Rekabet Kurumu - Karar Sayı 20-06/69-38
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 20-06/69-38
Karar Türü: Menfi Tespit ve Muafiyet
Konu: Türkiye Bankalar Birliğinin 10.01.2020 tarihli “Ticari Borçlularla Bağıtlanan Yeniden Yapılandırma Sözleşmelerinde TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Tavsiye Kararı Taslağı” ile “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük Ölçekli Uygulama) Kapsamında Bağıtlanan Yeniden Yapılandırmalarda TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Karar Taslağı”na menfi tespit verilmesi ya da muafiyet tanınması talebi
Karar Tarihi: 23.01.2020

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2020-4-003 (Muafiyet)
Karar Sayısı : 20-06/69-38
Karar Tarihi : 23.01.2020
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Birol KÜLE
Üyeler : Arslan NARİN (İkinci Başkan), Adem BİRCAN,
Şükran KODALAK, Ahmet ALGAN, Hasan Hüseyin ÜNLÜ,
Ayşe ERGEZEN
B. RAPORTÖRLER : Esin AYGÜN, Buket ARI, Damla YAZ, Burçin GÜLEŞ
C. BİLDİRİMDE
BULUNAN : - Türkiye Bankalar Birliği
Temsilcisi: Av. Prof. Dr. İ. Yılmaz ASLAN
Gazi Umur Paşa Sok. Bimar Plaza 38/7-8 Balmumcu 34349
Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: Türkiye Bankalar Birliğinin 10.01.2020 tarihli “Ticari
Borçlularla Bağıtlanan Yeniden Yapılandırma Sözleşmelerinde TLREF Faiz
Oranının Kullanılmasına İlişkin Tavsiye Kararı Taslağı” ile “Finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük Ölçekli Uygulama) Kapsamında
Bağıtlanan Yeniden Yapılandırmalarda TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına
İlişkin Karar Taslağı”na menfi tespit verilmesi ya da muafiyet tanınması talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 13.01.2020 tarih ve 353
sayı ile giren bildirim üzerine düzenlenen 22.01.2020 tarih ve 2020-4-003/MM sayılı
Muafiyet/Menfi Tespit Raporu görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından “Ticari Borçlularla Bağıtlanan Yeniden
Yapılandırma Sözleşmelerinde TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin
Tavsiye Kararı Taslağı” ile “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması
(Büyük Ölçekli Uygulama) Kapsamında Bağıtlanan Yeniden Yapılandırmalarda
TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Karar Taslağı”nın 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun) 4. maddesi
uyarınca birer teşebbüs birliği kararı olduğu,
- Anılan teşebbüs birliği kararlarına, içerdikleri rekabet sınırlamaları nedeniyle
4054 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre menfi tespit belgesi verilemeyeceği,
- Söz konusu kararlara, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan bireysel
muafiyet koşullarını taşıdıkları gerekçesiyle, yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren
bireysel muafiyet tanınabileceği
belirtilmektedir.




20-06/69-38
2/19
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
G.1. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Hakkında Bilgi
(4) TBB, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (Bankacılık Kanunu) 79. maddesi
hükümlerine göre tüm mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının üye
olmak zorunda oldukları tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek
kuruluşudur. TBB, serbest piyasa ekonomisi ve tam rekabet ilkeleri çerçevesinde,
bankacılık düzenleme ilke ve kuralları doğrultusunda bankaların hak ve menfaatlerini
savunmak; bankacılık sisteminin büyümesi, sağlıklı bir şekilde çalışması, bankacılık
mesleğinin gelişmesi, bankacılık sektörünün rekabet gücünün artırılması amacıyla
çalışmalar yapmak; rekabetçi bir ortamın yaratılması ve haksız rekabetin önlenmesi
için gerekli kararları almak/alınmasını sağlamak, uygulamak/uygulanmasını sağlamak
amaçlarını gerçekleştirmek için kurulmuştur.
(5) TBB’nin yönetim kurulu üyeleri; T.C. Ziraat Bankası A.Ş. (Hüseyin AYDIN), Türkiye İş
Bankası A.Ş. (Adnan BALİ), Türkiye Halk Bankası A.Ş. (Osman ARSLAN), Türkiye
Garanti Bankası A.Ş. (Ali Fuat ERBİL), Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. (Gökhan ERÜN),
Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. (Abdi Serdar ÜSTÜNSALİH), Akbank T.A.Ş. (Hakan
BİNBAŞGİL), Türk Eximbank (Enis GÜLTEKİN), Türk Ekonomi Bankası A.Ş. (Ümit
LEBLEBİCİ), ING Bank A.Ş. (Pınar ABAY), Şekerbank T.A.Ş. (Erdal ERDEM), Odea
Bank A.Ş. (Dr. Mert ÖNCÜ), Citibank A.Ş.’den (Serra AKÇAOĞLU) oluşmaktadır.
G.2. Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarına (Çerçeve Anlaşma)
İlişkin Mevzuat Hükümleri
(6) Resmi Gazete’nin 19/07/2019 tarih ve 30836 mükerrer sayılı nüshasında 7186 sayılı
Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
yayımlanmış, mezkûr Kanun ile Bankacılık Kanunu’na eklenen Geçici 32. madde ile
Türkiye’de faaliyette bulunan banka, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve
finansman şirketleri ile aynı maddede tanımlanan diğer finansal kuruluşlarla kredi
ilişkisinde bulunan ve BDDK tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve
Anlaşmalar ile belirlenen borçluların, bu kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan
kredilere ilişkin olarak alınacak tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine
getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkân verilmesini
sağlamak amacıyla, dâhil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak
veya kısmen yeniden yapılandırmaya tabi tutulabileceği; bu madde uyarınca yapılacak
finansal yeniden yapılandırmalara ilişkin usul ve esasların BDDK tarafından çıkarılan
yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirleneceği;
bu madde hükümlerinin bu maddenin yayımı tarihinden itibaren iki yıl süreyle
uygulanacağı, bu süreyi iki yıl daha uzatmaya Cumhurbaşkanı’nın yetkili olduğu,
Çerçeve Anlaşmaların BDDK tarafından çıkarılan yönetmelik uyarınca TBB tarafından
hazırlanacağı ve alacaklı kuruluşlarca imzalanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
(7) Aynı maddenin devamında, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak
borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden
yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat
getirilmesinin şart olduğu; buna ilişkin değerlendirmenin bağımsız denetim
kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmalar kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa
sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi hâlinde alacaklı kuruluşlara
yaptırılacağı ve borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen
borçluların finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınamayacağı
düzenlenmektedir.
20-06/69-38
3/19
(8) Yine aynı madde kapsamında finansal yeniden yapılandırmalarda; kredilerin vadelerini
uzatmak, kredileri yenilemek, 13.12.2012 tarih ve 28496 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Kanunu’nun
(Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Kanunu) 9. maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilave kredi vermek, anapara, faiz, temerrüt
faizi, gecikme cezaları ve kâr payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı
indirmek veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek, teminat azaltmak,
anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel
amaçlı şirketler ile 30.12.2012 tarih ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6362
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na (Sermaye Piyasası Kanunu) göre kurulan yatırım
fonlarına aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik
etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya
tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer alacaklı kuruluşlar ve
alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirlerin
alınacağı ve finansal kiralama sözleşmelerine konu mallar için de 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanunu’nun 307. maddesi hükümlerinin kıyasen uygulanacağı belirtilmektedir.
(9) Çerçeve Anlaşmalara ilişkin bir başka düzenleme olan 15.08.2018 tarih ve 30510 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Finansal Sektöre Olan Borçların
Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik’te (Yeniden Yapılandırma
Yönetmeliği) yeniden yapılandırmanın esasları düzenlenmiştir. Anılan Yönetmelik
21.11.2018 tarih ve 30602 sayılı Resmi Gazete ile 12.09.2019 tarih ve 30886 mükerrer
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden
Yapılandırılması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile
yapılan değişiklikler sonucu nihai haline ulaşılmıştır. Yeniden Yapılandırma
Yönetmeliği’nin 1. maddesinde Bankacılık Kanunu’nun Geçici 32. maddesi uyarınca
yapılacak finansal yeniden yapılandırmalara esas Çerçeve Anlaşmaların
hazırlanmasına ve uygulamaya konulmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesinin
amaçlandığı ifade edilmektedir. Bahse konu Yönetmelik’in “Finansal Yeniden
Yapılandırmanın Kapsamı” başlıklı 4. maddesinde finansal yeniden yapılandırmanın,
Bankacılık Kanunu ve Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği hükümleri ile belirlenen
kapsam, usul ve esaslar dâhilinde borçlunun makul bir süre içinde borçlarını geri
ödeme kabiliyeti kazanabilmesi amacıyla yapıldığı belirtilmektedir.
(10) Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği’nin 5. maddesi ile alacakların, TBB tarafından
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ve Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Birliği'nin (FKB) görüşleri de alınarak hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar
kapsamında ve bu anlaşmaların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)
tarafından onaylanmasını takiben finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine
bağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılabileceği; yeniden yapılandırılacak
alacakların kapsamı, borçluların nitelikleri, asgari tutar ve şartları ve alacaklılar ile
borçlular arasında ayrı ayrı imzalanacak finansal yeniden yapılandırma
sözleşmelerinin asgari unsurlarının Çerçeve Anlaşmalarıyla belirleneceği; Çerçeve
Anlaşma kapsamında bir borçluyla yapılan sözleşmenin Çerçeve Anlaşmalarını
imzalayan alacaklı kuruluşların alacakların üçte ikisini oluşturan çoğunluğu tarafından
imzalanması halinde Çerçeve Anlaşmalarını imzalayan alacaklı kuruluşların tamamı
tarafından alacakların yeniden yapılandırılmasının zorunlu olduğu; borçlulara
doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar ile
Türkiye'ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşların finansal yeniden
yapılandırma sürecine katılmalarına ilişkin usul ve esasların Çerçeve Anlaşmalarıyla
belirleneceği ve bunların talepleri halinde alacaklı kuruluşların rızası ve kabul
nisaplarına bağlı olmaksızın finansal yeniden yapılandırmaya dahil olabileceği; diğer
20-06/69-38
4/19
alacaklıların sözleşmeye taraf sıfatıyla katılabilmesinin şartları, sözleşmelerin feshi ve
fesih halinde uygulanacak yaptırımların da Çerçeve Anlaşmalarda düzenleneceği
düzenlenmektedir.
(11) Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği'nin 6. maddesi uyarınca TBB tarafından hazırlanan
Çerçeve Anlaşmalarının alacaklı kuruluşların yetkili temsilcilerince kabul edilerek
imzalanacağı ve ölçek büyüklüğü ve sektörel faaliyet alanı bakımından farklı niteliklere
sahip borçluların nitelikleri itibarıyla gruplandırılarak her bir borçlu grubu için ayrı bir
Çerçeve Anlaşma hazırlanabileceği belirtilmektedir.
(12) Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği’nin “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve
Anlaşmalarının Asgari Unsurları” başlıklı 7. maddesinin ilk fıkrasında Çerçeve
Anlaşmalarda finansal yeniden yapılandırma sürecinin işleyişine ilişkin temel şart ve
esaslar, borçluların asgari nitelikleri, anlaşmaların taraflara yüklediği yükümlülükler,
anlaşmalara aykırılık halleri, alacaklılar ile borçlular arasında imzalanacak
sözleşmelerin asli unsurları ve taraflara yükleyeceği hak ve yükümlülüklerin asgari
çerçevesinin gösterileceği düzenlenmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise,
Çerçeve Anlaşmaları imzalayanların bu anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine
getirmemeleri halinde ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümüyle görevli olmak
üzere hakem kurulu oluşturulacağı; hakem kurulunun, TBB yönetim kurulunun
görevlendireceği tarafsız ve görevinin gerektirdiği, bilgi ve deneyime sahip üç kişiden
oluşacağı ve kararlarını en az iki üyenin aynı yöndeki oyu ile alacağı; Hakem Kurulunun
çalışma esas ve usulleri ile aldığı kararların hüküm ve sonuçlarının Çerçeve
Anlaşmalarda gösterileceği hüküm altına alınmıştır.
(13) Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği’nin 8. maddesi, TBB tarafından hazırlanan ve
taraflarca imzalanan Çerçeve Anlaşmalarının BDDK’nın onayına sunulacağını ve
bahse konu Kurulca onaylanmalarını müteakiben geçerlilik kazanacağını
düzenlemektedir.
G.3. Bildirime Konu Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşması (Büyük Ölçekli
Uygulama-BÖU) Kapsamında Bağıtlanan Yeniden Yapılandırmalarda TLREF Faiz
Oranının Kullanılmasına İlişkin Karar Taslağı (Karar)
(14) TBB tarafından banka ve diğer mali kurumlara 25 milyon TL ve üzerinde kredi borcu
bulunan şirketler için Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük
Ölçekli Uygulama) (FYYÇA-BÖU) ile 25 milyon TL’den az kredi borcu bulunan şirketler
için Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Küçük Ölçekli Uygulama)
olmak üzere iki ayrı Çerçeve Anlaşması Taslağı hazırlanmıştır. Finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük Ölçekli Uygulama) BDDK’nın 09.10.2019
tarih ve 8587 sayılı kararı ile onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşması’na (Küçük Ölçekli Uygulama) Kurulun 07.11.2019
tarih ve 19-38/564-233 sayılı kararıyla yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl süreyle
muafiyet tanınmıştır.
(15) FYYÇA-BÖU’nun “Anlaşma’nın Amacı” başlıklı II. maddesinde FYYÇA-BÖU’nun
amacının Bankacılık Kanunu’nun Geçici 32. maddesi ve buna ilişkin mevzuat uyarınca
Alacaklı Kuruluşlar’a borç geri ödemelerinde geçici sorun yaşayan veya sorun
yaşaması muhtemel görülen ticari kredi borçluları hakkında; bu borçluların kredi
borçlarının vadelerini uzatmak, kredilerini yenilemek, ilave kredi vermek, borçlarından
kaynaklı temerrüt faizinden/gecikme cezasından kısmen veya tamamen vazgeçmek,
borçlarını aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik
etmek, borçları borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında kısmen veya
tamamen tasfiye etmek, satmak, kredi borçlarına ilişkin olarak diğer Alacaklı Kuruluşlar
20-06/69-38
5/19
ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak şeklinde alınacak tedbirler
ile borçluların geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama
katkıda bulunmaya devam etmelerine imkân verilmesini sağlamak olduğu
düzenlenmektedir.
(16) Yine bu amaçların gerçekleştirilmesini teminen de tarafların misyonunun; ekonomiye
katma değer oluşturduğuna inanılan ve geçici olarak finansal ödemeleri aksayan
borçluların fon üretme kabiliyetleri de dikkate alınarak Alacaklı Kuruluşlar tarafından
uygun görülecek makul bir süre içerisinde ve makul koşullarla, gerek ekonomik
faaliyetlerine devam etmeleri, gerekse öngörülen süre içerisinde finansal kesime ve
kamu dâhil diğer alacaklılara olan geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerini
sağlamak olduğu belirtilmektedir.
(17) FYYÇA-BÖU’nun “Anlaşma’nın Konusu” başlıklı IV. maddesinde Çerçeve Anlaşma’nın
amaçlarının gerçekleştirilmesini sağlamak üzere; Finansal Yeniden Yapılandırma
(FYY) uygulanacak borçlulara ilişkin kriterlerin, Çerçeve Anlaşma kapsamında
öngörülen uzlaşma süreci için gerekli organizasyon yapısının, Alacaklı Kuruluşlar’ın
uyması gereken genel prensipler ile uygulama ve durumun korunması süreçlerine,
bağıtlanmış sözleşmelerin izleme kriterlerine ilişkin prensiplerin ve Finansal Yeniden
Yapılandırma Sözleşmeleri’nin (FYYS) içeriğinin belirleneceği düzenlenmektedir. Yine
gerekli görülmesi halinde Alacaklı Kuruluşlar’ın kendi aralarında yapacakları
sözleşmelere, Alacaklı Kuruluşlar ile FYYS’lerde taraf olabilecek diğer alacaklıların
aralarındaki ilişkilerin düzenlenmesine ve anlaşma sürelerine ilişkin esasların
belirleneceği ve Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği’nde belirtilen diğer hususların da
FYYÇA-BÖU’nun konusunu oluşturduğu ifade edilmektedir.
(18) FYYÇA-BÖU’nun “Finansal Yeniden Yapılandırma Uygulanacak Borçlular” başlıklı V.
maddesinde FYYÇA-BÖU’ya başvuru tarihi itibariyle Alacaklı Kuruluşlar’a olan
anapara (nakit ve gayrinakit) borç toplamı 25 milyon TL ve üzerinde olan borçluların
başvurabileceği düzenlenmekte olup, bir borçlu ya da borçlunun dâhil olduğu risk
grubundaki diğer borçluların bir bütün olarak veya kısmen yeniden yapılandırılabileceği
hüküm altına alınmıştır. Borçluların FYY kapsamına alınabilmesi için mali durumlarının
ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması veya yeni bir itfa planına
bağlanması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacaklarının tespit
edilmesinin şart olduğu ifade edilmekte ve haklarında iflas kararı bulunan borçluların
FYY kapsamına alınmayacağı düzenlenmektedir. İlgili borçluların öngörülen süre
içerisinde borçlarını ödeme kabiliyetini kazanıp kazanmayacağı yönünde
değerlendirme yapılacağı ve değerlendirme sonrasında, Alacaklı Kuruluşlar’ın alacak
tutarı bakımından 2/3’ünün ve en az iki Alacaklı Kuruluş’un olumlu görüşü
doğrultusunda borçlular için FYYS bağıtlanabileceği düzenlenmektedir.
(19) FYYÇA-BÖU’nun “Organizasyon Yapısı” VI. başlıklı maddesinde uzlaşma sürecinin
gerçekleştirilebilmesini teminen ve sürecin uygulanması aşamalarında görev yapmak
üzere Alacaklı Kuruluşlar’dan Yurt Dışı Kredi Kuruluşları ve Uluslarası Kurumlardan ve
Alacaklı Kuruşlar Konsorsiyumu’nun (AKK) kabulü halinde diğer alacaklılardan
oluşacak Alacaklı Kuruluşlar Konsorsiyumu oluşturulacaktır. Diğer alacaklıların
AKK’ya kabul edilebilmeleri için ilgili AKK’nın onayının yanı sıra bu kapsamda
yapılandırılacak borçluyla sınırlı olmak üzere Çerçeve Anlaşma’nın bir suretini
imzalayarak bu yükümlülükleri kabul etmeleri ve Lider Banka’ya vermelerinin yeterli
olduğu; AKK’nın diğer alacaklıları FYY’ye kabulünün, AKK’ya üye Alacaklı
Kuruluşlar’ın alacak toplamının 2/3’ünü ve AKK’ya üye Alacaklı Kuruluşlar’ın en az
ikisini temsil eden Alacaklı Kuruluşlar’ın aynı yöndeki kararıyla olacağı, Yurt Dışı Kredi
Kuruluşları ve Uluslararası Kurumların ise yeniden yapılandırma sürecine AKK’nın
20-06/69-38
6/19
rızasına ve karar nisaplarına bağlı olmadan dâhil olabileceği, bu kapsamda
yapılandırılacak borçluyla sınırlı olmak üzere Çerçeve Anlaşma’nın bir suretini
imzalayarak bu yükümlülükleri kabul etmeleri ve Lider Banka’ya vermelerinin yeterli
olduğu düzenlenmiştir.
(20) FYYÇA-BÖU’nun “Genel Prensipler ve Tarafların Yükümlülükleri” başlıklı VII.
maddesinde mevcut riskin yeniden ve borçlu bazında belirlenecek koşullarla vadeye
bağlanması, borçlunun ana faaliyeti ile doğrudan ilgili olmayan faaliyetlerinin tasfiyesi,
sermaye artırımı, yönetim değişikliği, halka açılma, iştirak ve varlık satışı, ortaklık
yapısının değiştirilmesi, şirket hisseleri/hisse senetleri üzerinde FYYS’yi imzalamış
olan alacaklılar lehine rehin ve/veya intifa hakkı tesis edilmesi, gerekli görülmesi
halinde başvuruyu yapan borçlunun ortak ve birinci derece akrabalarının mal
varlıklarının teminat olarak garameten Alacaklı Kuruluşlar’a verilmesi hususları dahil
olmak üzere bu maddede sayılmayan ancak ilgili borçlunun ekonomiye
kazandırılmasını teminen gerekli görülen değişiklikler yapılabileceği ya da
yapılmasının ilgili borçludan talep edilebileceği düzenlenmektedir. Aynı maddenin
devamında FYYS’nin imzalanmasından sonra gerek duyulması halinde Alacaklı
Kuruluşlar’dan biri veya daha fazlasının FYYS hükümlerine uymak koşuluyla borçluya
ek kredi kullandırabileceği belirtilmektedir.
(21) FYYÇA-BÖU’nun “Uygulama Süreci Prensipleri” başlıklı VIII. maddesinde FYY
sürecine alınabilecek borçluların; en yüksek alacaklı üç Alacaklı Kuruluş’tan birine
başvuruda bulunabileceği düzenlenmiştir.
(22) FYYÇA-BÖU’nun “Çerçeve Anlaşması’nın Süresi” başlıklı 13. maddesinde Çerçeve
Anlaşma’nın BDDK’nın onayından itibaren Bankacılık Kanunu’nun Geçici 32.
maddesinde belirtilen geçerlilik süresi içinde imzalanacak olan FYYS’ler için geçerli
olduğu hüküm altına alınmıştır.
(23) Hükümleri bu şekilde olan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük
Ölçekli Uygulama), BDDK’nın 09.10.2019 tarih ve 8587 sayılı kararı ile onaylanarak
yürürlüğe girmiştir. Sonrasında TBB tarafından hazırlanan bildirime konu karar taslağı,
FYYÇA-BÖU kapsamındaki borçluların yeniden yapılandırılmasında değişken faiz
oranının tercih edilmesi halinde belirli vadeli işlemlerde TL Referans Faiz Oranı
(TLREF) endeksli olarak uygulanacak faiz oranının belirlenmesine yöneliktir. Bahse
konu karar şu şekildedir:
“ Rekabet Kurumu’nun uygun görüşü alınmak kaydıyla;
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 32 nci maddesi ve T. C. Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Finansal Sektöre Olan Borçların
Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmeliği Uyarınca Birliğimiz tarafından
hazırlanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması’nın (Büyük
Ölçekli Uygulama) değiştirilmesini takiben işbu Çerçeve Anlaşma kapsamındaki
borçların yeniden yapılandırılmasında, değişken faiz oranının tercih edilmesi
halinde, 0-2 yıl vadeli işlemlerde TL Referans Faiz Oranı+1, 2-5 yıl vadeli
işlemlerde TL Referans Faiz Oranı+2 kullanılmasına karar verilmiştir.”
G.4. Ticari Borçlularla Bağıtlanan Yeniden Yapılandırma Sözleşmelerinde TLREF
Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Tavsiye Karar Taslağı (Tavsiye Karar)
(24) TBB tarafından 10.01.2020 tarihinde hazırlanan Tavsiye Karar, Finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) dışında
bankaların ticari borçlularıyla münferiden veya birlikte bağıtladıkları yeniden
yapılandırma sözleşmelerinde, uygulanacak nihai faiz oranı ilgili sözleşme taraflarınca
belirlenecek olmakla birlikte, değişken faiz oranının tercih edilmesi halinde, TLREF
20-06/69-38
7/19
endeksli faiz oranının kullanılmasının tavsiye edilmesine ilişkindir. Bahse konu karar
şu şekildedir:
“ Rekabet Kurumu’nun uygun görüşü alınmak kaydıyla
Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları (Büyük ve Küçük Ölçekli
Uygulamalar) dışında bankaların ticari borçlularıyla münferiden veya birlikte
bağıtladıkları yeniden yapılandırma sözleşmelerinde, uygulanacak nihai faiz
oranı taraflarca belirlenecek olmakla birlikte, değişken faiz oranının tercih
edilmesi halinde, TLREF endeksli faiz oranının kullanılmasının tavsiye
edilmesine karar verilmiştir.”
(25) Yukarıda bahsi geçen her iki kararda da gösterge faiz olarak TLREF’in kabul edildiği
görülmektedir. Bu kapsamda gösterge faiz olarak TLREF’in esas alınma gerekçesi
hakkında sunulan ilave bilgilerde özetle;
- Birleşik Krallık’ın Finansal Düzenleyici Otoritesi’nin (Financial Conduct
Authority), 2021 yılının sonundan itibaren LIBOR gösterge faiz oranının ilan
edilmesinin durdurulacağını; dolayısıyla sektör paydaşlarının finansal
durumlarının bozulmasından kaçınmak amacıyla LIBOR’a olan bağlılıklarını
ortadan kaldırmaları gerektiğini duyurduğu1,
- Bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası, TBB, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul
Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve Borsa İstanbul A.Ş. temsilcilerinden oluşan
TLREF Komitesi’nin, TLREF Kurallarını oluşturduğu,
- TLREF’in finansal türev ürünlerde, borçlanma araçlarında ve çeşitli finansal
sözleşmelerde dayanak varlık veya karşılaştırma ölçütü olarak kullanılabilecek
Türk Lirası kısa vadeli referans faiz oranı ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak
oluşturulduğu, TLREF’in temel amacının, Türk bankalarının kredi, likidite veya
diğer risklerin en az olduğu koşullar altında Türk Lirası borç alma/verme faiz
oranını ölçmek olduğu,
- TLREF’in hesaplanmasında, Borsa İstanbul Repo-Ters Repo Normal Emirler
Pazarı’nda saat 15:30’a kadar gerçekleşen, aynı gün başlangıç valörlü ve
sadece TL cinsi DİBS teminatlı gecelik repo işlemlerinin kullanıldığı, kendinden
kendine işlemler, takası Takasbank dışında yapılan işlemler, iptal edilen
işlemler ve özel işlem bildirimlerinin hesaplamalara dâhil edilmediği ve bu
işlemlerin dışında kalanların Hesaplamaya Dâhil İşlem olarak kabul edildiği
ifade edilmiştir.
(26) Bununla birlikte yine yukarıda bahsi geçen kararların uygulama alanının farklılaşıp
farklılaşmadığı, FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) ile bunlar dışında kalan
münferit yeniden yapılandırmalar arasındaki farklılıkların neler olduğu hususunda
tarafça sunulan ek bilgilerde özetle;
- FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) kapsamında yapılan yeniden
yapılandırmalar ile bunların dışında gerçekleşen yeniden yapılandırmalar
arasındaki temel farkın yasal mevzuat olduğu, FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli
Uygulamalar) kapsamındaki yeniden yapılandırmaların yasal mevzuata
uygunluk göstermesi gerektiği, ilaveten yasal mevzuat uyarınca düzenlenen
FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) kapsamında gerçekleştirilen
yeniden yapılandırmalarda, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici Madde

1
20-06/69-38
8/19
32 hükmünde sayılan teşvik ve vergi müstesnalarından faydalanılmasının
mümkün olduğu,
- Diğer taraftan, FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) dışında
gerçekleştirilen yeniden yapılandırmaların, FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli
Uygulamalar) kapsamına alınmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığı,
FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) kapsamında gerçekleştirilen
yeniden yapılandırmalar ile bunların dışında yapılan yeniden yapılandırmalar
arasında geçişkenliğin mevcut olduğu; bu doğrultuda, borçluların çerçeve
anlaşmalarında gösterilen başvuru yöntemini takip ederek, çerçeve anlaşmaları
kapsamına geçmeyi talep edebileceği ve tarafların mutabakatıyla kapsama
alınabileceği belirtilmiştir.
G.5. İlgili Pazar
G.5.1. İlgili Ürün Pazarı
(27) İlgili ürün pazarı; ürün özellikleri, fiyatları ve kullanım amaçları bakımından tüketici
tarafından ikame edilebilir sayılan bütün ürünleri kapsamaktadır. İlgili ürün pazarı
tanımında talep ikamesinin yanında, talep ikamesine eşdeğer etkisi olduğu durumlarda
arz ikamesi de hesaba katılmaktadır.
(28) Bankacılık sektörü, esas olarak tasarruf sahipleri ile kredi kullananlar arasında fon
transferi konusunda aracılık hizmetlerinin sunulduğu bir sektördür. Sunulan bu
hizmetler, çok sayıda alt hizmet koluna ayrılabilmekte ve bu bağlamda oldukça farklı
hizmet türleri aynı kurumlarca sağlanabilmektedir. Diğer bir ifadeyle aynı banka, talep
ikamesi açısından birbirine alternatif olamayacak çok sayıda hizmet sunabilmektedir.
Bununla birlikte düzenleyici işlemler sebebiyle bankaların hizmet verdiği alanlar
sınırlandırılabilmektedir. Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde mevduat bankası,
katılım bankası ile kalkınma ve yatırım bankası tanımlanmış; 4. maddesinde ise,
mevduat bankalarının katılım fonu kabulü ve finansal kiralama işlemleri; katılım
bankalarının mevduat kabulü; kalkınma ve yatırım bankalarının ise mevduat ve katılım
fonu kabulü gerçekleştirmesi yasaklanmıştır.
(29) Finans hizmetlerine yönelik Kurul kararlarına bakıldığında, kredi faaliyetlerinin genel
itibarıyla bireysel ve kurumsal krediler olarak iki ana başlıkta toplandığı görülmektedir.
Bireysel krediler tüketici, araç, mortgage kredileri gibi alt branşlardan oluşmaktayken;
kurumsal krediler ise, ticari işletmelere sunulan yatırım, finansman, yeniden finansman
ve benzeri kredilerden meydana gelmektedir.
(30) Aktarılan bilgiler çerçevesinde Kurul kararlarında ilgili pazarın en geniş tanımıyla
"bankacılık hizmetleri" şeklinde, yahut her bir ana hizmet türü baz alınmak suretiyle
"mevduat hizmetleri", "kredi hizmetleri" ve "kredi kartı hizmetleri" şeklinde ya da daha
alt segmentler bazında "kurumsal krediler", "konut kredileri" veya "KOBİ'lere sunulan
kredi hizmetleri" ve "bireysel ve ticari kredi hizmetleri" şeklinde belirlenebildiği
görülmektedir. Bununla birlikte "İlgili Pazarın Tanımlanmasına İlişkin Kılavuz”un 20.
paragrafında;
"... inceleme konusu işlem, gerek ürün gerekse de coğrafi açıdan olası alternatif
pazar tanımları çerçevesinde rekabet açısından endişeler yaratmıyor ya da
alternatif tüm tanımlar açısından rekabeti bozucu bir etki söz konusu oluyorsa
pazar tanımı yapılmayabilir.”
ifadesi yer almaktadır. Mevcut dosya kapsamında ilgili pazarın geniş ya da dar
tanımlanmasının dosya kapsamındaki değerlendirmeye bir etkisi bulunmayacağından
kesin bir ilgili ürün pazarı tanımı yapılmamıştır.
20-06/69-38
9/19
G.5.2. İlgili Coğrafi Pazar
(31) Dosya kapsamında incelenen kararlara konu Çerçeve Anlaşmalar, borç geri
ödemelerinde geçici sorun yaşayan veya sorun yaşaması muhtemel görülen ticari
kredi borçlularının çeşitli şekillerde borçlarının yeniden yapılandırılmasını
amaçlamaktadır. İlgili coğrafi pazar, anılan hizmetin Türkiye genelinde sunulacak
olması nedeniyle “Türkiye” olarak belirlenmiştir.
G.6. Değerlendirme
G.6.1. 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesi Açısından Değerlendirme
(32) 4054 sayılı Kanun’un 3. maddesinde teşebbüs; piyasada mal veya hizmet üreten,
pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik
bakımdan bir bütün teşkil eden birimler olarak, teşebbüs birliği ise; teşebbüslerin belirli
amaçlara ulaşmak için oluşturduğu tüzel kişiliği haiz ya da tüzel kişiliği olmayan her
türlü birlikler olarak tanımlanmıştır. TBB, Bankacılık Kanunu’nun 79. maddesi
hükümlerine göre tüm mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarının üye
olmak zorunda oldukları tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek
kuruluşudur.
(33) Rekabet hukuku literatüründe bu tür kuruluşlar “profesyonel meslek birlikleri” olarak da
tasvir edilmekle beraber, konuyla ilgili Kurul ve Danıştay kararları incelendiğinde,
rekabet hukuku bağlamında bir kararın teşebbüs birliği kararı olup olmadığının
değerlendirilmesinde teşebbüs birliğinin ekonomik hayata ilişkin kararlar alıp almadığı
hususu önem kazanmaktadır. Bu çerçevede, Bankacılık Kanunu’nun Geçici 32.
maddesi ve Yeniden Yapılandırma Yönetmeliği’nin 5. 6. ve 8. maddeleri uyarınca TBB
finansal yapılandırma çerçeve anlaşmalarını hazırlamakla görevlendirilmiştir.
(34) Bununla birlikte, TBB’nin 10.01.2020 tarihli “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve
Anlaşması (Büyük Ölçekli Uygulama) Kapsamında Bağıtlanan Yeniden
Yapılandırmalarda TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Karar Taslağı”, FYYÇA
-BÖU kapsamında bağıtlanan yeniden yapılandırmalarda değişken faiz oranının tercih
edilmesi halinde belirli vadeli işlemlerde TLREF endeksli olarak uygulanacak faiz
oranının belirlenmesine yöneliktir. Bu kapsamda ilgili kararın, yapılandırma
parametrelerinden faiz oranını ve bu doğrultuda yapılandırma sürecine esas unsurları
düzenlediği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede bildirime konu uygulamanın 4054 sayılı
Kanun kapsamında değerlendirilmesi gereken bir teşebbüs birliği kararı olduğu
sonucuna ulaşılmaktadır.
(35) Buna ek olarak, yine TBB tarafından alınan Ticari Borçlularla Bağıtlanan Yeniden
Yapılandırma Sözleşmelerinde TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Tavsiye
Kararı da FYYÇA (Büyük ve Küçük Ölçekli Uygulamalar) dışında bankaların ticari
borçlularıyla münferiden ya da birlikte bağıtladıkları yeniden yapılandırma
sözleşmelerinde uygulanmak üzere değişken faiz oranını tercih etmeleri halinde
TLREF endeksli faiz oranının kullanılmasının tavsiye edilmesine yöneliktir. Bahse konu
tavsiye karar yine bankalar tarafından FYYÇA kapsamında bulunmayan bireysel ya da
birlikte gerçekleştirilen yeniden yapılandırma süreçlerinde TLREF endeksli faiz
oranının kullanılmasına yönelik olduğu ve bu bakımdan bankaların vereceği kredilere
ilişkin olarak ekonomik faaliyetlerine etki eder nitelik taşıdığı değerlendirilmektedir.
(36) 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesinde, mal ve hizmet piyasalarında doğrudan veya
dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu
etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu
eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri yasaklanmaktadır. Aynı
maddenin (a) bendinde, “mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı
20-06/69-38
10/19
oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit
edilmesi” örnek olarak sayılmaktadır.
(37) Bildirime konu “Karar” ve “Tavsiye Karar”; TBB’ye üye teşebbüsler ve diğer alacaklı
kuruluşlar tarafından finansal yapılandırmaya esas teşkil edebilecek faiz oranının
beraberce belirlenmesini içermesi dolayısıyla ticari krediler hizmetleri pazarındaki
rekabeti etkileme potansiyeli taşımaktadır2. 08.01.2020 tarihi itibarıyla FYYÇA-BÖU’yu
imzalayan 24 banka ve 32 diğer finansal kuruluş olmak üzere toplam 56 Alacaklı
Kuruluş bulunmaktadır. Bildirim konusu Karar’ın, değişken faiz oranının taraflarca
tercih edildiği yeniden yapılandırma işlemlerinde TBB tarafından belirli vadeli
işlemlerde sabit bir faiz oranının kullanılmasını öngördüğü ve tarafları bağlayıcı nitelik
taşıdığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan Tavsiye Karar’ın da bankaların vereceği
kredilere ilişkin parametreleri belirlemeye yönelik olduğu, bu çerçevede bildirime konu
her iki kararın da, 4054 sayılı Kanun’un 4. madde kapsamına girebileceği; dolayısıyla
anılan kararlara aynı Kanun’un 8. maddesi çerçevesinde menfi tespit belgesi
verilmesinin mümkün olamayacağı kanaatine varılmıştır.
(38) Başvuru konusu Karar ve Tavsiye Karar 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında
rekabeti kısıtlayıcı nitelikte olabilecek bir teşebbüs birliği kararı olduğundan, söz
konusu uygulamaların, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen bireysel
muafiyet şartlarını taşıyıp taşımadığının ortaya konması gerekmektedir. İlgili Karar’a
ve Tavsiye Karar’a bireysel muafiyet tanınabilmesi için Kanun’un 5. maddesinde
sayılan iki olumlu iki olumsuz koşulun birlikte sağlaması gerekmektedir. Aşağıda her
bir karar bakımından ayrı ayrı yapılan değerlendirmelere yer verilmektedir.
G.6.2. İncelemeye Konu Karar’ın 4054 sayılı Kanun’un 5. Maddesi Açısından
Değerlendirilmesi
G.6.2.1. Malların Üretim veya Dağıtımı ile Hizmetlerin Sunulmasında Yeni
Gelişme ve İyileşmelerin ya da Ekonomik veya Teknik Gelişmenin Sağlanması
(39) Muafiyet incelemesinde ele alınan olumlu şartlardan ilki, malların üretimi veya dağıtımı
ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik
gelişmelerin sağlanması olup, bu hüküm çerçevesinde hangi hallerin ekonomik yarar
olarak kabul edileceği mevcut sistemin özelliklerine göre değişmektedir. Kısacası
etkinlik kazanımı olarak ifade edilebilen dağıtımda, üretimde vb. alanlarda
ekonomik/teknik gelişme ve kazanımlar, üretim ve dağıtım maliyetlerinin düşürülmesi,
kalitenin artırılması, malın arzında devamlılığın sağlanması, yeni piyasalara girişin
kolaylaştırılması ve yeni ürünlerin ya da üretim tekniklerinin bulunması gibi çeşitli
görünümler arz etmektedir. Bu kapsamda rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşmanın muafiyet
korumasından faydalanabilmesi için öncelikle rekabet üzerindeki olumsuz etkisini
bertaraf edebilecek düzeyde bir etkinlik kazanımı sunabilmesi gerekmektedir3.
(40) Bildirim Formunda FYYÇA-BÖU kapsamında gerçekleştirilen finansal yeniden
yapılandırmalarının temel amacının borçluların kredi borçlarına ilişkin olarak alınacak
tedbirlerle geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine, üretim, yatırım,
istihdam faaliyetlerini sürdürmelerine, dolayısıyla ekonomik büyümeye imkan vermek
olduğu ifade edilmiştir. Bundan başka, gerek reel sektör, gerekse mali sektör
kuruluşlarının, FYYÇA-BÖU’ya dayalı düzenlemelerin yapılması yoluyla bilançolarına

2 FYYÇA-BÖU kapsamında yapılandırma parametrelerine ilişkin olarak herhangi bir düzenlemede
bulunulmamıştır. Bildirime konu Karar ile yapılandırma parametrelerinden faize ilişkin belirlemeye
gidileceği açıklanmaktadır.
3 Muafiyetin Genel Esaslarına İlişkin Kılavuz (Muafiyet Kılavuzu), 22. paragraf.
20-06/69-38
11/19
düzen, sağlık ve şeffaflık kazandırılması, vergi tahsilatının artırılmasının sağlanması
Karar ile beklenen diğer etkinlik kazanımları olarak sunulmuştur. Karar’la birlikte
FYYÇA-BÖU kapsamında gerçekleştirilecek değişken faizli yeniden yapılandırmalarda
belirli vadelere göre TLREF’e dayalı faiz oranı öngörülmesinin ise yapılandırmaların
hızlandırılmasını ve düşük maliyetli olarak gerçekleştirilmesini sağlayacağı ifade
edilmiştir.
(41) Sorunlu kredilere bağlı zararların ekonominin tümü üzerinde olumsuz etkilerinin
bulunması borçların yeniden yapılandırılması gereksinimini doğurmaktadır. Zira
sorunlu kredilere tahsis edilen fonlar, daha yüksek getirili alternatif alanlara
yöneltilemediği gibi yüksek düzeyde idari ve hukuki giderlere de yol açmaktadır. Kredi
sorunlu bir hal aldığında banka tarafından şirketin durumuna bakılarak yeniden
yapılandırmaya gidilebilir. Burada amaç, banka açısından en verimli ve kısa sürede
kredinin kapatılmasıdır. Böylelikle ekonominin tümü üzerindeki olumsuz etkiler bertaraf
edilmekte ve sonuç olarak finansal darboğaz yaşayan firmaların gerek katma değer
yaratmaya devam etmeleri, gerekse öngörülen süre içerisinde mali kesime olan geri
ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri ve vergi tahsilatının artırılması
sağlanmaktadır.
(42) Dosya mevcudu bilgiler kapsamında finansal yapılandırma uygulamalarının, borçlu
firmaların faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlarken alacaklı firmalar tarafından
alacaklarının tahsiline imkân vermesi ve dolayısıyla mal ve hizmetlerin arzında
devamlılığın sağlanmasına hizmet edeceği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, 4054 sayılı
Kanun’un 5. maddesindeki ilk koşulun somut vaka özelinde karşılandığı
değerlendirilmektedir4.
G.6.2.2. Tüketicinin Bundan Yarar Sağlaması
(43) Muafiyetin ikinci şartı, ortaya çıkan etkinlik kazanımlarından tüketicilerin de yarar
sağlamasını aramaktadır. Muafiyet değerlendirmesi bakımından “tüketici” kavramı,
anlaşmadan etkilenen ilgili pazarlardaki mal veya hizmetlerin doğrudan veya dolaylı
tüm kullanıcılarını içerecek şekilde anlaşılmalıdır. Söz konusu ürünleri girdi olarak
kullananlar, yeniden satışını gerçekleştiren toptancılar ya da perakendeciler ve bayiler
tüketici olarak tanımlanabilir. Tüketici kavramı ürünün yalnızca nihai kullanıcılarını
içermemekte, yeniden satış amacıyla alım yapanlar da tüketici olarak
tanımlanabilmektedir. Tüketici, gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. 4. madde
kapsamında rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşmanın muafiyetten yararlanabilmesi için
anlaşma sonucunda ortaya çıkan etkinlik kazanımlarının, anlaşmanın rekabet veya
tüketiciler üzerindeki gerçekleşen veya potansiyel negatif etkisini tüketiciler
bakımından telafi etmesi gerekmektedir. Bu durumda genel prensip olarak anlaşmanın
tüketiciler üzerindeki net etkisinin en azından nötr olması beklenmektedir. Anlaşma
tüketicileri anlaşma gerçekleştirilmeden önceki durumdan daha kötü bir duruma
getiriyorsa muafiyetin ikinci şartı sağlanamaz5.
(44) Bildirim Formunda Karar ile tüketicinin elde etmesi öngörülen ilk fayda, kredi borçlarını
geri ödeyemeyen borçluların geri ödeme kabiliyetine kavuşturulması, böylelikle
borçluların hem sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirebilecek hem de faaliyetlerini
aksatmadan devam ettirebilecek olmasıdır. Bunun da tüketicinin seçeneklerinin
azalmamasını sağlayacağı ifade edilmiştir. Alacaklı kuruluşlar tarafından borçlu
hakkında finansal yeniden yapılandırma konusu alacaklara ilişkin olarak icra takibi
yapılmayacak olması, zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle hak kaybına yol

4 Benzer yönde bkz. 07.11.2019 tarih ve 19-38/564-233 sayılı Kurul kararı.
5 Muafiyet Kılavuzu, 42-44. paragraf.
20-06/69-38
12/19
açacak durumlar hariç olmak üzere, mevcut takiplere devam edilmemesi, yeni
takiplerin açılmayacak ve diğer yasal yollara başvurulmayacak olması, bu durumun
doğal bir sonucu olarak borçluların faaliyetlerine devam etmesinin mümkün olması
beklenen diğer faydalardır. Son olarak, kapasite kullanımının ve istihdamın arttırılması
ile benimsenen faiz oranına bağlı olarak yapılandırmanın düşük maliyetle
gerçekleştirilmesi de beklenen faydalar arasında sayılmıştır.
(45) Dosya mevcudu bilgiler çerçevesinde, yeniden yapılandırma uygulaması ile beklenen
faydaların mevcut rekabetçi yapının korunması ve tüketici tercihlerinin sınırlanmaması
bakımından önem taşıdığı, dolayısıyla söz konusu uygulamalar ile ortaya çıkan
gelişme ve iyileşmelerden tüketicinin yarar sağlayacağı ve bu itibarla muafiyetin ilgili
koşulunun sağlandığı kanaatine ulaşılmıştır.
G.6.2.3. İlgili Piyasanın Önemli Bir Bölümünde Rekabetin Ortadan Kalkmaması
(46) Bireysel muafiyetin üçüncü şartı, anlaşmanın pazarın önemli bir kısmında rekabetin
sınırlanmasına yol açmamasıdır. Anılan şarta göre, muafiyete konu anlaşmanın ilgili
piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmasına neden olmaması, bir
başka deyişle sağlanan ekonomik gelişme veya fayda ile tüketicinin bundan yarar
sağlaması durumlarının, rekabetin ortadan kaldırılması sonucunda elde ediliyor
olmaması gerekmektedir.
(47) Bu şarta ilişkin değerlendirmede esas olan ilgili pazardaki rekabetçi sürecin devamıdır.
İlgili pazardaki rekabetin tamamen ortadan kalkması halinde kısa vadeli etkinlik
kazanımları gerçekleşse dahi bu etkinlik kazanımları, inovasyonun azalması, fiyatların
artması ve kaynakların etkin kullanılmaması gibi uzun vadeli negatif etkileri telafi
edemeyecektir. Rekabetin ortadan kalkıp kalkmaması, anlaşmanın imzalanmasından
önceki rekabetin derecesine ve anlaşmanın rekabet üzerindeki kısıtlayıcı etkisine
bağlıdır. Anlaşmanın rekabeti kısıtlayıcı etkisi ne kadar çoksa ilgili piyasanın büyük bir
bölümü bağlamında rekabetin ortadan kaldırılması riski o kadar yüksektir. Bu şartın
karşılanıp karşılanmadığının analizi, pazardaki rakiplerin durumu, rakiplerin anlaşma
tarafları üzerinde oluşturduğu rekabetçi baskının seviyesi ve anlaşmanın mevcut
rekabetçi yapı üzerindeki etkisinin incelenmesini gerektirir. Değerlendirmede
pazardaki fiili rekabetin yanı sıra potansiyel rekabet de dikkate alınmalıdır6.
(48) Bildirim Formunda, Karar’da bahsi geçen faiz oranının alacaklı kuruluşlar ile borçlunun
değişken faiz oranını tercih etmesi halinde uygulanacağı, diğer bir ifadeyle, tarafların
birlikte müzakere etmek suretiyle sabit bir faiz oranı kararlaştırabileceği ifade edilmiştir.
İlaveten Karar’la faiz bakımından değişken faizin tercih edilmesi halinde TLREF’in
endeks olarak kullanılacağı, bu itibarla bahse konu faiz oranının bankaların etkisinden
arındırıldığı belirtilmiştir.
(49) Bildirim Formunda ayrıca yeniden yapılandırmanın gönüllülük esasına dayalı olarak
sorunlu kredilerin yeniden yapılandırılmasına yönelik olduğu vurgulanmıştır.
Dolayısıyla Karar’ın, banka veya diğer finansal kuruluşlarca tahsis edilecek yeni bir
kredinin tahsis koşullarını ve hizmetin satış fiyatını belirlemediği, daha önceden verilen
ve geri ödenemeyen kredilerin tasfiye şartlarına yönelik olduğu belirtilmiştir.
Uygulamanın yeni bir kredi verme işlemini konu edinmediği, yeni kredi tahsisi
pazarındaki rekabetin baki kaldığı vurgulanmaktadır. Banka ve diğer finansal
kuruluşların FYYÇA-BÖU’ya katılıp katılmamaya kendi iradeleri doğrultusunda karar
verdiği; borçluların da kendi ticari takdirleri doğrultusunda yeniden yapılandırmaya
başvurup başvurmamayı seçtiği açıklanmıştır. Bu çerçevede FYYÇA-BÖU
kapsamında yapılacak değişken faizli yeniden yapılandırmalar için Karar’la öngörülen

6 Muafiyet Kılavuzu, 54-56. paragraf.
20-06/69-38
13/19
faiz oranını uygun bulmayan borçluların, herhangi bir sınırlamaya maruz kalmaksızın
çerçeve anlaşmaları dışında yeniden yapılandırma yöntemini tercih edebileceği
belirtilmiştir.
(50) Dosya dairesinde ek kredi koşullarının neler olduğuna yönelik yapılan açıklamada,
FYYÇA-BÖU kapsamında, borçlunun faaliyetlerini sürdürebilmesi açısından gerekli
görülmesi halinde ek kredi verilmesine ilişkin koşulların da borçlu ve Alacaklı
Kuruluşlar’ın müzakeresi neticesinde belirleneceği vurgulanmıştır. Dolayısıyla TBB’nin
ek kredi koşulları üzerinde herhangi bir takdiri bulunmadığı ifade edilmiştir.
(51) Yapılan açıklamalar ve dosya mevcudu bilgiler kapsamında uygulamanın gönüllülük
esasına dayandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki TBB’ye üye 47 teşebbüs arasından 24
teşebbüsün anlaşmayı imzaladığı görülmektedir. Diğer yandan yeniden yapılandırma
süreci, TBB üyesi bankalar dışında Geçici 32. maddenin belirlediği şekliyle Alacaklı
Kuruluşlar’a yönelik olup Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri
Kanunu’nun 3. maddesinde geçen şirketleri, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış
olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşları, Türkiye’ye doğrudan yatırım
yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşları, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar
tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla Sermaye Piyasası
Kanunu’na göre kurulan yatırım fonlarını içermektedir. Nitekim toplamda 56 Alacaklı
Kuruluş tarafından anlaşmanın imzalandığı görülmektedir. Bu kapsamda ilgili pazarın
geri ödemelerinde geçici sorun yaşanan veya sorun yaşanması muhtemel görülen
ticari kredi alacaklarına ilişkin olduğu ve ilgili pazarda TBB üyesi kuruluşlar dışında da
çok sayıda oyuncu olduğu7 ve bunlardan sadece 56 tanesinin FYYÇA-BÖU’yu
imzaladığı anlaşılmaktadır.
(52) Bunun yanı sıra, yapılandırmaya esas borçların toplam krediler içerisindeki yeri
bakımından ise, Eylül 2019 itibarıyla yeniden yapılandırılan kredilerin toplam kredilere
oranının %(…..) olduğu bildirilmiştir8. Dolayısıyla uygulamanın hayata geçirilmesi ve
TLREF endeksli faiz oranının benimsenmesi ile ilgili pazarın önemli bir bölümünde
rekabetin ortadan kalkma ihtimalinin mevcut veriler çerçevesinde mümkün
görülmediği, dolayısıyla muafiyetin ilgili koşulunun sağlandığı kanaatine varılmıştır.
G.6.2.4. Rekabetin (a) ve (b) Bentlerindeki Amaçların Elde Edilmesi İçin Zorunlu
Olandan Fazla Sınırlanmaması
(53) Bireysel muafiyetin son şartı; anlaşmanın, anlaşma ile hedeflenen etkinlik
kazanımlarına erişmek için zorunlu olandan daha fazla sınırlayıcı olmamasını
aramaktadır. Bu paralelde ilk etapta, anlaşmanın bir bütün olarak kendisinin etkinlik
kazanımlarının gerçekleşmesi için gerekli ve zorunlu olup olmadığı, ikinci aşamada ise
anlaşmada yer alan tekil rekabet sınırlamalarının ayrı ayrı gerekliliği
değerlendirilmelidir9.
(54) Bildirim Formunda alacaklı kuruluşlar ile borçluların Karar’daki faiz oranı dışında sabit
bir faiz oranı belirlemek suretiyle yeniden yapılandırmayı kurgulamalarının mümkün
olduğu, bununla birlikte, özellikle 25 milyon TL ve üzeri borçlar bakımından alacaklı

7 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliği verileri uyarınca ilgili pazarda faaliyet
gösteren toplamda 94 teşebbüsün bulunduğu anlaşılmaktadır.
uyeleri/tum-liste-subeler-dahil/ (Erişim tarihi: 22.01.2020).
8 Bununla birlikte Eylül 2019 döneminde henüz FYYÇA -BÖU uygulanmaya başlamadığı için, bu dönem
öncesinde yeniden yapılandırılan kredilerin hepsinin Büyük Ölçekli Uygulama dışı yapılandırılmış
krediler olduğu, bankaların Aralık 2019 dönemine ait kesinleşmiş bilançoları açıklandığında, yeniden
yapılandırılmış krediler içinde Büyük Ölçekli Uygulama kredileri ve diğerlerini ayırmanın mümkün
olacağı ancak halihazırda bu verinin bulunmadığı belirtilmiştir.
9 Muafiyet Kılavuzu, 54-56. paragraf.
20-06/69-38
14/19
kuruluş sayısının fazla olmasının tarafların mutabakatını geciktirdiği açıklanmıştır.
Nitekim Ekim-Aralık 2019 dönemi içinde, FYYÇA-BÖU kapsamına (…..) adet firmanın
((…..) grup) alınmış olup, kapsama alınan firmalardan yalnızca (…..)’i ((…..) grup) ile
finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin bağıtlanabildiği ifade edilmiştir.
(55) Sonuç olarak, Bildirim Formunda birden fazla kuruluşa borcu bulunan borçluların
kredilerinin yeniden yapılandırılabilmesi ve ekonomik hayata devam edebilmeleri
ayrıca yeniden yapılandırma işlemlerinin hızlı ve etkin yürütülebilmesi bakımından
değişken faizler bakımından faiz oranının belirlenmesi işleminin gerekli olduğu
açıklanmıştır.
(56) Dosyaya konu uygulamadaki faiz oranının belirlenmesi ve olası etkilerine yönelik
olarak gönderilen ilave açıklamalara aşağıda yer verilmektedir:
“TLREF, faiz oranına göre sıralanan ve uç değerler atıldıktan sonra kalan
işlemlerden hacim ağırlıklı ortalama faiz oranı olarak aşağıdaki şekilde
hesaplanır;
a) İlgili iş gününde gerçekleşen tüm Hesaplamaya Dâhil İşlemler faiz oranına
göre küçükten büyüğe doğru sıralanır.
b) Sıralamada yer alan her faiz oranı seviyesinde gerçekleşen işlem hacimleri
toplanarak, Hesaplamaya Dâhil İşlemlerin toplam hacminin yüzde 15’ini
oluşturan en düşük faiz oranlı işlemler ile yüzde 15’ini oluşturan en yüksek faiz
oranlı işlemler uç değer olarak değerlendirilir ve sıralanmış verilerden çıkarılır.
c) Yüzde 15’lik dilimlerin uçlarında kalan işlemlerin yalnızca yüzde 70’lik dilime
düşen kısımları hesaplamalara dâhil edilir.
Hesaplamalar BIST Repo-Ters Repo Pazarı’nın açık olduğu günlerde yapılır.
Saat 15:30 itibarıyla olan veriler kullanılarak yukarıda açıklandığı şekilde
yapılan hesaplamalar sonucu bulunan değer tam iş günlerinde 15:50, yarım iş
günlerinde 12:35’de BISTECH Veri Yayın Sistemi aracılığıyla ilan edilir.
Hesaplanan değerin yer aldığı raporlar tam iş günlerinde 16:00’dan sonra, yarım
iş günlerinde 12:45’den sonra “DataStore”dan
() ve Borsa İstanbul internet sitesi,
“Veriler/TLREF Verileri” sayfasından paylaşılır.
TLREF Komitesi, TLREF oranının ve BIST TLREF Endeksi’nin hesaplanması
ve yayımlanmasına yönelik faaliyetleri gözetmek, piyasada meydana gelen
gelişmeleri, ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve talepleri göz önünde bulundurarak
kurallarda ihtiyaç duyulan değişikliklere ilişkin çalışmaları yürütmek amacıyla
oluşturulmuştur. Komite mevcut TLREF Kurallarını, TLREF’in temel amacına
uygun olarak hesaplanmaya devam etmesini teminen yılda en az bir kez gözden
geçirir. Komitede kararlar oy çokluğu ile alınır. Komite, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Bankalar Birliği,
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve
Borsa İstanbul A.Ş. temsilcilerinden oluşur.
Herhangi bir komite üyesi, Borsa İstanbul Repo-Ters Repo Piyasasında oluşan
gecelik repo oranına dayalı olarak açıklanan TLREF değerinin, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası para politikası uygulamaları veya diğer sebeplerle
etkin gecelik borç alma / borç verme faiz oranını hiçbir şekilde yansıtmadığı
veya bu orana ihmal edilemeyecek nispette uzak olduğu kanaatine varırsa, bu
kanaatini komiteye ivedilikle iletir. Komite bu kanaate mesnet teşkil eden savları
göz önünde bulundurarak oy çokluğu ile mutad metodolojinin ürettiği TLREF
değerini kabul eder ya da etkin gecelik borç alma / borç verme oranını temsil
eden yeni bir değeri TLREF değeri olarak kabul ve ilan eder.”
20-06/69-38
15/19
(57) Dosya kapsamında, TLREF’in T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası ve Borsa İstanbul A.Ş. başta olmak üzere kamu kurumlarının
gözetiminde hesaplandığı, TLREF’in TLREF Komitesi tarafından uluslararası
standartlara uyumlu olacak şekilde BIST bünyesinde oluşturulmuş olması ve
oluşturulurken organize piyasadaki işlemlerin referans alınmış olması nedeniyle
oldukça şeffaf ve güvenilir olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla TLREF’in, şeffaf ve
bankaların etkisinden arındırılmış nitelikte bir gösterge faiz oranı olduğu
vurgulanmıştır. Bundan başka, anılan belirlemenin makul olması bakımından ise
faizlerin düşme eğiliminde olması sebebiyle reel sektörde faaliyet gösteren borçluların
TLREF endeksli faiz oranını talep ettiği dikkate alındığında, borçluların makul olmayan
bir gösterge faiz oranını tercih etmesinin rasyonel olmayacağını söylemenin mümkün
olduğu, Türkiye’de politika faizinin, ticari kredi faizinin ve diğer faiz türlerinin
gerçekleşme seviyesi dikkate alındığında TLREF’in, piyasa koşullarını yansıtan ve
derinliğe sahip bir referans faiz oranı olduğu açıklanmıştır.
(58) Dosya mevcudu bilgiler çerçevesinde FYYÇA’ya esas parametrelere bakıldığında faiz
oranının tespiti bakımından Alacaklı Kuruluşlar’ı ve borçluları bağlayıcı hükümlerin yer
aldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte borçlunun bu uygulama kapsamında yeniden
yapılandırmaya gitmesinin özgür iradesine bağlı olduğu açıktır. Aynı şekilde Alacaklı
Kuruluşlar da kural olarak kendi rızaları çerçevesinde mezkûr uygulamaya dâhil
olmaktadır. Diğer yandan borcunun yeniden yapılandırılmasını isteyen borçlunun ve
Alacaklı Kuruluş sayısının fazlalığı karşısında yapılandırma sürecini her bir Alacaklı
Kuruluş ile ayrı ayrı kurgulamasının yapılandırmadan beklenen faydayı azaltacağı
görülmektedir. Kaldı ki borçlu sayısının da fazla olması karşısında alacaklılar
bakımından da söz konusu alacakların tahsili ve takibi yapılandırma uygulaması
kapsamında daha etkin olacaktır. Dolayısıyla bahsi geçen uygulama esaslarının FYY
sürecinin gerçekleşmesi bakımından 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesi bağlamında
muafiyet alabilmesi için rekabetin zorunlu olandan fazla sınırlanmaması koşulunu
sağladığı görülmektedir.
(59) Sonuç olarak, inceleme konusu Karar’ın TBB’ye üye teşebbüsler ve diğer alacaklı
kuruluşlar tarafından finansal yapılandırmaya esas teşkil edebilecek faiz oranının
beraberce belirlenmesini içermesi dolayısıyla ticari krediler hizmetleri pazarındaki
rekabeti etkileme potansiyeli nedeniyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında
değerlendirilebileceği anlaşılmıştır. Bununla birlikte aynı Kanun’un 5. maddesinde
öngörülen koşulların dosya mevcudu bilgi ve belgeler çerçevesinde bir arada
değerlendirilmesi sonucunda, bildirime konu uygulamanın malların üretim veya
dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik
veya teknik gelişmenin sağlanması ile tüketicinin bundan yarar sağlaması amaçlarının
elde edilmesi için rekabeti zorunlu olandan fazla sınırlamadığı ve ilgili piyasanın önemli
bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmasından bahsedilemeyeceği kanaatine
varılmıştır. Dolayısıyla, TBB’nin FYYÇA-BÖU kapsamında bağıtlanan yeniden
yapılandırmalarda değişken faiz oranının tercih edilmesi halinde belirli vadeli
işlemlerde TLREF endeksli olarak uygulanacak faiz oranının belirlenmesine yönelik
10.01.2020 tarihli Kararına yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel muafiyet
tanınabileceği sonucuna ulaşılmıştır.



20-06/69-38
16/19
G.6.3. Tavsiye Karar’ın 4054 sayılı Kanun’un 5. Maddesi Açısından
Değerlendirilmesi
G.6.3.1. Malların Üretim veya Dağıtımı ile Hizmetlerin Sunulmasında Yeni
Gelişme ve İyileşmelerin ya da Ekonomik veya Teknik Gelişmenin Sağlanması
(60) Bildirim Formunda Tavsiye Karar’dan beklenen etkinliklerin yeni bir kredi verilmesinden
ziyade var olan kredilerin geri dönüşünün sağlanması noktasında değişken faiz oranı
seçilmesi halinde TLREF’in gösterge faiz olarak kullanılması ile ortaya çıkacağı
belirtilmiştir. Nitekim TLREF’in öncelikli amacının, Türk bankalarının kredi ve likidite
risklerini elimine ederek faiz oranlarını ölçmek, bu yolla da faiz ve kur
dalgalanmalarından en az etkilenecek şekilde işlemlerini gerçekleştirmelerini
sağlamak olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, TLREF sayesinde dövizin yarattığı faiz
ve kur risklerinin dengelenmesi (hedge) işlemlerinin yurt içine taşınabileceği ve kredi
veren kuruluşların faiz risklerini yönetme noktasında kontrolü ellerinde
bulundurmalarını sağlayan değişken faizli borçlanmaları yolunda çeşitli faydalar
sağlanacağı ve aynı kontrolün borçluların da elinde bulundurmasının ekonomik
etkinliği artıracağı belirtilmiştir.
(61) Diğer yandan TLREF vasıtasıyla, yurt dışından Türk Lirası kaynağı sağlarken
karşılığında ekstra yabancı para gönderimi gerekliliğinin ve faiz risklerinin yönetimi
noktalarında, yabancı bankalar nezdindeki ekstra yabancı para likiditesine duyulan
ihtiyacın azalacağı vurgulanmıştır. Yine TLREF sayesinde, Türkiye’de yerleşik kredi
kuruluşlarının faiz ve kur riskini dengeleme (hedge) amaçlı SWAP işlemlerinin yurt
içinde gerçekleştirilmesini mümkün kılacağı, Türk Lirası cinsinden borçlanma ve
yatırımın teşvik edilerek Türkiye’de ulusal para kullanımının artacağı ve tek başına ülke
açısından büyük ekonomik risk yaratan dolarizasyon probleminin hafifletilebileceği
belirtilmiştir.
(62) Yukarıda yer verilen bilgiler kapsamında ilgili Tavsiye Karar’ın ülke kaynaklarının yurt
dışına aktarılmasının belirli derecede önüne geçerek Türk Lirası cinsinden verilen
kredilerin faiz riskini yönetmek için yurt dışında dolar tutulması zorunluluğunu
azaltabileceği, tüketim ve yatırım işlemlerinin kur ve faiz dalgalanmalarından çok daha
az oranlarda etkilenmesini sağlayabileceği, kredi veren Türk kuruluşların döviz
likiditelerini kullanmalarının önüne geçebileceği, döviz yerine uzun vadeli Türk Lirası
ile kredi kullandırılmasını mümkün hale getirebileceği ve sonuç olarak kredi
maliyetlerinde düşüş sağlayabilecek ortam oluşturabileceği nazara alınarak 4054 sayılı
Kanun’un 5. maddesindeki ilk koşulun karşılandığı sonucuna varılmıştır.
G.6.3.2. Tüketicinin Bundan Yarar Sağlaması
(63) Bildirim Formunda, FYYÇA uygulamaları haricindeki yeniden yapılandırmalarda
TLREF faiz oranının kullanılmasıyla genel anlamda ülke ekonomisinde sağlanacak
katkıya bağlı olarak tüketicilerin bu etkinlik kazanımlarından fayda elde edeceği
belirtilmiştir. Buna göre, özellikle ülke kaynaklarının yurt dışına aktarılmasının önüne
geçilmesi, yurt dışında dolar tutma zorunluluğunun azaltılması, tüketim ve yatırım
işlemlerinin kur ve faiz dalgalanmalarından etkilenme riskinin düşürülmesi, döviz yerine
uzun vadeli Türk Lirası ile kredi kullandırılmasına cevaz verilmesi ve kredi
maliyetlerinde olası düşüşlerin yaşanması, milli ekonominin gelişmesine katkı
sunacaktır. Bunun neticesinde Türk ekonomisi gelişebilecek ve döviz
dalgalanmalarının tüm piyasalar üzerinde yarattığı finansal bozulma etkileri
giderilebilecektir.
(64) Dosya mevcudu bilgi ve açıklamalardan; ortaya çıkması öngörülen etkinlik
kazanımlarının, özellikle piyasada faaliyet gösteren borçlu teşebbüslerin yeniden
20-06/69-38
17/19
yapılandırma sürecinde Türk Lirası üzerinden ve uzun vadeli kredi alma imkânına
kavuşmasına ve geri ödemelerde döviz dalgalanmalarından etkilenmelerinin
azalmasına yönelik olduğu değerlendirilmektedir. Böylelikle bu teşebbüslerin
piyasadaki faaliyetlerini sürdürmeleri sağlanarak tüketici tercihlerinin sınırlanmayacağı
ve sonuç olarak tüketicinin bundan yarar sağlayacağı anlaşılmaktadır. İlaveten,
mezkûr Tavsiye Karar, teşebbüslerin sunacakları mal ve hizmetlerin devamlılığını
sağlayarak fiyatlarda ve ürün çeşitliliğinde rekabetin sürmesine ve tüketicinin bundan
avantaj sağlamasına katkıda bulunacaktır.
(65) Bu çerçevede, incelemeye konu Tavsiye Karar’ın piyasadaki rekabetçi yapının
korunması ve tüketici tercihlerinin kısıtlanmaması bakımından önem taşıdığı,
dolayısıyla söz konusu uygulamalar ile ortaya çıkan gelişme ve iyileşmelerden
tüketicinin yarar sağlayacağı ve bu yönüyle muafiyetin mevcut koşulunun sağlandığı
kanaatine ulaşılmıştır.
G.6.3.3. İlgili Piyasanın Önemli Bir Bölümünde Rekabetin Ortadan Kalkmaması
(66) Bildirim Formunda Tavsiye Karar’ın; FYYÇA uygulamaları dışında bankaların
münferiden veya birlikte bağıtladıkları ticari kredilere ilişkin yeniden yapılandırma
işlemlerine yönelik olduğu, alacaklı kuruluş veya kuruluşlar ile borçluların yeniden
yapılandırmada değişken faiz uygulamayı tercih etmesi halinde gündeme geleceği,
bununla birlikte tarafların sabit faiz oranı belirleme tercihinde bulunmakta özgür olduğu
ifade edilmiştir.
(67) Diğer yandan, taraflarca belirlenecek nihai faiz oranının özellikle vade dikkate alınarak
TLREF üzerinden yapılacak azaltım veya artırımlar (-2, +1 gibi) ile belirlenecek olduğu
vurgulanmıştır. Diğer bir deyişle bu Tavsiye Karar’a konu olan husus nihai faiz oranı
değil gösterge faiz oranıdır. Buna ek olarak, yeniden yapılandırma sözleşmelerinin
bağıtlanma tarihlerinin birbirinden farklı olması sebebiyle her bir sözleşmenin
bağıtlanma tarihinde TLREF’in farklı bir orana tekabül edebileceği ve TLREF’in hangi
sürelerle güncelleneceğinin taraflarca tespit edileceği belirtilmiştir.
(68) Tavsiye Karar’ın kapsamı Bildirim Formunda, kredi türleri, gösterge faiz oranı ve ilgili
borç tutarı olmak üzere üç alt sınıf altında açıklanmıştır. Buna göre, Tavsiye Karar’ın
uygulama alanı bulabileceği kredi türleri ticari krediler olup, söz konusu ticari krediler
FYYÇA uygulaması dışında yeniden yapılandırmaya tabi kılınanlar olacaktır. Yine,
yeniden yapılandırmaya tabi tutulan ticari krediler arasından Alacaklı Kuruluş veya
Kuruluşlar ile borçluların değişken faiz uygulanmasını kararlaştırdığı yeniden
yapılandırmalar, Tavsiye Karar kapsamındadır. Dolayısıyla taraflarca sabit faiz oranı
belirlenen yeniden yapılandırmalar Tavsiye Karar kapsamında yer almayacaktır.
(69) Diğer yandan Tavsiye Karar’ın kapsamına ilişkin olarak bu Karar’ın uygulama alanı
bulabileceği borç tutarı bakımından herhangi bir sınır bulunmadığı, zira Tavsiye
Karar’la her iki çerçeve anlaşma dışında bankaların ticari borçlularıyla münferiden veya
birlikte bağıtladıkları yeniden yapılandırma sözleşmelerindeki değişken faiz
oranlarında TLREF’in gösterge olarak kullanılmasının önerildiği, dolayısıyla Tavsiye
Karar’ın uygulama alanı bulabileceği borç tutarının 25 milyon TL ve üzeri olabileceği
gibi, alt sınırı olmamak üzere çok daha düşük tutarların da olabileceği belirtilmiştir.
Diğer bir ifadeyle, borçlunun ödeme güçlüğü sebebiyle ödeme kabiliyetini kaybettiği ve
çerçeve anlaşmaları dışında, alacaklı kuruluşlarla yeniden yapılandırma
gerçekleştirmek üzere anlaşma sağladığı yeniden yapılandırmaya tabi ticari krediler
Tavsiye Karar’ın kapsamındadır.
(70) Bu doğrultuda, FYYÇA uygulamalarının temel olarak 25 milyon TL üzerindeki ve
altındaki ticari kredi borçları bakımından sırasıyla büyük ölçekli ve küçük ölçekli olarak
20-06/69-38
18/19
tabir edilen kategoriler dahilinde hayata geçirilmesinin öngörüldüğü, dolayısıyla 25
milyon TL altındaki ve üstündeki ticari kredilere ilişkin olarak miktar bakımından
Tavsiye Karar’ın kapsamına giren ticari kredilerin FYYÇA kapsamına da girebileceği
değerlendirilmektedir. Bu bakımdan Tavsiye Karar’a konu olabilecek ticari kredilerin,
koşulları karşıladığı ölçüde, FYYÇA kapsamında da yapılandırılabileceği
anlaşılmaktadır. Nitekim dosyaya sunulan açıklamalarla, FYYÇA (Büyük ve Küçük
Ölçekli Uygulamalar) kapsamında gerçekleştirilen yeniden yapılandırmalar ile bunların
dışında yapılan yeniden yapılandırmalar arasında geçişkenlik olduğu, bu doğrultuda,
borçluların çerçeve anlaşmalarında gösterilen başvuru yöntemini takip ederek,
çerçeve anlaşmaları kapsamına geçmeyi talep edebileceği ve tarafların mutabakatıyla
kapsama alınabileceği ifade edilmiştir.
(71) Dosya mevcudu bilgiler çerçevesinde, sonuç olarak tarafların sabit faiz oranı belirleme
tercihinde özgür olması, TLREF’in hangi sürelerle güncelleneceğinin taraflarca
belirlenebilmesi ve bahse konu kararın nihai faiz oranını değil, yalnızca gösterge faiz
oranını belirliyor olması dikkate alındığında Tavsiye Karar’ın piyasanın önemli bir
bölümünde rekabetin ortadan kalkmamasına ilişkin muafiyet koşulunu sağladığı
kanaati hasıl olmuştur.
G.6.3.4. Rekabetin (a) ve (b) Bentlerindeki Amaçların Elde Edilmesi İçin Zorunlu
Olandan Fazla Sınırlanmaması
(72) Bildirim Formunda önceki bölümlerde ele alınan etkinlik ve tüketici yararlarının
gerçekleşme ihtimalinin, TLREF gösterge faiz oranının kullanım yoğunluğuna bağlı
olduğu, kamu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından TLREF’in
kullanımının yaygınlaşmasına yönelik çalışma yapılmaması halinde etkinlik ve tüketici
kazanımlarının gerçekleşme ihtimalinin zayıflayacağı, piyasa aktörlerinin
desteklemediği ekonomi politikalarının reel sektör üzerinde önemli bir etki yaratma
kabiliyetinden uzak olacağı ifade edilmiştir.
(73) Bu nedenle TBB’nin, çerçeve anlaşmalar dışında gerçekleştirilecek yapılandırmalar
açısından TLREF’in kullanım yaygınlığını artırmak amacıyla Tavsiye Karar yöntemine
başvurduğu, kamu öncülüğünde yaratılan ekonomi politikasını destekleyici olarak
Tavsiye Karar kapsamındaki yeniden yapılandırmalarda TLREF’in kullanılmasının
tavsiye edildiği belirtilmiştir. Ayrıca, TBB tarafından tavsiye edilen TLREF gösterge faiz
oranının, ilgili kamu kuruluşları öncülüğünde geliştirildiği ve tamamen şeffaf kurallara
dayalı ve bankaların manipülasyonundan uzak bir yapıda olduğu vurgulanmıştır.
(74) Nitekim, TLREF faiz oranının kullanılması TBB tarafından yalnızca tavsiye edilmekte
olup, bu anlamda bahse konu kararın TBB üyeleri üzerinde herhangi bir bağlayıcılığı
bulunmamaktadır. Gerek Alacaklı Kuruluş veya Kuruluşlar gerekse borçlular, FYYÇA
dışında kalan yeniden yapılandırma sözleşmelerinde TLREF faiz oranını benimseyip
benimsememe noktasında tamamen serbesttirler. Bu bağlamda, Tavsiye Karar’ın
bireysel muafiyet analizine ilişkin son koşulu da karşıladığı kanaatine varılmıştır.
(75) Son tahlilde; TBB tarafından alınan Karar ve Tavsiye Karar’ın ayrı ayrı
değerlendirilmesi ve dosya mevcudu bilgi ve belgeler çerçevesinde, 4054 sayılı
Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen bireysel muafiyet koşullarının her iki karar
özelinde de karşılandığı ve bu bağlamda anılan teşebbüs birliği kararlarına bireysel
muafiyet tanınabileceği neticesine ulaşılmıştır.

20-06/69-38
19/19
H. SONUÇ
(76) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre,
- Türkiye Bankalar Birliğinin “Ticari Borçlularla Bağıtlanan Yeniden Yapılandırma
Sözleşmelerinde TLREF Faiz Oranının Kullanılmasına İlişkin Tavsiye Kararı
Taslağı” ile “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (Büyük Ölçekli
Uygulama) Kapsamında Bağıtlanan Yeniden Yapılandırmalarda TLREF Faiz
Oranının Kullanılmasına İlişkin Karar Taslağı”na 4054 sayılı Kanun’un 4.
maddesi kapsamında olmaları nedeniyle, aynı Kanun’un 8. maddesi,
çerçevesinde menfi tespit belgesi verilemeyeceğine,
- Söz konusu karar taslaklarına, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yer alan
koşulların tamamını karşılamaları nedeniyle, bireysel muafiyet tanınmasına
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı
yolu açık olmak üzere, OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir.







Full & Egal Universal Law Academy