RTÜK - 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki; “Gizli ticari iletişime izin verilemez.” hükmünün ihlali. (KANAL ÇAY- KANAL ÇAY DİJİTAL TV VE RADYO HİZMETLERİ A.Ş.) - Karar No: 62
Karar Dilini Çevir:



İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 19.09.2013 tarihli ve 2567 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Kanal Çay TV logolu yayın kuruluşunda her gün muhtelif saatlerde sunuculugunu Cavit Özdoğan'ın yaptığı ve Dr. Mustafa Eraslan'ın konuk olarak katıldığı "Ab-ı Hayat" isimli bir sağlı programı yayınlanmaktadır. . Söz konusu programın 06/09/2013 tarihinde saat 11.19’da yayınlanan bölümünde, Dr. Mustafa Eraslan hastalıkların tedavisinde modern tıbbın yetersiz kaldığını ileri sürerek, modern tıbbın alternatif tıpla birlikte hareket etmesinin daha doğru olduğunu savunmakta ve sunucu Cavit Özdoğan da yer yer konuşmalara katkıda bulunarak Dr. Mustafa Eraslan'ın başarılarından bahsetmektedir.
Programın başlarında Dr. Mustafa Eraslan: "Bana göre dünya üzerinde her hastalığın şifası vardır. Şuanda bilsekte tedavisine bilmesekte. Bizim yaptığımız nedir? Bizim yaptığımız olay dünya üzerinde tarihte hiç kimse damarların açıldığını iddia edemedi ispatta edemedi. Biz hem iddia ederiz hem ispat ederiz. Kime göre bunu söylüyorum. Ben dünya üzerideki her doktora her insana bunu rahatlıkla söylerim. Amerika Birleşik Devletlerinden biri gelse söylese ne söylüyorsun sen ben onu elimin teresiyle onu iterim. Veya Türkiyeden biri çıksa dese ki veya çok çıkıyorlar. İşte damarlar açıldı diye bir iddianız var böyle bir şey olmaz dese ben onu redderim. Niye redderim kardeşim. Damarlar açılır. Damarların açılmaması Allah'ın Şafi ismine bir kere haşa aykırı. Şafi ismi her şeyi kuşatan her şeye şifa veren demek. Damar açılmıyorsa demek ki şifasını haşa veremiyor öyle şey mi olur. Biz dinimizin gereği inancımız gereği her hastalığın şifa bulacağına inanıyoruz. Ve ilmimiz gereğide bunları becerdik." şeklindeki sözleriyle modern tıbbın aslında hastalıkları tedavi sürecinde yetersiz kaldığı ve tek başına yeterli olmadığını ileri sürmektedir.
Daha sonra Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle tedavi olduğunu iddia eden Öner Dönmez isimli erkek programa telefonla bağlanmıştır. Kendisi, Mustafa Erasla'ın öneri ve tavsiyeleriyle iyi olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir: "Hocam 2006 da sol yumurtamda büyüme olduğunda başvurduğumda sol testis tümör tanısı kondu. Ameliyatla yumurtayı aldık. Patoloji sonuçları temiz geldi ve altı ay sonra kontrol önerildi. Altı ay sonunda böbreklerde ağrı ve istifra etmekrten dolayı başvurduk. 7,5 cm böbrekte tümör olduğu söylendi. Ardıdan kemoterapi uyguladık. Kemoteraopi sonucu tedavi olduk ve tekrar normal kontrole döndük. Kontrolden bir yıl sonra yaklaşık böbreğin damar yolunda 1,5 cm daha bir kitle olduğu söylendi. Akabinde bu tedavide bittikten sonra 2011 senesinde sağ yumurtada 4 cm ve parotik alanda 8,5 cm olmak üzere iki kitle daha tespit edildi. Ameliyatla sağ yumurtayı alacaktık ama ameliyata müsade olmadığı için diyalize girmek zorunda kaldık ve diyalize girdikten sonra amliyat olabildik. Ve bu süreçte beni tedavi etmek için başka bir hastaneye yönlendirdiler. Işın tedavisi almak için. Bu süreçte ışın tedavisi aldık ama fayda sağlamadı. 8,5 cm zilafım 11 cm ye çıktı.Karaciğer ve akciğer de metestas meydana geldi. Bu süreçte başka bir hastaneye yönlendirildik. Bu süreçte sizleri takip ediyoduk. Kemoterapi ile birlikte tavsiyenizi kullanmaya karar verdik. Çünkü olacağını söylüyodunuz ve gerçektende kemoterapi ile kullandığımızda etkili olduğunu gördük.11 cm 3 cm ye düştüğünü karaciğer ve akciğerdeki metestasın kalktığını gördük. 3 cm düştüğünde kemoterapinin beşinci gününde vücudun böbreklerin rahatsız olduğundan kemoterpiye devam edemedik. 3 cm ameliyatla almaya karar verdik. Ameliyat olmak için hastaneye yattığımızda iki ay sonra 2,5 cm düştüğünden ameliyatı iptal ettiler takip etme kararı aldılar. Bu süreçte takipte kitlenin tamamen ortadan kalktığını ve arada yapılan kontrol değerlendirmelerinde tamamen remisyon olduğuna karar verdiler ve şuan için iki aylık kontrole geçtik. Baya etkili olduğunu gördük bu süreçte. Ameliyatımız ve ışın tedavimiz iptal oldu." Öner Dönmez isimli vatandaş konuşmalarında Dr. Mustafa Eraslan'ın tedavisini övdüğü ve çeşitli hastalıklardan kurtulduğunu belirtmektedir.
Benzer şekilde programa telefonla bağlanan Mustafa Morbel Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle iyi olduğunu, "Hocamın tavsiyelerine uyarak üç seneden beri görüşmekteyiz. Yani devam etmekteyiz. Benim şikayetim kalp damarlarımda tıkanıklık vardı onu bitirmiş oduk o kapandı. İki defa kolestrol vardı oda bitti. Raporluydum onların raporlarını da iyileştiğimi söylediler. Karaciğer yağlanması vardı. O tamamen bitmemişte onda da düşme olduğunu söylediler.Durıum böyle hocam." şeklinde ifade ederek alternatif tıbbın faydalarından bahsettiği izlenmiştir.
Telefon bağlantısından sonra Mustafa Eraslan; "Ben birkaç cümleyle bakın kamu spotları var. KOAH diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizim Türkiyede artık çok sık görülen sigara ile birere bir ilişkisi olan başka sebeplerle ilişkisi olan önemli bir hastalık. İnsan hayatını cehenneme çeviren insanı yatağa bağlayan artık oksijen tüplerine bağlayan hastalık. Benim KOAH'lı çok hastam oldu. Ve şuanda bu hastalar yemin ederek söylüyorum maç yapıyorlar. Bildiğimiz futbol maçı yapıyorlar. Ankara'da Sanatoryumun orda iş yeri olan küçük bir büfesi olan bir hastam vardı. Sanatoryumdan yukarıya çıkarsanız ciddi bir yokuşu vardır. Tabi dolmuşa binerdi. Yukarıda bir cami vardı. Oraya giderdi. Şimdi bu hasta oraya yürüyor ya. KOAH'la ilgili sen kamu spotu yapıyorsun. Devlete burdan sesleniyorum. Sayın sağlık bakanına, sayın Cumhurbaşkanına, başbakana sesleniyorum. KOAH'la ilgili beş senedir anlatıyorum. Gelin benim fikrimi alın. Ben KOAH hastalarını KOAH nasıl gerileyceğini anlatayım ya. Bu kadar basit para istemiyorum sizden devletten pul istemiyorum sizden. Ben KOAH'ın nasıl ortadan kalkacağına nasıl o hastanın rahatlayacağına devletin ilaç sarfiyatının nasıl azalacağını anlatayım. Sonra o kamu Spotlarını gözden geçirmek lazım. Diyor ki işte neydi adam bitkisel ürün kullandı zayıflamak için hayatını kaybetti. Bitkisel ürünün içinde kimyasal koydular. Sen devlet olarak bunu görmedin, tedbirini almadın o kimyasal insanı öldürdü. Sen bununla ilgili program yapsana. Deki programında zayıflama ürününün içine kimyasal koymuşlar hayatını kaybetti. Yok damar açıcı bitkisel ürün bitkisel ürünler damarı açar. İnsana zarar veren bitkisel ürünün içine kimyasal koyan şarlatanlar. Bunları engellesene sen. Devletin yapacak olduğu budur. Başka bir şey değildir.Ben burdan iddia ediyorum bas bas bağırıyorum. Bitkisel ürünler damarı açar kardeşim. Kim ne derse desin açar. Bana dünya üzerindeki her doktor gelsin yalan söylüyorsun desin yanlış desin ben hepsini elimin tersiyle redderim iterim. Getirsinler yüz tane bin tane hasta getirsinler. Dünyada otorite olduğunu söyleyenler getirsin. Halkımız jüri olsun. Jüri başkanı sayın başbakan, cumhurbaşkanı olsun. Ve ben o hastaları tedavi edeyim." sözleriyle modern tıbbın yetersizliğe vurgu yaparak kendi çalışmlarının modern tıbba karşı üstünlüğünü iddia ettiği görülmektedir.
Yukarıdaki konuşmaların ardından bir VTR ekrana getirilmiştir.VTR'de Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle fitoterapiden fayda gördüğü iddia edilerek sağlığına kavuştuğuklarını söyleyen insanların görüntülerine yer verilmiştir.VTR'de konuşanların hepsi de Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleriyle sağlıklarına kavuştukları iddiasını özellikle vurgulanmaktadır.
Görüldüğü üzere programa telefonla katılan tüm konuklar Dr. Mustafa Eraslan'ı övmekte ve Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleri ile kendilerinin ya da yakınlarının tedavi olduklarını iddia etmektedirler. Sunucu Cavit Özdoğan da yer yer konuşmalara katılarak Dr. Mustafa Eraslan'ın başarılarına vurgu yapmaktadır. Programda her ne kadar ürün ismi kullanılmamış olsa da, telefonla programa katılan kişiler, sağlık sorunlarına farklı sağlık kuruluşlarında çözüm bulamadıklarını belirterek, Dr. Mustafa Eraslan'ın tavsiyeleri ve programlardaki yönlendirmeleri sayesinde kendilerinin ya da yakınlarının şifa bulduklarını ifade etmektedirler. Ayrıca, program esnasıda 0212 634 99 99 no'lu telefon numarası sürekli ekranda görülmektedir. Söz konusu numara arandığında ise arayanların telefon numaraları alınmakta, Dr. Mustafa Eraslan'ın danışma hattından kendilerine dönüş yapılacağı söylenmektedir.
Söz konusu program yayını değerlendirildiğinde, Mustafa Eraslan'ın, izleyicileri modern tıbbın önerdiği tedaviler yerine alternatif tıbba ve bitkisel tedavi yöntemlerine yönlendirdiği, bu savını gerek kendi ifadeleriyle, gerekse programa bağlanan insanların ifadeleriyle desteklediği görülmektedir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yazılarından da hareketle, söz konusu program yayınının toplumun genel sağlığına zarar verebilecek davranışları teşvik ettiği; izleyiciyi yanıltıcı, istismar edici ve izleyicilerin sağlığına ve çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.” Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
KANAL ÇAY logolu yayın kuruluşu söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; '' Genel sağlığa ... zarar verecek davranışları teşvik edemez.'' ve 9'uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan '' Gizli ticari iletişime yer verilemez.'' hükmünü ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "Sağlık sorunlarına alternatif çözümler" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür
Söz konusu kuruluşa 02.08.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 23.08.2011 tarih ve 2011/52 sayılı toplantısında alınan 26 nolu kararıyla 6112 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.Bu itibarla; aynı fıkranın tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere KANAL ÇAY logosuyla yayın yapan KANAL ÇAY DİJİTAL TV VE RADYO HİZMETLERİ A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki; “Gizli ticari iletişime izin verilemez.” hükmününtekraren ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 21.879,69 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy