RTÜK - Karar No: 15 - Karar Tarihi: 21.12.2022
Karar Dilini Çevir:



İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 12.12.2022 tarih ve 1813 sayılı yazısına konu, HABER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 28.11.2022 tarihinde saat 22:58’de yayınladığı "Teke Tek" isimli program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
HABER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 28.11.2022 tarihinde saat 22:58’de canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Fatih Altaylı’nın yaptığı, "Teke Tek" adlı programda, program sunucusu tarafından; “...O ayrı ama yani şimdi lan bu da kalktı, kendi sen ne s...msin ki Huntington falan demesinler şimdi millete de malzeme vermeyelim durduk yerde. Başka bir gün daha sağlıklı bir ortamda yazarak yaparım onu.” şeklinde kaba ve argo ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Dil, milletleri oluşturan ve birlikteliğini sürdüren en önemli unsurdur. İnsanlar ve toplumlar üzerinde bu kadar etkili olan basın ve yayın organlarının gündem oluşturma ve yönlendirme yönündeki etkilerinin başında da dil kullanımı gelir. Radyo ve televizyon gibi topluma hizmet eden, kamu görevi üstlenen yayın organlarında Türk dilinin kullanımı konusunda son derece dikkatli olunmalıdır. Kamuoyunu ilgilendiren, politika, haber, eğitim, din, bilim, spor gibi konularda halkın bu konuları kavrayış biçimi tamamen televizyonların yönlendirmesiyle şekillenmektedir.
Kitle iletişim alanında dil profesyonellerin başında kuşkusuz sunucu, spiker ve muhabirler gelmektedir ki özellikle bu mesleklere dili iyi konuşmanın temsilcileri olarak bakıldığından dili yanlış kullanma gibi bir lüksleri bulunmamaktadır; çünkü bu kişilere dilin temsilcisi gözüyle bakılır ve bu her ülkede böyledir."... "Konuşmanın temsilcisi olan sunucular önemli bir yerde dururlar; çünkü sunucuların ağızlarından çıkan her ses boşluğa değil, tek tek bireylerden oluşan toplumun kulağına gider. Televizyondaki dilin temsilcisi olan televizyon sunucularının dili en mükemmel biçimde kullanmaları beklenir. Bu açıdan sunucular, dilin temsilcisi olmalarından dolayı dil ile ilgili kullanımlarda kılavuz görevi görmektedirler.
Haziran 2008 tarihli Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'nda "Müstehcen ve Kaba Sözlerin Kullanılması" başlığı altında; "...Televizyon dizilerindeki karakterlerin kullandığı müstehcen, argo ve kaba kelimeler ertesi gün toplumun içinde hızla yayılmakta ve arkadaş grupları arasında tartışmalara sebep olmaktadır. Bazı çocuklar ve gençler söz konusu karakterleri kendilerine örnek alarak konuşmalarını ve hareketlerini taklit etmektedir. Böylece müstehcen, argo ve kaba sözlerin kullanımının yaygınlaşmasında televizyon ve sokak karşılıklı olarak birbirlerini beslemektedir." denilmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlenirildiğinde, Ihlale konu programda, program sunucusu tarafından; “…lan bu da kalktı, kendi sen ne s...sin ki..” şeklinde kaba ve argo ifadelerin, her yaştan izleyicinin ekran başında olabileceği bir saatte ekranda alenen yer almasını önleyecek herhangi bir ses kapama tekniği kullanılmaksızın açık bir şekilde yayınlanmasının kamusal sorumluluk anlayışı ile bağdaşmadığı kanaatiyle, mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde yer alan; "Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez" hükmünün ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2022 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 16.734.333,87 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 502.030,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “…8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir…” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP’in karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy