.338,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “…8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy